Kütahya Belediyesi "Kent Tarihi Müzesi" : Pirler Mahallesi,Germiyan Caddesi/Dombey Sokak'da yer alıyor... Zemin kat+2 katlı... Zemin kat Kârgir,zemin üstü iki kat ise,ahşap karkas olarak 1912 yılında inşa edilmiş,Sivil Mimari örneklerinden... 2007-2010 yılında restore edilerek, "Müze Ev" hâline getirilmiş... Kent Tarih Müzesi ,Kütahya Tarihini geçmişten alıp,günümüze belge ve resimler ile taşıyor... Tarih öncesinden başlıyor...Hititler , Frigler , ...Roma-Bizans Dönemi...Selçuklu Donemi, Germiyanoğuları Dönemi,Osmanlı Dönemi...ve Günümüz... Bu Müze ev. ..bu Cadde bir tarih ve kültür sergi alanı gibi... Kütahya öyle bir Kent ki; Tarihin,Selçuklu-Germiyan Oğulları-Osmanlı Kültür ve Sanatının harman olduğu, ve dahi Çini sanatının başkenti...Geze ,geze bitiremezsiniz!... Her taraf tarih!... En iyisi siz bir hafta-on gün kalın ... Hem şuurlu bir şekilde gezin,hemde Thermal Turizm'in şifasından...
Read moreZemin Katta; Tarih öncesi dönemden başlayarak, Hitit, Frig, Roma, Bizans, Selçuklu, Germiyan, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetine ait bilgi ve belgeler, fotoğraflar yer almaktadır. 1.Katta; Kütahya’da kaybolmaya yüz tutan mesleklerden olan demirci, bakırcı, kalaycı, keçeci, sepetçi, dülger, bıçakçı, semerci, nalbant, saraç, kunduracı gibi meslek gurupları, bölümler halinde mankenlerle ve fotoğraflarla canlandırılmış kullandıkları alet ve edevatlar dükkânlarda sergilenmiştir. 2.Katta; Kütahya’da günlük hayattaki ev yaşamı, kına, kadınların günlük oturma odası, yatak odası, erkeklerin sohbet ettiği selamlık, mutfak, kadınların uğraşı olan halı dokumacılığı, orta mekânda giysilerin tanımlandığı panolar, konaktaki odaların iç mekânları ve günlük hayat...
Read moreÖncelikle kapıyı çaldık, üçüncü çalışımızda açıldı. Görevlinin yorumu: “Kapıyı çok zorladınız, açalım bari.” (!!!) oldu. Pandemi sürecinde olmamıza rağmen görevliler maske takmıyordu. Biz maskeliydik. Erkek görevli usulünce müze hakkında bilgi verirken, kadın görevli, fotoğraflar üzerinde yazılı uyarı olmamasına rağmen, dokunduk diye, güya pandemi nedeniyle dokunmamamızı uygunsuz bir dille, tabiri caizse çocuk azarlar gibi bir tavırla, bağıra çağıra söylendi. Bu tavır bir müze çalışanı olarak kendisine yakışmadı. Kendisi adına çok üzüldük. Daha hümanist, hoşgörülü birilerinin çalışması uygun olurdu… ayrıca içerisi çok kirliydi, üst katlarda galoşlar yerlerde hoş olmayan görüntüler oluşturuyordu. Maketler üzerindeki giysiler de kirden renk...
Read more