Muhteşem bir yer.
Uyarayım, sıradan yollarda veya basit patika dağ yollarında yürümeye alışkın olanlar için çok zorlayıcı olacaktır.
Genişliği ortalama 10 metreyi debisi ortalama 30 cm civarında olan ama yer yer belinizi geçecek derinliklere ulaşabilen buz gibi temiz berrak akan su ve sık ormanlık dokunun heryerini kapladığı dik kayalık yamaçlar.
Giriş ücreti yok. Ama aracınızı dışarıda yol üzerinde iyi bir yere park ederseniz tabi :)
Hem yürüyüş hemde piknik ve mangal derseniz girişte özel pinik mekanları var. Basit bir ücretle oralara girip arabanızı bırakıp ortamınızı ayarlayip yola çıkabilirsiniz.
Girişten yürüyüşe başlayınca 200 metre ileride sizi biri sağ biri solu gösteren iki tabela karşılayacak. Sol tabela "serindere vadisi" sağ tabela ise "serindere kanyolu" na sizi götürecek.
Sağdan kanyona gitmeyi tercih ederseniz aşağıya doğru sürekli derenin - suyun içinden yürüyeceksiniz. Bundan kaçma ihtimaliniz yok. Dere zemini sert keskin irili ufaklı kayalarla dolu. En dip zemin ise toprak ve çakıl karışımı. Çıplak ayakla yürümeyi denemeyin bu yolda ayaklarınız mutlaka yaralanacaktır. Tabanı yastıklaması güçlü silikon su ayakkabıları en uygunu olacaktır.
Su çok soğuk olduğu için alışkın değilseniz ilk 30 dakikada ayaklarınız çok şiddetli ağrıyacak hatta acı duyacaksınız. Suya güneşin değmediği gölge alanlarda bu acı ve ağrı dahada artacaktır çünkü su daha da soğuyor.
30 dakika sonra alışmaya başlıyorsunuz. Tabi bu dediklerim buranın en güzel dönemi olan suyun en debisi yüksek ve çağlayanların şölen sergilediği bahar aylarında özellikle de mayıs ayı için geçerli. Temmuz ayına da aldanmayın çünkü yinede soğuk oluyor.
Termal içliğiniz yoksa yüzmeyi tercih etmemelisiniz. Hipotermi ihtimalini göz ardı sakın etmeyin. Burada sağlık hizmeti size kolayca ulaşamaz.
Bu güzergah ta yürümeye başladığınız da 20 dk sonra akarsu iki kola ayrılıyor. Siz sola dönmez ve düz devam ederseniz ve enerjiniz varsa 3 saat kadar daha yukarı yola devam edebilirsiniz. Zirvenin ödülü şelale. Ve bu güzergahta arada rastgeleceğiniz adavari su içinde olamayan yerlere kamp atmayı unutun. Su bazen çekilip bazen hızla yükseliyor. Ayrıca ilk yağmurda tüm çadırı alıp götürür.
Sağdaki vadi tabelasına göre yola devam ederseniz yukarı tırmanmaya başlarsınız. 20 dk kadar rahat yürür muhteşem dağ manzarasının ve aşağıdaki akarsuyu izlemenin keyfine varırsınız. Bahar aylarında papatyalar sizi güzellik serhoşu edecektir.
Sonrasında patika daralır ve uçurumların kıyısında yürümeye başlarsınız. Öyle ki, kimi zaman iki kişinin aynı anda geçemediği kadar daralan yerler olur ve buralarda 60 metreden yüksek uçurumlar sizi bekler.
Devamında başladığınız yerden 30 dk. kadar yukarıda yol boyunca size eşlik eden geniş su taşıma hattı borularının içine uzandığı zifiri karanlık ve soğuk nemli dağ tüneli sizi karşılayacaktır.
Bu tünel yürüme ile yaklaşık 10 dakikada geçilebilir ama mutlaka fener gibi bir ışık kaynağına ihtiyacınız var. Kimi zaman kaygan ve ıslak boruların üzerinden, kimi zaman yanından bazen sağ bazen solundan yürümek zorundasınız. Ve başınızı tepenizde yükselen daraltan kayalara vurup yaralanmamak için "ışık" yani önünüzü görmeniz şart. Işık kaynağı olmadan geçilemez.
Bu tünel yolculuğu tehlikeli olsa bile çok keyifli olduğunu söyleyebilirim. Çıkışta dar patikalar ile amatör yürüyüşçüler için yol 15 dk daha devam ediyor. Devam etmek isteyenler için uzmanlık gerekiyor çünkü yol bitiyor ve kayalardan tırmanıp yolu olmayan çok ama çok sık orman dokusu içinde yukarı devam etmek mümkün. Ancak uzun kol elbiseler ve pantonlar, şapka balta yedek kıyafetler kısaca dağcılık ekipmanı şart.
Özetle muhteşem doğası, tertemiz berrak buz gibi suyu, dik heybetli tehditkâr yamaçları ve ister akarsu içinden ister dağın bizzat içinden, bağrından yürüyebilme imkânları ile enerjisi olan herkesin havasını değiştirebilecek kadar güzel İstanbul'a yakınlığı ile...
Read moreSerindere kanyonunda yürümeye karar verdiğimde kendime bir rota çizdim. Serindere ile yuvacık barajının birleştiği noktadan yürüyüşe başlayacak, kanyonu geçip, derenin kaynağına ulaşmaya çalışacaktım. Nerdeyse hiçbirini yapamadım. Öncelikle derenin yuvacık barajına kavuştuğu yere inemedim, inanılmaz uçurumlar var, bir de barajın suyuda 10 mt kadar azalmış, uçurumlar iyice ürkütücü olmuş. Daha önce böyle korkutucu uçurumları Artvin’de görmüştüm. Zaten Kocaeli’nin güney taraflarında yer alan köylerin çoğu da ya Karadenizli ya da Kafkasyalı, 93 harbinden sonra kendi memleketlerine benzer bir yere yerleştirilmişler. Konuya dönecek olursak, dereye paralel giden toprak yoldan yürümeye başladım, yol bir kaç defa ikiye ayrıldı ve hep dereye doğru yöneldim, sonunda dereye indim. Dereye indiğim yerde ağaç dallarından bank ve masa vardı, bu yerden bir kilometre kadar önce da yolun kenarında aynı şekilde masa ve bank vardı. Kim yaptıysa sağolsun. Derenin kenarına ulaşınca ayakkabımı çıkarıp, Deniz ayakkabımı giydim. Dere boyunca ilerlemeye başladım, bazen suyun içinde, bazen de dışında yürümek zorundasınız. Bazı geçişler zorlu oldu, ıslak kayalar üzerinde ilerlerken kayma ihtimali temkinli olmayı gerektiriyor, bazı yerlerde de ufak tefek tırmanışlar gerekiyor. Daha önce de dere içi yürüyüşler yapmıştım, fakat Serindere yürüyüş yaptığım yerler arasındaki en güzel yerdi. Fotoğraf ve video çekmekten doğru düzgün yürüyemedim😁. Bir de tabi dere içinde hızınız oldukça yavaşlıyor, saatte belki 2-3 km ile anca ilerleyebiliyorsunuz. Dere üzerinde bulunan alabalık tesisine ulaşamadan döndüm çünkü yürüyüşe geç başlamıştım, biraz daha ilerleseydim karanlığa yakalanabilirdim. Kanyonu dahi görememiş oldum. Burada yaklaşık 3 saat geçirdim, benim açımdan harika oldu. Serindere’ye yaz mevsiminde gelmenizi tavsiye ederim, dere içinde oluşan havuzlarda yüzmek çok güzel olur, hava serin olduğu için ben yüzmedim. Erken saatte gelin bir de sabah 8-9 gibi, zaman kısıtlamanız olmasın, yavaş yavaş uzun bir rotayı tamamlayabilirsiniz. Yanınıza muhakkak deniz ayakkabısı alın, diğer türlü dere işinde yürümek çok zor olur. Kıyafetleriniz ıslanacağı içim yanınızda yedek kıyafette bulundurun, sırt çantanızda da muhakkak yiyecek, içecek bol miktarda bulunsun ve en önemlisi de tek başınıza yürümeyin, başınıza bir şey gelse, birinin yerinizi bulup, size ulaşması...
Read moreBugün bu zorlu parkuru tamamladık aşşağı yukarı 2.5 3 saat kadar sadece şelaleye ulaşmakla vakit harcadık iniş daha kolay oldu 2 saatte indik.
Parkuru tamamlama cesareti gösterecek arkadaşlar için ufak uyarılarda bulunayım. Seçtiğiniz ayakkabı eğer arazi koşullarına ve su içinde giymeye uygun değilse yaralanma olasılığınız yüksek ( ayak burkmaları,düşmeler vs) su içindeki kayalar çok kaygan olabiliyor tırmanırken yada inerken basacağınız başka kaya olmadığı zamanlarda mecbur kaygan kayaya basıyorsunuz ve problem olabiliyor. Yanınızda sırt çantasıyla çıkın ve mümkünse çantanın içine koyduklarınızı sudan koruyacak bir su geçirmek kılıf alın. Çok fazla ıslatmadan da geçebiliyorsunuz elbet ama ayağınız kayarsa suyun içine çantayla oturmanız olası bir durum. Su çok soğuk ve git gel ortalama 5 saat sürüyor desek üzerinizdeki kıyafetler asla kurumuyor 5 saat ıslak kıyafetlesiniz ve sürekli suya gir çık yapıyorsunuz hipotermi riski mevcut. Yedek tişört atlet getirip çantanızdaki su geçirmez torbaya koyun( bu kalın poşette olabilir ) Yanınızda küçük ilkyardım malzemeleri bulunduran bir çanta taşımanızı tavsiye ederim olası burkulma incinme kesik veya hipotermi olursa ısıtıcı battaniye gibi şeyleri kullanmak için. Ek olarak yanınızda düdük bulundurun önlem amaçlı çünkü eğer gruptan ayrı düşerseniz suyun akış sesinden kendi sesinizi duyurmanız zor olabilir. Korkulacak bir tarafı yok bende professionel değilim ben yaptıysam herkes yapar ama önlem almakta fayda var bana da tecrübe oldu. Yanınızda yiyecek içecek şekerli tuzlu şeyler bulundurun belli bir süre sonra şeker tansiyon düşmesi yaşanabiliyor sürekli yere bakarak basacağın yerlere bakarak gittiğin için. Başka birşey söylemeye gerek yok tadını...
Read more