Edirne’nin tarihî belleğinde önemli bir yere sahip olan Şükrüpaşa Anıtı, hem konumu hem de taşıdığı anlamla dikkat çeken yapılardan biridir. Şehrin savunmasında kritik bir rol üstlenmiş bir Osmanlı komutanının adını taşıyan bu anıt, Balkan Savaşları’nın acı hatıralarını içinde barındırır. Ancak ne yazık ki, bugün bu anlam yüklü mekân uzun süredir kapalı ve ziyaretçilerine kapılarını açmıyor. Bu durum, hem tarihseverler hem de Edirne’nin kültürel mirasına ilgi duyanlar için üzücü bir tablo ortaya koyuyor.
Anıt, Edirne’ye hakim bir tepede yer alır ve buradan bakıldığında şehir neredeyse ayaklarınızın altındadır. Bu konum, tesadüf değildir; zira Şükrüpaşa, 1912-1913 Balkan Savaşları sırasında Edirne’yi aylarca kahramanca savunmuş, kenti düşmana kolay teslim etmemiş bir komutandır. Onun onuruna yapılan bu anıt ve çevresindeki müze, sadece bir şahsiyeti anmakla kalmaz; aynı zamanda Edirne’nin direniş ruhunu, vatanseverliğini ve tarihini yansıtan bir hafıza mekânıdır.
Ancak bugün bu anıt ve müze maalesef uzun süredir kapalı. Zaman zaman restorasyon söylentileri dolaşsa da, somut bir gelişme olmaması, bu tarihi mirasın atıl kalmasına neden olmaktadır. Kapalı olması sadece fiziksel bir erişim engeli değil, aynı zamanda toplumsal hafızaya da bir set çekilmesi anlamına gelir. Oysa ki Şükrüpaşa Anıtı, özellikle genç kuşaklara tarih bilinci kazandırmak açısından büyük bir potansiyele sahiptir. İçeride bulunan sergiler, haritalar, savaş objeleri ve canlandırmalarla hem didaktik hem de etkileyici bir müze deneyimi sunuyordu.
Bugün ziyaretçiler, anıtın çevresine kadar çıkabilse de içeri girememek ve o tarihi dokuyu yakından hissedememek hayal kırıklığı yaratıyor. Tepede yer alan bu alanın bir başka önemi de Edirne manzarasına hâkim oluşudur. Şehri bir bütün olarak görebileceğiniz nadir noktalardan biridir. Bu nedenle anıt kapalı da olsa, pek çok kişi yine de bu tepeye çıkar, şehri seyreder, geçmişi düşünür. Ancak bu bile anıtın gerçek potansiyelinin çok...
Read more2004 yılında 55'nci Taktik Tümen Komutanlığı imkanları ve personelin kabiliyetleri ile tadilat ve bakımı yapılarak hizmete açılmış. Edirne ilinin en yuksek tepesinde bulunan ve seyir manzara olarak ta mükemmel bir tabya. 1900 yılları dikkate alınarak bakım, onarım ve tadilatı yapilmis. O gunun yasam kosullari ve silahları mevzileri marşlarla ve top sesleri ile gerçek savaş ortamı yaratılmış. İnsani bir an geçmişe götüren bir mekan olarak yaratılmış. 2017 yilinda Kültür Bakanligina teslim edilmis tarihi bir mekan. 2017 yilinda çikarilan bazi dedikolarla şuan ziyarete açik degil. Tabyada Şükrü Pasanin anit mezari bulunmaktadir. Anit mezar uzerinde Şükrü Paşanin askerlerine tarihe gecen vasiyet bulunmakdadir. "DÜSMAN EGER MEVZILERIMIZI GECER VE EDIRNE DUSERSE CESETIMI GOMMEYIN KURTLAR KUSLAR ETIMI DIDIK DIDIK EDEREK YESINLER. SAYET DUSMANI YENER VE DAHA SONRA VEFAT EDERSEM BURAYA ANIT MEZAR YAPILSIN." Herkesin gezmesi ve görmesi gereken yerlerden. Buram buram barut kokusu, tarih ve savaş ortamı içinde...
Read moreBalkan savaşı sırasında 1913 yılında Edirne Bulgar ordusu tarafından kuşatıldı. Osmanlı devleti siyasi iç çalkantılar içinde bulunmakta Trakya’da bulunan ordularımız sürekli geriye çekilmiş Edirne’ye kadar tüm topraklarımızı kaybetmiş durumdaydık. 23 Ocak 1913 tarihindeki Bab-ı Âli baskınıyla İttihat ve Terakki Cemiyeti iktidara tamamen hakim oldu. Hükûmet darbesinin sebebi olarak Edirne ve Balkanların kaybedilmesi propaganda edilmişti. Cemiyetin başındaki Enver Paşa, Şükrü Paşa'ya biraz daha sabretmesi yakında yardım geleceğini bildirdi. Ancak, aylarca Edirne'ye hiçbir yardım gelmedi. Edirne halkı yiyecek bulamayınca önce süpürge saplarındaki tohumları yedi. Daha sonra sokaklardaki kedi köpekler dahi yenildi. Paşa, askerini doyurabilmek için ekmeğe belli oranda kum karıştırılması talimatı dahi verdi. Bulgar ordusu Edirne'ye sokulmadı. Hiçbir yardım gelme umudu kalmayan Şükrü Paşa teslim olmak...
Read more