Merhaba,
Eskişehir Reşadiye Camii, 1916 yılında Sultan Reşad tarafından yaptırılmıştır fakat görünüm ve yapı tekniği itibariyle Osmanlı mimarisini yansıtmamakta imiş. Eski fotoğrafını ekledim, inceleyebilirsiniz.
1969 yılında proje ve planlaması Mimar Cevat Ülger tarafından hazırlanan yeni Reşadiye Camii, eskisi yıkılmadan yanına yapılmıştır. Yenisi 1978 yılında tamamlandıktan sonra eskisi yıkılmıştır.
Eskisi Osmanlı mimarisini yansıtmamakla birlikte yeni yapılan Reşadiye Cami son Osmanlı ve ilk Cumhuriyet mimarisi harmanı bir cami olmuştur.
Klasik dört duvar dikdörtgen şeklinde ve kubbe yerine, dört tane üçgen şekilli, ahşaptan çatı yapılmıştır ve de bir minaresi bulunmaktaydı.
1969 yılında proje ve planlaması Mimar Cevat Ülger tarafından hazırlanan yeni Reşadiye Camii, eskisi yıkılmadan yanına yapılmıştır. Yenisi 1978 yılında tamamlandıktan sonra eskisi yıkılmıştır.
Reşadiye Camii’nin ana kubbesini, küçük yarım kubbeler tamamlıyor. Kubbenin içerisinde Peygamber Efendimiz’in ve dört halifenin isimleri yazmakta.
Kare planlı yapının üzerine kubbeyi oturtmak için ince fil ayaklar üzerine pandantifleri oturtup desteklemiştir. Böylece ana kubbe dış veya iç şartlardan oluşacak yük binmesine karşın mukavemet kazandırılmış olup kubbenin çatlamasının veya kaymasının önüne geçilmiştir.
Yapının ana malzemesini taş ve kırmızı tuğladan meydana gelmektedir. Mihrap, kapı, pencere ve müezzin kürsüsünde de mermer kullanılmıştır. Kapılar ise ahşap malzemeden yapılmıştır.
Caminin iki minaresi olup iki şerefelidir. Şerefenin kenarları korkuluklarla çevrilidir. Korkuluklar, caminin üslubuna göre oymalı taş parmaklıklardan yapılmıştır. Minare gövdesiyle şerefenin birleştiği kısım mukarnaslarla süslenmiştir.
Camii’nin mihrabında mermer kullanılıp, mukarnaslarla bezenmiştir. Cevat Ülger bilhassa mukarnaslara önem verir çünkü İslam mimarisini, diğer mimarilerden ayıran en önemli şeyin mukarnaslar olduğunu ifade eder. Bakanları derin bir tefekküre sevk eden mukarnaslar aynı zamanda statik ve plastik görevleri de üstlenerek geçiş formları sağlar.
Umarım bilgiler aydınlatıcı olur. Hoş seda ve esenlik...
Read moreEskişehir'in en işlek yerinde, 2 minareli, en büyük camisi. Bakıldığında mimari olarak Osmanlı zamanından kalma tarihi bir eser sanılır. Ancak eser yeni sayılır, sadece ismi "Reşadiye" eski. Malum Reşadiye, Sultan Reşat'tan geliyor (ki kendisi 5.Mehmet olur, 114. halifedir, 2.Abdülhamit'in kardeşi ve ondan sonra tahta geçen (ancak uygulamada yönetim, İttihat ve Terakki'de) ve 1918'de ölen Osmanlı padişahıdır).
İttihat ve Terakki kaynaklı "Reşat" isminin yaygınlaştırılma gayesi nedeniyle ("Reşadiye" diye bir ilçemiz bile var bu arada), bir çok şehirde olduğu gibi burada da, 1916 yılında yapılan camiye Reşadiye ismi verilir. Ancak ahşap olan cami ihtiyaca cevap veremeyince, 1969 yılında yıkılıp, yerine 9 yılda bu cami yapılır. 1978 yılından beri ibadete açık. Halk "çarşı veya merkez cami" der, genelde.
Ulaşımı kolay, şehrin merkezinde, Vilayete yakın. "Belediye" veya "Çarşı"'ya giden tramvay, otobüs, minibüsler buradan geçiyor. Caminin bahçesinde wc, dinlenme ve çay/kahve içme yeri ile Diyanetin küçük bir kitapevi var. Şadırvanı var ama kullanılmıyor, caminin doğu ve batı duvarlarına bitişik (40'a yakın) çeşmelerden abdest alınıyor ve sıcak suyu var. Cami üç yol ağzına yakın. Zaten Eskişehir'de heykellerin en çok olduğu (vilayet) meydanı ve parkı bu bölgede.
Caminin ismi gibi mimarisi de bir çok şehirde görülebilir. Polatlı Çarşı Cami, Kayseri Cumhuriyet meydanındaki Bürüngüz Camii gibi. Sanki hepsi İstanbul Eminönü'ndeki Yeni Camiyi örnek almışlar. Yapı çok büyük bir kubbe ve bunu destekleyen 4 kubbe ile dıştan bakınca 2 katlı gibi duruyor ama tek katlı. 3 girişi var. Girişin önünde bulunan son cemaat yeri, 7 bölümlü, kemerli ve kubbeli; camiye heybetli bir hava veriyor. Mimarı Cevat ÜLGER, projesi ile birinciliği kazanıp, cami yapımına başlanıyor, ancak 1977 yılında vefat ediyor. Bütün emeği geçenlerden ölenlere Allah rahmet eylesin. Teşekkürler eseri...
Read moreThe mosque is in the Arifiye neighborhood of Odunpazarı ilçe. The street to the northwest of the mosque is also named Reşadiye. The mosque was built in 1916 by Ottoman Sultan Mehmet V (reigned 1909–1918), who was also known as Reşat. In 1979, it was rebuilt keeping the former name. Although its architect was Cevat Ulger, it was completed after the death of its architect. The mosque with two minarets was designed after the style of the historical New Mosque in...
Read more