Büyük Taarruz Hazırlıkları yapılırken bazı toplantıların gece yapıldığı, ışıkların dikkat çekmemesi için pencerelerin keçeyle kapatıldığı belgelenmiştir.
Büyük Taarruz’un hazırlıkları burada yapılmıştır. Planlama, istihbarat, sevk ve idare bu karargahtan yürütülmüştür.
26 Ağustos 1922'de başlayan Büyük Taarruz, buradaki planlamanın ürünüdür. (Turgut Özakman, Kurtuluş Filmi'nde de izleyebilirsiniz.)
Subaylar moral bulsun diye Akşehir’de bir taş plak dinletisi ve taş plak sineması da kurulmuştu. Hatta bu fikir Atatürk’ün önerisiydi.
Karargâhın bulunduğu Akşehir, Nasreddin Hoca’nın memleketi olduğu için Atatürk buraya geldiğinde "Mizahla direnen bir milletin zaferi" benzetmesini yapmıştır.
Karargâh binasındaki bir odada hâlâ o geceye ait küçük bir kahve fincanı kırığı sergilenir. Üzerinde “İsmet” yazısı silik halde durur. Rivayete göre, zafer kararı alındığında İsmet Paşa’nın kahve fincanı elinden düşmüştür.
Allah Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşlarına ve Tüm Aziz Şehitlerimize rahmet eylesin, cennetinde ağırlasın, ruhları şad olsun.
During the preparations for the Great Offensive, it has been documented that some meetings were held at night, and the windows were covered with felt to prevent the lights from attracting attention.
The preparations for the Great Offensive were carried out here. Planning, intelligence, logistics, and command operations were all conducted from this headquarters.
The Great Offensive, which began on August 26, 1922, was the result of the planning done here. (You can also see this in Kurtuluş, the film by Turgut Özakman.)
To boost the morale of the officers, a gramophone record concert and an open-air cinema were established in Akşehir. This idea was actually proposed by Atatürk himself.
Since Akşehir is the hometown of Nasreddin Hodja, Atatürk, upon arriving here, remarked, “A victory of a nation that resists with humor.”
In one room of the headquarters building, a small broken coffee cup from that night is still on display. The faint word "İsmet" can be seen on it. According to legend, the cup slipped from İsmet Pasha’s hand when the decision for victory was made.
May God protect and exalt the Turkish Nation. May He welcome Mustafa Kemal Atatürk, his comrades-in-arms, and all our martyrs into...
Read more1921-1922 yılları arasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün karargâh olarak kullandığı bu bina, Büyük Taarruz’un hazırlıklarının yapıldığı, Kurtuluş Savaşı'nın kalbinin attığı yer.
1904-1905 yıllarında belediye binası olarak inşa edilen bu yapı, Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasının ardından cephe karargâhı hâline gelmiş.
18 Kasım 1921’de Batı Cephesi Karargâhı Alagöz’den Akşehir’e taşındığında, işte bu binaya yerleşmiş. Burada geçen dokuz buçuk ayda, Büyük Taarruz’un tüm hazırlıkları yapılır ve 20 Ağustos 1922 günü, Mustafa Kemal Paşa bu binada, o büyük emri verir: 26 Ağustos sabahı taarruza geçilecektir.
Bu söz, sadece bir askeri emir değil; esaret zincirlerini kıracak bir milletin yeniden doğuşunun ilanıdır.
Müzede; karargâhın orijinal toplantı odası, İsmet İnönü’nün balmumu heykeli ve çalışma masası; cepheye ait silahlar, kamalar, üniformalar, arşiv belgeleri, telgraflar, aile fotoğrafları; Batı Cephesi Karargâhı’nın subayları ve Akşehir’den Milli Mücadele’ye katılıp şehit olan askerlere dair bilgiler vardı.
Müzenin içine adım attığımda, zaman bükülmüş gibiydi. Bir anda 1922’ye ışınlanmış gibi hissettim. Atatürk ve silah arkadaşlarının karar masası hâlâ tüm ihtişamıyla ayakta. Kırmızı kadifeyle örtülü uzun masaya bakarken üzerine eğilen yüzleri, fısıldaşan planları, derin bakışları hissettim.
Masanın arkasındaki balmumu İsmet Paşa heykeli, sanki az sonra başını kaldırıp “Hazırlıklar ne durumda?” diye soracak gibi. Duvarlarda Nutuk’tan alıntılar, planlar, haritalar, eski silahlar… Hepsi anlatıyor; sadece savaşın değil, sabrın, stratejinin ve inancın hikâyesini.
Orta salonda, Atatürk ve İsmet Paşa’nın Akşehir’de çekilmiş fotoğraflarını görünce bir gurur dalgası kapladı içimi. Vitrinlerde Akşehirli gazilerin madalyaları, kimlik belgeleri… Sanki biri tutup elimi “Bak, onlar bu topraklar için nefes verdi,” diyor. Beni en çok etkileyen ise Karargâh’ta görev yapmış subayların biyografileriydi. Kimisi isimsiz kahraman, kimisi tanıdık bir sima. Ama hepsi aynı sancak için savaştı.
Akşehir’e yolunuz düşerse uğrayın. O kapıdan içeri adım atarken sadece bir yapıya değil, bir milletin yeniden ayağa kalkışına tanıklık etmiş taşlara...
Read moreБудівля була зведена в 1904-1905 роках за часів мера Бостана Бея як будівля муніципалітету. Двоповерхова будівля збудована на кам'яному фундаменті з цегли та багдаді. Фасади магазинів, розташованих на східній і південній частинах першого поверху будівлі, були закриті, і на їх місці були встановлені панно, виконані в техніці аграффіто, що зображують підготовку до «Великого наступу» і сам «Великий наступ». Будівля штабу, яка є свідченням днів надії та боротьби, після переїзду муніципалітету в іншу будівлю в 1965 році була передана в дар міністерству з умовою перетворення на музей. Після капітального ремонту 5 липня 1966 року будівля була відкрита для відвідувачів як «Музей Ататюрка та етнографії». Після ремонту та реконструкції 1981 року вона отримала свою сучасну назву, що відповідає її основній функції. На першому поверсі музею розташований адміністративний відділ. На другому поверсі, у великій кімнаті в південному куті, яка збереглася в оригінальному вигляді з часів штабу до наших днів, працював Ататюрк і було прийнято рішення про Великий наступ. Кімнати, розташовані по обидва боки цієї кімнати, є робочими кабінетами командувача штабу Ісмета Інону та начальника штабу Асіма Гюндюза. Воскова фігура Ісмета Паші сидить за робочим столом. У вітринах кімнати, розташованої в північному куті, виставлені речі та зброя, подаровані Великому Вождю та використовувані ним.
В інших чотирьох кімнатах виставлені біографії офіцерів, які працювали в штабі, цитати з «Нутуку», таблички, фотографії, карти,...
Read more