Dupnisa Cave — Attraction in Demirköy

Detaylı bir şekilde anlatacağım, okumaktan sıkılmayanlar okuyabilir :))

Ailemle hafta içi bir gün gittik, hafta içi olduğu için kalabalık değildi, orada hediyelik eşya satan esnafla ettiğimiz sohbete göre haftasonu buraya turlar düzenlendiği için bayağı kalabalık(ana baba günü) oluyormuş. O yüzden imkanı olan haftaiçi bir gün gitsin daha rahat eder. Ulaşım olarak tesise gelene kadar yol komple asfalt toprak yol hiç yok fakat orman ve engebeli arazi olduğu için çok fazla keskin viraj var o yüzden dikkat edilmesi gerek. Tesislerin bulunduğu yerdeki otoparkın 15₺ ücreti var ayrıca mağaraya giriş de 30₺ öğrenci daha ucuz fotoğraflarda fiyat mevcut. Mağara gidilip görülmeye değer, doğal güzelliği harika, içerisinde damlayan yer altı suları olduğu için yerler kaygan dikkat edilmesi gerek ve içerisi bayağı soğuk, mutlaka üzerinize hırka vs alın biz havanın sıcaklığına güvenip cengaverlik yapıp kısa kollu girdik donduk. Mağara çok büyük bu kadar büyük beklemiyordum, içerisinde yarasa da var, hatta yılın belli bir döneminde yarasaların çiftleşme dönemi olduğu için mağaranın bir bölümü belli bir süre kapatılıyormuş. Mağaranın ihtişamı görkemi harika ilk defa bir mağaraya girecek olanlar için de içerisindeki sarkıt ve dikitleri görünce insanın aklına lisede, üniversitede coğrafya derslerinde anlatılan konular geliyor :)) Ama tabiki de şöyle kötü bir durum da var, insan faktörü!!! İnsanın olduğu her yerde doğaya zarar verme eğilimi, doğayı kirletme olayı sürekli vardır. Sarkıt ve dikitlere dokunmayın uyarısı olmasına rağmen bırak dokunmayı adam gitmiş üzerine isim kazımış, çizik atmış, sarkıtı koparmış, mağara içerisinde ulaşılamayacak temizlenmesi zor yerlere pet şişe, çöp vs. atmış. Amacım algı falan yaratmak değil ama ne yazık ki doğanın kıymetini bilmeyen, doğaya hala sahip çıkamayan insanımız çok fazla var. Doğamıza sahip çıkalım. Diğer konu olarak mağaranın bulunduğu alanda hediyelik eşya satan dükkanlar ve cafe tarzında tesisler mevcut. Buralarda çay, gözleme, köfte, yiyecek içecek vs satılıyor. Hatta dere içinde akan suyun üzerine masa konulmuş ayaklarınızı suya sokarak oturabilirsiniz fakat su yaz aylarında çok az akıyor. Kış ayı bittikten sonra su daha gür akıyormuş. Yine bu alana bir proje kapsamında bisikletler konulmuş uygulama üzerinden kullanılıp bisiklet turu yapılsın diye fakat makineler çalışmıyor ayrıca orada zaten bisiklet turu yapılabilecek çokta müsait bir alan ve güzergah bulunmuyor. Diğer bir konu tesislerin bulunduğu yer biraz bakımsız daha iyi şekilde düzenleme yapılabilirdi. Tesislerin yanında taş ev inşaatı başlamış yarım kalmış 3-4 senedir öyle duruyormuş o yüzden buradaki alana biraz düzensiz ve bakımsız bir hava katıyor. Genel olarak doğası ve havası çok güzel, ailenizle, arkadaşlarınızla gidilip görülmeye değecek bir yer,...

Haritalarda birkaç alternatif güzergah görünmekle beraber, Üsküp üzerinden giden yolun daha düzgün olduğunu Kırklareli’nde yaşayan bir akrabamdan öğrendim ve ben de o yoldan ulaşım sağladım. Ama çok da düzgün bir yol beklememenizi öneririm. Fazla virajlı bir yol değil ama asfalt yer yer oldukça sıkıntılı ve bazı noktalarda ekstra dikkatli kullanmakta fayda var. Bu bölgede kerestecilik faaliyetleri yürütüldüğü için, ağır tonajlı kamyon trafiği yüzünden yolların bu hale geldiğini söylüyorlar. Yol ortalama bir saat kadar sürüyor ve fazla bir trafikle karşılaşmıyorsunuz. Yolda belli bir noktadan sonra meşe ormanlarının içine giriyorsunuz ve gerçekten huzur verici bir atmosfer ve çok temiz bir hava sizi bekliyor.

Otopark alanına girişte araç için 5 Lira ödüyorsunuz, mağara giriş biletleri ise yetişkinler için 20 Lira ve öğrenciler için 10 Lira olarak belirlenmiş. Otoparktan mağaraya doğru gidiş yolunda hediyelik eşya ve Kırklareli’ne özel hardaliye içeceği tadıp satın alabileceğiniz dükkanlar bulunuyor. Mağaranın girişinden hemen önceki kısımda ise mağaradan doğan küçük bir dere var ve çevresinde gözleme, tost, içecek, çay vs. alabileceğiniz birkaç büfe mevcut. Ayrıca yanınızda bir şeyler getirdiyseniz piknik yapabileceğiniz masalar da var. İnşa halinde olan bazı yapılar ve ücretli bir WC de aynı bölgede bulunuyor.

Mağaraya erişim için çok da uzun olmayan bir ahşap iskeleden geçiyorsunuz. İlk girdiğiniz anda çok soğuk, yaklaşık 5-10 derece arası bir ortam sizi bekliyor. Biz Ağustos ayı ortalarında gitmemize rağmen ilk girişteki havadan küçük kızımız biraz üşüdü ve bir şeylere sararak o kısmı geçirdik. İlerleyen kısımlarda hava daha ılıklaşıyor. Zaten yaklaşık 300 merdiveni çıkarken oldukça ısınıyorsunuz J İçeride nemli bir ortam mevcut ve kapalı alan fobisi olanların girmemesini öneririm. Tüm mağarayı gezmek fotoğraf çekme, detaylı etrafa bakma da dahil en fazla yarım saatinizi alıyor. Işıklandırma ve gezme yolları çok güzel yapılmış. Belli noktalardaki sarkıt, dikit ve kolon yapıları ilginç şekiller oluşturmuş ve oluşturmaya da devam ediyor. Yer yer üstünüze su damlaları düşebilir. Çıkışta oldukça uzun bir yoldan bu defa tepeden aşağı iniyorsunuz. Girişteki gibi ahşap iskele gayet iyi yapılı durumda. İnternetteki sitelerde içeride yarasalar olduğundan bahsediliyor ama ziyaretçilerin olduğu zamanlarda ışıklandırmalardan da rahatsız olup çıkıyorlarmış; dolayısıyla yarasa görmeniz pek olası değil ama birkaç noktada izlerini görebilirsiniz.

Eğer farklı bir şeyler görmek istiyor ve doğaya ve bu tarz yapılara da meraklıysanız gidilen yola değer bir...

İlimiz Demirköy İlçesi Sarpdere Köyü'nde bulunan Dupnisa Mağarası'nı tanımaya çalışalım... Yeşillikleri, şıpşıp damlayan suyu, doğası, havası ve soğuğu ile bir başkadır Dupnisa Mağarası... "Dupnisa Mağarası Kırklareli ilinin Demirköy ilçesinin Sarpdere Köyü sınırları içerisinde, köyün 5 – 6 km güneybatısında yer almaktadır ve Trakya'nın turizme açılmış tek mağarasıdır... Mağara iki kata ve üç girişe sahip bir yeraltı sistemidir. Sistemin toplam uzunluğu 3150 m'dir. Üst bölümde Kız Mağarası ve Kuru Mağara yer alır. Kuru olan bu mağaralar gelişimini tamamlamıştır. Bu mağaraların 50–60 m aşağısında Sulu Mağara bulunur... Sulu Mağara: Girişlerden birincisi Dupnisa Dolin girişidir. 1977 uzunluğundaki mağaranın 1000 m'si suludur. Mağara sonu girişe göre +61 m yukarıdadır. Mağaradan çıkan kaynak Türk-Bulgar sınırı olan Rezve Deresini oluşturmaktadır... Kuru Mağara: İki ayrı girişle başlar. Kollardan biri 456 m, diğeri 363 m'dir. Birinci giriş Dupnisa girişinin 100 m GD yönünde ve 5 m'lik dik bir kuyu şeklindedir.İkinci giriş bu noktadan 12 m aşağıda, 225 m GD yönündedir. Mağaranın kollarından biri bir baca ile yeryüzüne bağlanır. Diğer kol Sulu Mağara ile birleşir. Mağarada duvar taşları ve sarkıt-dikitler yoğundur... Üçüncü giriş Kız Mağarası olup 60 derecelik bir eğimle başlar. Mağaranın yan kolları fosil, ana sistemi aktiftir. İçinde boyutları 150x 60 m çapında bir salon vardır. Yoğun yarasa varlığından dolayı turizme kapalıdır... Kuru Mağaranın 200 m, Sulu mağaranın 250 m'si turiste açıktır. Kız Mağarası 15 Kasım-15 Mayıs arası yarasaların üremesi nedeniyle kullanıma kapalıdır... Kız ve Kuru Mağaralarında daha fazla yarasa bulunur. Mağara kelebeği ve mağara sineğine de rastlanır. 2001 de yapılan sayımda 8 türden 30.000 yarasa sayılmıştır... Dupnisa Mağarası Efsanesi, Dupnisa Mağarası efsanesine göre, bölgede yaşayan genç bir erkek, bir kıza aşık olur. Kız yine aynı bölgede yaşayan papazın kızı olan Nysa'dır. Papaz kızını bu gence vermez ve yanındakilerle birlikte, gencin peşine düşer. Genç adam ise Dupnisa Mağarası'na saklanır..." şeklinde google'da açıklama mevcut... Tanıtımının biraz daha fazlalaştırılarak ilimize ve bölgeye katkısının çok büyük olacağı...