Taşı oyarak bu kadar güzel şekillerin verildiği bir manastır görmemiştim sayılı güzel örneklerden biri çok detaylı bilgi olmaması sebebiyle ve çok bir anlatım yapılamayacağından diye düşünüyorum etrafını çevirip bir güvenlik önlemi ve gişeli giriş ücretli bir yer yapılmamış.
Dünyanın en eski taş oyma manastırlarından biridir.
yüzyıldaki I. Justinianus dönemine (MS 527-565) ait olup, kaya manastırlarının en iyi örneklerindendir. 19. yüzyılda önüne ahşap bir mekân ilave edilmiş ise de bu bölümden günümüze herhangi bir kalıntı ulaşmamıştır.
Kayalara oyulmak sureti ile oluşturulan manastırın zemin katı kilise, daha aşağıda bulunan bodrum katı ise ayazmadır. Ayrıca keşişlerin dinlenme ve ihtiyaç hücreleri de mevcuttur.
Kıyıköy Tarihi
Kıyıköy‘ün (Midye) bilinen en eski adı Salmydessos’ tur.“Pırıltılı, kutsal, güzel yer…”manasına gelmektedir. Dil bilimi uzamanı Bilge UMAR’ ın tesbitlerine göre ise, M.Ö. 400’lerde Helenler bu bölgeye ” Bal yiyenlerin yurdu…” ve“Darı yiyenlerin yurdu…”demişlerdir. Zira yaşam biçimlerine göre isimlendirilen Trak boylarından sebep böyle anıldığı ileri sürülmektedir. Yunan mitolojisinde Argonotlar’ın ziyaret ettiği bir Trak kentinin adı olup, İason ve arkadaşları krallığın Harpy ve Boread adlı canavarlardan kurtulmasına yardım ederek karşılığında Salmydessus kralı Phineas’tan çarpışan kayalar Symplegades’i nasıl geçeceklerini öğrenmişlerdir.
M.Ö. 500′ lü yılların ilk çeyreğinde Pers İmparatoru Darius’ un kudretli orduları önünde Anadolu’ dan Balkanlar’ a doğru kaçan Lidya’ lılarca yerleşim olarak kurulduğu düşünülmektedir. Tarih içerisinde Traklar, Persler, İskitler, Medler, Ceneviz kolonileri gibi birçok medeniyeti gören Kıyıköy daima önemli olagelmiştir. Strabon tarafından “kum ve taş dolu bir sahile sahip kuzey rüzgârlarına açık bir mevki” anlatılmıştır. Adı burayla anılan en önemli kişilik ise, tarih sahnesine “Roma’yı yakan adam” olarak geçecek, Trakya valisi iken Kıyıköy’ e sayfiyeye gelen Neron’ dur.
Yönetim merkezleri olarak Vize’ yi seçen Roma kral ve prensleri, bir sayfiye yeri olarak Kıyıköy’ ü hep önemsemişlerdir. Hatta Osmanlı döneminde, Istrancalardaki av sonrasında dinlenmeye çekildikleri yer olarak Kıyıköy’ den sıkça bahsedilir.
Trakya’ nın iç kesimlerinden antik Diyonisos Şarap Yolu üzerinden manda arabaları ile Kıyıköy limanına amforalar içinde taşınan şaraplar, buradan Avrupa limanlarına aktarılırdı. Bu yönüyle ticari bir önemi de olan Kıyıköy Helen geleneğinden gelen pagan panayırlarının da sosyal ve ticari yaşamına izler kattığı bir yerleşim olmuştur.
Osmanlı döneminde Rumlar ve Türklerin karışık yaşadığı bir balıkçı kasabası niteliğinde olup, 1912’de Bulgar ordusu tarafından işgal edilmiş, 1913 Londra antlaşması sonrasında Midye-Enez hattı Türk sınır hattını oluşturmuş, 1923 mübadelesi ile 300 kadar Rum aile Yunanistan’a gönderilirken yerlerine Selanik muhacirleri yerleştirilmiştir.
Midye Kalesi, Kazandere ve Pabuçdere arasında yer almakta olup, MS 6. yüzyılda imparator Justinian döneminde inşa edilmiştir. Doğu cephesinde yer alan moloz dolgu duvarın kalınlığı 2.20 m yüksekliği ise 2.50 m iken ikinci kapı yakınlarındaki surların yüksekliği 5-6 m civarındadır. Vize kalesinin kapısı 1991 yılında Kültür Bakanlığı İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü tarafından...
Read moreKırklareli’deki Aya Nikola Manastırı Restore Edilecek
Kırklareli’nin Vize ilçesine bağlı Kıyıköy beldesinde, Roma imparatoru Jüstinyen döneminde yapılan Aya Nikola Manastırı, Kırklareli Kültür ve Turizm Müdürlüğünce restore edilecek.
Kültür ve Turizm Müdürü Necmi Asan, Kıyıkoy beldesine 700 metre uzaklıkta bulunan ve 6. yüzyılda kayalara oyularak yapılan, kilise, ayazma ile çeşitli bölmelerin yer aldığı manastırın restore edileceğini söyledi.
Manastırın İPA Sınır Ötesi İşbirliği Programı kapsamında 201.000 euro bütçeyle restore edileceğini belirten Asan, manastırın Kıyıköy’e yakışır bir duruma getirileceğini ifade etti.
Manastır yolunun, ışıklandırılması ve iç bölümlerinde restorasyon çalışmaları yapılacağını anlatan Asan, Aya Nikola Manastırı’nın tarihi açıdan çok önemli olduğuna, çalışmaların yaklaşık 1 yıl süreceğini söyledi ve bu tür tarihi mekanlara sahip çıkmaya çalıştıklarını belirtti.
Aya Nikola Manastırı’nın dünyadaki kaya manastırlarının en iyi örneklerinden olduğunu vurgulayan Asan,
“Bu yıl 150.000 yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği manastırı, restorasyon çalışmalarıyla çok daha fazla turistin ziyaret etmesini amaçlıyoruz. Restorasyon ile Balkan ve özellikle Avrupa ülkelerinden turistler manastırımızı görmeye gelecek. Burayı hem Avrupa hem de dünya gündemine taşımış durumdayız. Restorasyon ile bölgenin turizmi de ciddi anlamda canlanmış olacak. Manastırın son yıllarda ismi dünya çapında duyulmaya başlandı. Manastır çok eski bir geçmişe sahip.” dedi.
Kıyıköy Belediye Başkanı Ahmet Bora ise manastırın bölge turizmine katkılarının büyük olduğunu bildirdi.
Restorasyon çalışmaları sonrası turizminde canlanma olacağına inandıklarını belirten Bora, manastırın restorasyonunda emeği geçenlere teşekkür etti.
Aya Nikola Manastırı Kıyıköy Aya Nikola Manastırı: Kıyıköy Kasabası, Papuçdere yolu üzerinde güney yamaçta, kasabaya 700 metre mesafede yer alıyor. Jüstinyen dönemine (MS 527-565) tarihlenen Aya Nikola Manastırı, kaya manastırlarının en iyi örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. 19. yüzyılda önüne ahşap bir mekan ilave edilmiş ise de bu bölümden günümüze herhangi bir kalıntı ulaşmamıştır. Kayalara oyularak oluşturulan manastırın zemin katı kilise, daha aşağıda bulunan bodrum katı ise ayazma. Manastırda ayrıca keşişlerin dinlenme ve ihtiyaçları için hücreler mevcut. Kuzey tarafta merdivenle ayazmaya inilebiliyor. Kilisenin doğusunda ikinci bir giriş daha...
Read moreAya Nikola Manastırı, yalnızca taş duvarlardan ibaret bir yapı değil; adeta zamanın içinde oyulmuş bir anı, sessiz bir tarih anlatıcısı… Kırklareli’nin Kıyıköy beldesinde, Pabuçdere kıyısında kayaların içine oyularak yapılmış bu eşsiz manastır, hem doğanın hem tarihin kucağında saklı bir hazine gibi duruyor.
İlk olarak 6. yüzyılda, Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde inşa edildiği tahmin edilen manastır, doğal kaya oyularak yapılmış olmasıyla oldukça dikkat çekici. Bugün hâlâ ayakta olan bölümler; küçük bir kilise, rahip odaları ve mezar hücreleri gibi alanları içeriyor. İçeri girdiğinizde taşın soğukluğunun, tarih boyunca burada ibadet eden insanların izlerini taşıdığını hissediyorsunuz.
Manastıra ulaşmak için hafif eğimli bir orman yolundan yürüyorsunuz. Yol boyunca kuş sesleri, ağaçların hışırtısı ve zaman zaman karşınıza çıkan doğal taş yapılar size sanki başka bir çağdaymışsınız hissini veriyor. Özellikle sabah saatlerinde veya gün batımında bu yolculuk çok daha etkileyici oluyor.
Aya Nikola Manastırı hem dini hem mimari hem de kültürel anlamda çok önemli bir yapı. Ziyaret ettiğinizde iç duvarlarda hala silik de olsa bazı fresk izlerine rastlayabiliyorsunuz. Restorasyon çalışmaları zaman zaman yapılmış olsa da bazı bölümleri doğanın etkisiyle yıpranmış durumda. Ancak bu da yapının doğal ve tarihi atmosferini daha gerçek kılıyor.
Sessizliğiyle sizi içine çeken bu yapı, ibadet yerinden çok artık bir meditasyon alanı gibi. Burada sadece tarihi değil, kendi iç sesinizi de duyuyorsunuz. Özellikle tarih, doğa ve mistik yapılarla ilgilenenler için kaçırılmaması gereken bir durak.
📌 Tavsiyem: Spor ayakkabı giymeniz iyi olur, yol biraz kayalık. Fotoğraf makinenizi mutlaka yanınıza alın çünkü manzara da yapı kadar etkileyici. Ayrıca yanınızda su bulundurmanız faydalı olabilir.
Aya Nikola Manastırı, yalnızca geçmişin değil; huzurun, sessizliğin ve derin düşüncelerin de mekânı. Eğer yolunuz Kıyıköy’e düşerse, bu tarihi yapıyı...
Read more