İlimiz Karacaibrahim Mahallesinde Mustafa Kemal Bulvarı üzerinde ve Kurtuluş Caddesi çaprazında Kırklareli Belediyesi, Kapan (Karaca İbrahim Bey) Cami, Kapan (Salı Yeri) Çesmesi, Şevket Dingiloğlu Parkı, Cumhuriyet Meydanı, Kırklareli Hızırbey Bedesteni (Arasta), Hızırbey (Çifte) Hamam, Hızırbey (Büyük) Cami, Büyük Cami (Alman) Çesmesi, Eski Hapishane Binası, Hapishane Çeşmesi ve Karagöz Parkı gibi bilinen noktalara yakınlığı ile bilinen Eski Belediye Binası günümüzde ki Kırklareli Müzesi Binası tanımaya çalışalım... 1894 yılında Mutasarrıf Neşet Paşa ve Belediye Başkanı Hacı Mestan Efendi zamanında, bodrum hariç iki katlı betonarme olan yapının dört cephesinde kemerli pencereler yer almakta olup, girişte dört sütuna oturan cumba şeklindr yaptırılmıştır... 20 Aralık 1930’da Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından ziyaret edilmiştir... 1960 yılında Vali Hikmet Baloğlu'nun Belediye Başkanlığı'na vekalet ettiği sırada bugünkü belediye binası inşaatı başlanmış ve 1962 yılına insaatın bitmesine kadar Belediye binası olarak kullanılmıştır... 1970’li yıllarda ise tamamen boşaltılarak terk edilmiştir... 1983 yılında başlayan ve çeşitli aralıklarla devam eden restorasyon çalışmaları 1993 yılında tamamlanmıştır... Tarihi binanın müze olarak düzenlenme çalışmaları ise Belediye Baskanı Kadir Gökçe tarafindan Aralık 1990 tarihinde başlatılmış ve 14 Ocak 1994 tarihinde Kırklareli Müzesi olarak kullanılmaya başlanmıştır... Giriş ücreti olmayan ve girişte kilitli dolaplara çanta bırakma yerleri olan, araç park etme sorunu olan araç park etmek için sokak araları veya ücretli otoparkın tercih edildiği hareketli bir muhittedir...
Our city is on Mustafa Kemal Boulevard and diagonally across Kurtuluş Street, Kırklareli Municipality, Kapan (Karaca İbrahim Bey) Mosque, Kapan (Sarı Yeri) Fountain, Şevket Dingiloğlu Park, Cumhuriyet Square, Kırklareli Hızırbey Bedesten (Arasta), Hızırbey (Çifte) Bath, Hızırbey (Big ) Let's try to get to know the Old Town Hall, today's Kırklareli Museum Building, which is known for its proximity to well-known spots such as the Mosque, the Great Mosque (German) Fountain, the Old Prison Building, the Prison Fountain and Karagöz Park... In 1894, during the reign of Governor Neşet Pasha and Mayor Hacı Mestan Efendi, the two-storey reinforced concrete building, excluding the basement, has arched windows on all four sides, and was built in the form of a bay window sitting on four columns at the entrance... It was visited by our Great Leader Gazi Mustafa Kemal Atatürk on 20 December 1930... In 1960, when Governor Hikmet Baloğlu was acting as the Mayor, the construction of today's municipality building started and it was used as the municipality building until the construction was completed in 1962... It was completely evacuated and abandoned in the 1970s... The restoration works, which started in 1983 and continued at various intervals, were completed in 1993... The work of organizing the historical building as a museum was initiated by Mayor Kadir Gökçe in December 1990 and it started to be used as Kırklareli Museum on January 14, 1994... It is in a lively neighborhood where there is no entrance fee, there are places to leave bags in lockers at the entrance, and where parking is a problem, side streets or paid parking are preferred...
Gradŭt ni e na bulevard Mustafa Kemal i diagonalno prez ulitsa Kurtuluş, obshtina Kŭrklareli, dzhamiyata Kapan (Karadzha Ibrakhim Beĭ), fontana Kapan (Sari Ĭeri), parka Shevket Dingiloglu, ploshtad Kumkhuriet, Kŭrklareli Khŭzirbeĭ Bedesten (Arasta), banyata Khŭzirbeĭ (Chifte) , Hızırbey (Golyam ) Neka se opitame da opoznaem Staroto kmet·stvo, dneshnata sgrada na muzeya Kırklareli, koyato e izvestna s blizostta si do izvestni mesta kato Dzhamiyata, fontana na Golyamata dzhamiya (nemski), sgradata na stariya zatvor, Zatvornicheskiyat fontan i parkŭt Karag’oz... Prez 1894 g., po vreme na upravlenieto na upravitelya Neshet pasha i kmeta Khadzhŭ Mestan Efendi, dvuetazhnata stomanobetonna sgrada, s izklyuchenie na mazeto, ima svodesti prozortsi ot chetirite...
Read more20 Aralık 1930 yılında Büyük Önder Atatürk tarafından ziyaret edilen bina 1894 yılında Mutasarrıf Neşet Paşa ve o dönem belediye başkanı olan Hacı Mestan Efendi zamanında yaptırılmıştır. 1962 yılına kadar fiilen belediye binası olarak kullanılmış, 1970 yıllarında ise tamamen boşaltılarak yıkıma terk edilmiştir.1983 yılından itibaren başlayan ve çeşitli aralıklarla devam eden restorasyon, teşhir-tanzim çalışmaları 1993 yılında tamamlanmıştır. Bodrum hariç iki katlı betonarme olan yapının dörtcephesinde yayılan kemerli pencereler yer almakta olup, girişte dört sütuna oturan cumba vardır. Arkeoloji ve etnografya seksiyonları üst katta yer almakta, ayrıca giriş katında Kültür ve Tabiat sergi salonu bulunmaktadır.Esas amacı çevresinde geç kalmış olan tarihi araştırmalara merkez olmak, çeşitli bilimsel kuruluşlara yardım ve öncülük etmek olan Kırklareli Müzesi'nde halen 515 etnografik, 1110 arkeolojik ve 1882 adet de sikke olmak üzere toplam 3507 adet kayıtlı eser mevcuttur. Müzeye eser akışı ayrıca devam etmektedir. Bu eserler tarihi seyir itibariyle Prehistorik Dönemden Cumhuriyet Dönemine kadar oluşan bir zaman dilimini içermektedir.Yine müze müdürlüğünün asli görevi olarak yerine getirilen doğal ve kültürel gayrimenkul tescilleri de dikkat çekici çokluktadır. Bu amaçla ilimizde 98 arkeolojik, 3 kentsel, 13 doğal sit ve 155 adet de tek yapı olmak üzere toplam 269 adet tescilli gayrimenkul yapı ve sit alanı bulunmaktadır. Müze müdürlüğünce ilmi kazı çalışmaları yapılmakta, İstanbul Üniversitesi ve Trakya Üniversitesi ile de müşterek çalışmalar yürütülmektedir. Müze Seksiyonlarını Tanıtıcı ve İstatistiki Bilgiler Müze seksiyonları okullara yönelik eğitim amaçlı planlanmıştır. 1- Kültür ve Tabiat Salonu: Müze girişinde zemin katta yer almaktadır. Bu bölümde 76 türden 102 adet çeşitli canlı örneği tahnit edilmiş olarak sergilenmektedir. Bu hayvan türlerinden bir kısmının nesli tükenmiş ya da tükenme tehdidi altındadır. Müzenin en yoğun ilgi gören bu bölümünün ziyaretçileri, çoğunlukla orta öğretim öğrencileri, üniversitelerin biyoloji bölümü öğrenci ve öğretim elemanları ile çeşitli araştırmacılardır. Müze binasının son derece yetersiz olması nedeniyle 1996 kazı sezonunda ele geçirilen antik tiyatro rölyefleri de bu bölümde sergiye konulmuştur. 2- Etnografya Seksiyonu: Üst katta, iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde 19.yüzyıl-20.yüzyıl başları köy yaşantısı tasvir edilmiştir. İkinci bölümde ise yine aynı dönemleri yansıtan "Kırklareli Şehir Odası" ünitesi yanında, çeşitli dönemlere ait giysi, takı ve çeşitli günlük malzemenin yer aldığı vitrinler bulunmaktadır. 3- Arkeoloji Seksiyonu: Tamamen Kırklareli ve yakın çevresinde, çeşitli şekillerde elde edilen eserlerden oluşmaktadır. Sergi Buzul Çağı sonrası döneme ait çeşitli deniz, kara canlı türleri ve ağaç fosilleri ile başlamakta, daha sonra kronolojik sıra itibari ile Roma Dönemi sonlarına kadar bir seyir takip etmektedir. Vitrinlerde ağırlıklı olarak Kırklareli Aşağıpınar, Kanlıgeçit ve Tilkiburnu yerleşim birimleri ile Pınarhisar İslâmbey A, Alpullu Höyüktepe ve Dolhan tümülüslerinde yapılan kazılar sonucu elde edilen eserler yer almaktadır. Bu bölümde ayrıca klasik Dönemlerden, Osmanlı dönemine kadar süregelen ve kronolojik seyir takip eden bir sikke vitrini bulunmaktadır. Eser sayısının günden güne artması ve müze binasının yetersizliği nedeniyle özellikle her Müzeler Haftası öncesinde arkeoloji vitrinlerinde eser değişimi yapılmakta, ancak arzu edilen seviyede geniş kapsamlı bir teşhir yapılamamaktadır. Müze Seksiyonlarında; 1- Kültür ve Tabiat Salonunda; 76 türden 102 adet tahnit canlı örneği, Vize antik tiyatro kazılarından 4 adet alçak kabartma rölyef, 1 adet sütun kaidesi ve 1 adet heykel (yunus balığı) parçası ile salon girişinde büyük boy bir kadın heykeli bulunmaktadır. 2- Etnografya seksiyonunda toplam 188 adet giysi, takı ve çeşitli ev eşyası; 3- Arkeoloji seksiyonunda ise 72 adet sikke, 236 adet de çeşitli arkeolojik buluntu...
Read more1894 yapımı eski belediye binası şimdi müze olarak hizmet veriyor. Ücretsiz ve haftanın her günü açık olması çok güzel bir hizmet. İçerisi de Kırklareli ve ilçeleri içerisinde bulunan arkeolojik buluntular olması şehir merkezi açısından çok önemli.
Kırklareli Tarihi
Yörenin tarihi Trakya’nın tarihiyle paralellik gösterir. Eskiçağ’larda İskitler’in, Persler’in, Trak kavimlerinin kurduğu Odris Devleti’nin, Makedonya Kralı Filip’in ve Galatlar’ın hâkimiyeti altında kaldıktan sonra Roma topraklarına katıldı ve Doğu Roma döneminde şehrin adı Saranta Ekklesies idi. Bu dönemde zaman zaman Bulgarlar’ın akınlarına uğradı. Bulgarlar şehir için Lozengrad adını kullanırlardı. Kırklareli çevresi de birkaç defa Got istilâsıyla karşılaştı. V. yüzyılın ilk yarısından itibaren yöreye Hun akınları başladı. Ardından Avarlar’ın (VIII ve X. yüzyıl), Haçlılar’ın (XII. yüzyıl sonu) ve Latinler’in (XIII. yüzyıl başı) saldırılarına uğrayan Saranta Ekklesies’in Osmanlı idaresine Timurtaş Paşa tarafından 768 (1366) yılları olarak gösterilir. Osmanlı idaresine girdikten sonra şehrin adı eski isminin aynen tercümesi olan Kırkkilise şekline dönüştürüldü, Cumhuriyet dönemine gelinceye kadar da bu ad kullanıldı. Kırklareli adı Kırk şehitlerin olduğu yer anlamında Kırklar ili birleşiminden Kırklareli oldu.
Osmanlı idaresinde Rumeli eyaletinde Vize sancağına bağlı bir kaza merkezi idi.Gerek şehir gerekse yöresindeki köylerde Batı Anadolu’dan getirilip yerleştirilmiş yörük grupları bulunuyordu. Bunlar Kırkkilise yörükleri olarak teşkilâtlandırılmış ve bölge de bir müsellem sancağı haline getirilmişti. XVII. yüzyılda Rumeli eyaletine bağlı aynı adlı sancağın merkezi durumunda olan şehri 1608’de gören Polonyalı Simeon buranın taştan yapılmış evleri olduğunu belirtirken Evliya Çelebi Kırkkilise’den kalesi olmayan, bayır dibinde yer alan, bakımlı konakları ve yemyeşil bahçeleriyle dikkati çeken bir şehir olarak söz eder.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Ruslar’ın eline geçti. Bu savaşın ardından 3 Mart 1878’de imzalanan Ayastefanos Antlaşması’nın maddelerinden birine göre Kırkkilise yeni kurulan Bulgaristan Prensliği’ne bırakıldı. Fakat aynı yılın 13 Temmuzunda imzalanan Berlin Antlaşması’na göre şehir Türkler’e iade edildi ve sancak merkezi olma özelliğini sürdürdü. XIX. yüzyılın ikinci yarısı boyunca toplam 7500-14.000 arasında değişen nüfusa sahip olan şehirde 1874’te on bir cami, üç mescid, altı kilise, bir sinagog, yirmi bir han, iki hamam, kırk dört mağaza, 721 dükkân mevcuttu.
Kırkkilise, Balkan Savaşı’nın başlarında 24 Ekim 1912 tarihinde Bulgar kuvvetlerince işgal edildi. Şehir dokuz ay kadar süren bu işgalden 21 Temmuz 1913’te kurtarıldı. Kurtuluş Savaşı yıllarında 26 Temmuz 1920’de Yunan işgaline uğrayan Kırkkilise 10 Kasım 1922’de geri alındı. Cumhuriyet’in başlarında 1924 yılında il merkezi durumuna getirildi. Aynı yılın sonlarına doğru (20 Aralık 1924) Kırkkilise adı Kırklareli’ne dönüştürüldü.
İki tepe ile ikisinin arasındaki boyun noktasında kurulan Kırklareli, bu yerleşme konumuyla şehircilikte “semer tipi yerleşme” olarak adlandırılan tipin en güzel örneğini oluşturur. Şehir mekân üzerinde geliştikçe bu iki tepe üzerinden aşağıdaki ovaya doğru genişlemiştir.
Kırklareli önemli bir ziraî merkez özelliğini sürdürmektedir. Şehirde sanayi kuruluşu olarak ana maddesini tarımsal ürünlerden alan sanayi kolları (peynir ve ayçiçek yağı imalâthaneleri, yem üretimi, mübadeleden önceki önemini yitirmiş olan şarapçılık vb.) sayılabilir. Ticaretin gelişmesinde 1971’de açılan, Bulgaristan’la ve onun aracılığıyla Romanya ile ilişkiyi sağlayan Dereköy sınır kapısının etkisi...
Read more