Lake Borabay — Attraction in Taşova

Bir İlahi bir sanat harikası olan Borabay gölü, Taşova ilçe sınırları içinde yer alır. İl merkezine 63 km. ve Taşova ilçesine 15 km. mesafededir. Denizden 1.050 m. yükseklikte bir krater gölü olarak bilinmesine karşın, aslında küçük bir akarsuyun etraftan gelen yıkıntılarla tıkanması sonucu oluşmuş, doğal bir set gölüdür. Etrafı kayın, sarıçam, sedir, kestane ağaçları ile çevreli gölün rengi zümrüt yeşilidir. Güney kıyısı sarp ve diktir. Tabandan su kaynaması olan göl, ayrıca dereden gelen sularla da beslenmektedir. 80 metre genişlik ve 25 metre derinliğe sahip göl, doğu-batı yönünde uzanan bir vadide yer alır. Göl etrafında temiz hava ortamında yürüyüş yapılabilecek parkurları bulunduğu gibi piknik amaçlı kullanıma uygundur. Borabay Gölü ve çevresi Bakanlar Kurulunca Turizm Merkezi olarak ilan edilmiştir. Ormanlık alan içerisinde konaklamalar için bungalov tipi evler, kafeterya, kamp ve piknik alanları, doğa yürüyüş yolları bulunmaktadır. Borabay’a ve Boraboy Gölüne ulaşmak bir hayli kolaydır. Belediye araçları her gün Taşova ile Borabay arasında düzenli sefer yapıyor. Taşova’nın beldeye uzaklığı 18 kilometre. Borabay kasabasına Amasya’dan 63, 45 kilometrelik bir yolculukla ulaşılıyor. Borabay beldesinden gelip göl kenarından devam eden stabilize yol biraz ileride ikiye ayrılıyor. Sola giden yol Amasya’ya, sağ taraftan devam eden yol ise yukarılardaki Ağıllıbucak, Aşağıyayla ve Çamalanı yaylalarına kadar uzanıyor. Orman içinde çiçek kokuları arasında yaylalara günübirlik yürüyüşler yapabilirsiniz. Ormanın bittiği 1600 metrelerdeki Ağıllıbucak pınarının bulunduğu mevkiden bakıldığında, çevresini sarmalayan yoğun orman örtüsünden ayırt edilemeyecek biçimde yemyeşil bir cennet köşesidir göl. Yaşadığımız büyük kentler bizi dar odalara, hapsettiğinden beri, suyun, ağacın, çiçeğin kokusu gelmez oldu burnumuza...Şehir yaşamından uzakta, Amasya’ nın Borabay beldesinde geçireceğiniz birkaç gün, içinizde tatlı bir serinlik duygusu bırakacak. Ormanların ortasındaki bu ‘saklı cennet’ te gördüğünüz yemyeşil düşten uyanmak...

Şimdi size bu kadar güzel, bu kadar doğa harikası, bu kadar şahane bir mekanın nasıl rezalet bir şekilde işletildiğini anlatayım. Biz kamp yapma amaçlı gittik . Trafik neredeyse köyde başladı. Bizimle beraber gelen arkadaş dayanamadı yolda indi yürüyerek devam etti . O kamp alanına yürüyerek ulaştı biz ise arabayla ondan neredeyse yarım saat sonra varabildik. Girişte çadır için 250 lira fiş kesiliyor. Ama çadır yerinin olup olmadığını kendileri de pek bilmiyor . İçerisi rezalet derecede kalabalıktı. Yol tek seride düşmüş ne gelen gelebiliyor ne de giden gidebiliyor. Neyse bir şekilde içeri girdik ama yok böyle kalabalık. Saat 14.00 da girdiğimiz alanda maalesef boş alan oluşması için bekledik . Yaklaşık 5 saat beklememizin arkasında yavaş yavaş bosaldı ve 5 saatin sonunda çadırımızı kurduk. Kamp alanı olarak belirlenen yerlerde piknik masalari var ve herkes kafasına göre mangal yakıyor. Güya yere ateş yakmak yasak ama gördüğüm kadarıyla herkes yerde ateş yakıyor. Aslında akşam vakti göl kenarı kamp için daha sakin bir yer ama orada da maalesef tuvalet imkanı yok . Biz orman içine kurduk kampımızı ama maalesef gece yarısına kadar yüksek sesle müzik devam etti . Kimseyle tartışmak da istemedik . Bir ara gece 01.30 da uyandım ve hala müziğin devam ettiğini duydum . Gerçekten yazık. İnsanlarda da maalesef bilinç yok . Herkes çöpünü rastgele bırakmış, etraf leş gibi kullanılmış. En büyük eksiklerden biri de sabit mangalların olmayışı. İnsanlar ateşini rastgele yakıp, küllerini de rastgele döküyorlar. İçeride 1 büfe var . Ama fiyatlar ortalamanın çok üzerinde. İçeride hizmet anlamında beğendiğim tek şey bu kadar kalabalığa rağmen tuvaletlerin temiz oluşuydu. Hatta şaşırdım peçete dahi vardı. Çalışan abiye teşekkür ederim . Dediğim gibi doğa muhteşem ama işletme de bir o kadar vasat . Doğaya puanım 5 , işletmeye puanım 0 ....

Çadır kampı için gittik. Genel olarak mangal piknik etkinliğine uygun geniş ağaçlık alanlar olsa da göl kenarında çadır kampçıları için yer de belirlenmiş. Tabi ki o alanları günü birlik gelenler de kullanabiliyor. Çadır kampı için günlük çadır başı 250 lira alıyolar. Gelelim doğasına ; göl ve ağaçlık alanlar çok güzel. Kamp alanı kısmı gölün hizasında değil de üstünde kalıyor. Bu çok güzel bi manzara izliyorsunuz demek.

Yolu çok güzel. Çeşme wc bulunuyor. Kamp alanında ağaçlara çoklu priz yerleştirmişler yani elektrik sorunu da yok.

Gelelim olumsuzluklarına. Başka yorumlarda da belirtildiği gibi çadır kuracağınız “düz zemin” bulmakta zorlanıyorsunuz. Hele bizim gibi cumartesi öğleden sonraya kaldıysanız işiniz zor. Baya yoğun çadır oluyo bölgede yani. Yine de elbet bi yer bulursunuz bu çok dert değil.

Esas sorun ve dert muhtemelen ordaki köyün gençleri gece yarısı bağıra çağıra alana gelip alkol alıyolar. Arabadan son ses iğrenç müzikler açıyolar. İşletmeyi arayıp ilgilenmelerini istedik ama görevli traktörle gelip biraz sessiz olun falan diyo ama hepsi de aynı köylü olduğu ve tanıdık oldukları için muhabbet edip gidiyo görevli. Tabi ki gençler rahatsızlığa devam ediyor. Başka taraftan sürekli silah sesi atılıyo jandarma arabayla dolaşıp gidiyo sonra silah sesleri devam ediyor. Tabi ki bu olumsuzluklarda doğanın, gölün suçu yok. Ancak ailesiyle gidecek olanlar çadırda uyurken fütursuzca küfürler ederek içip bağıran çağıran kişilere denk...