HATTUSAS
The historical site of Boğazköy (Hattusas) is located at 82 km. to the southwest of Çorum and it is 208 km. from Ankara. Boğazköy (Hattusas) site which was located at the core region of the Hittite state is at the southern end of the Budaközü River valley, at an elevation of 300 meters from the plain surrounded by numerous rock masses and the seperations of mountain sides and deep clifts to the north and west. The city is open towards the north and surrounded by city walls on all sides except the north. Hattusas was the capital of the Hittite empire in the 2nd millenium BCE. The city was located on a mountain slope at the southern end of a small fertile plain. It lay between two deeply-cut streams which converged on the plain (at an elevation of about 3,100 ft), forming the northernmost point of the city. The city then stretches to the south, rising about 1000 feet over a distance of 1-1/4 miles. In some places the eastern valley narrows to a deep gorge. It seems surprising that such a remote city could have been the capital of an empire, but besides tradition there were the factors of plentiful water and good natural defenses that kept the Hittite kings there. The first settlement at the site dates from the Early Bronze Age, but no documents exist that could identify the people who built them. They lived on the top and northwest foot of the high hill which dominates the east side of the city, called Büyükkale ("Great Fortress"). This hill later became the Hittite Acropolis.
The first writing from the site are clay tablets with Old Assyrian cuneiform. These demonstrate the presence of Assyrian merchants at the city, then called Hattus, around 1800 BCE. The largest Assyrian trading center in Anatolia was at Kanesh, which flourished from 1950 BCE to 1850 BCE (end of First Intermediate Period and beginning of Twelfth Dynasty), was destroyed, and then became active again around 1820 BCE and lasted another two generations (late 12th Dynasty). Assyrian trading at Hattusas is contemporary only with the later period. The early settlers of Hattus spoke a language with the same name. It belongs to no other known family and scholars call it Hattic to distinguish it from Hittite. Hittite is an Indo-European language and probably arrived with Indo-European conquerors, although details of this "conquest" are lacking. Indo-European names appear at Kanesh before 1850 BCE, and it is possible that the native Hattic people made up the ruling class or even the entire population during this period, but this cannot be proven. The merchants lived in the lower part of the city, which extended up to the great hill, whereupon the king's palace was probably located. The entire city was destroyed, probably by a King Anittas of Kussara sometime after 1800 BCE. A Hittite text supposed to have been written by him describes his conquests in Anatolia, noting he destroyed Hattusas, killed its King Piyusti, and cursed the city's site. The Indo-Europeans added an a to the city's name and declined it according to their own language, giving it the nominative form Hattusas. The first mention of the name in that form is in a tablet from Mari, on the middle Euphrates, from the time of Hammurabi (1792-1750 BCE, end of the Twelfth Dynasty). This may be a reference to the city before its...
Read moreYolum bu kez Çorum’un Boğazkale ilçesinde yer alan Hattuşa Ören Yerine düştü. Burası, binlerce yıl öncesinin görkemli uygarlığı Hitit İmparatorluğu’nun başkenti. Daha ilk adımda taşların arasındaki ihtişam ve sessizlik, beni tarihin derinliklerine götürdü.
🕰️ Kısaca Tarih • Hattuşa, M.Ö. 1600’lerden itibaren Hititlerin başkentiydi. • 1986’da UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı. • Buradan çıkarılan Boğazköy tabletleri, tarihin ilk yazılı barış antlaşması (Kadeş Antlaşması) dâhil olmak üzere pek çok belgeyi içeriyor. • Hititler, tanrı ve tanrıçalarıyla ünlüydü; onlara “Bin Tanrılı Halk” denirdi.
🏰 Ören Yerinde Gezerken
Gezerken birçok anıtsal kapı ve kutsal mekânla karşılaştım: • Aslanlı Kapı: Üzerindeki aslan kabartmaları, şehri koruyan muhafızlar gibi. • Kral Kapısı: Bir Hitit savaşçısının kabartması hâlâ gücünü hissettiriyor. • Sfenksli Kapı: Gizemli havasıyla insanı adeta başka diyarlara götürüyor. • Büyük Tapınak: Hattuşa’nın kalbi. Tanrılara adanmış bu alanda tapınakların izleri hâlâ görülebiliyor.
🌄 Kaya Tüneli
En çok etkileyen yerlerden biri kaya tüneli oldu. O dar ve karanlık geçitten geçerken duvarlarda kırmızı boyalarla yapılmış figürler gördüm. Kimi insana, kimi yılan ya da ejderhaya benziyordu. Hititler için burası sıradan bir geçit değil, ritüel bir yolculuktu. Tünele girenlerin tanrıların gözetiminde olduklarına inanılırdı.
💎 Yeşil Taş’ın Gizemi
Hattuşa’da en çok merak uyandıranlardan biri de Yeşil Taş. Büyük Tapınak’ın avlusunda yer alan, parlak yeşil andezit blok. Bu taşın işlevi hâlâ tam olarak bilinmiyor. Kimilerine göre Hitit kralları burada taç giyme veya kutsama törenleri yapıyordu. Bazılarına göreyse kutsal ateşin yakıldığı, adakların sunulduğu bir noktaydı. Taşa dokunduğunuzda bile hâlâ bir serinlik ve gizem hissi veriyor. Bugün ziyaretçiler tarafından da “enerji taşı” olarak görülüyor.
📜 İlginç Bilgiler • Burada 30 binden fazla çivi yazılı tablet bulundu. • Hitit yasaları, çağının ötesindeydi; kölelerin bile hakları vardı. • Kadeş Antlaşması’nın kopyası bugün New York’taki BM binasında sergileniyor. • Yazılıkaya açıkhava tapınağında tanrıların uzun bir geçit töreni kabartmalar hâlinde sıralanmış.
⸻
✨ Son Söz
Hattuşa’da yürürken sadece taşlara değil, binlerce yıl öncesine basıyorsunuz. Kapılardan geçerken kralın izini, tapınaklarda tanrıların nefesini, kaya tünelinde rahiplerin dualarını hissediyorsunuz. Ve Yeşil Taş’ın önünde durduğunuzda, geçmişten bugüne uzanan gizemli bir enerjinin hâlâ yaşadığını fark ediyorsunuz.
Ve not: Ören yeri girişinde bulunan Ahmet amcayla buraları gezebilirsiniz. Kendisi 1979 dan beri burada ve tarihini yaşayarak anlatıyor. Çok güzel...
Read moreKent, tarih sahnesinde, Hitit İmparatorluğu'nun MÖ 17. ile 13. yüzyıllar arasında başkenti olarak yer almıştır. Hattuşaş, 1986 yılında UNESCO Dünya Mirasları listesine dahil edilmiştir. Hattuşaş Çorum'un Sungurlu ilçesinin güneydoğusunda Boğazkale ilçesinin 4 km doğusundadır. Kentin tarihi değiştir Kentte yerleşime dair ilk bulgular MÖ 6. binyıla kadar gitmektedir. MÖ 3. binyılda Hattiler bölgeye yerleşmeye başlar. Yerleşime bu dönemde Hattuş denilir. MÖ 19. ve 18. yüzyıllarda bölgeye gelen ve Kültepe merkezli ticaret kolonisi kuran Asurlular burada bir yerleşim yeri oluşturmuş, kentin aşağı kısmına yerleşmişlerdir. Kentin MÖ 1700 civarında Kuşşara kralı Anitta tarafından yakılıp yıkıldığı bilinmektedir. İlerleyen dönemde Hitit Kralı I. Hattuşili başkenti buraya taşımıştır. Kent kuzeyden gelen ve Asur-Mısır arşivlerinde Kaşkalar adı verilen kavimin saldırısına uğramıştır. Hititler tarafından başkent olarak bu dönemde Sapinuwa kullanılmıştır. MÖ 13. yüzyılda kral III. Murşili başkenti yeniden Hattuşa yapmıştır. Kent imparatorluğun yıkılışına kadar devletin merkezi olmuştur. Kent yaklaşık olarak 2 kilometrekarelik dağlık bir arazide inşa edilmiştir. Ketnin etrafında MÖ 1344-1322 arasında hüküm sürmüş I. Şuppiluliuma döneminde inşa edilen surlar mevcuttur. Kentin içinde devletin idarî merkezi, asillerin ikamet ettiği evler, tapınaklar ve askeri yapılar mevcuttur. Kraliyet mensupları kentin yukarı kısmında ikamet ederken tahkimatların içinde iç kale de mevcuttur. Kentin alt kısımlarında daha çok ahşaptan ve kerpiçten evler bulunurken kentin ihtiyaçları için tarımsal faaliyet alanları ve erzak depoları da buunuyordu. Günümüze ancak taş temelli tapınak ve sarayların kalıntıları kalmıştır. Kent imparatorluğun Bronz Çağı Çöküşüyle beraber ortadan kalkmasıyla yıkılmış ve Frig dönemine kadar toplumsal hayat kesintiye uğramıştır. Sonra kısmen Galatlar tarafından kullanılan yerleşim Hititler dönemindeki önemini bir daha...
Read more