Merhaba arkadaşlar.Bu büyük eseri tek kelimeyle özetliyebilirmisin?deseler,cevabım kısa ve öz; "Muhteşem!" olurdu.İmkânlarım doğrultusunda bir çok tarihi eser görme şansım oldu,fakat hiçbiri beni Selimiye Camii kadar etkileyemedi.Bana sorarsanız dünyanın 7 hârikası yok,"Tek hârikası var,o da Selimiye" derim.Edirne'ye yakın bir şehirde yaşadığımdan Eseri birçok kez ziyaret ettim ve her gördüğümde aynı heyecan ve şaşkınlığı yaşıyorum.Tam bir tasarım ve sanat harikası.İşte şimdi oldu,ustalık eserim budur! derken yanıltmıyor Büyük Usta Mimar Sinan sizi.Bütün detayları en ince ayrıntısına kadar düşünmüş.Bırakın ülkemizde Mimarlık fakültesindeki öğrencileri,bütün dünyadaki mimar adaylarının bu eseri görmesi,incelemesi gerekli diye düşünüyorum.Türk Milleti olarak ne mutlu ki böyle bir yetenek yine bize nasip olmuş,tıpkı Ulu Önder Atatürk gibi..Yapının özellikleri ve farklılıkları çeşitli kaynaklarda ve internette mevcut.Bütün detaylara girip sizi sıkmak istemem.O yüzden size,beni şaşırtan ve cevap bulamadığım özelliklerden bahsetmek istiyorum.İçeri girer girmez sanki zaman tünelinden geçip o dönemi yaşıyorsunuz.Kubbe ve desenleri,renkleri büyüleyici.Ana Kubbenin 32m çapında olduğunu duyunca sadece şaşırmıştım,fakat tek parça ve bir bütün olarak yukarıya oturtulduğunu öğrenince "yok artık!" deyip dakikalarca kendime gelemedim.Düşünün,451 yıl önce(2019'da),tek parça halinde,tonlarca ağırlık ve 32m çapında!!Onu oraya neyle çıkartıp(55m),terazileyip,8 büyük payeli kemerlere eşit biçimde nasıl oturtursunuz,bölmeden,bir düşünün?Günümüzün kule vinçleriyle mi??Şaka gibi,ama değil.Cevabı ben bulamadım.işte hayranlığım burda başlıyor.Mesela Rahmetli; çalışmalar sırasında herkesi dışarı çıkartıp,sessizlik istermiş ve caminin çeşitli köşelerine geçerek tömbekisiz nargile kaynatarak(fokurdatarak) çıkan ses ile akustik dağılım testleri yaparmış 1620 m2 iç alanda.Duruma göre beğenmediği bir şeyler,yankılar duyduğunda,fark ettiğinde iyileştirme yapmış.Gerçekten de bir uçtan bir uca birbirinize seslendiğinizde herşeyi duyabiliyorsunuz,sesiniz her yerde bir tur atıyor sanki,bizzat denedim.Bu hakkatten çok ilginç.Her minarede 3 şerefe var ve her şerefeye ayrı çıkan,birbirinden bağımsız(!) merdiven var.Bu kimin aklına gelir ve planı nasıl çizerdiniz?Kilometrelerce uzaktan baktığınızda(tam hizalarsanız)2 minare varmış gibi görülüyor,yaklaştıkça 4 olduğunu anlıyorsunuz(muazzam hesaplanan paralelliği ve simetriği bi düşünün).Yapılan matematik ve fizik aritmetiği kusursuz ki günümüzde iç mimarî planı 2-3 katlı integralle yapılabiliyor.Gece mum ışığında,saatlerce hazırlanan,kafa yorulan bir planlama!!(düşünün,şerit metre bile yok).Kemerler,dev payeler,kubbeler,pencereler,sûtunlar,işlemeler,girinti ve çıkıntılar,taşlar,duvarlar,ahşap işçiliği,renkler,desenler,çiniler..Kalıplarla hazırlanan duvar ve zemin taşları nasıl bir harçla yapıldı ki halâ kemik gibi(üstelik demir-çeliksiz,çesansız)? İç duvar ve kemer yüzeyi çok pürüzsüz.Temelinde nasıl bir mühendislik dehası teknik uygulandı ki depremlerde etkilenmiyor yapı.Mermerlerdeki oymalar o ince işçilikler.Gerçekten kusur yok arkadaşlar.Süleymaniye Camii'ni de gördüm fakat beni Selimiye daha çok etkiledi..Özetlersek imkânınız varsa gidin,görün ve yaşayın.Tarifi mümkün değil çünkü..iyi gezmeler..Yorumumu beğendiyseniz ikonu işaretlemeyi...
Read moreGrand Selimiye Mosque is a beautiful baroque mosque built during the reign of Ottoman Sultan Selim III. The mosque was completed in 1805. My recommendation is first visit and have breakfast at the opposite Selimiye Bath, then stroll through the mosque's garden and finally contemplate the mosque's interior. The following text is from Wikipedia: ///
The building is notable overall for its high-quality stone decoration. The exterior is marked by the Baroque stone mouldings along its edges and the sculpted keystones of its arches, among other details. Inside, the mosque's marble minbar and mihrab are carved with rich Baroque motifs.The columns of the mosque's arcades have Ionic capitals. Characteristic of the 18th century are the small ornate birdhouses carved in stone on the mosque's corner...
Read moreCami, Selimiye adıyla anılan meşhur semttedir. Selimiye Kışla Sokağı, Şerif Kuyusu Sokağı, Selimiye Camii Sokağı ve Çeşme-i Kebir Sokağı ile çevrili geniş alanı kaplar. Camiin bu sokaklara açılan avlu kapıları vardır. Tak halinde ve harpuştalı olan bu kapıların biri hariç diğer üçünün de, iç ve dış alınlarına âyet-i kerimeler yazılmıştır. Şerif Kuyusu Sokağı'na açılan avlu kapısının yalnız dış yüzünde âyet bulunmaktadır. Bu kapıdan avluya girildiğinde, sağ tarafında abdest muslukları olduğunu görürüz. Bunun ön kısmı muvakkithanedir. Muvakkithanenin sol tarafında ise Selimiye Camii şadırvanı vardır. Kapının sol tarafında da helâlar bulunmaktadır. Muvakkithanenin kitâbesi yoktur. Camiin cümle kapısı Selimiye Camii Sokağı'na açılmaktadır. Arazi meylinden dolayı iki taraşı, zemini ve korkulukları kesme taş olan bir rampanın yardımı ile avlu kapısına çıkılmaktadır. Kapının iki yüzüne gayet güzel celî bir hat ile ayetler yazılmıştır. Tak halindeki bu büyük ve yüksek kapının üzeri kurşun kaplı olup tepesine küçük bir alem yerleştirilmiştir. Selimiye Kışlası Sokağı'na açılan avlu kapısının iki tarafında camiin hazîresi bulunmaktadır. Bu sokağa bakan avlu duvarına hâcet pencereleri açılmıştır. Selimiye Kışlası Sokağı ile Şerif Kuyusu sokaklarının birleştiği yerde, bugün meşruta ve çocuk kütüphanesi olarak kullanılan sıbyan mektebi vardır. Fevkânî olan bu yapının üst kısmı ahşaptır. Avluda bugün kullanılmayan çok büyük bir şadırvan bulunmaktadır. 4 x 2 adım boyutlarındaki bu şadırvan dikdörtgen tekne biçimindedir. Üzerini kalın bir kapağın örttüğü bu teknenin dört yüzünde toplam 12 musluk yeri vardır. Kitâbesi yoktur. Mabet hakkında Hadîka yazarı Hafız Hüseyin Efendi şu bilgiyi vermektedir: "Bânisi, Sultan Selim Han-ı Salis'tir. Eyüp camiini tecdid ve ihya buyurduktan sonra Bina Emini olan rical-i Devlet-i Aliyye'den Uzun Hüseyin Efendi bu camiye dahi Bina Emini tayin olunup 1216 (1801) senesi yapımına başlanıp, 1220 Muharreminin 5. günü (5 Nisan 1805) tamamen bitmiş olup ibadete açılmıştır. Sultan III. Selim'in sırkâtibi Ahmet Efendi Ruznamesi'ne göre, 23 Zilhicce 1216 (26 Nisan 1802) pazartesi günü, yapılan bir merasimle "Kavak Sarayı mahallinde ihya gerde-i şahane olan ta'limli asker kışlağı kurbınde bir camii şerif bina ve ihyası için" temel atılarak inşasına...
Read more