Altınköy Open Air Museum is an open air museum located in the Altındağ district of Ankara. This museum was built on a large area by Altındağ Municipality to emphasize and draw attention to the fact that rapidly developing cities and villages that are about to disappear are one of the most important problems of the 21st century. It was created by taking the village architecture, traditions and culture of the 1930s and 1950s as an example.1 Altınköy Open Air Museum, located on a 500-decare land; It was established to completely reflect village life, with the village coffeehouse, headman's office, stables, gardens and traditional Turkish type village houses. Museum; It fulfills not only a visual but also an educational and instructive function with the activities carried out in the village. In the village where natural and organic products are sold, the production and production stages of these products take place right before your eyes. The village mosque, suspension bridge, school, grocery store, mill, houses and streets are other structures in...
Read moreI had a very bad experience in this park. The nature is very nice, with very nice views, good for family and kids. In my case I went out of the park and left my family inside, with plan to return back after few hours. When I cam back, the security didn't let me in because the park is closed. People still inside, some people still going out. The security refuse to let me go inside to bring my family, he told call them in the phone, I explained to him that I tried to call them many time without success, Maybe due to battery down. The security talked to his manager, and they both have the same dicision, to not let me in... I felt the security was very happy to not let me in, during this time few turkish people went inside with no problem. I talked to security why he left them go, he didn't explained any thing. Then he become aggressive and talk very loudly...
I was waiting out side, until I saw my family coming side the car park..
I went to the police and record a claim, probably this will help to change the poor and bad behaviour.
No thanks to the...
Read moreBiz 4 kafadar kahvaltı yapma maksatlı yola koyulduk. Tesis Hakkari Dağ Komando Taburu eğitim arazisinden ilham alınmış olup. İçinizdeki komandoyu canlandıracak düzende yerleştirilmiş. Her Türk asker doğar hissini ıssız ve çamlıkların arasından terör kampına sızmaya gelen piyade askeri gibi adımlarla hissediyorsunuz. Merkez noktasına yine bir rampadan inerken karşınızda nostaljik bir görsel şölen beklerken belediyenin imar arazinden sökülüp en dandik marka boyalarla boyanmış odunları görüyor. Anlamsız kalabalığın içinde garipseyerek gözlemlerinize devam ediyorsunuz. Bu esnada açlığınız multi seviyeye ulaşmışken nerde olduğunu bilmediğiniz kahvaltı duraklarını arıyorsunuz. Geçen 20 dk sonrasında ufuktan bir sıra görüyor ve merakınıza yenik düşüp sıraya dahil olduğunuzda kahvaltı sırası için nüfus kontrolü yapıldığını anlıyorsunuz. Açlık oyunları edasında sırasını beklediği süreyi yedirmeyen maskülen dayıların çivileyici sesleri içerisinde “ benim daha sıram gelmedi mi?” Nidalarının arasında bekleyiş ve her an kaos ortamına müsaitliği düşünüp açlığınız yerine canınızı koruma çabanız baskınlaşıyor. Artık kurtlar sofrasındasınız. Belli belirsiz süre sonrasında masanıza geçince sone zone bölgenizde o kuyruk kısmını bi heyecanla izliyor olası çarpışmaları değerlendiriyorsunuz. Siparişi almaya geliyorlar ama Siparişi alan görevlilerin umrumda olmadığınızın bakışınıda buncabası .Aradan 30 dk geçtikten sonra adına serpme diyip saplama diye yorumladığımız kahvaltı geldi. Bir aşcıdan çok deney ürünü olan Yumurtasız menemen , içinde ne olduğunu mu 4 farklı jenerasyonun çözümleyemediği mezelerle keyiflendiğimiz sadece buranın saçmalığı havasıyla yediğimiz yemek oldu. Herşey yemekle bitmiyor. Hesabı öderken ısrarla 3 kişilik serpme kahvaltı istediğimizi söylememize rağmen 4 kişilik kahvaltı yazıldığı ve gelen serpmenin 2 kişilik olduğu saplama operasyonlarının başarılarını kutluyor cehennemde çayır çayır yanmalarını istiyoruz. Yediğimiz kazığın üstüne bir daha gelmemek üzere uzaklaşırken tesisin bir saçmalığını daha gördük. Tesis çalışanları günlük taze yumurta yemek için kurdukları kümesi (tavuk,kaz) diğer insanlar hiç görmemiş gibi izleyişleri izledik. Gezmek isterken yol kenarlarına ağaç dikmeyi düşünen ama yol üstünü düşünmeyen güneşin alnımızı yaktığı zamanda çevre mühendisinin bütün akrabalarını o kavurucu sıcakta her adımda yâd ettik. Bunca maraton sonunda at çiftliğinin tabelası değişiklik göstermesi ilgimizi çekmişken bi tur daha milletvekili yakınında koşturan yaverler gibi hızlı ama mazur adımlarla merakımızın peşinden gittik. Bir rampa 2 rampa derken dere tepe düz gittik. Sonunda kalaslarla ve çitlerle düzenlenmiş içinde 1 tay bir at olan o vahim görseli görüp Altındağ Belediyesine olan bütün ümitlerimizin...
Read more