Uşak ilinin Karahallı ilçesinde yer alan Frigyalılar döneminden kalma tarihi köprü. Köprü ... Clandras Köprüsü ve çevresi bölge için önemli bir mesire yeridir. Tarihi köprü,daha doğrusu su kemeri olarak yapılmıştır ki köprünün iki ayağının uzantısına bakarsanız kayaların içine oyulmuş su yolunu görebilirsiniz. Çlandıras köprüsü Uşak ilinin simgelerindendir. Tıpkı Ulubey Kanyonu ve Karun hazineleri gibi. Uşak şehir merkezin de "Çılandıras" ismi verilmiş dükkanları görürseniz şaşırmayın Uşak Halkı bu mekanı çok sever. Vahşi bir doğanın içerisindeki vadinin iki yakasını birbirine bağlayan Cılandıras Köprüsü, antik dönemden beri var olan önemli bir geçit. Denizli-Uşak arasında uzanan eski Kral Yolu üzerinde yer alan ve İÖ 600’lü yıllara tarihlenen köprü, bölgede yaşayan çeşitli kavimler tarafından Uşak Ovası’nın verimli topraklarına erişmek için kullanılıyordu. Bugün taş döşeli bazı bölümleri yer yer sağlam kalan Kral Yolu ile Cılandıras Köprüsü, yöredeki ticari ilişkilerin gelişmesinde önemli bir rol oynadı.
Uşak iline 35, Karahallı ilçesine 14 kilometre uzaklıktaki köprü, Banaz Çayı üzerinde bulunuyor. Antalya’daki Oluk Köprü’nün biraz daha küçüğü konumundaki Cılandıras, kesme taş kullanılarak kasnak biçimli ve tek kemer gözlü olarak inşa edilmiş. Köprü toprak içine gömülen temeller üzerinde değil de vadinin iki tarafındaki kayalık zemine tutunan ayaklarıyla 24 metre yükseklikte yer alıyor. Darlığından dolayı sadece yayaların geçişine izin verilen köprü 24 metre uzunluğunda ve 1,75 metre eninde. Yöre halkının “Çılandıras”olarak söylediği kelime yazılı kaynaklara “Clandıras”olarak geçmektedir.
Bu tarihi su kemeriyle ilgili doğru bilgilere ulaşmak için Frig medeniyeti, Montanizm, Pepuza antik şehri.....vs. bir çok faktör taranmalı ve akademik bir çalışma yapılmalı diye düşünüyorum...
Su kemerinin ismi ünlü Frig kralı "Kıral Dros" tan gelmektedir. Su kemerini aşan sular az ilerideki kazısı yarım kalmış Pepuza antik kentine ulaşırdı. Çok dikkatli bir şekilde kayaların oyulması ile oluşturulmuş tarihi su arkını takip ederseniz sözü edilen Pepuza kentine ulaşmanız işten değil. Ark yer yer bozulmuş,yıpratılmış olsa da izlerine hala rastlamak mümkün. Tarihi Pepuza kenti antik 'Montanizm' tarikatının merkezi hükmündeydi. Bu tarikat dünyada kadınları lider olarak konumlandıran ilk inanış koludur. Diğer dinler kadınları ikincil görüp ötelerken Montanizm tarikatı aldığı ve uyguladığı kararlarla kadınlara iade-i itibar yapmıştır. Kadınlar yönetici olabiliyor dini öğretilerin betimlendiği vaazlar verebiliyordu. Feminizmin doğduğu topraklara su taşıyan tarihi su kemeri günümüz de yeterince tanıtılamamış,hakettiği yere ulaşamamıştır. Köprünün namı diğer şu kemerinin altından akan Banaz çayı kanyon yatağını takip ederek dünyanın en zun ikinci kanyonu olan Ulubey kanyonuna ulaşır. Kanyonun simgelerinden olan Çılandıras köprüsü ve Ulubey Kanyonu cam terasını ziyaret edin. Önce çılandırası ziyaret etmiş sonrasın da Ulubey kanyonun da uzunca bir yürüyüş yapmış,yürüyüşünün 10.km sin de cam terasa ulaşmış bu dünya güzeli kanyonun tabanından akan evsel, kentsel,sanayi atıklarının zifte dönüştürdüğü,zehirlediği Banaz Çayının hem kanyonu,hem doğayı katlettiğini ibretle yakınen izlemiş,şahitlik etmiştim. Bazı bazı kötü kokudan yürüyüşümü sonlandırmayı düşündüm ama kanyonun büyüleyici güzelliği kokuya tahammülümü artırdı. Çevre ile alakalı bakanlık ve kuruluşlar bu ülke de ne iş yapar? 2019 yılın da bir çayın kenarına arıtım tesisi kurmak bukadarmı zor? Evsel,kentsel,sanayi atıklarını derelere,çaylara,nehirlere boşaltmakmıdır devletin,çevre bakanlığının işi? Her medeniyet bir hediye bırakır bir zamanlar hakim olduğu topraklara. Frigler Clandıras'ı bırakmışlar bizler ise onların berrak temiz akan çayına kirimizi,pisliğimizi bırakmışız. Banaz çayı temizlenip,arıtılır ve kanyon yolu ıslah edilirse dünya turizminin gözdelerinden olur Çlandıras ve kanyon. Geç değil hiçbirşey için. Hiçbirşey için...
Read more✨ Cılandıras Köprüsü (alternatif adıyla Clandras Köprüsü), Türkiye'nin Uşak iline bağlı Karahallı ilçesinde, Banaz Çayı üzerinde yer alan antik bir yapıdır. Kökeni Frigya dönemine (yaklaşık MÖ 600'ler, yani 2500 yıl öncesine) dayanan köprü, aslında bir su kemeri olarak inşa edilmiştir. Roma döneminde (muhtemelen MS 2. yüzyılda) geliştirilerek, yakındaki Pepouza Antik Kenti'ne (bugünkü Ulubey Kanyonu yakınında) su taşımak için kullanılmıştır. Frigyalılar veya Roma mühendisleri tarafından Kral Yolu üzerinde stratejik bir konumda yapılmış olup, Anadolu'daki en eski su kemerlerinden biri olarak kabul edilir. Köprünün hikayesi, antik su yönetimi tekniklerini yansıtır; Friglerin hidrolik mühendislikteki ustalıklarını gösterir, ancak bazı kaynaklar Roma kökenini vurgular.
🗿 Mimari özellikleri bakımından, köprünün uzunluğu 24 metre, derinliği 17 metre ve genişliği 1,75 metredir. Tek kemerli yapısı kasnak biçimindedir; taşlar kalemle işlenmiş, zıvanalı kenetleme tekniğiyle birbirine bağlanmıştır. İki ucu dağ kayalarının yarı beline oturtulmuş, bu da doğal entegrasyonu sağlar. Yakınında Pepouza Antik Kenti kalıntıları bulunur ve köprü, antik su kanallarının başlangıç noktasıdır.
2025'te Cılandıras Köprüsü, iyi korunmuş durumda olup, herhangi bir büyük restorasyon ihtiyacı bildirilmemiştir. Mart 2025'te Karahallı Belediyesi tarafından aydınlatma çalışmaları tamamlanmış, gece yürüyüşlerini daha güvenli ve estetik hale getirmiştir. Köprünün yanında Karahallı Elektrik Santrali faaliyet gösterir; santralden boşaltılan su, beton bir kanal aracılığıyla köprü yanından 17 metre yükseklikten dökülerek doğal bir şelale etkisi yaratır. Bu, yapıyı daha etkileyici kılar ancak su akışının köprüye zarar vermemesi için izlenmektedir. Ekoturizm alanı olarak tanımlanan bölge, Ulubey Kanyonu Milli Parkı'na entegredir; yürüyüş rotaları ve mesire alanları korunmaktadır. Sosyal medyada karavan turizmi için popüler bir nokta haline gelmiş, ancak aşırı ziyaretçiye karşı bakım çalışmaları devam etmektedir.
Köprü, Uşak'ın gizli hazinelerinden biri olarak turizmde öne çıkmaktadır. Pepouza Antik Kenti Ekoturizm Alanı içinde yer alır; yürüyüş rotası 370 metre uzunluğundadır. Uşak merkezine 39 km, Denizli'ye 121 km uzaklıktadır. Ziyaretçiler için araç ile 100 TL giriş ücreti var; piknik alanları, ahşap korkuluklu yürüyüş yolları ve çınar ağaçlı mesire yerleri mevcuttur. 2025'te Ege'nin saklı cenneti olarak tanıtılmakta, doğa yürüyüşleri ve fotoğrafçılık için idealdir. Yakınındaki Ulubey Kanyonu ve şelalelerle birleşik turlar popülerdir. Ziyaret için Uşak'tan araçla 45 dakika sürer; koordinatlar 38°24′28″K 29°29′05″D'dir. Hassas bir antik yapı olduğundan, çevreye dikkat edin ve güncel hava koşullarını...
Read moreClandras köprüsü/şelalesi
Uşak, geçmişinde birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu medeniyetlerden kalma, tarihi miraslarımızdan birisi olan Clandras Köprüsü de, tüm görkemi ile hala dimdik ayakta bulunuyor. Köprü; Uşak ilinin Karahallı ilçesinde, Banaz Çayı üzerine kurulmuştur. Yaklaşık 2 bin 500 yıl önce; hemen yakınında bulunan Banaz Çayı'ndan, Pepouza Antik Kenti’ne su taşımak için, su kemeri olarak inşa edilmiş. Açılan su kanallarını takip ederek, antik kente ulaşabilirsiniz. ( Köprü; günümüzde yaya geçidi olarak kullanılıyor ve çevrede yaşayanlar için de serin bir mesire yeri konumunda ) Uzunluğu 24 metre, derinliği 17 metre, eni 1,75 metre.
Köprüyü yakından incelediğimizde, eşsiz bir mimari ile karşılaştık. El emeği göz nuru ile ince ince işlenmiş. Kullanılan taşlar, kalemlerle işlenerek, her birine özel detaylar çizilmiş. Taşlar birbirine sıkıca kenetlenmiş ve kasnak şekli verilmiş. Zamanla kilit taşlarından biri yerinden oynamış. Ancak; günümüzde, beton ile tamir edilmiş. Orijinalliğini yitirmiş olmasına rağmen, yine de bu görselliği ile, insana dinginlik veriyor. Hala tüm görkemiyle ayakta.
Köprünün yanında Karahallı Elektrik Santralı var. Santralden boşaltılan su, beton bir kanal ile, köprünün yanıbaşından, 17 metre yükseklikten dökülmektedir. Bu da şelale görüntüsü oluşturuyor. Yani; tüm coşkusuyla akan su, doğal şelale görüntüsü verse de, aslında; elektrik santralından boşaltılan su. Yine de görsel şovu ile insanı büyülüyor.
Bu tarihi köprünün, bazı kaynaklara göre Frigyalılar, bazı kaynaklarda ise Romalılar tarafından yaptırıldığı tahmin ediliyor.
Köprü ve çevresi; bölge için önemli bir mesire yeri olarak kullanılıyor. Çevre köy ve şehirlerde yaşayanlar, buraya doğa ile iç içe piknik yapmak için geliyorlar. Köprü girişinde, bir balık restoranı da var. Hem kahvaltı, hem de alabalık servisleri var. Giriş ücretsiz. Sadece; otopark ücreti alınıyor. Banaz Çayı’nın kıyısında, oldukça büyük bir alanda, piknik masaları, otopark alanı, restoran, havuz, mangal ve kamp yapabileceğiniz yerler bulunuyor. Kafeterya, tuvalet ve idari binaların yer aldığı beton platforma, birkaç piknik masası konmuş. Ulu çınar ağaçlarının yer aldığı akarsu kenarlarına, ahşaptan korkuluklu yürüme alanları var. Yürüyüş tutkunları için, yürüyüş parkuru da var. Oltaları ile balık avlamaya çalışanları da görebilirsiniz.
Önemli not; şehir dışından turistik amaçlı gelmek isteyenler, piknik ve mangal keyfinin bol olduğu dönemleri tercih etmesinler. Keyifli bir gezi olmayabilir.
Her yol benim için bir evrimdir Yollara devam Memleket Sevdalısı...
Read more