EN HISTORY OF RESEARCH: Teos, one of the twelve lonian cities, was studied by the English Society of Dilettanti in 1764/65,, and 1862, by the French in 1924/25 and later, between 1962 and 1967, by Yusuf Boysal and Baki Ögün, members of Ankara University. Between 1980 and 1992 architect Duran Mustafa Uz, conducted limited soundings in the sacred area of Dionysus temple and the Archaic temple., Numan Tuna of the Middle East Technical University also carried out short field-surveys between 1993 and 1996. Since 2010, Musa Kadioğlu from the University of Ankara, Faculty of Letters, Classical Archaeology Department, has been conducting excavation and restoration within the city. HISTORY OF THE CITY The ancient sources, Strabo and Pausanias state that the city was founded by Athamas at first. That is probably the reason why it was named as Athamantis by famous lyric poet Anacreon. According to the mythical narration of the lonian colonization the city was initially founded by Naoclos, the illegitimate son of Codros and later by the Athenians Apoicos and Damasos, and the Boeotian Geres. Archaeological foundings from the excavations prove that the city had settled from the Protogeometric Period (c. 1000 B.C) . Around 600 B.C. Thales of Miletus proposed that Teos should be the central city of the twelve lonian cities, because of its location within the district. But his proposal was not accepted. The influence of the city due to its significant trade relations extended to Egypt. Teos played a role in the city of Naucratis in the Nile delta. The city was conquered by the Persian commander Harpagos, like the other lonian cities, around 545 B.C. According to Herodotus, thereupon many citizens of Teos sailed to Thrace and they founded there the city of Abdera, the best known Teian colony. In addition, Teians founded the city of Phanagoria on the Taman Peninsula home city. In the battle of Lade in 494 B.C. Teians were able to contribute seventeen ships. The early prosperity was quickly regained, and in the first Delian Confederacy Teos could pay six talents, a figure which places her among the richest of the lonian cities. the northern Black Sea, around 543 B.C. Many of the colonists, however, soon returned to their After the Peace of Antalcidas between Greeks and Persians in 387/386 B.C. , Teos was taken control by Persians. In 334, Alexander the Great has restored the city to freedom. In the year 304 B.C. the whole of lonia was shaken by an earthquake. Perhaps as a result of this calamity, Antigonus proposed to transfer all the population of Lebedos to Teos and join the two cities into one. His elaborate plans for this 'synoecism', which were never put into action, have been preserved in a long inscription found at Seferihisar. In 281 B.C., the city came under the Seleucian Kingdom domination. The Dionysus Temple has got privileges and rights and enforced the importance of the city. At this time, according to decree about pirates attack to the city; the citizens were obligated to give 10 % of their assets to pirates. Under the administration of Attalos I, Teos was incorporated into the Pergamene Kingdom. With the will of Attalos III, who left his territories to Rome, Teos became subject of Rome. When the Roman Province of Asia was established in 129 B.C. the city became a part of this new administration. The architectural remains clearly show that the importance of Teos continued in the Roman period. The principal god of Teos was Dionysus and the great sanctity of this god increased the dignity of the city. Teos was chosen as the residence of the Asiatic branch of the Artists of Dionysus in the 2nd half of the 3. Cent. B.C., and its territory was recognized as sacred and inviolable. These artists were members of a professional guild of actors and musicians which supplied paid performers at the dramatic and musical festivals held all over the Greek world. Because they were seen as disruptive these artists were deported to Ephesos (Selçuk), later to Myonnessos (Doğanbey) and finaly to Lebedos (Ürkmez). The famous...
Read moreTeos, Seferihisar ilçesinin hemen yakınında iki liman arasına konumlandırılmış İon Birliğinin en özel ve güzel kentlerinden biri. Kent; doğası, günümüze ulaşan mimari yapıları ve asırlık ağaçlarıyla kesinlikle gidilip gezilmesi gereken bir ören yeri. Oldukça geniş bir alana yayılan, geçmişte şair, sanatçı, müzisyen ve tiyatroculardan oluşan sanatçılar birliğine ev sahipliği yapan bu kente; ayakta kalan bir kaç mermer kalıntıyı izleyip, bir iki saat ayırıp dönerek haksızlık yapmayınız. Kentin gayet güzel düzenlenmiş yürüyüş yollarında doğanın tadını çıkarıp, tiyatrosunda bir kaç şarkı söyleyerek sanatçılarını anıp, meclislerinde aldıkları kararlardan günümüze ulaşan çok fazla yazıttan bir kaç tanesini Meclis Binasında okuyup/bir bilene okutup, kentte yetişmiş şairlerin şiirlerinden bir kaç dize okumadan kentin ruhunu yaşamadan/ yaşatmadan dönmeyiniz efenim :) Bütün bunları yapmak sizin en az dört en fazla 6 saatinizi alır. Bu kadar süre sizi acıktırıp susatabilir çantanıza suyunuzu ve küçük bir atıştırmalık koymayı unutmayınız. Esas olan gezilen kente zarar vermeden dokusunu bozmadan, kirletmeden, arkanızda çer çöp iz bırakmadan yapılması gerektiğinin bilincinde olmaktır. Siz bunları yaparken bir antik kenti gezmeyi sadece taşlara bakmaktan ve anlayıp anlatmaktan ibaret zanneden, bir kentin ruhunu yaşamaktan bihaber olan, kendisine rehber diyen insanlar rahatsızlık duyabilirler; aldırmayınız. Gezdiğiniz kent içinde yaşananlar, yaşayanlar ve onların tarihi, kültürüyle anlam kazanır. Her kent bu nedenle kendine özeldir. Yoksa, orada göreceğiniz bir kaç taş blok, taşlardaki birkaç zıvana deliği, bir iki mermer sütun tamburunu her kentte görürsünüz hatta ayırt bile edemezsiniz birbirinden. Ayırt edici olan, kentin geçmişini ve kültürünü şekillendiren halkıdır. Bu halkı sanatı, kültürü, yetiştirdiği sanatçısı, tarihçisi, filozofları ve yaşadıklarıyla anlamak öğrenmektir esas olan. Kente girişte güvenlikten gişeye sizleri karşılayacak güler yüzlü, bilinçli, duyarlı ve işini titizlikle yapan, profesyonelce davranan görevliler de cabası. Kendilerine kentin atmosferine uyumlu bu tavırlarından dolayı ayrıca teşekkür etmek isterim. Keşke her kent gelen ziyaretçilerine böyle sıcakkanlılıkla kucak açsa. Velhasıl Teos kenti keyifle gezilebilecek ve gezenleri mutlu edecek bir kent. Yolu düşenlerin, düşürmek isteyenlerin kesinlikle ziyaret etmelerini öneririm. Aşk, şarap ve erotizm üzerine şiirler yazan, ''Daima sarhoş ve aşık ihtiyar'' olarak belleklere yerleşen Teos'lu şair Anekreon'dan M.Ö 570-485/80
GÜZELİN GÜCÜ Doğa vermiş boğalara boynuzlar, atlara kuvvetli toynaklar, tavşanlara hızlı ayaklar, aslanlara büyük dişler, balıklara yüzme sanatı kuşlara ise uçmak, erkeklere mantık; kadınlar için birşey kalmamış. Ne vermiş peki onlara? Güzellik! bütün kalkanlar yerine, bütün mızraklar yerine yeniyor demir ve ateşi bir...
Read moreSığacık'tan sonra, gördüğüm tabela konusunda emin olamamistim ve belediyeyi arayıp sordum, birisi bilgi verdi sağolsun, sonra emin olarak antik kent girişini buldum (Tabela fotoğrafıni ekleyeceğim buraya, çıkmaz sokak yoluna girilmesi gerekiyor.), çok fazla araba, plaj diye buraya gelip dönüyormuş.
Kazı evi kocaman ve hemen dikkat çekiyor. Giriş sardunyalar içinde sakin ama ferah bir yer, girişin hemen solunda, bölgeden çıkan yazıtlı, önemli parçalar sergilenmiş. Bilet gişesinin yanında, tanıtıcı kısa video sunum var, bilgilendirici, izlemenizi tavsiye ederim. Tuvalet ve küçük satış dükkanı da burada, park yeri var, çalışanlar her gelene yardım ediyorlar ve plaja gitmek isteyip de yanlışlıkla buraya gelenlere yol tarif ediyorlar, bilerek gelenlere de (mesela bana) yine, alan içindeki akropolü, tiyatroyu, tapınakları... tarif ettiler. Gişedekiler herkese karşı ilgililer, güleryüzlü ve yardımcılar, ilerideki ağaçtan topladıkları armuttan bile verdiler bana. Teos kenti ana tabelasinda mesafeler gayet profesyonelce yazılmış, her binanın bilgilendirme ve çizimleri de yerinde, özenle yapılmış. Alanda sadece akropolisin son tabelası eksik (Tiyatrodan sonra da var ama sonrasında patika sağa devam ediyor, bakınarak bulunuyor.), ama bilgilendirme tabelaları gayet iyi ve yerinde. Haziran 2020 giriş ücreti 10 TL, müzekart geçerli. Güney limanı Özcan Plajı ilerisinde yani oraya dışarıdan, arabayla gidebilirsiniz hatta biraz iri taşlı denizde, güzelce yüzebilirsiniz. Plajda işletmeye ait bir alan var ve tuvalet, duş, şemsiye gibi hizmetler için 10-15 TL ödeniyor veya az ileriye, hizmetleri almadan ücretsiz oturabilirsiniz. Aslında ana yoldan Özcan Plajı (son durak, siteler ve plaj burada) yakınına kadar belediye otobüsü geçiyor ama Teos Antik Kentine ulaşmak için daha üstte, orman bitimine doğru, tepedeki ana yolda inip, içeriye aşağıya 400-500 m kadar yürütmeniz gerekir, oraya araç yok. Antik kentte birçok tarihi, ilginç, geniş gövdeli zeytin ağaçları var, patika kenarları zeytin dolu. Ara ara defne, sakız, nar, meşe ve narenciye ağaçları da var bol bol. Boulevterion'a giderken aralıklarla bahçeli iki küçük ev var, tarım arazisinde kısa bir yürüyüş yapıyorsunuz. Ben yalnız gittim, arada köpek havlamalari geldi uzaktan ama sorun olmadı, gayet güvenli ve sakin bir yer. Yaz mevsiminde sıcak tabii ama sıklıkla dikilen ağaçlar, birçok yolu keyifli ve gölge hale getirmiş.
Kent bir Efes değil tabii ama ilgiliyseniz, buraya kadar gelmişken, bir saat ayrılıp gezilebilecek bir yer. Güney limanı, Türkiye'deki en iyi korunmuş antik limanmış. Tiyatrodan sonraki Akropolis hariç, düzayak bir...
Read more