Başkonuş Yaylası — Attraction in Onikişubat

Uzun uzun yazmayı istiyorum.. hersey muhteşemdi iyi çok güzel ayrı ama tek kelime ile çok anlam barındıran Muhteşem kelimesini BAŞKONUS YAYLASI için yazabilirim.. genç, yaşlı, evli, bekar, çocuklu herkese hitap eden sakin dingin çevreci biryer.. evler, odalar tertemiz misler gibi.. Etrafta çöp göremezsiniz.. İlk girişte sizi çok güzel masal gibi biryer karşılıyor çok çok ilgili personel.. ayrica öyle dakikalarca bekletmiyorlar:) giriş saatinden 1 saat ònce gittik hemen restorana yönlendirip bize çay ikram ettiler.. bazı seyler basit gibi gorunsede agirladiklari konuklara önem vermeleri çok kibar bence.. ilk gelisimizdi ama ilk dakikadan geç kalınmış bir geliş diye düşündük okadar güzel ve ilgili biryer..personeller çok mutlu çalışıyor.. her gittiğim yerde sohbet ederim çalışanlarla baskonuşuda az çok arastirmistim gitmeden.. özel bir işletme ama doğayla inanılmaz bütün aynı zamanda doğaya zarar vermeden inşaa edilmiş biryer hayatımda masal gibi dediğim istisna yerlerden biri oldu.. Genel müdürün mütevazı duruşu güler yüzü geç kalınmış bir geliş olduğunu bize tekrar hatırlattı.. 3 gündür burada konakliyoruz ve en çok sevdiğimiz kısımlarindan birisi çocukların kesfedecegi bir çok becerinin olması.. at biniciliği, yürüyüş parkuru, kocaman oyun alanı doğanın icerisinde ve en önemlisi geyik, kaz, ördek ve atlardan oluşan mini bir hayvanat bahçesi olması😊 zaman burada çok sakin, tertemiz fazla dolu dolu geçiyor... sindire sindire yasiyorsunuz zamanı.. restorant fiyatları çok uygun ayrica eğer konaklamali kaliyorsaniz kahvaltı dahil ve israfsız bir porsiyonlamayla harika organik ürünlerin olduğu bir kahvaltı sizi bekliyor.. eğer günübirlik geleceksenizde fiyatlar inanılmaz uygun... ve porsiyonları doyurucu.. servis elemanları çok ilgili restoran bölümünde Ahmet K. beye çok çok teşekkür ederiz çok çalışkan guleryuzlu ve üslupta kusur etmeden memnuniyetle iletişim kuran bir delikanlı.. kasada duran calisanindan mutfak elemanlarına kadar tertemizler.. restoranda ara ara kucuk bardaklarda ilikli kemik suyu ikramları çok iyiydi.. üst yönetim herseyi çok ince düşünmüş inanın... bence her gelen çokça yorum yapmalı çokça çıkıp çıkıp gelinmeli..😊 biz çok memnun kaldık.. zaten ufak bir araştırmayla ünlü gurmelerin ve tanınmış medya isimlerininde tercih ettigi bir yer oldugunu gorebilirsiniz. Bence kuruluşunun altında uzun bir yol, uzun bir tecrübe, nasihat ve eğitim yatıyor.. iyi bir insan olup temiz bir kalple yola koyulmalari yatıyor.. eşimle bana 3 gün yetmedi tekrar gelecegiz. resepsiyonda veli bey, kadir bey, restorant bölümünden Ahmet K bey, çevredeki gorevlilere kadar herkese çok çok teşekkür ederim... ve üst yönetime Kahramanmarasa böyle güzel bir tesis kazandırıp böyle güzel bir imkan sunduğu için ayrıca teşekkürler.. herzaman iyilik güzellik ile uzun yıllar hatta geleceğe miras kalan bir işletme olmuş emeğinize sağlık.. huzurla sükunetle güzellikle çalışmanız nasip olsun.. iyi...

Başkonuş Yaylası

Her sabah kalkınca birkaç dakika hiç konuşmadan hayran hayran çevremize bakınıyoruz, doğanın güzelliği karşısında büyüleniyoruz. Herkesin görmesi gereken müthiş güzelliklerle dolu Başkonuş Yaylası. Mükemmel bir doğa var burada, insana yaşadığı hayattan haz aldırtıyor. Doya doya yaşamak için geç kaldığımıza üzülüyor, geç de olsa doğa güzelliklerini yaşadığımız için sevinçliyiz. Bulutların tüm ihtişamıyla Başkonuş Yaylasının üstünden geçerken bizi selamlayışı görülmeye değer. Olağanüstü bitkilerin bulunduğu, yağmurun bir başka yağdığı mucizevi bir doğa harikası burası. Burada bir süre kalınca, çok şey kaçırdığımızı düşünür olduk. Yeryüzündeki cennetin bir diğer adıdır Başkonuş. Bol oksijenli havası, yemyeşil bitki örtüsü, dünyanın hiçbir yerinde eşine rastlanmayan buz gibi akan suları, yaz ortasında bunalmadan bir nefes alma olanağı tanıyan iklimi ve insanı bir anda çepeçevre saran yeşil ortamıyla insana 'dünyada' olduğu hissini ve mutluluğunu yaşatan mucizenin adı Ilgaz. Burada çam, ladin ve kayın ormanlarıyla kaplı bir doğa harikası var. Buralar sonbaharda da ayrı güzelmiş; sonbaharda yaprakların sarı, turuncu, yeşil, kahverengi tonlarında bir renk cümbüşü sunduğunu, sonbaharda yeniden gelmemiz gerektiğini önerdiler. “Kışın da karlarla kaplı ağaçlar, bembeyaz görünümüyle gözlerinizi alır, baharı da ayrı olur” dediler. Yazın bunaltan sıcağında ise Ilgaz yaylalarının genel özelliğiymiş küfül küfül bir rüzgar esiyor, bizi serinletiyordu. Yaylada yer yer dağılmış ahşap evler var, buraların süsü gibi duruyor, ambiyansı bozmuyor, şirin görünümlü binalar bunlar. Bu yöre insanlarını da unutmamak lazım; sahilden dağlara doğru yükseklik artınca karşılaştığımız insanların kalitesi de aynı oranda artmakta.. Yani o kalabalık turistik sahillerde ki yozlaşmışlık burada yok. Burada insana turist gibi değil de insan gibi davranıyorlar. Yürüyüşe çıktığımızda, yorulunca bir ağacın gölgesine uzanıyoruz, ninni gibi geliyor rüzgarın sesi, bir şekerleme bile yaptığımız oluyor. Zirvesindeki huzur başka bir yerde yok. Ilgaz dağları üzerine günlerce yazsam bitiremem; gelmek, görmek, bu güzellikleri bire bir yaşamak...

6 gün boyunca hem hafta içi hem hafta sonu kamp yaptık. Hafta içi sakin, temiz, sessiz olan alan hafta sonu (cuma akşam-pazar akşam) tam tersiydi. Tuvaletler pis, yerlerde çöpler, dipdibe çadırlar, saygısız insanlar, acayip bir gürültü kirliliği.. saat 23.00 de bile resmen düğün gibi bir ses ve ışık rahatsızlığı devam ediyordu. Aktiviteler var, çocuk için tren(5 dk 50 tl), ATV motor(15 dk 500 tl), at binme, albino ceylan ve geyikleri görme imkanı, ördekler, bisikleti olanlar için bisiklet yolu, doğa yürüyüşü(2 farklı yürüyüş alanı var biri 3 km biri 5 km, yolları doğal olarak bozuk ama tabelalar olmasına rağmen çok fazla insan kaybolmuştu ve korkuyla gelen gençler vardı, bizde yoldan geri döndük kaybolma korkusuyla). Markette genel ihtiyaçlar vardı, fiyatlar bir tık fazla denebilir, tuvalet kağıdının veya poşet çayların 1 adet olarak satılması çok iyi düşünülmüş, kamp malzemeleri, mangal malzemleri vs. vardı. Kömür 95 tl iken odunun 250 tl olması absürt bir fiyatlandırmaydı, ormandan odun toplamak daha mantıklı oldu. Her 10 metrede bir mangal veya tenekeler mevcut, bu çok iyi oldu. Bulaşık yıkama alanları ara ara konmuştu, sular fazla kireçliydi resmen beyazdı ama bulaşıklar için bu bir sorun teşkil etmiyor. Günlük kamp parası 450 tl ve geceleri post cihazıyla gelip topluyorlar. Gün içinde de hava baya serin ama gece aşırı soğuktu ve çadırlara kedi köpekler geliyor baya korkutucu oluyor :) ama kamp yapanlar bu duruma alışıktır. Işıklandırma çok az, sadece araba yolu üzerinde bazı alanlarda var (bazen o da yanmıyor) ama orman zifiri karanlık, ışıksız gelip mağdur olan çok insan vardı. Huzur, sessizlik, sakinlik isteyenler için pazartesi-cuma arası uygundur. Manzara mükemmel, gece 2den sonra yıldızları ellerinizle tutacak kadar yakında ve inanılmaz derecede büyüleyici oluyor. Restoran ve kafe var ama bilgim yok. Akşam 22.00 son...