HTML SitemapExplore
logo
Find Things to DoFind The Best Restaurants

Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi — Attraction in Darende

Name
Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi
Description
Nearby attractions
Kudret Havuzu
Zaviye, Hulusi Efendi Cd. No:77, 44700 Darende/Malatya, Türkiye
Nearby restaurants
Nearby hotels
Related posts
Keywords
Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi tourism.Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi hotels.Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi bed and breakfast. flights to Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi.Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi attractions.Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi restaurants.Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi travel.Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi travel guide.Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi travel blog.Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi pictures.Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi photos.Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi travel tips.Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi maps.Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi things to do.
Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi things to do, attractions, restaurants, events info and trip planning
Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi
TurkeyMalatyaDarendeSomuncu Baba Türbesi ve Külliyesi

Basic Info

Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi

Zaviye, Hulusi Efendi Cd. No:55, 44700 Darende/Malatya, Türkiye
4.8(3.5K)
Open 24 hours
Save
spot

Ratings & Description

Info

Cultural
Family friendly
attractions: Kudret Havuzu, restaurants:
logoLearn more insights from Wanderboat AI.
Phone
+90 422 615 15 00
Website
somuncubabaturbesi.com

Plan your stay

hotel
Pet-friendly Hotels in Darende
Find a cozy hotel nearby and make it a full experience.
hotel
Affordable Hotels in Darende
Find a cozy hotel nearby and make it a full experience.
hotel
The Coolest Hotels You Haven't Heard Of (Yet)
Find a cozy hotel nearby and make it a full experience.
hotel
Trending Stays Worth the Hype in Darende
Find a cozy hotel nearby and make it a full experience.

Reviews

Nearby attractions of Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi

Kudret Havuzu

Kudret Havuzu

Kudret Havuzu

4.2

(592)

Open 24 hours
Click for details
Get the Appoverlay
Get the AppOne tap to find yournext favorite spots!
Wanderboat LogoWanderboat

Your everyday Al companion for getaway ideas

CompanyAbout Us
InformationAI Trip PlannerSitemap
SocialXInstagramTiktokLinkedin
LegalTerms of ServicePrivacy Policy

Get the app

© 2025 Wanderboat. All rights reserved.
logo

Reviews of Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi

4.8
(3,514)
avatar
5.0
27w

Şeyh Hamîdüddin Aksarâyî ve Hamîd-i Velî adlarıyla da bilinir. Çağdaşı ve muhtemelen müridi Kemal Ümmî’nin bir mersiyesinden asıl adının Abdullah olduğu anlaşılan (Karabulut, s. 113) Şeyh Hamîdüddin kaynakların pek çoğunda Kayserili diye gösterilir (Lâmiî, s. 683; Mecdî, s. 74; İsmâil Hakkı Bursevî, s. 70; Harîrîzâde, I, vr. 172a). Abdurrahman el-Askerî ise Aksaray’da doğduğunu yazmaktadır (Mir’âtü’l-ışk, s. 204). Atalarının Türkistan’dan geldiği rivayet edilir. Hamîdüddin Aksarâyî ilk tasavvufî eğitimini babası Şeyh Şemseddin Mûsâ’nın yanında aldıktan sonra Dımaşk’a giderek zâhirî ilimleri öğrendi. Lâmiî, onun Dımaşk’ta Bâyezîdiyye Hankahı’nda uzun yıllar bir şeyhe hizmet ettiğini, Bâyezîd-i Bistâmî’nin ruhaniyetiyle terbiye edildiğini ve Üveysî olduğunu kaydeder. Diğer kaynaklarda ise asıl şeyhinin Safeviyye tarikatının pîri Safiyyüddin Erdebîlî’nin torunu Alâeddin Erdebîlî (ö. 832/1429) olduğu vurgulanmaktadır. Bu kaynaklarda, Hamîdüddin’in Dımaşk’ta iken aradığı iç huzuru bir türlü bulamayıp mürşid aramak için yola çıktığı, Tebriz yakınlarındaki Hoy şehrinde yaşayan Şeyh Alâeddin Erdebîlî’nin yanına gittiği, zikir meclisine katıldığı ve ona intisap edip tasavvuf yolunda büyük ilerlemeler kaydettiği belirtilmektedir (a.g.e., s. 203; Sarı Abdullah Efendi, s. 227; Lâ‘lîzâde Abdülbâki, vr. 129b-130a). Kemal Ümmî yukarıda zikredilen mersiyesinde Somuncu Baba’nın 815 (1412) yılında vefat ettiğini söyler. Bu bilgi doğru kabul edildiği takdirde onun şeyhi Alâeddin Erdebîlî’den on yedi yıl önce öldüğü sonucuna ulaşılmakta ve bu durumda Alâeddin Erdebîlî’nin değil, babası Sadreddin Erdebîlî’nin halifesi olma ihtimali kuvvet kazanmaktadır. Bununla birlikte Somuncu Baba’nın Alâeddin Erdebîlî’den hilâfet alması da mümkündür. İsmâil Hakkı Bursevî ise Alâeddin Erdebîlî’nin oğlu İbrâhim Erdebîlî’nin (ö. 851/1447) müridi olduğu kanaatindedir. Ancak kronolojik olarak bu çok zayıf bir ihtimaldir. Kaynakların Alâeddin Erdebîlî’yi bu kadar ön plana çıkarmış olmalarının sebebi Timur ile birlikte Anadolu’ya gelerek burada oldukça şöhret kazanmış olmasıdır. Hamîdüddin Aksarâyî, Erdebil Tekkesi’nde seyrüsülûkünü tamamladıktan ve bir süre inzivâ hayatı yaşadıktan sonra şeyhinin emriyle Anadolu’ya dönüp Bursa’ya yerleşti. Sarı Abdullah Efendi, Alâeddin Erdebîlî’nin Somuncu Baba’ya hilâfet verip Anadolu’ya gönderirken yanındakilere, “Diyâr-ı Acem’de emanet olarak bulunan esrâr-ı ilâhiyye onunla birlikte diyâr-ı Rûm’a intikal etti” dediğini rivayet eder (Semerâtü’l-fuâd, s. 230). Kaynaklarda yer alan ifadelerden Somuncu Baba’nın Bursa’ya geldiği ilk yıllarda pek ön plana çıkmadığı ve kendini halktan gizlemeyi tercih ettiği anlaşılmaktadır. Bu dönemde onun eşeğiyle ormandan odun getirip bu odunlarla ekmek pişirdiği ve ekmekleri sırtına yüklenerek sokak sokak dolaşıp “somunlar, müminler!” diyerek halka dağıttığı rivayet edilir (Lâmiî, s. 683; Mecdî, s. 75; Hoca Sâdeddin, II, 425; Sarı Abdullah Efendi, s. 231; Lâ‘lîzâde Abdülbâki, vr. 130b). Kendisine Etmekçi Koca veya Somuncu Baba lakabının verilmesi de...

   Read more
avatar
5.0
18w

Sıcak Malatya güneşinin altında, biraz soluklansam da...* derin bir nefes aldım. Önümde, taş duvarlarıyla zamana meydan okuyan, mütevazı ama bir o kadar da heybetli duran bir yer: Somuncu Baba Türbesi.* Kapısından içeri adımımı attığım anda, dışarıdaki şehrin gürültüsü anında kesildi sanki. Yerini, huzurla dolu, dingin bir sese bıraktı: Fısıldayan dualar, hafifçe hışırdayan sayfalar ve içime işleyen, asırlık ahşabın misk gibi kokusu.

"Hoş geldin evladım," der gibiydi her köşesi. Burası benim, Şeyh Hamza, ama daha çok Somuncu Baba diye tanınırsınız sizler. Hayatımı, ekmeğimi, bilgimi paylaşmaya adadığım yerin kalbi burası işte. Kubbesi başımın üstünde, sanki gökyüzüne açılan bir pencere gibi.

Duvarlarda asılı levhalar... Ayetler, hadisler, ism-i celaller. Gözüm bir kitabeye takıldı: "Hazret-i Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Kaddesallahu Sırrahu". İşte buydu benim kimliğim. Bursa'da fırınımda pişirdiğim ekmeklerle doyurduğum canlar, Yıldırım Bayezid'e yaptığım o meşhur hutbe... Hepsi bu ismin ardında saklı. Ama asıl önemli olan, burada bir soluklanmanız, içinizi dökmeniz.

Şu köşede oturmuş, gözleri kapalı, içten içe mırıldanan amcayı görüyor musunuz? Belki bir derdi var, belki şükrediyor. O pencere kenarında, elleri açık dua eden genç kadın? Umut dolu. Burası sadece bir mezar değil; dertlerin bırakıldığı, yüreklerin hafiflediği bir liman. Ben sadece bir vesileyim. Asıl olan, buraya getirdiğiniz samimiyet.

Şu küçük mescide geçelim. Mihrabın önünde durdum. Bir zamanlar benim de kıldırdığım namazlar geldi aklıma. Şimdi burada, sizin namazlarınız yükseliyor semaya. O loş ışıkta, toz taneleri havada dans ederken, insanın içi doluyor. "Somuncu Baba, ruhuma bir gıda ver," diye geçirdim içimden. Çünkü biliyorum, benim adım "Ekmekçi Baba" demekti. Ruhun ekmeği de burada aranırdı.

Bahçeye çıkınca, ağaçların gölgesi serinletti. Malatya Ovası uzanıyor uzaklarda. Bu şehir (Aspozi derlerdi bir zamanlar) beni bağrına bastı, son nefesimi burada verdim. Şuradaki çeşmenin suyu hâlâ akar, içenlerin yüzünde bir tebessüm bırakır. Tıpkı fırınımdan çıkan sıcak ekmeğin, açları doyurduğunda bıraktığı gibi...

Dönüp son bir kez baktım türbeye. Taşlarında asırların izi, kapısında binlerce niyazın emeği vardı. "Elveda demek yok aslında," diye düşündüm. "Siz gidin, ama içinizdeki o huzur, o sıcaklık kalsın. Ben buradayım. Ekmek gibi, su gibi... İhtiyacı olan kalbe bir nebze gıda olmak için."

Ayakkabılarımı giyerken, içimde bir sıcaklık, bir hafiflik vardı. Malatya'nın sıcağı yeniden yüzümü okşadı, ama artık daha farklıydı. Çünkü Somuncu Baba'nın kapısı, gönlümün bir köşesine de açılmıştı sanki. Ve orada hep sıcak bir ekmek, serin bir su ve sonsuz bir...

   Read more
avatar
5.0
5y

Wonderful place full of spirituality. Your notice board states do not ask for help from person in the tomb( this is misleading & the sort of information I would find in Saudi).

The Awliyā of Allāh, interact with this Dunyā (world), even after their death, and they eliminate difficulties and help the needy. Those in grief and seek their help, are successful in reaching their objectives

And as Muslims we believe the ability to help anyone else is solely given by Allāh Almighty. No one can help, or do anything in general, without the consent and the...

   Read more
Page 1 of 7
Previous
Next

Posts

YALÇIN AKGÜLYALÇIN AKGÜL
Şeyh Hamîdüddin Aksarâyî ve Hamîd-i Velî adlarıyla da bilinir. Çağdaşı ve muhtemelen müridi Kemal Ümmî’nin bir mersiyesinden asıl adının Abdullah olduğu anlaşılan (Karabulut, s. 113) Şeyh Hamîdüddin kaynakların pek çoğunda Kayserili diye gösterilir (Lâmiî, s. 683; Mecdî, s. 74; İsmâil Hakkı Bursevî, s. 70; Harîrîzâde, I, vr. 172a). Abdurrahman el-Askerî ise Aksaray’da doğduğunu yazmaktadır (Mir’âtü’l-ışk, s. 204). Atalarının Türkistan’dan geldiği rivayet edilir. Hamîdüddin Aksarâyî ilk tasavvufî eğitimini babası Şeyh Şemseddin Mûsâ’nın yanında aldıktan sonra Dımaşk’a giderek zâhirî ilimleri öğrendi. Lâmiî, onun Dımaşk’ta Bâyezîdiyye Hankahı’nda uzun yıllar bir şeyhe hizmet ettiğini, Bâyezîd-i Bistâmî’nin ruhaniyetiyle terbiye edildiğini ve Üveysî olduğunu kaydeder. Diğer kaynaklarda ise asıl şeyhinin Safeviyye tarikatının pîri Safiyyüddin Erdebîlî’nin torunu Alâeddin Erdebîlî (ö. 832/1429) olduğu vurgulanmaktadır. Bu kaynaklarda, Hamîdüddin’in Dımaşk’ta iken aradığı iç huzuru bir türlü bulamayıp mürşid aramak için yola çıktığı, Tebriz yakınlarındaki Hoy şehrinde yaşayan Şeyh Alâeddin Erdebîlî’nin yanına gittiği, zikir meclisine katıldığı ve ona intisap edip tasavvuf yolunda büyük ilerlemeler kaydettiği belirtilmektedir (a.g.e., s. 203; Sarı Abdullah Efendi, s. 227; Lâ‘lîzâde Abdülbâki, vr. 129b-130a). Kemal Ümmî yukarıda zikredilen mersiyesinde Somuncu Baba’nın 815 (1412) yılında vefat ettiğini söyler. Bu bilgi doğru kabul edildiği takdirde onun şeyhi Alâeddin Erdebîlî’den on yedi yıl önce öldüğü sonucuna ulaşılmakta ve bu durumda Alâeddin Erdebîlî’nin değil, babası Sadreddin Erdebîlî’nin halifesi olma ihtimali kuvvet kazanmaktadır. Bununla birlikte Somuncu Baba’nın Alâeddin Erdebîlî’den hilâfet alması da mümkündür. İsmâil Hakkı Bursevî ise Alâeddin Erdebîlî’nin oğlu İbrâhim Erdebîlî’nin (ö. 851/1447) müridi olduğu kanaatindedir. Ancak kronolojik olarak bu çok zayıf bir ihtimaldir. Kaynakların Alâeddin Erdebîlî’yi bu kadar ön plana çıkarmış olmalarının sebebi Timur ile birlikte Anadolu’ya gelerek burada oldukça şöhret kazanmış olmasıdır. Hamîdüddin Aksarâyî, Erdebil Tekkesi’nde seyrüsülûkünü tamamladıktan ve bir süre inzivâ hayatı yaşadıktan sonra şeyhinin emriyle Anadolu’ya dönüp Bursa’ya yerleşti. Sarı Abdullah Efendi, Alâeddin Erdebîlî’nin Somuncu Baba’ya hilâfet verip Anadolu’ya gönderirken yanındakilere, “Diyâr-ı Acem’de emanet olarak bulunan esrâr-ı ilâhiyye onunla birlikte diyâr-ı Rûm’a intikal etti” dediğini rivayet eder (Semerâtü’l-fuâd, s. 230). Kaynaklarda yer alan ifadelerden Somuncu Baba’nın Bursa’ya geldiği ilk yıllarda pek ön plana çıkmadığı ve kendini halktan gizlemeyi tercih ettiği anlaşılmaktadır. Bu dönemde onun eşeğiyle ormandan odun getirip bu odunlarla ekmek pişirdiği ve ekmekleri sırtına yüklenerek sokak sokak dolaşıp “somunlar, müminler!” diyerek halka dağıttığı rivayet edilir (Lâmiî, s. 683; Mecdî, s. 75; Hoca Sâdeddin, II, 425; Sarı Abdullah Efendi, s. 231; Lâ‘lîzâde Abdülbâki, vr. 130b). Kendisine Etmekçi Koca veya Somuncu Baba lakabının verilmesi de bundan dolayıdır.
Ali OsmanAli Osman
Sıcak Malatya güneşinin altında, biraz soluklansam da...** derin bir nefes aldım. Önümde, taş duvarlarıyla zamana meydan okuyan, mütevazı ama bir o kadar da heybetli duran bir yer: **Somuncu Baba Türbesi.** Kapısından içeri adımımı attığım anda, dışarıdaki şehrin gürültüsü anında kesildi sanki. Yerini, huzurla dolu, dingin bir sese bıraktı: Fısıldayan dualar, hafifçe hışırdayan sayfalar ve içime işleyen, asırlık ahşabın misk gibi kokusu. **"Hoş geldin evladım,"** der gibiydi her köşesi. **Burası benim, Şeyh Hamza, ama daha çok Somuncu Baba diye tanınırsınız sizler.** Hayatımı, ekmeğimi, bilgimi paylaşmaya adadığım yerin kalbi burası işte. Kubbesi başımın üstünde, sanki gökyüzüne açılan bir pencere gibi. **Duvarlarda asılı levhalar...** Ayetler, hadisler, ism-i celaller. Gözüm bir kitabeye takıldı: "Hazret-i Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Kaddesallahu Sırrahu". İşte buydu benim kimliğim. Bursa'da fırınımda pişirdiğim ekmeklerle doyurduğum canlar, Yıldırım Bayezid'e yaptığım o meşhur hutbe... Hepsi bu ismin ardında saklı. **Ama asıl önemli olan, burada bir soluklanmanız, içinizi dökmeniz.** **Şu köşede oturmuş, gözleri kapalı, içten içe mırıldanan amcayı görüyor musunuz?** Belki bir derdi var, belki şükrediyor. **O pencere kenarında, elleri açık dua eden genç kadın?** Umut dolu. Burası sadece bir mezar değil; **dertlerin bırakıldığı, yüreklerin hafiflediği bir liman.** Ben sadece bir vesileyim. Asıl olan, buraya getirdiğiniz samimiyet. **Şu küçük mescide geçelim.** Mihrabın önünde durdum. Bir zamanlar benim de kıldırdığım namazlar geldi aklıma. Şimdi burada, sizin namazlarınız yükseliyor semaya. O loş ışıkta, toz taneleri havada dans ederken, insanın içi doluyor. **"Somuncu Baba, ruhuma bir gıda ver,"** diye geçirdim içimden. Çünkü biliyorum, benim adım "Ekmekçi Baba" demekti. Ruhun ekmeği de burada aranırdı. **Bahçeye çıkınca,** ağaçların gölgesi serinletti. **Malatya Ovası uzanıyor uzaklarda.** Bu şehir (Aspozi derlerdi bir zamanlar) beni bağrına bastı, son nefesimi burada verdim. **Şuradaki çeşmenin suyu hâlâ akar, içenlerin yüzünde bir tebessüm bırakır.** Tıpkı fırınımdan çıkan sıcak ekmeğin, açları doyurduğunda bıraktığı gibi... **Dönüp son bir kez baktım türbeye.** Taşlarında asırların izi, kapısında binlerce niyazın emeği vardı. **"Elveda demek yok aslında,"** diye düşündüm. **"Siz gidin, ama içinizdeki o huzur, o sıcaklık kalsın. Ben buradayım. Ekmek gibi, su gibi... İhtiyacı olan kalbe bir nebze gıda olmak için."** **Ayakkabılarımı giyerken,** içimde bir sıcaklık, bir hafiflik vardı. Malatya'nın sıcağı yeniden yüzümü okşadı, ama artık daha farklıydı. **Çünkü Somuncu Baba'nın kapısı, gönlümün bir köşesine de açılmıştı sanki. Ve orada hep sıcak bir ekmek, serin bir su ve sonsuz bir huzur olacaktı.**
Hıfzı ŞimşekHıfzı Şimşek
Somuncu Baba adıyla bilinen Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerinin kabrinin bulunduğu cami 14.yy eseridir. Anadolu’ya manevi fetih için gelen erenlerden Somuncu Baba (1331-1412)’nın soyu Hz. Peygamber (s.a.v)’e ulaşır; 24. kuşaktan torunudur.  Şam, Tebriz ve Erdebil gibi ilim merkezlerinde tahsil gördükten sonra irşat ve hizmet faaliyetleri için Bursa’ya gelip yerleşmiştir. Manevi kimliğini gizlemek üzere somun ekmeği pişirip halka dağıttığı için Somuncu Baba olarak bilinmektedir. Bursa Ulu Cami’nin ilk açılış hutbesinde Fatiha suresini 7 türlü tefsir etmesiyle tanınmıştır. Şöhretten sakınan Somuncu Baba, Bursa’dan ayrılarak bir müddet Aksaray’da yaşamıştır. Oğullarından Yusuf Hakiki Baba’yı Aksaray’da bırakarak diğer oğlu Halil Taybi ile beraber Hacca gitmiş, Hac dönüşünde Darende’ye gelip yerleşmiş ve 1412 yılında burada vefat etmiştir. Kabri Darende’dedir. Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı tarafından yapılan restorasyonla ilave camii, kütüphane, müze ve sergi salonu gibi birimlerle külliye hüviyetine kavuşmuş ve mesire yerleriyle de yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerlerinden olmuştur. Çok güzel bir yer maneviyatı yüksek bir ortam ve dağların arasında hemen yanından kanyon geçiyor Suları buz gibi akıyor her yer tertemiz bakımlı Çok beyendim Türkiye'de bir çok böyle türbe veya külliyeye gittim en çok burayı beyendim teşekkür ederim
See more posts
See more posts
hotel
Find your stay

Pet-friendly Hotels in Darende

Find a cozy hotel nearby and make it a full experience.

Şeyh Hamîdüddin Aksarâyî ve Hamîd-i Velî adlarıyla da bilinir. Çağdaşı ve muhtemelen müridi Kemal Ümmî’nin bir mersiyesinden asıl adının Abdullah olduğu anlaşılan (Karabulut, s. 113) Şeyh Hamîdüddin kaynakların pek çoğunda Kayserili diye gösterilir (Lâmiî, s. 683; Mecdî, s. 74; İsmâil Hakkı Bursevî, s. 70; Harîrîzâde, I, vr. 172a). Abdurrahman el-Askerî ise Aksaray’da doğduğunu yazmaktadır (Mir’âtü’l-ışk, s. 204). Atalarının Türkistan’dan geldiği rivayet edilir. Hamîdüddin Aksarâyî ilk tasavvufî eğitimini babası Şeyh Şemseddin Mûsâ’nın yanında aldıktan sonra Dımaşk’a giderek zâhirî ilimleri öğrendi. Lâmiî, onun Dımaşk’ta Bâyezîdiyye Hankahı’nda uzun yıllar bir şeyhe hizmet ettiğini, Bâyezîd-i Bistâmî’nin ruhaniyetiyle terbiye edildiğini ve Üveysî olduğunu kaydeder. Diğer kaynaklarda ise asıl şeyhinin Safeviyye tarikatının pîri Safiyyüddin Erdebîlî’nin torunu Alâeddin Erdebîlî (ö. 832/1429) olduğu vurgulanmaktadır. Bu kaynaklarda, Hamîdüddin’in Dımaşk’ta iken aradığı iç huzuru bir türlü bulamayıp mürşid aramak için yola çıktığı, Tebriz yakınlarındaki Hoy şehrinde yaşayan Şeyh Alâeddin Erdebîlî’nin yanına gittiği, zikir meclisine katıldığı ve ona intisap edip tasavvuf yolunda büyük ilerlemeler kaydettiği belirtilmektedir (a.g.e., s. 203; Sarı Abdullah Efendi, s. 227; Lâ‘lîzâde Abdülbâki, vr. 129b-130a). Kemal Ümmî yukarıda zikredilen mersiyesinde Somuncu Baba’nın 815 (1412) yılında vefat ettiğini söyler. Bu bilgi doğru kabul edildiği takdirde onun şeyhi Alâeddin Erdebîlî’den on yedi yıl önce öldüğü sonucuna ulaşılmakta ve bu durumda Alâeddin Erdebîlî’nin değil, babası Sadreddin Erdebîlî’nin halifesi olma ihtimali kuvvet kazanmaktadır. Bununla birlikte Somuncu Baba’nın Alâeddin Erdebîlî’den hilâfet alması da mümkündür. İsmâil Hakkı Bursevî ise Alâeddin Erdebîlî’nin oğlu İbrâhim Erdebîlî’nin (ö. 851/1447) müridi olduğu kanaatindedir. Ancak kronolojik olarak bu çok zayıf bir ihtimaldir. Kaynakların Alâeddin Erdebîlî’yi bu kadar ön plana çıkarmış olmalarının sebebi Timur ile birlikte Anadolu’ya gelerek burada oldukça şöhret kazanmış olmasıdır. Hamîdüddin Aksarâyî, Erdebil Tekkesi’nde seyrüsülûkünü tamamladıktan ve bir süre inzivâ hayatı yaşadıktan sonra şeyhinin emriyle Anadolu’ya dönüp Bursa’ya yerleşti. Sarı Abdullah Efendi, Alâeddin Erdebîlî’nin Somuncu Baba’ya hilâfet verip Anadolu’ya gönderirken yanındakilere, “Diyâr-ı Acem’de emanet olarak bulunan esrâr-ı ilâhiyye onunla birlikte diyâr-ı Rûm’a intikal etti” dediğini rivayet eder (Semerâtü’l-fuâd, s. 230). Kaynaklarda yer alan ifadelerden Somuncu Baba’nın Bursa’ya geldiği ilk yıllarda pek ön plana çıkmadığı ve kendini halktan gizlemeyi tercih ettiği anlaşılmaktadır. Bu dönemde onun eşeğiyle ormandan odun getirip bu odunlarla ekmek pişirdiği ve ekmekleri sırtına yüklenerek sokak sokak dolaşıp “somunlar, müminler!” diyerek halka dağıttığı rivayet edilir (Lâmiî, s. 683; Mecdî, s. 75; Hoca Sâdeddin, II, 425; Sarı Abdullah Efendi, s. 231; Lâ‘lîzâde Abdülbâki, vr. 130b). Kendisine Etmekçi Koca veya Somuncu Baba lakabının verilmesi de bundan dolayıdır.
YALÇIN AKGÜL

YALÇIN AKGÜL

hotel
Find your stay

Affordable Hotels in Darende

Find a cozy hotel nearby and make it a full experience.

Get the Appoverlay
Get the AppOne tap to find yournext favorite spots!
Sıcak Malatya güneşinin altında, biraz soluklansam da...** derin bir nefes aldım. Önümde, taş duvarlarıyla zamana meydan okuyan, mütevazı ama bir o kadar da heybetli duran bir yer: **Somuncu Baba Türbesi.** Kapısından içeri adımımı attığım anda, dışarıdaki şehrin gürültüsü anında kesildi sanki. Yerini, huzurla dolu, dingin bir sese bıraktı: Fısıldayan dualar, hafifçe hışırdayan sayfalar ve içime işleyen, asırlık ahşabın misk gibi kokusu. **"Hoş geldin evladım,"** der gibiydi her köşesi. **Burası benim, Şeyh Hamza, ama daha çok Somuncu Baba diye tanınırsınız sizler.** Hayatımı, ekmeğimi, bilgimi paylaşmaya adadığım yerin kalbi burası işte. Kubbesi başımın üstünde, sanki gökyüzüne açılan bir pencere gibi. **Duvarlarda asılı levhalar...** Ayetler, hadisler, ism-i celaller. Gözüm bir kitabeye takıldı: "Hazret-i Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Kaddesallahu Sırrahu". İşte buydu benim kimliğim. Bursa'da fırınımda pişirdiğim ekmeklerle doyurduğum canlar, Yıldırım Bayezid'e yaptığım o meşhur hutbe... Hepsi bu ismin ardında saklı. **Ama asıl önemli olan, burada bir soluklanmanız, içinizi dökmeniz.** **Şu köşede oturmuş, gözleri kapalı, içten içe mırıldanan amcayı görüyor musunuz?** Belki bir derdi var, belki şükrediyor. **O pencere kenarında, elleri açık dua eden genç kadın?** Umut dolu. Burası sadece bir mezar değil; **dertlerin bırakıldığı, yüreklerin hafiflediği bir liman.** Ben sadece bir vesileyim. Asıl olan, buraya getirdiğiniz samimiyet. **Şu küçük mescide geçelim.** Mihrabın önünde durdum. Bir zamanlar benim de kıldırdığım namazlar geldi aklıma. Şimdi burada, sizin namazlarınız yükseliyor semaya. O loş ışıkta, toz taneleri havada dans ederken, insanın içi doluyor. **"Somuncu Baba, ruhuma bir gıda ver,"** diye geçirdim içimden. Çünkü biliyorum, benim adım "Ekmekçi Baba" demekti. Ruhun ekmeği de burada aranırdı. **Bahçeye çıkınca,** ağaçların gölgesi serinletti. **Malatya Ovası uzanıyor uzaklarda.** Bu şehir (Aspozi derlerdi bir zamanlar) beni bağrına bastı, son nefesimi burada verdim. **Şuradaki çeşmenin suyu hâlâ akar, içenlerin yüzünde bir tebessüm bırakır.** Tıpkı fırınımdan çıkan sıcak ekmeğin, açları doyurduğunda bıraktığı gibi... **Dönüp son bir kez baktım türbeye.** Taşlarında asırların izi, kapısında binlerce niyazın emeği vardı. **"Elveda demek yok aslında,"** diye düşündüm. **"Siz gidin, ama içinizdeki o huzur, o sıcaklık kalsın. Ben buradayım. Ekmek gibi, su gibi... İhtiyacı olan kalbe bir nebze gıda olmak için."** **Ayakkabılarımı giyerken,** içimde bir sıcaklık, bir hafiflik vardı. Malatya'nın sıcağı yeniden yüzümü okşadı, ama artık daha farklıydı. **Çünkü Somuncu Baba'nın kapısı, gönlümün bir köşesine de açılmıştı sanki. Ve orada hep sıcak bir ekmek, serin bir su ve sonsuz bir huzur olacaktı.**
Ali Osman

Ali Osman

hotel
Find your stay

The Coolest Hotels You Haven't Heard Of (Yet)

Find a cozy hotel nearby and make it a full experience.

hotel
Find your stay

Trending Stays Worth the Hype in Darende

Find a cozy hotel nearby and make it a full experience.

Somuncu Baba adıyla bilinen Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerinin kabrinin bulunduğu cami 14.yy eseridir. Anadolu’ya manevi fetih için gelen erenlerden Somuncu Baba (1331-1412)’nın soyu Hz. Peygamber (s.a.v)’e ulaşır; 24. kuşaktan torunudur.  Şam, Tebriz ve Erdebil gibi ilim merkezlerinde tahsil gördükten sonra irşat ve hizmet faaliyetleri için Bursa’ya gelip yerleşmiştir. Manevi kimliğini gizlemek üzere somun ekmeği pişirip halka dağıttığı için Somuncu Baba olarak bilinmektedir. Bursa Ulu Cami’nin ilk açılış hutbesinde Fatiha suresini 7 türlü tefsir etmesiyle tanınmıştır. Şöhretten sakınan Somuncu Baba, Bursa’dan ayrılarak bir müddet Aksaray’da yaşamıştır. Oğullarından Yusuf Hakiki Baba’yı Aksaray’da bırakarak diğer oğlu Halil Taybi ile beraber Hacca gitmiş, Hac dönüşünde Darende’ye gelip yerleşmiş ve 1412 yılında burada vefat etmiştir. Kabri Darende’dedir. Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı tarafından yapılan restorasyonla ilave camii, kütüphane, müze ve sergi salonu gibi birimlerle külliye hüviyetine kavuşmuş ve mesire yerleriyle de yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerlerinden olmuştur. Çok güzel bir yer maneviyatı yüksek bir ortam ve dağların arasında hemen yanından kanyon geçiyor Suları buz gibi akıyor her yer tertemiz bakımlı Çok beyendim Türkiye'de bir çok böyle türbe veya külliyeye gittim en çok burayı beyendim teşekkür ederim
Hıfzı Şimşek

Hıfzı Şimşek

See more posts
See more posts