Kütahya Dönenler Camii, Kütahya'nın merkezinde, Ulu Camii'nin yakınında yer alan ve şehrin önemli tarihi yapılarından biridir. Halk arasında "Dönenler Camii" olarak bilinmesinin sebebi, aslında bir Mevlevihane'nin semahane (ayin yapılan salon) bölümü olmasıdır. Bu cami, erken dönem Anadolu Türk mimarisinin özgün örneklerinden biri olarak kabul edilir ve Konya ile Afyonkarahisar Mevlevihanelerinden sonra üçüncü önemli Mevlevihane merkezi olmuştur. Tarihi ve Kökeni Dönenler Camii'nin kesin yapım tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, 14. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Yapının banisi ve ilk postnişini (tarikat şeyhi) olan Hz. Ergun Çelebi'den (ö. 1373) dolayı "Erguniyye Dergâhı", "Ergun Çelebi Zâviyesi" ve "Zâviye-i Erguniyye" adlarıyla da anılmıştır. Hz. Ergun Çelebi, Mevlana Celaleddin Rumi'nin ikinci kuşak torunu ve ilk Mevlevi şeyhlerindendir. Mevlevihane, tarih boyunca birçok onarım görmüştür. Duvarlarındaki kitabelerden, 1812 ve 1841 yıllarında büyük onarımlar geçirdiği anlaşılmaktadır. Daha sonraki bir tamiratta semahaneye mihrap eklenerek cami haline getirilmiş ve ibadete açılmıştır. Son restorasyonlardan biri de 1990 yılında aslına uygun olarak yapılmıştır. Mimari Özellikleri Dönenler Camii, dışarıdan kare planlı ve iki katlı bir yapıya sahiptir. Semahane (Cami Bölümü): Mevlevihane'nin semahane kısmı, sekizgen bir kasnak üzerine oturan kubbe ile örtülüdür. İçeri girildiğinde, sekiz adet ahşap direkle taşınan yüksek kasnaklı bağdadi bir kubbe merkezi teşkil eder. Bu sütun direkleri birbirine "Bursa kemeri" denilen mimari bir özellikle bağlanmıştır ve iki kat halinde yükselirler. Galerinin kemerlerinin iç kısımlarında üç boyutlu yeşil-sarı zikzak ve sarı-mavi yaprak motifleri gibi kalem işi süslemeler bulunur. Kubbe kasnağında yer alan pencerelerin altında ise perdeli yuvarlak nişler içinde sehpa üzerinde destarlı sikkeler resmedilmiştir. Mihrap ve Minber: Semahanenin camiye dönüştürülmesiyle bir mihrap eklenmiştir. Mihrabın sağ tarafında, sivri piramit çatılı, ahşap bir minber bulunmaktadır. Bu minberde ve türbe girişinin önündeki direkte, altı sivri dilimli ahşap bir Mesnevi kürsüsü yer alır. Türbe: Semahanenin güneybatısına bitişik olan bölümde, Hz. Ergun Çelebi ve yakınlarının yattığı türbe bulunmaktadır. Bu türbenin olduğu yapının daha önce Hezar Dinari Mescidi olduğu düşünülmektedir. Türbe, sivri bir kemerle semahaneye bağlanır ve üzeri tromplu bir kubbe ile örtülüdür. Diğer Bölümler: Mevlevihanenin geçmişte dede hücreleri, meşrutasi ve kütüphanesi gibi bölümlerinin de olduğu kaynaklarda belirtilmektedir. Semahanenin ortasında bulunan kuyudan çıkarılan suyun şifalı olduğuna inanılır. Caminin giriş kapısı üzerinde 19. yüzyıla ait "Ya Hazreti Ergun" yazılı bir çini kitabe bulunmaktadır. Kütahya Mevlevihanesi, Mevlana'nın oğlu Sultan Veled'in Kütahya hakkındaki övgü dolu sözleriyle de anılmaktadır: "Kütahya'da bir ay kalana ne mutlu, İki ay kalacak olursanız, daha fazla müstefid ve münfeyiz olursunuz. Kütahya kusursuz bir güzeldir." Kütahya Dönenler Camii, hem mimarisiyle hem de Mevlevi kültürü ve tarihiyle Kütahya'nın önemli kültürel miraslarından biridir. Günümüzde hem ibadet yeri hem de kültürel bir ziyaret noktası olarak hizmet...
Read moreYüzyılda Mevlevihane olarak inşa edilen bina daha sonra camiye çevrilmiştir. Mevlana Hazretlerinin torunu Ergun Çelebi burada medfundur. Camiiçi dairesel yapısıyla tipik bir mimari eser olarak göze batar. Altında medfun bulunan Mevlevi büyükleri son restorasyonla zeminin altına (toprağa) indirilmiş. Bu haliyle türbe özelliği daha arka planda kalmış. Caminin ortasındaki kuyu cam kapak ile daha dikkat çeker hale gelmiş. Bahçesindeki haziresinde de medfun olan Mevlevi zatları ziyaret etmek mümkün. Kürsü olarak görünen ahşap yapı başka yerde görüşmeyecek zariflikte. Halk arasında Dönenler Camii olarak bilinen yapı, ziyaretçilerin yeterince bilgi sahibi olamayacağı kadar enformasyon yoksunu. Sanıyorum bu yüzden halk arasında farklı efsanelere konu olmuş. Mevlana’nın oğlu Sultan Veled Kütahya için aşağıdaki beyitleri kaleme almıştır.
Kütahya’da bir ay kalana ne mutlu, İki ay kalacak olursanız, daha fazla müstefid ve münfeyiz olursunuz.
Kütahya kusursuz bir güzeldir. Böyle kusursuz güzele zeval olur mu?
Ya rab, bu memlekete kaza bela verme, Cennet, Kütahya’nın ya altındadır ya üstünde,
Feda olsun Lahor, Keşmir,...
Read more1- Girişteki ayakkabılıklari öyle bir yere koymuşlar ki ayakkabılarınızı çıkardıktan sonra çıplak ayakla pis zemine veya ayakkabıların üzerine basarak camiye girmeniz gerekiyor.
2- İçerdeki ayakkabılıkları da öyle bir yere koymuşlar ki ayakkabıları çamuruyla, tozuyla caminin yukarı çıkan merdivenlerine kadar halının üzerinde taşımanız gerekiyor.
3- Girişe cam fanus koyulmuş, içerisinde yabani otlar büyümüş, dikkat çekici çirkin bir görüntü oluşturuyor.
4- Avlu girişindeki sürekli akan yüksek çeşmeden insanlar abdest almaya çalışıyor. Alçaltılmalı ya da ufak bir şadırvan yapılmalı.
5- Camii içerisinde verilen secde kağıtlarını insanlar buruşturup çıkışta yerlere atıyor. uyarı yazısı veya bir çöp ...
Read more