Küçükken çorbayı sofrada gereksiz gören biriydim. Halen çok düşkün olduğumu söyleyemem ama artık güzel bir çorbaya asla hayır dememeyi öğrendim. Yazın seçenekler sınırlı olsa da şimdinin serin havalarında alternatif bol. Hem bağışıklık sistemini güçlendirmek, hem de mevsimin getirdiği sebze bolluğundan istifade etmenin en güzel yollarından biri, farklı çorbalar denemek. Yeni işyerimin çevresinde keşfedecek mekan ararken bulduğum Çorba Konağı, bu düşüncemi hayata geçirmek için fırsat oldu.
Burası, adından da anlaşılacağı üzere her gün çeşit çeşit çorbalar sunan bir restoran. Konseptin ilk örneklerinden olan Shorba'ya epey yakın bir tarzları var. Mekan, Topkapı'da Ülker fabrikası girişinin tam karşısında, kasvetli gri beton binalar arasında fark edilen dekorasyonu ile "hayat belirtisi" misali duruyor. Menüsünde sayabildiğim kadarıyla 8-10 çeşit etsiz çorba, 4-5 çeşit etli çorba, 2 etli ana yemek, pilav ve 7-8 çeşit tatlı var.
Yemeğe başlangıcı, İtalyanların minestrone'una benzeyen Konak çorbası ile yaptım. (Az porsiyonu 10 TL.) Sebzeli, içinde birkaç küçük tavuk parçası olan ve acılı bu çorbada, mekana adını verecek derecede özel bir tat alamadım. Ana yemek seçiminde aklım kavurmada kalsa da, aşçının önerisiyle Cuma günleri çıktığını öğrendiğim kuzu incik haşlama (35 TL) sipariş ettim. Yemeğin terbiyesinde un kullanılmışçasına, suyu oldukça yoğundu. Etin yarıya yakını yağ olduğu için kenara ayırıp yiyemedim. Yediğim kısımlarda da hiç kuzunun kendine has aromasını alamadım. Çok sevdiğim bir tatlı olan incirli muhallebiyi (10 TL) vitrinde görünce dayanamayıp finali onunla yapmak istedim. Kötü diyemem ama Çiya'da yediğim telemenin, Antep Gurmesi'nde yediğim incir oğutmasının, hatta Emirgan Sütiş'te yediğim incirli muhallebinin yanında sönük kaldı. Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse orta seviye yemeklere ortanın üstü fiyat biçilen Çorba Konağı'na ikinci bir ziyarete...
Read moreSunulan yemeklerin lezzeti güzel. Porsiyonların büyüklükleri de güzel ki ona göre de fiyatlandırılmış. Buraya kadar her şey tamam. Ben bir sebzeli çorba içtim; “sebzeli çorba” sanırım 240 TL; yanına da canım çekti; az güveçte kuru ve az kavurma istedim. Bakin canım çekti. Gelip sadece “az kuru ver” deyip, 4 ekmek te yemedim. Ana yemek çorbanın yanına istedim. Arkadaşım da bir tatlı yedi. Hesap 1280 TL gelince; “ne yedik canım biz bu kadar” diyerek hesaba baktım. Az kuru tami tamina 310 TL. Dedim ki “tam porsiyon kaç para?” Cevap “biz de az porsiyonlar 10-20 TL daha ucuz, tam kuru 330 TL” Haklı adam; biz de zaten dağda yaşıyoruz; ilk defa medeniyet gördük; az ile tam farkını bilmiyoruz. Az kavurmada da durum benzer. Ayip desem; bu farklı birsey. Dilim varmiyor hak ettiklerini yazmaya; siz okuyanlar; kendi yorumunuzu yaparsınız. Sahibini sordum; disarda dediler. Muduru sordum; O da başka bir yerdeymiş. Açıkçası olmamaları da iyi oldu. Sinirler gergin. 1280 TL hesap ver; yedigin belli. Çorbanın yanında kazigin alası. Suratta kızarma var mı? Kuru’nun comlegi daha kirmiziydi. Biz de “az porsiyon yok maalesef” dersin ya da “hakkaniyetle; iş ahlakına uygun fiyatlandırırsın” ve bu tür de yorum almazsın. O civarda işyerim var. Hafta 1 benim gittiğim, en az da hafta 1-2 başka arkadaslarimin gitti yer(di). Ben gitmiyorum artık. Her arkadaşıma da anlatıyorum. Karar kendilerinin. Okuyanlar da burada kendi kararlarını verirler. Dedigim gibi basta; lezzete diyecek yok. Lakin O da bir yere kadar. Yasattıklarım damağımda acı tad bıraktıktan sonra; çorba başka yerde de var. Kimse parayı kolay kazanmıyor. Üstüne “keriz” yerine konmak daha da agir. Az kuru 310; tam kuru 330. Böyle bir fiyatlandırma gören varsa yazsın. Daha iyisini bilirler lakin; fiyat politikalarını eminim gözden geçireceklerdir. Allah hayırlı işler versin; benim ticaretim başka yere bu...
Read moreFacia KELLE PAÇA
Ben böyle bir kelle paça ne gördüm ne yedim. Terbiyeli, acılı, naturel, atom olmak üzere kelle paçayı çeşitlendirmişler. Neyse atomda dil vs var dedi. Ben acılı olandan tercih ettim. Dedim normal kelle paça dil beyin vs yokmu dedim. Bana dediği şey dil, beyin, yanak eti yok dedi. E zaten geriye ne kaldı dedim mazım bir bakışla boynunu eğdi aşçı arkadaş. Herneyse masaya oturdum siparişim geldi. Neyse biraz yemeye başladım kelle paçada tuhaflık olduğunu hissettim hiç daha önce yediğim kelle paçaların yanından geçmiyordu. Çorbayı biraz karıştırdım birde ne göreyim nerdeyse kafatasındaki tüm kıkırdak yerleri koymuşlar zaten dil beyin yanak eti yok kafatasındaki etler sıyırıp koymuşlar ama çoğunluk beyaz kıkırdak. Bildiğiniz kıkırdak yani yumuşak yağ vs olarak anlamayın. Sonrasında kalktım aşçı arkadaşın yanına gittim bu nasıl kelle paça dedim nerdeyse full kıkırdak yiyorum dedim sonra arkadan gelen garson arkadaş abi hemen yardımcı olalım dedi değiştirelim dedi iyi değiştirin dedim tabi kelle paça olarak yani yediğim çorbanın aynısını istedim . Bu seferde içine etleri seçip koymuşlar fakat yine beyaz kıkırdak gibi olan parçalar vardı. Çorbayı zar zor içip kalktım. Mecburen içtim çünkü kasesine 160₺ de para istiyorlar. Yanlış duymadınız tam 160 ₺ ve çorbanın çoğunluğu çorba suyu ve kafa kıkırdaklarından ibaret. Velhasıl buraya ara giderim yıllardır ben böyle bir kelle paça ne gördüm ne içtim. BİR DAHA asla VE katiyyen gitmem ve yakınlarıma tavsiye etmem. Bildiğiniz malzemeden kaçabildikleri kadar kaçmışlar. TAVSİYE ETMİYORUM. Resimlerde görünen beyaz beyaz olan şeyler kıkırdak’ımsı tuhaf bir parça. Zaten corbanın çoğunluğu...
Read more