Şehrin ortasında doğayı hissetmek çok güzel. Ancak kapıda para alan arkadaşlar birazda temizlik için uğraşsalar iyi olur. Yine temizlik sorunu, her yer çöp malesef Kale, Doğu Roma İmparatorluğu döneminde inşa edildi.[1] 11 ve 12. yüzyılda inşa edildiği tahmin ediliyor.[2] O zamanki adı olan "Aetos" (Αετός), Yunancada "kartal" anlamına gelmekteydi. Bu isim, günümüze kadar çok ufak değişiklikle korunmuştur.[1] 11. yüzyılda Türklerin Konstantinopolis'e (günümüzde İstanbul) yaklaşmaları üzerine kalenin önemi arttı; ancak Haçlı Seferleri'nin başlamasıyla Türkler bölgeden ayrıldılar.[1] 13. yüzyılın sonlarında bölgede, yeniden mücadeleler baş göstermeye başladı.[1] 1326-1328 yıllarında Kocaeli Yarımadası'nın büyük bir kısmı Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine girmişti. Bu dönemde iki devlet arasındaki sınır, Aetos-Pentikion (günümüzde Pendik) hattı üzerindeydi.[1]
Âşıkpaşazâde Tarihi'nde yer alan bilgilere göre Osmanlı Padişahı Orhan Gazi, kalenin alınması için Abdurrahman Gazi, Akça Koca ve Konur Alp'i görevlendirmişti. Önce Semendra Kalesi'ni (günümüzde Samandıra) ele geçiren Osmanlı kuvvetleri, daha sonra Aydos Kalesi'ni kuşattı.[1] Âşıkpaşazâde'ye göre, kale tekfurunun kızı kuşatmadan önce rüyasında, yakışıklı bir kahraman gördü, sonrasında ise kendini bir çukurda buldu. Bu kahraman onu kurtardı, giysilerini çıkardı yıkadı ve kıza yeni giysiler giydirdi. Kız, kısa süre sonra kaleyi kuşatan Osmanlıların arasında gördüğü Abdurrahman Gazi'yi rüyasındaki kahraman olarak tanıdı ve kaleyi ona teslim edeceğini yazdığı notu bir taşa sarıp askerlere fırlattı. Notta, Türklerin geri çekiliyormuş gibi yapmaları, gece geri gelmeleri ve kendisinin onları kaleye alacağı yazılıydı. Gece olunca kız, kale bedeninden bir kement attı ve Abdurrahman Gazi buna tutunarak kalenin içine girdi. Kapıyı içeriden açmasının ardından içeri giren Osmanlı askerleriyle birlikte kale, Osmanlı egemenliğine girdi.[1] Bu hikâye daha sonraları, başka yazarlar tarafından farklı biçemlerde dile getirildi. Neşrî'nın kaleminde yaşananlar bir aşk öyküsüne, Hoca Sadettin Efendi'nin anlatımında dinî bir öyküye dönüştü.[3] Bir versiyonda tekfur kızı, rüyasında İslam peygamberi Muhammed'i görüyordu.[1] Sonraki yıllarda kızın rüyası; Hadidî, İbn-i Kemal, Katip Çelebi, Solakzade Mehmet Hemdemi Efendi gibi isimler tarafından, farklı şekillerde anlatılırken, Joseph von Hammer-Purgstall ve Alphonse de Lamartine de olayı kendi kitaplarına taşıdı.[3] 1558 tarihli Osmannâme'de yer alan, Arifî'nin bir minyatüründe tekfur kızı, Abdurrahman Gazi'yi uzun saç örgüsünü kaleden sarkıtarak kaleye çıkardığı tasvir edilmiştir.[3]
Fetihten sonra kaleye yerleşen Abdurrahman Gazi önderliğinde Scutari (günümüzde Üsküdar) taraflarına akınlar düzenlendi.[4] Ancak bir müddet sonra kale önemini kaybetti.[3] Hoca Sadettin Efendi'nin Tâcü't-Tevârîh adlı eserinde İzmit'in 1337 yılındaki fethinden sonra Orhan Gazi'nin şehri çok beğendiği ve buranın yakınlarındaki Aydos Kalesi'ne artık ihtiyaç olmadığından kaleyi yıktırdığı, muhafızları ve kalenin içinde yaşayanları İzmit'e getirdiği ifade...
Read moreHaftasonu gittiğimiz için çok kalabalık ve piknik masaları çok düzensiz ayrıca mangal yakılıyor bu iyi ancak dibdibe olduğu için masalar oturduğunuz daha doğrusu mangallar yandığı sürece o dumanı içinize çekmek zorundasınız. Giriş 25 lira Piknik Masaları 20 lira Göl manzarası güzel ancak kalabalık olduğu için sesten pek birşey anlaşılmıyor huzur bulmak istiyorsanız. Göl de tekne ve yunus bisikletleri var. Tekne 20₺ yazıyor uzaktan baktığınızda ama binmeye gittiğinizde kişi başı 20₺ olduğunu öğreniyorsunuz. Yine de tekneyle tur güzeldi. Yunusla bir saati 60 lira pedal çevirmeye değmez bir saat. Sakinlik arayanlar haftasonu gelmemeli halk plajı gibi bir görüntü oluyor ve düzen namına hiç birşey yok. Tuvaletler çok temiz değil kadın tuvaletinde sıra çok oluyor erkekler için sıkıntı yok sıra beklemezsiniz. Gölün etrafını arabayla dolanayım derseniz yollar çok kötü tavsiye etmem ve tabela yok. Hatta etrafını döneyim dedim ben, bir yerde yol bitti, gölün devamı yolu kapatmış geri dönmek zorunda kaldık. Arabanız modify ise ya da altı alçak ise o yola hiç girmeyin, geldiğiniz gibi çıkın. Gölün yukarları orman içi daha sakin orda ücret durumu nasıl bilmiyorum ama göl manzarası yok. Daha sakin olsun derseniz hafta sonu tercih edilebilir. Halka karismayayim derseniz cafeler var. Cafelerin olduğu yerlerde sakin. Göl güzel ancak yoğunluk olunca pek keyifli olmuyor. Ördekler var devriye gezen 4 ördeği mutlaka görürsünüz gölde ama sürüyü görmek isterseniz gölün sonuna doğru tekne turu yada yunus bisikletiyle...
Read more_Kartal Yakacık Aydos Ormanının içinde gizli bir güzel yatıyor. Çocuklu aileler için ideal. İçeride ailenizle birlikte yemek yeme yerleri ve sağda solda oturmanız için seyyar masalar bulunmaktadır. İsterseniz, yanınızda getireceğiniz kamp malzemeleriylede gölün etrafında oturabilirsiniz. Mangal-Semaver ortalama ikisi 90 lira civarında. Masalarda ücretli bilginiz olsun. İçeride otopark, umumi tuvalet ve çocuk parkı gibi hizmetleride bulunuyor. Kartal tarafından gelmek isteyenler, 6. Kapıdan giriş yaparlar ise, ormanın bozuk yollarından kurtulmuş olacaklardır. Şuan için araç giriş ücreti 22 TL. Yaya giriş tek: 8 TL. Doğayla, kuş sesleriyle bir gün geçirmek isterseniz Aydos Gölü bulunmaz nimet. Herkese iyi gezmeler...
_Kartal Yakacık lies a hidden beauty in the Aydos Forest. Ideal for families with children. Inside, there are places to eat with your family and mobile tables for sitting on the right and left. If you want, you can sit around the lake with the camping equipment you bring with you. Barbecue-Samovar average two of them around 90 TL. Have paid information at the tables. There are also services such as parking, public toilet and playground. If those who want to come from the Kartal side enter from the 6th Gate, they will get rid of the rough roads of the forest. For now, the vehicle entrance fee is 22 TL. Pedestrian entrance single: 8 TL. If you want to spend a day with nature and bird calls, Aydos Lake is a blessing. Have a good trip everyone ... "Sorry for my bad English...
Read more