Aydos Kalesi, Doğu Roma İmparatorluğu zamanında inşa edilmiştir. O dönemde ki ismi olan “Aetos” (Αετός), Yunan dilinde “kartal” manasına gelmekteydi.
Bu isim, dönemimize kadar çok ufak değişiklikle korunmuştur.
yüzyılda Türklerin Konstantinopolis’e (İstanbul) doğru hareket etmelerinden dolayı kalenin var olan önemi arttı; fakat Haçlı Seferleri’nin başlamasıyla Türkler bölgeden ayrıldılar.
yüzyılın son kısımlarında bölgede, tekrardan mücadeleler baş göstermeye başladı.
1326-1328 seneleri arasında Kocaeli Yarımadası’nın büyük bir bölümü Osmanlı İmparatorluğu kontrolü altına girmişti. Bu dönemde iki devlet arasındaki sınır, Aetos-Pentikion (günümüzde Pendik) hattı üzerinde bulunmaktaydı.
Âşık paşazade Tarihi’nde bulunan verilere bakıldığında Osmanlı Padişahı Orhan Gazi, kalenin fethedilmesi amacıyla Abdurrahman Gazi, Akça Koca ve Konur Alp’e görev vermiştir.
İlk olarak Semendra Kalesi’ni (günümüzde Samandıra) fethetmeyi başaran Osmanlı kuvvetleri, bunun ardından Aydos Kalesi’ni kuşattı.
Sultanbeyli sınırları içinde yer alan Aydos Kalesi'nde İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından kazılar yürütülmektedir.
Kale adını, üzerine konumlandığı Aydos Dağı olarak anılan tepeden almaktadır.
Aydos adının, Yunanca kartal anlamı taşıyan “aetos” tan dönüştüğü düşünülmektedir.
Dış duvarlarından itibaren 26.000 m²’lik bir alanı kaplayan Kale, 325 m yüksekliğinde bir tepede yer alır ve diğer kaleler gibi bulunduğu bölgeye hâkim bir konumdadır.
Doğu Roma İmparatorluğu döneminde 11 ve 12. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen Aydos Kalesi, stratejik konumu sayesinde önemli bir işlev gördü. Osmanlı Padişahı Orhan Gazi, kalenin alınması için Abdurrahman Gazi, Akça Koca ve Konur Alp'i görevlendirdi. Önce Samandıra kalesini ele geçiren Osmanlı kuvvetleri, daha sonra Aydos Kalesi'ni kuşattı.
Kalenin fethine ilişkin Osmanlı tarihçisi Aşık Paşazade'nin aktardığı aşk hikayesi şöyle:
"Kale tekfurunun adı verilmeyen kızı, rüyasında bir çukura düşmüşken kendisini kurtaran bir genç görür. Ona aşık olur. Yerleşimi kuşatan Osmanlı askerlerinin başında Abdurrahman Gazi'nin yüzünü görünce rüyasındaki kahraman olduğunu hatırlar ve kaleyi onlara teslim edeceğini bildiren bir notla birlikte askerlere bir taş atar. Kaleyi kuşatan askerlerin başında olan Abdurrahman Gazi'ye sahte bir geri çekilme yapmalarını, sonra gece bir baskın ile geri gelmelerini, kendisinin onları içeri alacağını söyler. Bunun üzerine Osmanlı ordusu geri çekiliyormuş izlenimi yaratarak uzaklaşır. Kaledekiler de Osmanlı askerlerinin kaçtığını düşünür. Gece tekrar dönen Osmanlı ordusu Komutanı Abdurrahman Gazi, tekfurun kızı tarafından içeri alınır, daha sonra kale kapıları açılarak Osmanlı askerleri kaleyi ele geçirir. Tekfur kızı ile Osmanlı Komutanı Abdurrahman Gazi arasında geçen bu aşk daha sonra mutlu bir şekilde sonlanır ve bir de çocukları olur."
Bu şekilde kaleyi bütün zenginlikleriyle ele geçiren Osmanlılar, 1328'den itibaren bölgenin de hakimi oldu. Abdurrahman Gazi de "Aydos Fatihi" olarak anılmaya başlandı.
İzmit'in fethinden sonra çok beğendiği bu şehre yerleşen Orhan Gazi'nin Aydos Kalesi'ni ihtiyaç kalmadığı...
Read moreAydos Castle is one of the most important structures in the Byzantine period. Aydos means "Eagle" in its Greek etymological origin. Even though the Ottomans took over for a while, they didn't take it very well, it was not known whether it was too high, but they left. After that, it was left to its fate.
Sultangazi Municipality reorganized the castle and the roads leading to the castle and opened it to visitors free of charge. A reasonable fee is charged at the entrance to the parking lot. Afterward, you can reach the castle by shuttle or by walking if you say "I will go uphill". Shuttle cars are "a little" faster when going up or down a hill. For this reason, I recommend you to walk or be careful on the road reserved for pedestrians.
The castle is closed to visitors on Mondays; on other days it is open to visitors.
Do not expect too much, but it is still a place worth visiting because it is a beautiful historical place. Will I go a second time? I only go for sporting purposes. It's a good challenge...
Read moreAydos Kalesi, Rapuzel Masalı'nın esinlendiği yerdir. Aşık Paşa, 1400'lü yıllar Osmanlısında yaşayan bir Osmanlı tarihçisi ve Tevarihi Ali Osman adında bir esere sahip. Bu eser Osmanlı'nın ilk tarih eserlerindendi. Aşık Paşa Zadenin bu eserin 26. babında Aydos Hisarı'nın ne sürekli alındığını anlatır. Hisar günümüzün İstanbul'unun Sultan Beylisi'nde bir kaledir. Hikayeye göre kaleyi kuşatan Konuralp, Akçakoca ve Abdurrahman Gazi adında 3 Osmanlı komutanıdır. Aydos Kalesi'nin tekfuru yani valisi de Yaman'dır. Türk kuşatmasına dirayetle direniyordur. Tekfurun kızı kuşatma esnasında... Uyurken bir rüya görür. Bir kuyuya düşmüştür ve kuyudan onu yakışıklı bir genç kurtarır. Kız rüyasındaki yakışıklı gençten çok etkilenir. Sürekli aklındadır ama kaleleri de kuşatma altındadır. Tekfur'un kızı karar verir, Türklere karşı savaşacaktır. Sur'un tepesine savaşmak için geldiğinde birden ne görsün Türk askerinin başında Abdurrahman Gazi rüyasında gördüğü yakışıklı gençtir. Tekfur'un kızı bu olayı manevi bir işaret olarak algılar ve bir kağıda kaleyi onlara teslim edeceğini anlatan yazı yazıp taşa sarıp surlardan aşağı fırlatır. Taşı bulan asker hemen Abdurrahman Gazi'ye götürür. Rumca bilen biri bulunup çevirtirir. Mesaj açıktır. Kız başından geçen rüyayı anlatmıştır ve taktik verir. Geri çekiliyormuş gibi yapıp kaleden uzaklaşmalarını, gece gelip gelmelerini onlara kapıyı açacağını söyler. Türk askerleri de öyle yapar. Kaçış havası verip günümüzün samandırısına çekilirler. Sonrasında Türk askerinin çekildiğini düşünen tekfur ve askerleri eğlenceye düşerler ve sarhoş olurlar. Gece gelen Türk askeri ise hisar çevresine konuşlanır. Tekfur'un kızı da vücuduna ip bağlayıp aşağı sarkıtır. Abdurrahman Gazi ipi yakalar. Tekfur'un kızı bacaklarını duvara direr. Abdurrahman Gazi iple yukarı tırmanır. Kızla buluşur, aşağı iner, hisarın kapısını açar, içeri giren Türk askerleri de kaleyi fetheder. Sonrasında Abdurrahman Gazi tekfur'un kızıyla evlenir. Aşıkpaşa Sade bu hikayenin sonunda hikayenin doğruluğunu kanıtlamak için yeminler eder. Olay burada kalmaz, nesiller boyu anlatılır. Abartılar da işin içine girince tekfur'un kızının saçını sarkıtıya kadar gider. Ve anlatı efsaneleşir. 1558 yılında Arifi adlı minyatür sanatçısı olayı çizimler. Daha sonra Aşıkpaşa Sade'nin tevarihi Ali Osman'ını keşfeden. Bremen mızıkacıları Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler gibi masallarında yazar olan Grimm kardeşler Rapunzel'i bizden 400 yıl sonra 1812 yılında Alman edebiyatına kazandırırlar. Günümüzde Samandıra'ya bakan Burcu'nun üzerine Rapunzel'in bir maketi konsa. Saçını temsilende bir gemi halatı Burç'tan aşağı sarkıtılsa. Hem hikaye canlandırılacak hem de müthiş türist akını...
Read more