Yedikule Zindanları (veya gözlem kalesi görünümünde olduğundan Yedikule Hisarı), İstanbul'un ve Türkiye'nin en eski açık hava müzelerinden birisidir.
Yapının iç avlusu, ortada bir minare ve çeşme kalıntısı, karşıda Altınkapı Yedikule, aslında adı gibi bir zindan oluşturmak amacı ile değil, Roma'dan misafir gelen kralları ve yabancı sarayların mensuplarını ihtişamlı bir şekilde karşılamak için yapıldı. Türk Tarih Kurumu'nun yaptığı araştırmalara ve elde edilen tarihi verilere göre, başlıkta belirtilen Altın Kapı'yı bir zafer takı olarak dönemin Roma İmparatoru I. Theodosius inşa ettirdi. Theodosius'tan sonra tahta geçen oğlu da dört tane yüksek gözlem kulesinden oluşan bir kaleyi kapı ile birleştirdi.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un Fethinden sonra yapıya 1458 yılında; Top Kulesi, Kitabeler Kulesi ve daha sonra III. Ahmet Kulesi olarak adlandırılacak üç kuleyi daha ekleterek yedi kuleye tamamlar. Ayrıca kuleler arasına surlar örülerek kale bağlanır ve burada bir garnizon oluşturulur. Böylece Bizans ve Osmanlı çağı yapıları bütünleştirilmiş olur. Fatih döneminden başlayarak I. Abdulhamid dönemine kadar (1458-1789) Hazine-i Humayun burada muhafaza edilmiştir.
Yedikule Zindanlarının 1685 yılına ait tasviri 532- Latin İstilası sırasında Altın Kapı büyük zarar gördü. Ama onarımı sadece 1 yıl sürdü. 868- Yedikule'deki mermerlerin oluşturduğu kulelerin arasında yer açılarak buralar hapishane olarak kullanıldı. 1458-1789- Hazine-i Hümayun (Osmanlı hazinesi) bu yapıda tutulmaya başlandı. 1430-1800- Kuleler Devlet Hapishanesi olarak kullanılıyordu. 1766-İstanbul'da olan deprem sonucu hasar görmüştür fakat onarılmıştır.[1] 1851-Abdülmecid döneminde hayvanat bahçesi olarak kullanıldı. 1871-1875- Yedikule bu yıllarda Kız Sanat Evi idi. 1876- Bu dönemde ilan edilen Birinci Meşrutiyet sürecinde hapishane olarak kullanılması istenmiş fakat bu gerçekleşememiştir. 1968- Bu tarihten beri Yedikule Hisarı, İstanbul Hisarlar Müzesi Müdürlüğü'ne bağlı kalmıştır. 2004- Yedikule Hisarı özel bir şirkete devredildi 2004- Şehristanbul Derneği kanunsuz bir şekilde devredilen Yedikule Hisarı'nın devir kararının iptali için Mahkemeye başvurdu 2006- İstanbul 1. İdare Mahkemesi Şehristanbul Derneği'nin başvurusunu kabul etti ve Maliye Bakanlığı tarafından özel bir şirkete devrettiği kararını oybirliğiyle iptal etti. 2008- Danıştay 13. Dairesi 24.12.2008 tarih ve 2008/8294 No'lu kararı ile İstanbul 1.İdare Mahkemesi'nin kararını onadı 2020 - Fatih Belediyesi Yedikule Hisarı’nda, koruma kurulu onayları ve bilim kurulu ile restorasyon sürecine başladı. 2021 - Restorasyonu devam eden Yedikule Hisarı’nda kontrollü ücretsiz turizm turları başladı.
Bir kulenin iç yapısı Dört tane Bizans İmparatorları'nın, 3 tane de Fatih Sultan Mehmet'in yaptırdığı yedi adet kuleden adını alan bu tarihi yapıtın her kulesine isim verilmiştir. Bu kulelerin isimleri ve kısa tarihçeleri şöyledir: Genç Osman Kulesi değiştir Bu kulenin Osmanlı tarihinin en genç padişahlarından Genç Osman'ın adını alma nedeni aslında padişahın katledildiği yerin bu bölgenin ikinci katında olmasıdır. Cephanelik Kulesi değiştir Adından da anlaşılacağı gibi devlete bağlı olduğu süreçte cephane deposu olarak kullanılmıştır. Ayrıca iki hapishane dışında devlet suçlularının hapsedildiği zindanlardan da birisiydi. Yapıyı ziyaret ettiğinizde kirişle tutturulmuş ahşap katları görebilirsiniz. III. Ahmed Kulesi değiştir Bu kule günümüze kadar dayanamamış ve depremlerle yıkılmıştır. III. Ahmed'in adını almasının sebebi yapım ve onarımına bu padişah tarafından büyük katkı yapmış ve katlarının kirişlerle tutturulmasını sağlamış olmasıdır. Hazine Kulesi değiştir Hemen üstteki başlık Yedikule Zindanları'nın Kronolojisi'nde de göreceğiniz gibi bu hisar bir dönem hazinelerin muhafaza edildiği yerdi. Devletin sahip olduğu bu hazine, Hazine Kulesi'nde tutulurdu. Fakat daha sonra III. Murad döneminde hazine saraya aktarıldı. Kulenin tarihindeki bir diğer olay ise, hemen yanında bulunan Yanan Kasır köşkünde çıkan yangından etkilenmesi fakat daha sonra onarılmasıdır. Köşkün "yanan" sıfatını...
Read moreВ 146 г до н э римляне проложили прекрасную дорогу, проходившую через весь Балканский полуостров и получившую название Эгнатиева дорога (в честь Гнея Эгнацио, подготовившего план её строительства). Эта междугородняя трасса соединила небольшой городок Византий, входивший тогда в состав Римской империи, с городом Диррахием, проходя по землям современных Греции, Северной Македонии и Албании. Когда Эгнатиева дорога соединилась с Аппиевой дорогой, связывающий Рим с Бриндизи (на противоположном от Диррахия берегу Адриатического моря) и с Понтийским трактом, шедшим из Византия в сторону Великого Шелкового пути, эта дорога стала воплощением Римской мечты об «империи без границ».
На протяжении 2000 лет эта дорога была главным междугородним трактом из Фракии в Центральную Европу. Уже когда Византий стал Константинополем, его главная улица - Меса (примерно соответствующая современным улицам Divan yolu, Yeniçeriler cad, Ordu cad. и трамвайной линии Т1) шла от современной площади Султанахмет и разделялась на две дороги в районе Эсекапы, сливаясь с Эгнатиевой дорогой в месте, где теперь расположена Крепость Едикуле. На стыке этих двух важных дорог располагались Золотые ворота, ранее носившие название Porta Auera, представлявшие собой Триумфальную арку, воздвигнутую для Феодосия I в 391 г.
Гигантскую трёхпролётную арку увенчивала скульптурная композиция, представлявшая собой запружённую четырьмя слонами колесницу, которой правил Феодосий. Кстати, слоны у императора действительно были - их подарил персидский царь Шапур III между 384 и 387 гг.
Перед Золотыми воротами сохранилась Триумфальная арка с величественными коринфскими колоннами и железными воротами между ними, воздвигнутая императором Феодосием II в 425 г, в честь его победы над Иоанном Примикерием. Поверху арки шли стихотворные строки на латыни, от которых остались лишь дырочки, куда крепились буквы. Надпись гласила: «Феодосий украсил это место после победы над тираном. Тот, кто возвёл сии ворота из золота, несёт золотой век».
Эти ворота являлись частью сухопутных стен Города, сохранившихся по сей день и протянувшихся от Мраморного моря в сторону Золотого Рога, строительство которых было начато в 408 г и завершено в 413 г. Перед стеной шёл оборонительный ров (увидеть его можно и сейчас).
Как бы не выглядело первоначальное укрепление у Золотых ворот, в XIV веке оно было отстроено заново императором Иоанном V. Так, были сделаны две башни из белого мрамора по обе стороны ворот, причём мрамор был взят из других зданий, ранее построенных в Городе.
Сейчас можно пройти через ворота через боковую арку. Для триумфального же въезда императоров использовался исключительно центральный, самый высокий пролёт арки, который в настоящее время заложен. Кстати, никаким другим целям этот пролёт не служил. Здесь с триумфом взъезжали многие императоры. Триумф был предприятием неслыханной грандиозности. Весь его путь составлял пять с половиной километров и оставался неизменным на протяжении целого тысячелетия.
В XII веке сил на триумфальное шествие через весь Город уже не хватало, и императоры ограничились празднованием на Ипподроме, но всё же последний триумф, который видели эти ворота, произошёл 15 августа 1261 г, когда Михаил Палеолог въезжал в отвоёванный у «латинян» Константинополь.
Потом время триумфов прошло, и величественные арки начали потихоньку закладывать кирпичом. Глядя снаружи, можно легко проследить три фазы этой закладки. Кстати, северная арка была впервые заложена ещё в XIV веке, во время строительства крепости у Золотых ворот.
Золотые ворота являются частью Семибашенной крепости (Yedikule Hisarı). Это музей, работающий ежедневно (кроме понедельника) с 9:00 до 17:00.
P.S: кстати, с платформы станции Казлычешме Мармарай открывается прекрасный вид на Золотые Ворота, Семибашенный замок и большую часть крепостной стены. Если пройтись по платформе (а она довольно длинная) по направлению к Золотым воротам, можно почувствовать себе путешественником или триумфатором, входящим в древний Константинополь по...
Read moreThe Golden Gate was built in IV-V centuries A.D. by Roman Emperors Theodosius I (347-395) and Theodosius II (401-450) and was incorporated in the structure of Yedikule fortress in 1458. There were only four Golden Gates for the entire history of mankind. They are the Golden Gates of Jerusalem, Constantinople, Kiev, and Vladimir. According to legends, the Golden Gate could be the gate where Grand Duke Oleg of Kiev and Novgorod (845-912), also known as Oleg the Wise, nailed his shield to as the symbol of his victory over Byzantines. His victory caused two treaties between Oleg and Greeks, signed in 907 and 911. From the Oleg's side, the treaty starts with the words "We are from the Russian kin..." Istanbul, 🇹🇷 Turkey 🇹🇷....
Read more