Atatürk için denizin üzerine yapılmış köşk şuan müze olarak hizmet veriyor.
TARİHİ:
Florya sahili, tarihi kaynaklara göre 17. yüzyılda, o zaman ki adı Ayastefanos olan Yeşilköy’e kadar güzel köylerle süslüydü. Hemen ilerisinde bir ziyaretgâh olan kilisesi ve ayazması ile Kalatarya yöresi ve bunun yakınında Filurya adlı padişah bah çesi bulunuyordu. 18. yüzyıl kaynaklarında geçen “Padişah sarayı, bahçesi ve tatlı bir suyu bulunan Filoriye bahçesi” ifadesinden anlaşıldığına göre, yörede o zamanlar bir Osmanlı yerleşiminden söz etmek mümkündür.
- yüzyıl ve öncesinde genellikle bir balıkçı uğrağı konumunda olduğu anlaşılan Florya ve çevresi, Osmanlı Devleti’nin son dö neminde yapılan tren yolu ile şehircilik bakımından ele alınır ve Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yıllarında Atatürk’ün buraya olan ilgi siyle daha da önem kazanır. Yörede 230 hektarlık bir orman kurulur ve zaman içinde Florya, yazlık dinlenme merkezine dönüşür.
Florya sahiline sık sık giderek dinlenen Atatürk’ün sağlığına ka vuşabilmesi amacıyla, 1935’te İstanbul Belediyesi tarafından sahilde yaptırılacak köşkün projelendirilmesi için yarışma düzenlenir. Seçilen tasarım, Mimar Seyfi Arkan tarafından, dönemin Avrupa mimarlığında yaygın bir uygulama alanı bulan Bauhaus üslubunda ele alınır.
Dinlenme mekânı olarak tasarlanan yapı grubu; Atatürk Deniz Köşkü, Genel Sekreterlik ve Yaverlik binaları ile bugün ortadan kalkmış olan Beyaz, Mavi ve Kırmızı köşklerden oluşur.
14 Ağustos 1935’te kullanıma açılan köşkü Atatürk, sadece dinlen me yeri olarak kullanmamış, İstanbul’da kaldığı süre içinde zaman za man devlet işlerini de buradan yönetmiş, siyasal ve bilimsel toplantılar düzenleyerek, aralarında İngiltere Kralı VIII. Edward ve Madam Simp son’un da bulunduğu kimi önemli konuklarını burada ağırlamıştır.
Köşk, Atatürk tarafından son olarak 28 Mayıs 1938’de kullanılmış, daha sonra Cumhurbaşkanlığı yazlık konutu olarak İsmet İnönü, Celal Bayar, Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk ve Kenan Evren dönemlerinde de hizmet vermiştir.
16 Eylül 1988’de Cumhurbaşkanlığı tarafından TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na devredilen köşk, restorasyonu tamamlandıktan sonra 1993’te “Atatürk Müzesi” olarak ziyarete açılır.
Deniz tabanına çakılan çelik konstrüksiyonlu ayaklar üzerine kurularak yapılmış olan ve karaya 90 metre uzunluğunda bir köp rüyle bağlanan Atatürk Deniz Köşkü, deniz üzerinde adeta yüzen bir gemi izlenimi verir. Sade cephe düzenlemesinin öne çıktığı tek katlı binanın kuzey giriş cephesinde yer alan kule, form olarak çağdaş mimarlık akımının ifadesi olan geometri ve estetiğe sahiptir. Köşkün planlamasında; kıyıya dik olan kanadında servis, personel odaları, banyo ve tuvaletler; doğu kanadı boyunca uzanan koridorda ise, Atatürk’ün çalışma odası, yatak odası, banyosu ile kabul salonu yer alır.
İç dekorasyonda; ceviz ve kuşgözü karışımı kaplama kütüphane, Artdeco üsluplu müzik seti ve kantar fonksiyonlu koltuk türü mobilyalar ile aydınlatma armatürlerinin, köşkün sade, modern ve özgün mimarî çizgisiyle bütünlük sağladığı görülür.