The Amasya Archaeological Museum is an absolute gem that offers a captivating journey through Turkey’s rich history. Nestled in the picturesque city of Amasya, this museum is not only an architectural marvel but also a treasure trove of artifacts spanning thousands of years.
The exhibits are meticulously curated, showcasing an impressive collection of relics from the Hittite, Phrygian, Roman, Byzantine, Seljuk, and Ottoman periods. The displays are well-organized, with clear descriptions in multiple languages, making it accessible and educational for both local and international visitors. Among the standout pieces are the ancient coins, intricate jewelry, and beautifully preserved sarcophagi that give a glimpse into the lives of those who lived in this region long ago.
One of the most remarkable highlights is the mummified remains from the Seljuk period, which are both fascinating and haunting, providing a rare look at ancient burial practices. The museum also houses a beautiful garden with archaeological remnants, creating a serene and immersive atmosphere.
The staff is friendly and knowledgeable, always ready to answer questions or provide additional insights about the exhibits. The museum’s layout is thoughtfully designed, making it easy to navigate without feeling overwhelmed. The entrance fee is modest, making it an affordable cultural experience for all.
Whether you’re a history enthusiast, an archaeologist at heart, or simply someone looking to explore Amasya’s heritage, this museum is a must-visit. It’s a place where history comes alive and leaves you with a deeper appreciation for Turkey’s...
Read more1925’te kurulan Amasya Müzesi önceleri muhtelif binalarda hizmet vermiştir.
Fotoğraf: Official Turkish Museums
1980 yılında şimdiki modern binasına taşınan müzede Geç Neolitik Erken Kalkolitik Çağ’dan itibaren Tunç Çağı, Hitit, Urartu, Frig, İskit, Pers, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait 13 ayrı medeniyetin eserlerini bir arada görmek mümkündür.
Fotoğraf: Official Turkish Museums
Müze binasının batısında bulunan müze bahçesi içerisinde Hitit, Helenistik, Roma, Bizans, İlhanlı, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait taş eserler sergilenmektedir.
Daha önce Müzenin bahçesinde bulunan ve Selçuklu Sultanı I. Mesud’a ait olan türbe içinde sergilenen İlhanlılar Dönemi'ne ait 14'üncü yüzyıldan kalma mumyalar müze içerisindeki özel bir bölümde sergilenmektedir.
Fotoğraf: Official Turkish Museums
İlhanlıların Anadolu’daki hakimiyetleri döneminde Amasya’da nazırlık ve emirlik yapmış kişilere ve yakınlarına ait mumyaların bulunduğu bu bölüm, müzenin en ilgi çeken yerlerinden birini oluşturmaktadır.
Fotoğraf: Official Turkish Museums
Müzede ziyaretçilerin amatör makinelerle fotoğraf ve görüntü almalarına izin verilmektedir.
Amasya Arkeoloji Müzesi'nde Sergilenen Önemli Eserler
Kayı Boyu Damgalı Pencere Kanatları
Osmanlı döneminin önemli bir sancak merkezi olan Amasya il sınırları içerisinde tespiti yapılabilen tek Kayı boyu damgası Amasya Müzesindeki bu pencere kanatlarında yer alır. Konuya ahşap pencere kanatları üzerine işlenmiş Kapı boyu damgası özelinde bakıldığında ise buradaki uygulama, Osmanlı coğrafyasındaki tek örnektir.
Fotoğraf: Amasya Arkeoloji Müzesi
Bu pencere kanatları, 1486 tarihli Amasya II. Bâyezid Camiinden alınarak 02.11.2000 tarihinde Amasya Müzesine getirilmiştir.
Kanatların her biri 208 x 67 cm ölçülerinde ve 6,5 cm kalınlığında düzenlenmiştir. Kanatlar üçer pano halinde tanzim edilmiş, üst panolar yatay dikdörtgen alt panolar kare ve damga motifinin yer aldığı orta panolar ise dikine dikdörtgen şeklinde yapılmıştır. Sağ kanadın üst panosunda Farsça, Kâ’betü’l-u’şşâk bâşed în mekâm, sol kanadın üst panosunda ise Her ki nâkis âmed încâ şod temâm dizesi yazılıdır. Molla Cami tarafından yazılmış olan bu beyit Konya Mevlana Müzesi Hat Dairesinde yer alır ki, Türkçe “Âşıklar Kâbe’sidir bu makam, buraya noksan gelen tamamlanır.” anlamına gelmektedir.
Kayı damgasının yer aldığı orta pano 92 x 46 cm ölçülerindedir. I Y I sembolleriyle düzenlenmiş olan Kayı boyu damgası toplam 29,5 cm uzunluğunda bir alanı kaplamaktadır.
Fotoğraf: Amasya Arkeoloji Müzesi
Damganın sağında ve solunda yer alan I biçimli semboller, 8 cm yükseklikte ve 3 cm gövde kalınlığına sahiptir. Ortada bulunan Y biçimli sembol ise 13 cm yükseklikte ve yukarıya bakan kısmındaki iki uç arası da yine 13 cm genişliktedir. Kayı boyu damgası sonsuzluk prensibine göre ve ayrıca müsenna olarak da bilinen aynalı tarzda düzenlenmiştir. Söz konusu damga motifleri bu yönüyle dikkate değer bir şekilde vurgu yapılarak işlenmiştir.
Fırtına Tanrısı Teşup Heykelciği
Müzesinin arkeoloji bölünün Orta ve Geç Tunç Çağı vitrinlerinin arasında kendisine özel yapılmış bir vitrin içerisinde sergilenmektedir. “Bin Tanrılı Halk” Hititlerin tanrılar panteonun/topluluğunun Baş tanrısı Fırtına Tanrısı Teşup’un bronz heykelciğidir.
Fotoğraf: Official Turkish Museums
Teşup Heykeli, 1962 yılında Doğantepe Köyü Mesken Höyük'te yüzeyden 4 m derinlikte bulunmuştur. Doğantepe Köyü’nün bulunduğu alan Geç Neolitik-Erken Kalkolilitik Çağ’dan başlayıp Osmanlı Dönemi’nin sonuna kadar yerleşim görmüş bir höyüktür.
Arkeoloji literatürüne Amasya Heykelciği veya Hitit Fırtına Tanrısı Teşup heykeli olarak tanınan eser; Hititlerin Yukarı Ülkesindeki Hakmiş/Doğantepe’deki kült yerine tapınma için getirilmiş olabileceği gibi buradaki tapınağa ait bir heykel de olabilir. Bugünkü Doğantepe köyü Antik Hitit Kenti Hakmiş üzerine kurulmuştur. Hititlerin başkenti Boğazköy’e yaklaşık 150 km mesafede bulunan...
Read moreAmasya's museum is well worth a visit. Notable exhibits includes the famous statue of Amasya, Abrams figure of the Hittite God Teshub with pointed cap and huge almond-shaped eyes; wooden doors taken from the Gök Medrese Camii showing the progression between Seljuk and Ottoman carving; and displays on Ottoman crafts such as rope-making. English signage a good throughout.
The highlight though is the tiles Seljuk tomb in the garden which contains a unique collection of gruesome mummies dating from the ilkhan period. The bodies, mummified without removing the organs were discovered beneath the Burmalı Minare Cami. None of its for squeamish or young eyes but the remains of a baby girl disintegrated into 3 pieces, are particularly...
Read more