We fell in love with this little place in Sirince from the moment we laid eyes on it!||||Set on the hilltop along winding cobbled streets, overlooking the scenic mountains, with a tiny, quaint village just a stroll away below, everything about this place feels timeless and dreamy. What a perfect setting for couples. Our Lavanta room was cosy and charming. And the staff here are really friendly, helpful and hospitable, especially Hakan who sweetly goes out of his way to make you feel at home.||||Take a short walk down to the Sirince market below and try the local fruit wines, they're delicious! The best we had was at Kaplankaya Saraplari and we even bought back 4 bottles to bring home. ||||If you need to get down to Selcuk town, just take the minibus to the station below. After that, it's a nice long walk to Ephesus if you're up for a little workout.||||We found Sirince a dream of a place to stay in rather than busier Selcuk if you're visiting places like Ephesus and the Virgin Mary's house. You get all the romance and charm up in the hill, whilst still being close enough to the town below. ||||There are many B&Bs scattered around Sirince but I would definitely choose to stay at Markiz Konaklari again in...
Read moreMarkiz Konakları isminin enerjisi ile bir şekilde beni çekerek, hakkında izlediğim röportajla deneyimlemeye emin hale getirse de; check-inden check-outına hiç bir otele karşı bu kadar karışık duygular beslememiştim. Markiz Konakları deneyimi önce büyük çaplı bir Şirince turu ile başlıyor. Çünkü otelin harita işaretli olan konumuna siz gecenin körü gemi büyüklüğünde arabanızla Şirince'nin şirin sokaklarında giderken, otel önünden geçtiğinizde arkanızdan halinize gülüyor. Sizi bu Google Haritalar'da yanlış işaretli konum konusunda uyarmadığına göre? Mimari dokuya duyulmuş saygıya tanık olurken, odaların estetiği ve ruhuna hayranlıkla check-in yapıyorsunuz. Röportajda belirtildiği üzere bir Oprah'ın, Bono'nun buradan geçmiş olabileceğini teyit edercesine kendinizi kalite detaylarında kaybedip, buluyorsunuz. Bahsetmeye değmeyecek noksanlar rahatsız etmiyor, köy hayatının rehavetine veriyorsunuz. Fakat sabah olup, bu rehavetle kahvaltıda merhabalaşınca, zihni çalan ilk soru: "Oprah'ın da mı kahvaltısında filtre kahve yoktu?" oluyor. Bu otelin remote yönetildiği o kadar belli ki. Lakin emanet edildiği ellerde sorun. Hiç bir imza niteliği taşıyan bir tat içermeyen kahvaltımı yaparken, arkadan resepsiyon görevlisi beyfendi gelerek, tarhana, nar ekşisi satın almak ister miyim diye soruyor. "Haydi gönülleri olsun kahvaltımızı ve sohbetimizi bu şekilde böldüğüne göre, bu kalitesine sığındığımız konağın resepsiyon görevlisi bunu sorduğuna göre, sanıyorum çok iddialı bir nar ekşisi ve tarhana gelecek" diyerek kabul ediyorum. Sohbetimize devam ederken, tekrar bölünüyoruz. Başımı yavaşça çevirerek dönerek "Şimdi ne vardı?" ifademle karşı tarafta bir kanaat oluşturmaya çalışsam da, sökmüyor. Bu sefer kahvaltıda şarap satılacak. Peki.. "Teşekkür ederim, Şirince'yi bir gezebilelim inşallah, tadım yaparak satın alma yapacağım, benim için hassas bir konu" diyerek reddedince resepsiyon görevlisi "Şirince esnafı size başka tattırır, beğenirsiniz ama arkadan getirdiği şişeli ürün kötüdür bilmezsiniz. Siz benden alın, bana dua edeceksiniz. Tekrar tekrar gönderttireceksiniz" diyor. Adam kendi yerlisini kötülüyor! Anlattığı tablo zaten tüm memlekette var, lakin Şirince'yi bırak sen biz kendimiz deneyimleyelim. 40 kişilik bir habitatta insan kendi esnafını kötüler mi? Yüz ifadelerimin jestlerini ısıtarak gözlerimle "Hasbinallah" derken, kendisine "Getirin madem bakalım" diyorum. Zira sohbetime ve kahvaltıma devam etme ihtiyacım hakim! Bir süre sonra şaraplar geliyor. Fıkra bu ya, hiç biri Şirince merkezli şarap değil. Biri Denizli'den, biri İzmir'den! Bu oteli yapabilen, detaylarından kalitesi anlaşılan bir yönetim, kurduğu sisteme teşrif edip bir reset atarsa, eminim bu oteli bizlerin tercihi haline getirir. Lakin,...
Read moreThis is a lovely hotel, with beautiful rooms and, from our two suites (we are a family of four), great views over the town and beyond. The only quibbles we had were lack of drinking water in the rooms (almost standard in Turkey) and a reasonably noisy (and late) dinner below one of the rooms (which was only a nuisance because I wanted to open the windows at night to enjoy the hills air).||||Food was really good (and excellent at the small place next door run by a delightful couple who seem associated with the hotel in some...
Read more