Nallıhan Kuş Cenneti 1959 yılında hizmete giren Sarıyar Barajı’nın kuzeyinde Aladağ Çayı’nın Sarıyar Barajı ile birleştiği yerde oluşmuş yapay bir sulak alan ekosistemidir. Ankara ili, Nallıhan ilçesi, Davutoğlan köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Tarihi ipek yolu üzerinde bulunan Nallıhan Kuş Cenneti, Ankara ve Eskişehir illerine 130 km, İstanbul’a 300 km, Bolu’ya 100 km, Beypazarı ve Nallıhan ilçelerine ise 30 km mesafededir.
Nallıhan Kuş Cenneti ülkemizin önemli kuş alanlarından biridir. Barındırdığı kuş varlığı nedeniyle “Nallıhan Kuş Cenneti” olarak tanımlanmıştır. Aladağ Çayı’nın Sarıyar Barajı ile birleştiği yerde, kuşların daha yoğun olarak görüldüğü 425 ha’lık alan 1994 yılında Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak tefrik edilmiş ve avcılık yasaklanmıştır. Sahada avcılığın yasaklanması, insan faaliyetlerinin sınırlandırılması ve kamuoyunda farkındalık düzeyinin artmasıyla, kuşlar güvenle üreyebilecekleri ve barınabilecekleri bir alana kavuşmuştur.
Aladağ Çayı ve çayın baraja döküldüğü yerde oluşan söğütlükler, sazlıklar ve ılgınlar ile geniş tarım arazileri, kavaklıklar, bozkır alanları, kayalık yarlar ve tepelikler gibi ekolojik karakteri farklı yaşam alanları ve zengin besin varlığı değişik türden kalabalık kuş gruplarının alanda barınmasına imkan sağlamaktadır.
Bugüne kadar Nallıhan Kuş Cenneti’nde 191 kuş türü gözlenmiştir. Sadece Nallıhan Kuş Cenneti değil, Sarıyar Barajı’nın tamamı kuş yaşamı açısından önemlidir. Sarıyar Barajı kışın binlerce su kuşunun alanda barınmasına imkan sağlamaktadır. Ülkemizde uzun yıllardır yapılan Kış ortası su kuşu sayımları (KOSKS) sırasında bazı yıllar barajda kışlayan su kuşu sayısının 50.000’i geçtiği gözlenmiştir. Alanda kışlayan kuşların önemli bir kısmını yeşilbaş, angıt, elmabaş patka, sakarmeke, karabatak ve karabaş martı türleri oluşturmaktadır.
Aladağ Çayı’nın baraja döküldüğü yerde oluşmuş söğütlük, balıkçı türleri için ülkemizdeki en önemli üreme habitatlarından biridir. 5 ha’lık söğütlük alanda; 190 çift küçük akbalıkçıl, 170 çift gri balıkçıl ve 140 çift gece balıkçılı üremektedir. Gri balıkçıl yuvalamak için söğüt ağaçlarının üst ve orta dallarını tercih ederken, küçük akbalıkçıl yuvalama alanı olarak üst dallara yakın ve/veya orta dalları kullanmaktadır. Gece balıkçılı ise söğüt ağaçlarının en alt dallarını kullanmaktadır. Her söğüt ağacında 8 ile 15 arasında yuva yapmaktadırlar. Koloninin yakınlarındaki söğüt ağaçlarında ise kuluçkaya yatan 2 çift kara çaylak kaydedilmiştir. Kuş Cenneti’ndeki sazlık alanda ise küçük batağan (5 çift), bahri (2 çift), alaca balıkçıl (2 çift), angıt (20-30 çift), yeşilbaş (15-20 çift), sakarmeke (10 çift) kuluçkaya yatmaktadır.
Kuş Cenneti’nin arka sırtlarında yer alan ve doğu ve güney yönünde uzanan kayalık yarlar kara leylek ve yırtıcı kuş türleri için önemli üreme habitatları oluşturmaktadır. Bu bölgede 4 çift kara leylek, 1 çift kızıl şahin, 2 çift kukumav ve kaya kırlangıcı ile kaya sıvacı kuşunun üredikleri kaydedilmiştir. Türkiye’nin Önemli Kuş Alanları Güncellemesi’nde ise bölgede 20 çift kara çaylak ve kara leyleğin ürediği belirtilmiştir (2004). Alanda şimdiye kadar geniş çaplı bir üreme çalışması yapılmamış olmasından dolayı bu rakamların daha da fazla olduğu tahmin edilmektedir. Yapılacak detaylı bir üreme çalışması sonucunda başta yırtıcılar olmak üzere alanda kuluçkaya yatan çok sayıda kuş türünün tespit edileceği düşünülmektedir.Alanda üreyen, kışlayan, beslenen ve barınan kuş popülasyonları için Aladağ Çayı’nın varlığı ve baraj su seviyesindeki mevsimsel salınım büyük önem taşımaktadır. Kuş Cenneti’nde üreyen balıkçıl ve leylek türlerinin hemen tamamı Aladağ Çayı ve Çay’ın etkilediği alanlarda beslenmektedir. Kuşların üreme dönemi olan Mayıs- Temmuz ayları arasında barajdaki su seviyesinin yükselmesi ağaçlarda ve sazlıklarda kuluçkaya yatan kuşlar için güvenli ve korunaklı ortamların oluşmasını sağlarken, alanda kuşların besinini oluşturan kurbağa, böcek, balık vs. canlıların popülasyonlarının artmasını da sağlar. Alıntı:...
Read moreAnadolu’da, birçok sulak alanı, gölü kuruttuk ama 1959 yılında Sarıyar barajının yapımı, Ankara’nın Beypazarı ve Nallıhan ilçelerine 30 kilometre uzaklıkta bulunan Gökkuşağı Tepelerinin arasında bir kuş cennetinin oluşmasına yol açtı. Davutoğlu köyünün sınırları içerisinde, Aladağ Çayı’nın baraja döküldüğü yerde oluşan bu yapay sulak alan, tarihi İpek Yolu’nun da geçtiği bölgede yer alıyor. Anadolu’da sulak alan ve göllerin birer ikişer kurumasından olsa gerek, özellikle Kırşehir Seyfe Gölü gibi geniş bozkırların ortasındaki göllerde yaşamaya, üremeye alışkın göçmen kuşlar için burası tam bir cennet olmuş zaman içerisinde.
Nallıhan Kuş Cenneti” yazılı ahşap tabelanın altından ilerleyip kısa bir yokuştan inerek aracımızı otoparka yanaştırdık. Öğle 11 sularıydı saatler ve bizim dışımızda sadece bir araç daha vardı en az 30-40 araç kapasiteli otoparkta. Etrafa kuşlar ve sulak alan-gölle ilgili bilgilendirici tabelalar serpiştirilmişti. Geniş, iki katlı bir binanın önünden gölün içine doğru ahşap bir iskele uzuyordu. Binanın alt katında içleri doldurulmuş hayvanlar vardı. Gölde bulunan kuşların yanı sıra su samuru, saz kedisi, porsuk gibi hayvanlar camlaşmış gözleriyle kendilerine ayrılmış, loş ışıklarla aydınlatılmış bir köşede sanki durup bize poz veriyorlarmış gibi capcanlı görünüyorlardı. Sıcaktan camları buğulanmış, yoğun bir nem tabakasının olduğu üst katta ise göl çevresinin ve göldeki kuşların birbirinden güzel fotoğrafları sergileniyordu.
Göl çevresindeki tesislerin olduğu bu alanda bulunan ikinci bina ise tek katlı idi ve diğerinden daha küçük bir kulübeydi. Kulübenin önündeki gölgede güler yüzle “hoş geldiniz” diyen ve size çay-kahve ikram etmek isteyen orta yaşlı, Doğa Koruma ve Milli Parklar üniforması giyen bir görevli oturuyordu.
Bu binaların göle yakın köşelerinde ahşap malzemeden küçük gözlem kulübeleri yapılmış, bu kulübelerin dört bir yanına kuşların rahatsız edilmeden izlenebilmesi için ufacık pencereler açılmıştı.
Genelde bu tür yerlerden alışkın olmadığımız bir temizlik ve düzen gözleniyordu. Belki de sezon sonu olduğu için böyleydi bu. Görevlinin dediğine göre son günlerde bizim gibi birkaç meraklının dışında pek gelen giden de olmuyordu. “Baharda gelmeniz lazım. Kuşların en çok olduğu zaman ilkbahardır. Şimdi sezon kapanıyor yavaş yavaş ve göçmen kuşlar gitmeye başladı” dedi, güler yüzlü görevli. Gerçekten de göl üzerinden uçan, yüzeyinde oynaşan, kuş türleri ve sayıları çok az gibi...
Read moreMy rating for the park, not nature. What is called Kuş Cenneti is a completely idiotic place, they blocked the best points for observation and are closed in the morning, in the most suitable time for birdwatching. I had to watch from the road. On June 19 at 7 am there were a lot of birds, look photos (ibis, black-crowned night heron, little egret, white stork, grey heron, eurasian coot, ruddy shelduck in a big amount, big cormorant. On June 18, at about 17.00, the park was opened. God grant if this lake will be not completely ruined by bridges and roads which are under construction, as well as by agriculture, and that's enough for...
Read more