This castle, built in 1152 by vizier Firuz Akay by the order of Sultan Melik İzzeddin during the Saltuklu Principality, is a monument not only made of stone and brick, but also bearing the traces of history and emotions. Here are my feelings and thoughts while wandering around this fascinating building: When I started to tour the castle step by step, I was impressed by the atmosphere of this place intertwined with history. The solidity of its stone walls symbolized the power of time and the durability of this masterpiece created by human hands. When I walked in, I felt like ghosts of the past. All the events that took place here, all the words spoken here were felt as living memories in the marks on the walls. This castle is not just a structure, but also a personality that has witnessed the lives of many people. Saltuklu Sultan Melik Izzeddin's idea of having this castle built was perhaps a reflection of the power and magnificence of his time. Timur's destruction, III. Reconstruction by order of Murad, destruction by Shah Abbas I of Iran and subsequent repairs; all these reflected people's devotion to this castle and its historical importance. While visiting the castle, I couldn't stop myself from thinking about the flow of history. All the events that took place here and the efforts spent to repair this castle help us understand the history of humanity. People fought, repaired and rebuilt to defend this castle. This castle represents the resilience and determination of humanity. Castle walls are a place where history speaks loudly. The coldness of the stones makes this structure, which has been the silent witness of centuries, even more impressive. Walking among these stones feels like a meeting with the past. It seems like there is a story under every stone, a period of time hidden behind every wall. This castle, like time itself, is a monument that bears the traces of past experiences, and witnessing this monument was a magical...
Read moreKars'ın siluetini süsleyen ve şehrin tarihine tanıklık eden Kars Kalesi, stratejik konumu ve sağlam yapısıyla dikkat çeken önemli bir tarihi yapıdır. İşte Kars Kalesi hakkında bilmeniz gerekenler: Tarihçe Kars Kalesi'nin tarihi oldukça köklü ve hareketlidir: İlk İnşa: Kalenin ilk yapımına dair farklı görüşler bulunmakla birlikte, bazı araştırmacılar kökeninin M.Ö. 8. yüzyıldaki Urartu dönemine kadar uzandığını belirtir. Yeniden İnşa: Bilinen en önemli inşası, 1152 yılında Saltuklu Sultanı Melik İzzeddin'in emriyle veziri Firuz Akay tarafından gerçekleştirilmiştir. Yıkım ve Onarımlar: Tarih boyunca birçok kuşatma ve savaşa tanıklık eden kale, 1386'da Timur tarafından yıkılmış, ancak 1579 yılında Osmanlı Sultanı III. Murad'ın fermanıyla Lala Mustafa Paşa tarafından yeniden inşa edilmiştir. Bu dönemden sonra da 1606'da İran Şahı I. Abbas tarafından tekrar yıkılmış ve 1616 ile 1636'da onarım görmüştür. Özellikle 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ("93 Harbi") sırasında da büyük tahribat görmüş ve sonrasında onarılmıştır. Mimari Özellikleri Kars Kalesi, heybetli yapısıyla dikkat çeker: Konum ve Plan: Kars Çayı'na hakim bir tepede, Kaleiçi Mahallesi'nde konumlanan kale, doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen bir plana sahiptir. Yapı Malzemesi: Dış surları ve genel yapısı, bölgeye özgü kesme bazalt taşından inşa edilmiştir. Bu, kaleye oldukça sağlam ve etkileyici bir görünüm kazandırır. Surlar ve Burçlar: Kaynaklara göre, merkez kalenin dışında 27.000 metre uzunluğunda dış surları ve 220 burcu olduğu belirtilse de, günümüze bunlardan sadece yedi tanesi ulaşabilmiştir. Dış surların önünde derin hendekler de bulunuyordu. Kapılar: Kalenin üç büyük kapısı bulunmaktadır. Bunlar arasında batıda bulunan Sukapısı (veya Çeribaşı Kapısı) önemlidir. İç Yapılar: Kale içerisinde 12. yüzyıldan kalma Celal Baba Türbesi, askeri koğuşlar, cephanelik, sarnıç ve bir mescit gibi yapılar yer almaktadır. Ejderha Kulesi'nin ise 12. yüzyılda hastane olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Önemi Kars Kalesi, şehrin kültürel ve tarihi kimliğinde merkezi bir yere sahiptir: Stratejik Konum: Tarih boyunca önemli ticaret yollarının ve askeri geçiş noktalarının üzerinde bulunması nedeniyle büyük stratejik öneme sahip olmuştur. Tarihi Tanıklık: Bölgedeki Saltuklu, Osmanlı ve Rus dönemi gibi farklı yönetimlere tanıklık etmiş, birçok savaşa ve değişime direnmiştir. Panoramik Manzara: Kaleden Kars şehrinin ve çevresindeki coğrafyanın (hatta Ermenistan dağlarının) eşsiz manzarası izlenebilir. Özellikle kışın karlar altında kalan Kars'ın kaleden görünümü büyüleyicidir. Efsaneler: Kars Kalesi ile ilgili çeşitli efsaneler de bulunur; bunlardan biri, kaleye çıkan kişinin yedi yıl Kars'ta kalacağına veya mutlaka tekrar Kars'a geleceğine dairdir. Turizm: Günümüzde birinci derece arkeolojik sit alanı olarak korunan kale, Kars'ın en çok ziyaret edilen turistik mekanlarından biridir. Kars Kalesi, hem heybetli yapısıyla hem de barındırdığı zengin tarihle mutlaka görülmesi gereken bir yapıdır.
Kars Kalesi'nin "ilk kim keşfetti" sorusu, bir arkeolojik sit alanı gibi tamamen bilinmeyen bir yerin keşfi bağlamında değerlendirilmiyor. Daha çok, kalenin ilk ne zaman ve kim tarafından inşa edildiği şeklinde anlaşılmalı. Kars Kalesi'nin ilk inşasına dair kesin bir bilgi olmamakla birlikte, bazı kaynaklar kalenin kökenlerinin M.Ö. 8. yüzyıldaki Urartu dönemine kadar uzandığını belirtir. Ancak bilinen ve bugünkü yapının temelini oluşturan önemli bir inşa tarihi vardır: Kars Kalesi'nin Bilinen İlk İnşaatı Kalenin güney sur duvarları üzerindeki kitabede yer alan bilgiye göre, 1152 yılında Saltuklu Sultanı Melik İzzeddin'in emriyle veziri Firuz Akay tarafından yaptırılmıştır. Yani, modern anlamda kalenin varlığını belgeleyen ve büyük ölçüde günümüze ulaşan ilk inşası, Saltuklu veziri Firuz Akay'a atfedilir. Ancak tarih boyunca defalarca yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir. Özellikle 1579 yılında Osmanlı Sultanı III. Murad'ın fermanıyla Lala Mustafa Paşa tarafından büyük bir onarım ve yeniden yapım çalışması...
Read moreKars Kalesi, Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Kars il merkezine hakim bir tepe üzerine inşa edilmiş tarihi bir kaledir. Şehir merkezine oldukça yakın bir konumda bulunan kale, şehri savunmak amacıyla inşa edilmiş ve pek çok farklı medeniyetin izlerini taşımaktadır. Kars Kalesi, hem mimarisi hem de tarihsel önemi bakımından önemli bir yapıdır.
Kars Kalesi’nin Tarihi:
Kale, ilk olarak Urartular döneminde M.Ö. 8. yüzyılda inşa edilmiştir. Ancak zamanla farklı medeniyetler tarafından onarımlar yapılmış ve yeniden şekillendirilmiştir. Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de kullanılan kale, her dönemde farklı eklemelerle güçlendirilmiştir. • Urartu Dönemi: Kars Kalesi’nin temelleri Urartular dönemine kadar gitmektedir. Urartular, bölgedeki savunma sistemlerini geliştirmiş ve kale de bu amaçla kullanılmıştır. • Bizans ve Selçuklu Dönemleri: Kale, Bizanslılar ve Selçuklular tarafından defalarca el değiştirmiş ve her iki medeniyet de kale surlarını güçlendirmiştir. • Osmanlı Dönemi: 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’na katılan Kars, Osmanlılar döneminde önemli bir askeri üs haline gelmiştir. Kars Kalesi de bu dönemde daha da güçlendirilmiştir.
Mimarisi:
Kars Kalesi, büyük taşlardan inşa edilmiş ve surları oldukça sağlamdır. Kale, doğal kayalık bir alana inşa edildiği için savunma açısından avantajlı bir konumda yer almaktadır. İç kısımlarında çeşitli yapılar, kuleler ve savunma sistemleri bulunmaktadır. Kale çevresinde hala bazı tarihi kalıntılar ve sur duvarları mevcut olup, ziyaretçilere tarih boyunca kalkan bir şehri görme fırsatı sunmaktadır.
Bugünkü Durum:
Günümüzde Kars Kalesi, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çeken önemli bir turistik mekan olmuştur. Kaleye tırmanarak Kars şehir manzarasını görmek mümkündür. Ayrıca, Kars Kalesi çevresindeki alan, tarihi ve kültürel zenginliklere sahip bir bölge olarak değerlendirilmektedir.
Kars Kalesi, Kars’ın tarihi dokusunu yansıtan önemli bir simgedir ve bölgenin geçmişine ışık tutan...
Read more