İlçe, Batı Toroslar arasında yer alan, çukur alandadır. Bu çukurun büyük kesimini Beyşehir Gölü kaplar. Çukurluk gölün güneydoğusunda Beyşehir ovası devam eder. Toroslar, batıdan ve güneybatıdan yüksek sarp dikliklerle ovaya inerler. Beyşehir'deki düzlük alanlar bozkırlar halinde uzanır. Çevredeki dağlar ise, ormanlarla kaplıdır. Topraklar verimlidir.
Akdeniz Bölgesi'nin Göller Yöresinde yer alan Beyşehir, önemli bir geçit noktasında da bulunmaktadır. En güney ucu baz alındığı zaman Akdenize olan uzaklığı 65 km civarındadır. Bir set misali araya giren Toroslar, yöreye Akdeniz'den ayırmıştır.
Doğusunda Konya, kuzeyinde Doğanhisar, Hüyük ve Ilgın, kuzeydoğusundan Derbent, kuzeybatısından Şarkikaraağaç ve Eğirdir, doğusunda Meram, güneyinde Seydişehir ve Derebucak ilçeleri bulunur.
İlkçağlar'da Beyşehir Gölünün de içinde olduğu bölge Pisidya adıyla anılırdı. Pisidya' da Karallia olarak bilinen bir şehir adıydı. Ramsay bu konuyu şöyle değerlendirir; "Biri gölün güneydoğusunda, Trogitis gölü'ne akan suyun ağzında, diğeri güneybatısında olmak üzere ihtimal iki şehir bulunuyordu. Bu ikincisinin Parlais olma ihtimali daha kuvvetli olduğu için birincisini Karallia olarak kabul etmeniz lazım geliyor. "Yine Ramsay'a göre Karallia Bizanslılar zamanında Skleros adını almıştır.
Daha sonra harap olan Karallia, Viranşehir adını almıştır. Onüçüncü yüzyılın ilk yarısında, Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad devrinde, muhtemelen 1240'tan biraz önce çoğunluğunu Üçoklar 'ın oluşturduğu Türkmenler tarafından yeniden kurulmuştur. Eşrefoğulları'nın hakim olduğu dönemden itibaren Viranşehir'in adı Süleymanşehir olmuştur. Erbaba Höyüğü ile ilgili olarak yapılan değerlendirme şöyledir:
Beyliğin merkezi olmasından dolayı geçen zamanla beraber beyin şehri olarak anılır. Bundan dolayıda Beyşehir adını alır. Beyşehir adının bir de efsanevi hikayesi vardır. Buna göre; "Beyşehir'in 10 km kuzeybatısında deniz düzeyinden 1130 m yüksekliğindeki doğal bir tepenin üstünde, günümüzden yaklaşık 7500 yıl öncesine tarihlenen Neolitik Çağ höyüğü R.Solecki'nin yörede yüzey araştırması yaparken bulduğu höyük, Jacques ve Luiesse Alpes Bordaz başkanlığındaki bir ekipçe kazılmaktadır. Yaklaşık 80 m çapındaki Erbaba'da dört kat saptanmıştır. En alttaki 4. kattan pek fazla bir şey çıkmamış en çok buluntu 3. katta ele geçmiştir."
Trogitis'de bulunan Seydi Harun Veli şimdi kendi adıyla anılan camiyi yaptırmaktadır. Eşrefoğlu Mehmet Bey de ona malzeme yardımında bulunur. Sonrasında gelişen olaylar onları dost yapar. Eşrefoğlu, Trogitis'e Seydişehir adını verirken Seyyid Harun Veli de Süleymanşehir'e Beyşehir adını vermiştir.
Beyşehir ve çevresinin tarihi M.Ö 7000'li yıllara kadar uzanmaktadır. Bölgede Eski ve Orta Taş devri'ne ait buluntuların varlığı söz konusudur. Ama daha çok Cilalı taş devri' ne ait buluntular yoğunlaşır. Yapılan araştırmalar Beyşehir'in daha o dönemde önemli bir yerleşim alanı olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır. M.Ö 5680-M.Ö5300 arasına tarihlenen Erbaba Höyüğü kalıntıları bunun en somut göstergesidir.Kıstıfan Köyü yakınlarındaki höyükteki kazılarda Kanadalı bilim adamları Jacgues ve Louisse Alpes Bordaz çifti tarafından yapılmıştır.(1968-1975).
Erbaba Höyüğü ile ilgili olarak yapılan değerlendirme şöyledir:
"Beyşehir'in 10 km kuzeybatısında deniz düzeyinden 1130 m yüksekliğindeki doğal bir tepenin üstünde, günümüzden yaklaşık 7500 yıl öncesine tarihlenen Neolitik Çağ höyüğü R.Solecki'nin yörede yüzey araştırması yaparken bulduğu höyük, Jacques ve Luiesse Alpes Bordaz başkanlığındaki bir ekipçe kazılmaktadır.Yaklaşık 80 m çapındaki Erbaba'da dört kat saptanmıştır.En alttaki 4. kattan pek fazla bir şey çıkmamış en çok buluntu 3. katta ele geçmiştir."
1, 2 ve 3. katlardaki yapıların temellerinde büyük taş bloklar kullanılmıştır.Duvarlar ise, çamur harçla örülmüş kireçtaşı bloklarla yapılmıştır. Duvar kalınlığı 60 cm'den fazladır. 3. kattaki bazı duvarlar kırmızı renkli sıvayla kaplanmıştır.Birbiriyle yakın diziler halindeki dikdörtgen planlı evler kuzeydoğuya bakmakta, içeriye damdan girilmektedir. Evlerin batısında bölme...
Read moreWe visited Vuslat Parkı on a Friday afternoon while driving from Konya to Antalya. The park is very large with beautiful scenery. The view of Lake Beyşehir—Turkey’s largest freshwater lake—and the majestic Dedegöl Mountain massif in the distance made it even more special. The area dates back to ancient times, with the lake known as Carallis in antiquity and surrounded by civilizations from the Hittites to the Seljuks. It was the perfect place to take a break, walk around, enjoy the view, and relax by the lakeside. #VuslatParkı #LakeBeyşehir #DedegölMountain #TurkeyTravel #RelaxingViews #HistoricalPlaces...
Read morePark genel olarak çocuklar için gerçekten keyifli bir yer. Konya’daki birçok parka kıyasla çok daha özenli ve dikkat çekici olmuş. İşte gözlemlerim:
✅ Çocuklar için çok çeşitli ve kaliteli oyuncaklar var. ✅ Oyuncakların tasarımları hem ilgi çekici hem de dayanıklı görünüyor. ✅ Sadece çocuklar değil, bazı büyükler bile oyuncaklara ilgi gösteriyor, bu da parkın ne kadar dikkat çekici olduğunu gösteriyor. ✅ Manzarası çok güzel, ailece vakit geçirmek için oldukça keyifli bir ortam.
🟡 Parkta çok fazla sahipsiz köpek vardı. Zarar vermeseler de kendi aralarında kavga ettiklerini gördük, bu da biraz tedirgin edici. 🟡 Tuvaletler biraz daha bakımlı olabilir. Temizlik konusunda biraz eksik kalmış. 🟡 Parkta bazı Suriyeli gençlerin etrafa çöp attığını ve insanları rahatsız ettiğini gözlemledik. Uyarmamıza rağmen pek dikkate almadılar. Bu tarz davranışlar ortamın huzurunu bozabiliyor.
Genel olarak park güzel ve keyifli, ama bazı konularda biraz daha özen gösterilirse herkes için çok daha huzurlu bir...
Read more