Bir haftalık tatilimin ilk 3 gününü Datça’da geçirdikten sonra kalan 3 gün için de Alaçatı’ya geldim. Alaçatı sahilleri ve Çeşme Altınkum sahilindeki beach soygununa tanıklık ettim. Ne gittiğim Selanik Kavala plajında, ne de başka plajlarda görmediğim bir şekilde bir soygundu buradaki. Örneğin; Kavala’da plajda bulunan beach için şezlonguna oturuyorsun ve sen gidip bir şeyler yeme içme siparişi vermeden kimse başına dikilmiyor “Şezlog ücreti 40 Tl vs” diye. Şezloga değil yediklerine ve içtiklerine ücret veriyorsun ki, onu da almama hakkın var. Datça sahilindeki beach giriyorsun ve oturuyorsun şezlonga kimse dikilmiyor başına ama sen illaki beachten yiyip içiyorsun ya da yemek yeme şartıyla oturuyorsun. Geleyim adıl meseleye Kıyı Kanunun 4. ve 5. maddesine göre kıyı şeridinden 50 metreye kadar olan alan kamunun yani halkındır. Burada beach ya da otellerin konuşlanması verecekleri hizmete karşılık bedellidir yani kamuya ait alanı işgal bedeli öderler ve bunun karşılığında da gelen müşteriye hizmet ederler. Eğer ki biri gelip havlusunu plaja sermiş ve beachin hiçbir hizmetini kullanmıyorsa işletme o kişiden “Bu plaja biz para veriyoruz burada duramazsınız, kalkın.” diyemez. Çünkü o işletme plajın sahibi değil oradaki masa, sandalye,şezlong vs sahibidir ve onu oraya koyma bedeli vermektedir. Bugün Çeşme Altınkum plajına sabah saatlerinde geldiğimde plajın sonuna kadar yürüyüp en sondaki Dharma Beachin bulunduğu yerdeki şezlonga oturmuştum. Amacım hizmet alıp bedelini ödeyip güzel bir gün geçirmekti. Ancak bir süre sonra gelen bir görevlinin verdiği ücret yani 40 tl karşılında sadece şezlog ve şemsiye olduğunu öğrenince kumların üzerine havlumu yayıp zaman geçirmeye başladım. Ne yazık ki konunun kazanmadığını yaşanacak olaylar silsilesinin ilk işaretini Dharmada şef olan kişinin gelişiyle anlamış oldum. Bu kişi plajdan çıkmamı ve yandaki halk plajına geçmemde ısrar ediyor bende ona bunun yasal olmadığını açıklamaya çalışıyordum. Bütün çabalarımın boşa olduğunu anlayınca ve görevlinin de çirkinleşmediyse birlikte jandarmayı arayacağımı belirttim. Bu uyarımı görevlinin hiç umursamadığını hatta aramamı talep ettiğini görünce şaşkınlığım bir kat daha arttı. Ben jandarmayı arayıp durumu aktardım, akabinde jandarma tekrar beni arayıp konuyu hallettiklerini orada kalabileceğimi söylediler. Muhtemelen işletmenin sahibi aranmış olacak. Ben haklarımın farkında ve kolluk güçlerinizde güvencesinde güvende olduğumu düşünürken hemen yanıbaşındaki alana ilave 3 şezlonga getirilerek yaşları17-20 arasında 5 erkek çalışanın argo konuşmalar eşliğinde oraya şef aracılığıyla oturtulduğunu gördüm.Öyle ki, dolaylı yoldan bana cinsiyetçi laf atmalara varana kadar sözlerdi bu çocukların(çalışanların) ağzından çıkanlar. Yaptıklarının doğru olmadığını, ne yapmaya çalıştıklarının farkında olduğumu söyleyerek yerimi değiştirdim ancak tarafıma laf atmalar artarak sürdü. Tekrar jandarmayı aradım ve olayın doz artırarak devam ettiğini ifade ettim. Bir süre sonra jandarma geldi ve işletmeyle aramda arabuluculuğa soyundu ve bana halk plajının yolunu gösteriyordu özetle. Tutanak tutmalarını istediğimde ise bunun idari konu olduğunu onların tutamayacağını ifade ediyordu. Bu noktada avukat arkadaşımı arayıp işleyiş noktasında bilgi alıp jandarmayla da konuşturdum. Tutanak tutmayı kabul ettiği sırada gelen işletme yetkililerine bir daha beni rahatsız etmemeleri kaydıyla tutanak tutturmayabileceğimi söyleyince ve bunun sözünü de alınca tutanak tutturmadan plaja geçtim.Ardından 20 dk sonra hemen yanıbaşıma şezlog çeken 50-55 yaşlarında bir kadının ufaktan ufaktan önce müşteriymiş gibi sataşmaları sonra dolaylı olarak (yaptığı telefon konuşmaları ve beachin çalışanlarıyla konuşmaları)tehdit ve hakaretleriyle kadının bu işletmenin patroniçesi olduğunu anladım. Dolaylı hakaretlerin devamı alenen hakaretlere dönüşünce kendisini uyardım ve yasal işlemlere başvurmaya zorlamamasını söyledim.Ancak mafyavari tavrı ve tutumuyla kadının kendini yasaların üstünde gördüğünü anlamıştım. Ya çirkinleşir onun seviyesine düşecek ya da tekrar jandarmayı arayıp...
Read moreAt the end of Altinkum beach, passed the nicer places. Deck chairs and parasols worn out and lots of rubbish and cigarette butts in the sand. Had a 10 min ride on the ‘jet car’ for 800 lira. When we got out they announced we owed another 800 because we were late coming back. Told them I wasn’t going to pay so they said ok just pay 600. Obviously a scam so I refused to pay. I asked them to call the police to resolve the issue but they refused. The woman in charge of water sports and the daughter of the owner repeatedly followed and harassed us for the money we ‘owed’ until I’d had enough and left. When I paid for the drinks we had, they attempted to charge me for a list of things we didn’t order which, according to the waiter, our friends ordered. I was there with my fiancée so obviously refused to pay for drinks for these imaginary friends. It’s a beautiful beach but I would avoid this place if you want to relax somewhere clean without...
Read moreThe water is very beautiful, as it is all over this area. I don't think this is the best beach club around, or value for money. Iced coffee was super weak, didn't even taste of coffee, and all of the food we ordered was mediocre. I don't understand the other reviews that said the food is excellent--they are fake reviews or the chef/management changed. The pictures on the menu look amazing and the actual items have totally different ingredients. We ordered the Dharma Salad, which has about 8 ingredients in the picture and what they brought was 3, and they were different from the 8! And then the server insisted it was the same as the picture until we literally held up the menu and talked her through it, and even then she wanted us to take it and acted annoyed. In general, a lousy approach to customer service. Also some beach clubs provide towels, this one doesn't. Entry price was 150...
Read more