Gitmedik demeyin! Yolunuzun üstünden 20-30 km kadar sapıp bu yapıları görün ve tarihin kokusunu mutlaka içinize çekin. Tarihine gelicek olursak aşağıya bir alıntı bırakıyorum;
MS 8 ve 10. Yy arasında yapıldığı düşünülen, Ayazini’de en çok dikkat çeken ve dünyada çok az örneğine rastlanan Meryem Ana Kilisesi aynı zamanda Oyma Kilise ve Gavur Hamamı olarak da bilinmektedir. Yapı günümüzde kullanılan adını ise kilisenin güney narteksinin (Bizans mimarilerinde kilisenin ana mekanına açılan giriş bölümü) doğu bölümünde bulunan kabartma tekniğinde yapılmış “ Tanrı Anası “ anlamına gelen monogramdan almaktadır. Oyma Kilise denmesinin sebebi tek bir tüf kayaya oyulmuş olmasıdır. Gavur Hamamı denilmesinin sebebi ise içerisinde yakın geçmişe kadar düğünlerde kazan kaynatılarak banyo yapılması nedeniyle hamam olarak kabul edilen yapının gayrimüslümlerden kaldığını belirtmektir. Yakılan ateşler sonucunda kilisenin iç kısımının tamamı kararmış durumdadır..
Üçlü apsis (kavisli ve yarım daire) şeklinde düzenlemesinin dışardan da algılanacak şekilde işlenmesi, yapıyı Anadolu’daki diğer kaya oyma kiliselerden ayıran en önemli özelliktir ve Kudüs’e baktığı düşünülmektedir. Ses akustiği muzzam olan tarih ve kültür harikası bu kilisenin içerisinde haç kabartma ve yazılara rastlanmaktadır ve sütunların yıkılmış altı ayağının izleri görülebilmektedir. Planı Yunan haçı şekline benzemektedir. Kilise 3 ana bölümden oluşmaktadır. Bunlar yan, arka ve ana hacimdir. Ana hacim ortada kubbe ile yanlarda duvar ve payeler arasında tonoz ile örtülüdür. İç oda (Naos) kavisli ve yarım daire şeklinde (Apsis) bir yapıya sahiptir. Kilise içerisinde duvarlarda birbiri peşi sıra oyulmuş kemerli nişler ve aralarında kabartma haçlar bulunmaktadır. Yine giriş kısmının yan duvarında MP-OV harfleri kabartma olarak bir yazı bulunmaktadır. Bu harfler ise Grekçede “Tanrı Anası” anlamına gelen sözlerin kısaltmasıdır.
Eser Bizanslılardan kalma olup diğer önemli bir özelliği ise giriş koridoru ve narteks (giriş bölümü) duvarlarına kazınarak yapılmış Türk boylarına ait damgalardır. Kayı, Afşar, Bayat ve Eymir boylarına ait olduğu anlaşılan damgalar, Anadolu’nun Türk hakimiyetine geçtiği dönemlerin canlı tanıklarıdır. 1921 yılı kurtuluş savaşı sıralarında Yunan askerleri de alanı benimseyerek ve kilise de hem dini törenlerini hem de askeri törenlerini yapmaları bu alanın yalnız bir topluma değil birçok toplum için önemli yere sahip olduğunu...
Read moreAyazini Köyü-Metropolis yerleşkesi İhsaniye İlçesi’ne bağlı bir köydür. Köy Afyonkarahisar’a 32 kilometre uzaklıktadır. Afyonkarahisar-Eskişehir karayolunun 28. kilometresinden, Kayıhan Kasabası kavşağından sağa dönülerek, tüf kayalarla kaplı küçük bir vadi içinden Ayazini Köyü’ne ulaşılabilir.
Ayazini Metropolisi, bölgenin kolay işlenebilen volkan tüfü kaya yapısı ve jeopolitik konumu sebebiyle başta Frigler olmak üzere medeniyete yön veren uygarlıklardan olan Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar tarafından da yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.
Ayazini Metropolisi’nin kendine has yapısı, bu coğrafyada yaşayan toplulukların kültürlerini de etkileyerek ayırt edici bir unsur olmuştur. Metropolisin tamamının kolay işlenir kayadan oluşması sebebiyle sığınma amaçlı barınaklar ve kaleler; inançlarından kaynaklı olarak ise pek çok kilise va şapel görülmektedir. Kaya temelli bu özel yapılar bölgede değişik zamanlarda yaşamış toplumlar tarafından benzer amaçlarla kullanılmış, her kültür kendinden izler bırakmıştır.
Bazı kayalık yamaçların üst noktalarına yapılan evler, zaman içinde antik dönem mezarlarıyla kaynaşmış ve ortaya farklı kültürlere ait izlerin bir arada görülebildiği antik ve modern bir doku çıkmıştır.
Ayazini Metropolisi barındırdığı birçok kaya mezarları, kaya yerleşimleri, kilise ve şapeller ile bölgede tarih içinde gelişen farklı kültürleri en iyi yansıtan ve tarihle doğanın iç içe geçtiği gizemini hala koruyan antik bir köydür. Doğal oluşumlar ve her medeniyetten kalan tarih ve kültür izleri ile Ayazini Metropolisi kendine özgü mistik ve dingin atmosferi ile ziyaretçilerini mitolojik hikayelerin bir parçası olmaya teşvik eder.
Frigya’nın kalbi Ayazini Metropolisi binlerce yıllık tarihi ve gizemiyle keşfedilmeyi...
Read moreThis castle like structure sits in the middle of the Phrygian valley and is sided by some other interesting rock structures. You can explore very easily all the chambers all the way to the very top so you get an impressive view of it all both from within and of the surroundings. From the castle, you can descend the canyon that connects to the old city stone structures as the canyon is very walkable despite some water being there (you might get your feet a...
Read more