Viranbağ Plajı — Attraction in Prince Islands

We went on a very hot Wednesday, three people (sister and brother — both adults — and our mother). The Beltur beach, that was our first choice, was full, so we walked about 20 minutes under the sun to this beach instead. The entrance was 500TRY (vs 350 at Beltur) per person, but there were a bunch of free umbrellas, so we stayed.

There’s a toilet, an open shower and several changing cabins, a mirror outside. The sea is full of seaweed as is normal for this sea afaik, but those are small pieces that didn’t bother us at all, and besides, one of the guys was cleaning the water every once in a while. The beach is shingle (stone), but you don’t have to enter through the shore, as there’s a pier with two ladders into the deep part of the water.

We didn’t order food, but the staff were polite, spoke perfect English, and the ice cream and water that we ordered were brought to us immediately. We paid by card, and a boat took us back to the port free of charge.

It’s a bit on the expensive side, but overall would recommend. My guess is, not too many people go to this beach as it’s further from the port and a bit of a walk, so it’s not...

Let’s break it down on the pros and cons:

(Entrance fee 1250 TL - July 2025 ; includes the sun bed and seats)

Pros

✅ it is a very intimate place, it wouldn’t get too crowded so for a day with friends like I wanted was great (10 of us) ✅ they had someone cleaning the water during the whole day ✅ very beautiful set up and view ✅ they don’t allow kids under 12 and men coming alone - heaven for a get away with the girlies

Cons

❌ The staff that welcomed us was quite rude because apparently my friend didn’t complete the booking - but there was space and there was no need to be talking trying to prove a point for 10 minutes, not necessary and unprofessional. ❌ food was not good apart from the chips ❌ the sea is full of seaweed - for me it’s okay but some people don’t like it so I want to mention it ❌ waiters take too long to pass around, as it looks more like a high standard location we’d expect better service tbh

Overall I’d come back for a quiet place with not many people, if they improve the food and service this place can go from okay...

Büyükada Viranbağ Beach’te Tatil Değil, Sinir Harbi Yaşadık

Pazar günü için sakin bir deniz günü hayal ederken, kendimizi adeta sinir katsayımızı test eden bir yarışmanın ortasında bulduk. İstanbul Büyükada'daki Viranbağ Beach isimli plajda yaşadıklarımız, "Bir işletme bir insanın gününü nasıl mahveder?" sorusuna adeta tez konusu olur. Öncelikle 1 saat süren vapur yolculuğundan sonra, plaja ulaşmak için tekne servisi beklememiz gerekiyordu. Servis saati 13:00 olarak belirtildi ama ne yazık ki bizim hatamız, dakiklik beklemek olmuş. Uyarmama rağmen 13:45’e kadar ne ses var ne hareket! Tepki göstermesem, muhtemelen görevli hâlâ güneşe karşı güneş gözlüğüyle poz veriyor olurdu. Tekne sonunda lütfetti, plaja vardık. Şaka gibi ama sadece giriş için 1.250 TL alıyorlar. Yunanistan'dan İtalya’ya, İspanya’dan Karadağ’a kadar birçok ülkede denize girdim ama bu derece fahiş bir fiyatla, bu kadar pis ve yosunlu bir plaj görmedim. Hayır, insan bari içine bir ekstra bir şey yapar, sedece şezlongların minderlerini değiştirmekle mekan olunmuyor. Bu arada sadece içeriye adım atmanız için bu rakamı veriyorsunuz. Ve gelsin “günün sürprizi”! Bizi en köşeye, duşların yanına buyur ettiler. Boş şezlonglar varken, resmen "Sizi buraya atalım da gününüz zehir olsun" dercesine. Neyse, biz de ortamda biraz ferahlık bulmak adına iki kişilik boş bir yere geçtik. Ancak hemen bir görevli (kendisi müdürmüş, pek havalıydı! Sanırsınız adanı sahibi ) dikildi tepemize. “Burası rezerve” dedi. Etraf bomboş ama nedense o iki kişilik yer adeta altınla kaplıymış gibi sadece başkalarına layıkmış. Saat 15:00’te rezerve edilen yere oturduk diye kıyamet koptu. Müdür bey, adeta sabah evden kavga ederek çıkmış gibi bir tavırla, “Kalkın diyorsam kalkacaksınız!” şeklinde emir yağdırdı. Bir açıklama, bir çözüm yok. Teklifimiz ne? “O zaman başka bir yer gösterin.” Cevap: “Yok. Alın paranızı, gidin.” Evet, bize öğle sıcağında, ulaşımın neredeyse imkânsız olduğu bir konumda paranızı alıp gidin dediler. Tekne servisi bile yok! Ada yolundan yürümeye başladık, kız arkadaşım güneşten fenalaştı. Zar zor bir araç bulduk da merkeze ulaştık. Eczane, tansiyon ölçümü, yatıştırıcı derken kendimize zor geldik. İşte bu yüzden insanlar neden yurt dışına kaçıyor, bir kez daha anladım. Kendi memleketinde insan yerine konulmamak, paranla rezil olmak çok daha ağır geliyor. Bir hizmeti bu fiyata sunup üzerine bir de saygısızlık ekliyorsanız, işletme sahipleri ve çalışanların yeterliliklerini gözden geçirmeleri gerekiyor. Son olarak, Viranbağ Beach’e gitmeyi düşünen dostlara sesleniyorum: Kendinizi, ruh sağlığınızı ve cebinizi seviyorsanız uzak durun. Çünkü burası “beach” değil, bir insanın keyfini bozan, saygısız insanların...