Afyonkarahisar veya eski ve halk arasındaki ismiyle Afyon, aynı isimli ilin merkezidir. Mermercilik ve gıda sektöründe Türkiye içinde ve dışında isim yapmıştır. Şehrin Afyon olan ismi, 2005 yılında Afyonkarahisar olarak değiştirilmiştir.
Yerleşimin eski adı Karahisâr-ı Sâhib'dir. Karahisar ismi, şehrin ortasında yükselen koyu renkli volkanik kayaların renginden ve üstünde bulunan hisardan gelir. Sâhib adı ise, Anadolu Selçukluları'nın son devirlerinde yaşayan ve Moğol istilası sırasında buraya gelen Sâhib Ata Fahreddin Ali'nin unvanından gelmektedir. Günümüzde kullanılan Afyon adı da bölgede eskiden beri büyük alanda yapılan haşhaş ekimine dayanmaktadır.
Kentin tarihi M.Ö. 3000 yılına kadar uzanmaktadır. M.Ö. 2000 ilk dönemlerinde Hattiler'in egemenliğinde bulunan yerleşim, M.Ö. 2. bin yılın ortalarında Hititler'in denetimine geçmiştir. Hitit devleti yıkılınca M.Ö. 1000 yılı dolaylarında yerleşim Frigler'in egemenliği altına girdi. Frigler döneminde kale içine "Akronium" ismi verilmiş daha sonra bu isim şehir içinde kullanılmaya başlanmıştır. M.Ö. 6. yüzyılın sonlarına doğru Frigler'in egemenliği bitmiş ve yerleşim Pers hakimiyetine geçmiştir. Pers egemenliği, M.Ö. 333 yılında Makedon Kralı III. Aleksandros'la yapılan İssos Savaşı'nda alınan yenilgiyle son bulmuştur. M.Ö. 30 yıllarından itibaren yerleşiminde içinde olduğu bölge Roma İmparatorluğu egemenliğine girmiştir. Romalılar döneminde yerleşim "Akroenos" adını almıştır. Roma İmparatorluğu'nun M.S. 395 yılında bölünmesiyle yerleşim Bizans İmparatorluğu topraklarında kalmış ve yerleşime "Akronion" ismi verilmiştir.
Afyonkarahisar mermer tesisleri ile, 2005 yılı itibarıyla büyüklü küçüklü 356 mermer işletmesinin faaliyet gösterdiği Afyonkarahisar'da, zengin ve kaliteli mermer yataklarının işletilmesi ve işlenmesi, sektörün hızla gelişmesini sağlamıştır. Gıda sektörü de gelişmiş durumdadır. Özellikle kaymaklı kadayıfı ve Afyon lokumu meşhurdur. Bunun yanında sucuk da diğer önemli gıda maddesidir. Ayrıca patates ve yumurta üretiminde de adını duyurmuştur. Afyonkarahisar konumuna ve nüfusuna oranla çevresindeki illere göre daha az sanayileşmiş durumdadır. Kalkınmada öncelikli yöre kapsamına girmesine rağmen ciddi bir yatırım almamıştır.
Ömer-Gecek, Hüdai, Heybeli ve Gazlıgöl termal alanları Kültür ve Turizm Bakanlığınca Termal Turizm Alanı olarak ilan edilmiştir. Bu kapsamda son yıllarda termal turizme yönelik olarak özel sektör tarafından birçok otel ve konaklama yerleri yapılarak hizmete girmiştir.
Şehirde Afyon Kocatepe Üniversitesi ve Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi olmak üzere iki üniversite bulunmaktadır. Bu üniversiteler Afyonkarahisar'da toplam üç yerleşkede eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir. 2015-2016 akademik yılında üniversite fakültelerinde 42.803 öğrenci öğrenim görmektedir.
Afyonkarahisar şehrini profesyonel liglerde, TFF 2. Lig'de yer alan Afjet Afyonspor futbol takımı ile Kadınlar 2. Ligi'nde yer alan Afyon İdmanyurdu kadın futbol takımının yanı sıra ING Basketbol Süper Ligi'nde yer alan HDI Sigorta Afyon Belediyesi Basketbol erkek takımı ve AXA Sigorta Efeler Ligi'nde yer alan Afyon Belediye Yüntaş erkek voleybol takımı temsil etmektedir.
Şehrin en büyük spor tesisleri: 15.000 kişilik Zafer Stadyumu ve 2.833 kişilik Prof. Dr. Veysel Eroğlu...
Read moreTake a dolmuş along Kurtulus Caddesi, the continuation of Bankalar Caddesi And eventually you will arrive at Afyon Archaeological Museum Near the intersection with Ismet Inonu Caddesi. Externally there is not much a distinguish this museum from many other run-of-the-mill local collections. However for once your money will be well spent since the collection here is both extensive and varied, with the Hittite, Phyrgian, Lydian and Roman finds among the most interesting. There are lots of marble statues a reflection of the fact that the marble quarries at what was then Dokimeon (now İscehisar) were the most important in Anatolia back then, as indeed they still are today. Outside, priceless chunks of marbles litter the ground like...
Read moreMüze kart ile giriş yapılıyor. Konum olarak çok iyi hemen yol kenarında şehirler arası yolunuz varsa hiç zorlanmadan vakit kaybetmeden giriş çıkış yapabileceğiniz bi yer. Ben tatilden İzmir'e dönerken ziyaret rotama ekledim, iyi ki gitmişim çok beğendim. Öncelikle müze çalışanları hakkında yazmak istiyorum çok kibarlar ve yardıma açıklar bi giriş bilgisi için aradım, bir de konum arka tarafa yüzme havuzunun ordan götürdüğü için otoparkı sormak için aradm hemen telefonu açıp detaylıca yardımcı oldular içeride de güler yüzle karşılayıp detaylıca yönlendirmeleri yapıyorlar bu kadar sıcak karşılama, samimiyet lüks mekanlarda yok yani, işleri rast gitsin teşekkür ediyorum kendilerine. Müze ise harika zaten yeni bir yapı içi harika dizany edilmiş, ışıklandırma sistemine hayran kaldım camekandan baktığınızda sadece eserleri görüyorsunuz hiç bir yansıma olmuyor iç mekan Loş ışık kat kat bölümler ayrılmış, asansör geniş ve aktif kullanılıyor, girişteki abinin anlatımıyla yerdeki mavi okları takip edip rahat gezdik. Çıkışta Küçük hediyelik eşya dükkanı var ancak yetersiz çok az ürün vardı alacak bir şey beğenemedim. Müzede Temizlik muazzam ne bir toz ne bir leke yok yani içi de, dış bahçesi, otoparkı da mis gibi çiçek bi müze. Duvarlarda her bölüm hakkında detaylıca anlatımlar mevcut ancak maalesef vaktim çok kısıtlı olduğu için detaylı incelemede bulunamadım 5. Kata da çıkamadım inşallah yolum düştüğünde ilk fırsatta tekrar gideceğim. Hafta içi ve ara tatil olmasına rağmen çok sakindi bence insanlar keşfetmeli, gitme imkanı olan herkes bu müzeyi görmeli. Eksik olan tek sey var, kafe büfe falan olmalı küçük bı müze değil çünkü detaylı inceleme için yarım gününüzü ayırmak gerek sonra da soluklanmak için bi mekan...
Read more