Antalya nın en büyük tarihi camisidir cilt: 34; sayfa: 79 [ÖMER PAŞA KÜLLİYESİ - Semavi Eyice]
Ketencizâde lakabını kullanırken Tahsin Öz Ketânîzâde diye adlandırmıştır. Bütün bu karmaşanın dışında Mehmed Süreyyâ Bey’in Sicill-i Osmânî’sinde ayrıca bir Ketencizâde Ömer Paşa ve Mehmed Paşa mevcut olmakla beraber Kestânecizâde veya Kitapçızâde diye bir kişi geçmemektedir. Sicill-i Osmânî’de Ömer Paşa’nın nerede bulunduğu belirtilmeyen bir mescidi olduğu kaydedilmektedir. Ayvansarâyî, Beyoğlu Cihangir’de bir Ketenci Ömer Paşa Mescidi’nden söz etmekte, Tahsin Öz kâgir duvarlı, ahşap çatılı bu mescidin Akarsu caddesinde olduğunu bildirmekteyse de IV. Mehmed dönemi valilerinden Ömer Paşa’nın yaptırdığı bu mescidin inşa tarihi 1102’dir (1690-91). Bu da Elmalı’da hayratı olan Ketenci Ömer Paşa’nın yaşadığı tarihle uyuşmamaktadır. Elmalı’daki külliyesinin ise hiç anılmadığı dikkati çeker. Ancak Tahsin Öz’ün Ketencizâde Ömer Paşa olarak tesbit ettiği küçük caminin gerçekte başka birine ait olduğu iddia edildiği gibi o civarda Pervititich’in sigorta planında “harap cami” ibaresiyle bir cami daha işaretlenmiştir.
Cami. Evliya Çelebi 1082’de (1671) hacca gitmek niyetiyle çıktığı Güney Anadolu seyahatinde uğradığı Elmalı kasabasını oldukça etraflı şekilde anlatırken camiyi Ketenci Ömer Paşa Camii diye anar ve göz alıcı iç süslemesini kısaca tarif ettikten sonra mimarisinden bahsederken onu İstanbul Eyüpsultan’daki Zal Mahmud Paşa Camii’ne benzetir. Ketencizâde Camii XX. yüzyıl başlarında bir süre bakımsız kaldıktan sonra vakıflar idaresi tarafından 1938 yılında ibadete açılmış, 1968’de yeni bir tamiri yapılmıştır. Üzeri tek kubbeyle örtülü kare planlı olan cami tamamen kesme taştan inşa edilmiştir. Giriş cephesinde üstü kubbelerle örtülü, ortadaki diğerlerinden daha yüksek kubbeli olan klasik başlıklı mermer sütunların taşıdığı revaka sahip bir son cemaat yeri vardır. Taçkapı yay biçiminde büyük sivri kemerli olup üstünde altı satır halindeki kitâbe bulunmaktadır. Cephelerde altta iki sırada dörder, üstte ikişer olmak üzere pencereler açılmıştır. Pencereleri içeriden ve dışarıdan süsleyen alınlıkların üzerlerinin her birinde değişik âyetler yazılı olan çiniler İznik çini fırınlarının son eserleri sayılır. Bunlardan bir tanesinin alt köşesinde “ketebehû el-fakīr Resmî Mustafa İznikî” imzası görülmekte, yazıların hattatının bu sanatkâr olduğu anlaşılmaktadır. Ancak onun İznikli olması hem hat hem çini ustası olması ihtimalini akla getirmektedir. Yazıların çinilerini süsleyen motiflerle beraber oluşu da hattat ve çinicinin tek kişi olması ihtimalini kuvvetlendirir gibidir. Diğer bir husus da her pencere için ayrı olarak hazırlanan bu çok sayıdaki panonun XVII. yüzyılın başlarında İznik’ten nasıl bir yol takip edilerek Elmalı kasabasına kadar bozulmadan taşınabilmiş olduğudur. İznik çiniciliğinin bu örneklerinin o devirde Anadolu’nun uzak bir köşesine getirilebilmiş olması Ömer Paşa’nın yaptırdığı bu hayrata ne kadar büyük bir emek verdiğinin delilidir. Kubbe kasnağında da bir dizi pencere bulunan caminin harimi bol ışık almaktadır. Bina kare zemin planı üzerine dört kemere oturan kurşun kaplı bir kubbeyle örtülüdür. Kareden kubbeye geçiş köşe tromplarıyla sağlanmıştır. Duvarlar, üzerindeki kubbe baskısını karşılamak üzere üç cephede üç kare kesitli payanda ile desteklenmiştir. Mermer bir mihraba ve minbere sahip olan caminin minberi fazla bezemeli olmamakla beraber merdiven korkuluğunda rozet kabartmaları ile süslenmiştir. Caminin içi ve kubbesi zengin kalem işi nakışlarla kaplıdır. Evliya Çelebi’nin övdüğü minare ilk mimari biçimini günümüze kadar koruyabilmiştir. Minarenin kürsü kısmı beş köşeli olup her bir cephe birer kaş kemerli pano halinde bölünmüştür. Çokgen gövdeli minarenin şerefe çıkması zengin biçimde işlenmiş mukarnaslara oturmaktadır. Şerefe korkuluğu mermerden oyma şebekelidir. Tepesinde kurşun kaplı ahşap bir külâh bulunur. Güneybatı Anadolu’nun en büyük ve en gösterişli eseri olan Ömer Paşa Camii, içinde bulunduğu kasaba meyilli bir arazi üzerinde kurulduğundan heybetli bir...
Read moreKetenci Ömer Paşa Camii, Antalya’nın Elmalı ilçesinde, Osmanlı döneminde inşa edilmiş önemli bir tarihi ve kültürel yapıdır. 1610 yılında Ketencizâde Ömer Paşa tarafından yaptırılan cami, Elmalı’nın en büyük camisi olma özelliğini taşır ve Mimar Sinan sonrası Anadolu’da tek kubbeli klasik Osmanlı cami üslubunun en güzel örneklerinden biridir. Aşağıda, cami hakkında detaylı bilgiler sunulmuştur: Genel Bilgiler • Konum: Elmalı ilçe merkezinde, Hükümet Caddesi üzerinde yer alır. Elmalı, Antalya’ya yaklaşık 110 km mesafededir. • Yapım Yılı: Caminin kapısındaki kitâbeye göre 1019 Hicri (1610 Miladi) yılında inşa edilmiştir. Ancak Evliya Çelebi, külliyenin kitâbe tarihini 1016 (1607) olarak kaydetmiştir. • Banisi: Ketencizâde Ömer Paşa, Manavgatlı bir Osmanlı devlet adamıdır. Kapı ağalığından çavuşbaşılığa yükselmiş, Diyarbekir, Trablusgarp, Batum-Trabzon, Karaman ve Maraş beylerbeyilikleri yapmış, İran ve Abaza Mehmed Paşa seferlerine katılmıştır. 1630 yılında Musul’da Vezîriâzam Hüsrev Paşa tarafından idam edildiği belirtilmektedir. • Külliye Yapısı: Ömer Paşa Külliyesi, cami, medrese, türbe ve şadırvanın yer aldığı bir avludan oluşur. Külliyeye ait sıbyan mektebi günümüze ulaşmamıştır. Ayrıca, Evliya Çelebi’nin bahsettiği Bey Hamamı’nın külliyenin bir parçası olabileceği düşünülse de bu konuda kesin bilgi yoktur. Mimari Özellikler • Plan ve Yapı: Cami, tamamen kesme taştan inşa edilmiş, kare planlı ve tek kubbeli bir yapıdır. Osmanlı mimarisinin Mimar Sinan ekolünden etkilenmiş, Güneybatı Anadolu’nun en büyük ve gösterişli eserlerinden biridir. • Taç Kapı ve Kitâbe: Yay şeklindeki büyük sivri kemerli taç kapısının üzerinde altı satırlık manzum bir kitâbe bulunur. Kitâbenin şairinin Şeyhülislâm Zekeriyyâzâde Yahyâ Efendi olduğu düşünülmektedir. • Pencereler ve Çini Süslemeler: Cephelerde alt sırada dörder, üst sırada ikişer pencere yer alır. Pencerelerin alınlıklarında, İznik çini fırınlarının son eserleri olarak kabul edilen, farklı ayetler yazılı çiniler bulunur. Bu çiniler, devrin zorlu koşullarında uzun mesafeler kat edilerek Elmalı’ya getirilmiştir. • Minare: Orijinal minare 1929’da yıkılmış, 1938-1942 yılları arasında camiyle birlikte restore edilerek yenilenmiştir. Restorasyon Çalışmaları • Tarihi Onarımlar: Cami ilk olarak 1870 yılında onarılmıştır. 1929’da minarenin yıkılmasının ardından 1938-1942 yıllarında kapsamlı bir restorasyon geçirmiştir. • Son Restorasyon (2025): Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yürütülen son restorasyon çalışmaları tamamlanmış ve cami 5 Eylül 2025’te törenle yeniden ibadete açılmıştır. Restorasyon kapsamında: • Üst örtü ve yalıtım yenilenmiş, • Harim döşemesi ve kadınlar mahfili restore edilmiş, • Kalem işleri ve çiniler aslına uygun şekilde onarılmış, • Cephe temizliği, derz imalatları, pencere doğramaları, elektrik ve mekanik tesisat yenilenmiş, • Şadırvan özgün haline getirilmiş, avluya aydınlatma, merdiven ve tuvalet düzenlemeleri eklenmiştir. • Açılış Töreni: Törene Antalya Valisi Hulusi Şahin, Elmalı Kaymakamı Faruk Erdem, Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk, İl Müftüsü Nazif Fethi Yalçınkaya ve diğer yetkililer ile vatandaşlar katılmıştır. Vali Şahin, tarihi eserlerin restorasyonunun önemine vurgu yapmıştır. Kültürel ve Tarihi Önemi • Osmanlı Mimarisi: Cami, Mimar Sinan sonrası dönemde Anadolu’da inşa edilen tek kubbeli camilerin en iyi örneklerinden biridir. Osmanlı mimarisinin sade ama zarif üslubunu yansıtır. • İznik Çinileri: Pencerelerdeki çiniler, İznik çiniciliğinin son dönem eserleri olarak dikkat çeker ve sanatsal açıdan büyük değer taşır. • Elmalı’nın Simgesi: Elmalı’nın en büyük camisi olarak, ilçenin dini ve kültürel hayatında önemli bir yer tutar. Külliye, Osmanlı döneminde eğitim, ibadet ve sosyal hayatın merkezi olmuştur. Ziyaret Bilgileri • Adres: İplik Pazarı Mahallesi, Hükümet Caddesi, Elmalı/Antalya. • Erişim: Elmalı ilçe merkezinde yer aldığı için Antalya’dan otobüs veya özel araçla ulaşım kolaydır. Antalya’ya 110 km mesafede olup, ilçe yön tabelaları takip edilerek...
Read moreÖMER PAŞA KİMDİR ? Ömerpaşa Manavgatlı olup, kapı ağalığından çavuşbaşılığa yükselmiş, daha sonra beylerbeyi olmuştur. 1012’de (1603 - 1604) Diyarbekir Valiliği’ne gönderilmiş, 1032’de (1623) Trablusgarp Beylerbeyliği’nin ardından önce Batum - Trabzon,daha sonra Karaman ve Maraş Beylerbeyliği’ne tayin edilmiş, İran’a ve Abaza Mehmet Paşa üzerine yapılan seferlere katılmıştır (1628-1629). CAMİ TARİHİ : Osmanlı Mimarisi yapı sistemi içinde merkezi planlı- tek kubbeli türün en geliştirilmiş bir örneği, tamamen kesme taştan inşa edilmiş, Mimar Sinan ekolünün bir şaheseridir. Ketenci Ömer Paşa tarafından 1610 yılında yaptırılan Güneybatı Anadolu’nun en büyük ve en gösterişli eseri olan Ömer Paşa Camii ,Osmanlı Devri Türk Mimarisi’nin Anadolu’da yapılmış az sayıdaki önemli örneklerinden biridir. Cami inşaatında çalışan işçilerin hepsinin abdestli olarak çalıştığı ve abdestsiz konulan taşların yerine oturmadığı rivayet edilir. Ayrıca caminin sol yan duvarına bitişik, Ahi Baba'nın türbesi yer almaktadır. AHİ BABA KİMDİR : Ömer Paşanın külliyesinde bulunan türbe önceleri Ömer Paşa’ya ait olarak bilinmiş. Uzun yıllar sonra bir araştırmada Ömer Paşa vakfiyesinde türbedarın ücretini belirten şu notla medfunun Ahi Baba olduğu anlaşılmıştır: Kaynaklara göre Elmalı’dan sonra Trabzon Valiliği yapmak üzere ayrılan Paşa, Trabzon’dan sonra gittiği Güneydoğu vilayetlerinden birinde vefat ettiği bildirilmektedir. Zengin ve henüz değeri anlaşılamamış Elmalı Kütüphanesi’ndeki kaynaklara göre ve cami kitabesinde yazan “Ahi Baba’nın türbesinde hizmet edene yevmiye bir dirhem.” bilgisinden bu türbenin Ahi Baba’ya ait olduğu...
Read more