Artvin'in Arhavi ilçesine 15 kilometre uzaklıkta bulunan, yoğun bitki örtüsüyle kaplı Kamilet Vadisi, 18. Yüzyıl'da inşa edilmiş Çiftekemer Köprüsü ve 92 metre yükseklikten akan Mençuna Şelalesi ile ziyaretçileri hayran bırakıyor. Doğa turizminde ilk akla gelen illerden biri Artvin'de yeşilin bin bir tonunu barındıran ormanlar ve zengin bitki örtüsüyle kaplı Kamilet Vadisi’nin ziyaretçileri bahar mevsimiyle birlikte her geçen gün artıyor. Vadi, 18. Yüzyıl'da moloz ve kesme taşlardan yapılmış Çiftekemer Köprüsü, tüm ihtişamıyla ziyaretçilerini karşılıyor. Ziyaretçiler, Mençuna Şelalesi'ne ise Çiftekemer Köprüsü'nü geçip 30 dakika yürüyerek etrafı yoğun bitki örtüsüyle kendisine hayran bırakan, görselliği ile kartpostalları aratmayan Mençuna Şelalesi’ne ulaşıyor. Yeşilin her tonunu barındıran Kamilet Vadisi, el değmemiş doğal ormanları, bitki çeşitliliği, dereleri, yaban hayatı, tarihi çifte köprüsü ve şelaleleriyle önemli bir turizm...
Read moreDört bir yanı etkileyici vadiler, gür ormanlar ve koruma alanları ile çevrili Artvin'in en özel doğa harikalarından biri de zengin bitki çeşitliliğiyle Avrupa'da korunması gereken önemli noktalardan biri olarak gösterilen Kamilet Vadisi. Türkiye'nin ender yağmur ormanı ekosistemlerinden biri olan vadi, 10.000’den tıbbi, aromatik ve endemik bitki türüne ev sahipliği yapıyor.
Dünyanın her yerinden bilim insanlarını ağırlayan ve el değmemiş güzelliğiyle doğa tutkunlarını büyüleyen Kamilet Vadisi’nde Mençuna Şelalesi gibi bölgenin en güzel şelalelerini keşfe çıkabilir, dereler üstüne inşa edilmiş taş köprülerde harika fotoğraflar çekebilir ve balık bolluğuyla ünlü dereler kenarında kurulmuş balık çiftliklerinde mola vererek taze balıklar tadabilirsiniz. Doğanın içinde unutulmaz bir gün geçirebileceğiniz yürüyüş yolları, seyir terasları ve mesire alanları gibi imkanlar da bulabileceğiniz Kamilet Vadisi, ülkemizin çok önemli ama az...
Read moreYemyeşil doğa içnde kıvrımlı bir yol ile ulaşıyorsunuz. Yol boyunca solunuzdan Orçi çayının eşliğinde çayın uğultusu kulaklarınızda mütevazi bir cafeye geliyorsunuz. Orada kısa bir mola verip taze demlenmiş çayınızı yanıbaşınızda bembeyaz köpük köpük akan çayın nağmesini dinleyerek yudumladıkran sonra asma tahta köprüden geçerken merdivenleri çıkmaya başlıyorsunuz. Yaklaşık onbeş dakikalık tırmanıştan sonra suyun sesini duyamaz oluyorsunuz. Tamamen ağaçlarla çevrili bir ormandasınız. Zaman zaman şırıldayarak akan çeşmeler ve kuş cıvıltıları arasında bir iki yudum su içip tekrar zorlu tırmanışa geçiyor onbeş dakika sonra suyun sesi artık yukarılardan, yakından gelmeye başlıyor. Biliniz ki artık finale ulaştınız. Ve birden sol yanınızdan suların yükseklerden kayalara çarpa çarpa alttaki büvete döküldüğünü görüp hemen fotoğraf çekmeye durursunuz. Bir köprü daha geçtikten sonra artık şelalenin suyunda serinleyebilir hatta...
Read more