1555 (H.962) yılında Cedid Ali Paşa tarafından Koca Sinan’a külliye olarak yaptırılmıştır. Külliyenin 982 (1574-75) tarihli vakıf muhasebe kaydında hamam, kervansaray , medrese ve hanı harap olmuş, fakat çifte hamam ile çeşmesi mevcuttu. dükkânlarından da bahsedilmektedir. Trakya’nın XIX. yüzyıl boyunca yaşadığı istilâlar ve tahribat sonunda bu büyük külliyenin medrese, kervansaray ve dükkânları (arasta) hiçbir iz kalmayacak surette ortadan kalkmıştır. Balkan Savaşı’nda da cami büyük ölçüde zarar görmesine, hatta minaresinin yıktırılmasına rağmen sonraları tamir edilmiş ve günümüze sadece cami gelebilmiştir. Edirne’de bulunan Ali Paşa Çarşısı da yine Mimar Sinan’a yaptırılarak geliri Babaeski’deki bu camiye vakfedilmiştir. Ali Paşa Camii, Babaeski Köprüsü başında İstanbul’dan Edirne’ye, oradan da Rumeli içlerine uzanan büyük kervan ve sefer yolu üzerindeki menzil külliyelerinden biridir. Bu bakımdan Osmanlı devri Türk medeniyetinin âdeta işaret taşlarından birini teşkil eder. Ayrıca Mimar Sinan’ın en güzel eserlerinden biri olarak Türk mimarlık tarihinde önemli bir yer alır. Mimar Sinan'ın Selimiye'yi inşa etmeden 20 yıl önce yaptığı Cedid Ali Paşa Camisi ,Edirne'deki Selimiye Cami'nin bir modelidir. Edirne Vakıflar Bölge Müdürü Osman Güneren, Cedid Ali Paşa Camisi'nin Selimiye'den sonra Trakya'daki ikinci büyük cami olduğunu söyledi. 1832’de Sultan II. Mahmud tarafından esaslı bir tamir görmüştür. 2018 de yapılan restorasyon çalışmaları 2021 de sona erdi.
Babaeski Tarihi
Babaeski; Bizanslılar döneminde Bulgarophygon adıyla bilinmekteydi. "Babaeski" adı büyük olasılıkla tasavvufî bir kişilik (baba) ile eski yerleşim yeri anlamlarının birleşimidir. Aynı zamanda bölgenin Bizans dönemindeki Bulgarophygon adlı önemli bir yerleşim olması, tarihî arka planı destekler. Hem tarihî hem halkî unsurlar içeren karma bir etimolojiye sahiptir.
1936 yılında Arif Müfid Mansel tarafından Alpullu höyüğünde yapılan araştırmalarda kerpiç kalintilari, ilk tunç çağına ait tek renkli çanak ve çömlekler bulunmuştur. Yöre'nin yerli halkı, Traklar'dır. 1980 yılında Mehmet Özdoğan tarafından, Kırklareli-Babaeski yolu üzerinde ki Tilki Burnu höyüğünde yapılan araştırmada, son kalkolitik dönem keremikleri ile Yunan ve Roma dönemlerine ait yapı kalıntıları bulunmuştur. Roma döneminde, tarihsel yolların Babaeski'den geçmesi burayı önemli bir merkez yapmıştır. Babaeski, Bizans döneminde de bu önemini korumuştur.
Babaeski,Vlll, ve Xlll. Yüzyıllarda Bizans imparatorluğu'nun Thrake bölgesinde bir istihkam ve piskoposluk merkeziydi. 812'de Bulgar Çarı Krum tarafından zaptedilen şehir, 1359'da şehzade Murat (l.Murat) tarafından Osmanlı sınırlarına katıldıktan sonra, "Babay-ı Atik" adını aldı. Önce Edirne Merkez Sancağı'na bağlı olan Babaeski, 1879'da Kırklareli Sancak olunca Kırklareli'ye bağlandı. 1854 yılında kurulan en eski belediyeye sahip olan Babaeski'yi, Evliya çelebi ünlü seyhatnamesinde şöyle anlatmaktadır: "Madyan oğlu Yanko zamanından beri bayındır bir kale ve büyük bir şehir idi. Sonra, Sırp,Bulgar ve Hersekliler birleşip İstanbul'u yıkmaya giderken bu şehri de yıkmışlardır. Sonra, sarı Saltuk Bey, Pravadi yakınında vefat edince,eski vasiyeti üzerine cenazesi yedi adet tabuta kanarak herbiri bir tarafa götürülürken Edirne Kralı da "bu adam bizdendir" diye Saltuk'un naaşını getirip Babaeski de gömdürmüştür. İste buna dayanarak kasabaya "Babaeski" denilmiştir. Bin altmış adet bağ ve bahçeleri,baştan başa kızıl kiremit örtülü alçaklı, yüksekli kagir binalari olup,yirmi mihraplıdır."; Evliya çelebi, Seyhatnamesinde Babaeski'deki mimari eserlerle ilgili olarak ta şunları yazmıştır : "Şehrin doğu girişinde ve su kenarındaki Ali Paşa Camii, medrese,imaret, han ve dükkanlarin hepsi Semiz Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bunlardan baska, yedi mescid, yedi çocuk mektebi, yedi han, yüz kadar dükkan,bir aşevi,bir hamam,üç adet tekke ve çarşi içinde hayat suyu akan bir çesmesi vardır. Ayrıca Saltuk Baba ziyaret yeri ve şeyh Mahmud Şühüdi...
Read moreBabaeski Cedid Ali Paşa Camisi Kırklareli'nin Babaeski ilçesinde Mimar Sinan'ın Selimiye'yi inşa etmeden 20 yıl önce yaptığı Cedid Ali Paşa Camisi, yenileme işlemlerinin ardından ibadete açıldı. Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğünce "Selimiye Camisi'nin minyatürü" olarak nitelendirilen caminin 2018 yılının ekim ayında başlatılan yenileme çalışmaları tamamlandı. Babaeski Müftüsü Abdurrahman Koç, gazetecilere, caminin 37 aylık yenileme çalışmalarının ardından yeniden ibadete açılmasının mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Caminin 1800'lü yıllarda da bir tadilat gördüğünü belirten Koç, şunları kaydetti: "Cedid Ali Paşa Cami, Selimiye Camisi'nden sonra Trakya'nın ikinci büyük camisi. Camimizin 1912 yılında Balkan Harbi sırasında minaresi yıkılmış ve daha sonrasında aslına uygun bir şekilde restore edilmiştir. Camimiz Edirne'deki Selimiye Cami'nin bir modelidir. Selimiye Camisi'nden önce yapılmıştır. Mimar Sinan tarafından mimarlığı yapılmıştır. Cedid Ali Paşa adına yaptırılmış camimiz şuanda 3 yıllık çalışmaların ardından ibadete açıldı. Cenab-ı Allah hayırlara vesile eylesin inşallah." Vatandaşlardan Mustafa Erol ise bugün caminin ibadete açılmasından dolayı mutlu olduklarını dile getirdi. Cedid Ali Paşa tarafından 1555 yılında Mimar Sinan'a yaptırılan caminin bir süredir yenileme çalışmaları nedeniyle kapalı olduğunu hatırlatan Erol, "Çok sevinçliyiz. Camimiz çok güzel olmuş." diye konuştu. İsmail Korkut ise yaklaşık 3 yıldır bugünü beklediklerini kaydetti. Bu camide ibadet etmenin ayrı bir maneviyatının olduğunu anlatan Korkut, "Vatandaşlar köylerden bu camiye namaz kılmaya geliyor. Bu cami bizim için çok önemli bir değere sahip."...
Read moreBabaeski İlçesi'de İstanbul-Edirne asfaltı yanında bulunmaktadır. 1555 (H.962) yılında Cedid Ali Paşa tarafından Koca Sinan’a yaptırılmıştır. Halen cami olarak kullanılmakta olan bu yapı, 1832’de esaslı bir tamir görmüştür. Dört satırlık Türkçe inşa kitabesi ile on satırlık tamir kitabesi mevcuttur. Kare bir plan üzerine kesme köfeki taşı kullanılarak yapılmış, üzeri kurşun kaplı büyük bir kubbe ile örtülmüştür. Birinin çatısı ahşap olmak üzere, birbirine ekleme yapılmış iki son cemaat yeri vardır. Tek şerefeli minaresi Balkan Harbi’nde (1912) Bulgarlar tarafından yıkılmış ise de sonradan tekrar yapılmıştır. Cami, Edirne’deki Selimiye Camii’nin küçük bir modelidir. Ben bir cuma günü cuma namazı kılmak için ziyaret ettim nasip oldu çok muhteşem bir ibadethane pırıl...
Read more