Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1521’de yaptırılmıştır. Ana mekan tek kubbeli, cemaat mahfeli ise üç küçük kubbe ile örtülüdür. İlk yapıldığında 22 odalı medresesi de bulunan camii, Camii Kebir adıyla da anılmaktadır.
Çorlu Tarihi
Çorlu Trakya'nın yaşadığı bütün istila ve akınlarından etkilenmiştir. Roma Döneminde Trakya'da "Cohors III. Lucensum" adını taşıyan bir askeri birliğin bulunduğu ve bu birliğin tamamen Trak savaşçılarından oluştuğu bilinmektedir. Cohors kelimesi Çorlu şehrinin adına son derece benzemektedir.
Doğu Roma İmparatorluğu’nun bölgedeki askeri açıdan önemli kalelerinden biri, Çorlu (Tzirallum/Tzoulos) ’dur. Burası Doğu Roma tarihi içerisinde önemli olaylara da tanıklık etmiştir. Mesela Aleksios Komnenos’un imparatorluğa yükseltilmesi, Çorlu toplantısında ele alınmıştır.
Bizans döneminde peyniri meşhur olduğu için "Peynir Kasabası" anlamında "Tribiton" adı da verilmiştir. O tarihlerde İstanbul'u Avrupa'ya bağlayan üç yolun en güvenilir ve işlek olanı Çorlu'dan geçiyordu.
Trakya’da ilk Osmanlı fetih hareketleri, Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa tarafından başlatılmış, 1357 tarihinde Gelibolu, Konur, Bolayır, Malkara ve Tekirdağ yöreleri ile birlikte Çorlu’da Osmanlı idaresi altına girdi.
Çorlu ele geçirilmeden önce Bizans kumandanına kaleyi teslim etmesi için haber gönderildi. Fakat Bizans Kumandanı bunu kabul etmedi. Kale kuşatıldı. Savaşın olağanca kuvvetiyle devam ettiği sırada kale kumandanı Yankobin gözünden yaralandı. Bu sırada Osmanlı ordusunda bulaşıcı hastalık çıktı. Bir taraftan savaş bir taraftan da hastalık Osmanlı ordusuna çok zarar verdi. Kale saldırılara dayanamayarak teslim oldu. Çok sayıda insanın ölümüne sebep olan kale kumandanı esir edildikten sonra öldürüldü. Osmanlılar yönetimi altına aldıkları her bölgeye Anadolu'dan Türk göçmenleri getirerek yerleştiriyorlardı. Çok iyi düşünülmüş bir iskan politikası ile bölge Türkleştiriliyor ve böylece o bölgenin elde tutulması ve savunulması sağlanıyordu. Çorlu fethedildikten sonra buraya Anadolu'dan Yörükler ve Tatarlar getirilerek yerleştirildi. Böylece şehrin Türkleşmesi sağlandı. Fakat I. Murat Kosova Savaşı sırasında şehit olunca fırsattan istifade eden Bizanslılar şehre yeniden asker getirerek kaleyi tamir ettirdiler. Böylece kaleyi tekrar ele geçirmiş oldular. Yıldırım Beyazid padişah olur olmaz kaleyi tekrar zaptetti. İşte Çorlu'nun alınışı sırasında çok zorluk çekildiği ve çok insanın ölümü pahasına alınmış bir yer olduğu için bir rivayete göre Anadolu'da halk lisanında (Çor) kötü, zor, fena manalarına kullanıldığından amma çor yer denmiş, ondan sonra da Çorlu oldu denmektedir.
İstanbuldaki Fatih Cami ve Külliyesi Vakfının giderlerini karşılamak üzere Çorlu gibi birçok yerde vakıf arazileri bulunmaktaydı.
Sultan II. Bayezıd zamanı babasına karşı isyan eden Yavuz Sultan Selim Çorlu yakınlarında Uğraşdere mevkiinde yaptığı savaşı (1511) kaybetmesine rağmen padişahlığa giden yolu burada açılmıştır. Çorlu’da savaşı kaybetmesine rağmen padişahlık yolu açılan Yavuz Sultan Selim kısa süren yaklaşık 8 yıllık padişahlık hayatı yine Çorlu’da yakalandığı amansız bir hastalık neticesinde 1520 yılında sona ermiştir. Sırtında çıkan ur sebebiyle Çorlu’da 40 güne yakın tedavi görmüşse burada vefat etmiştir.
II. Selim’de (Sarı Selim)Çorlu ve civarında ava çıkmaktadır. 1568 tarihli bir belge de Padişahın bu kışı Çatalca, Çorlu ve Kemer’de ava çıkacağından o civardaki av yerlerinin korunu kimseye tazı ve doğan avlattırılmaması emredilmiştir.
1912-1913 Balkan savaşları'nın birinci devresinde Osmanlı Doğu Ordusu Kumandanlığı karargahı Çorlu'da idi. 5-6 Aralık 1912 savaşlarından sonra Bulgarların eline geçti. Balkan Savaşları'nın ikinci devresinde Edirne'ye doğru ilerleyen Türk Ordusu tarafından 15 Temmuz 1913'te kurtarıldı. Türk Kurtuluş Savaşı yıllarında ise Çorlu, 25 Temmuz 1920'de Yunan işgaline uğradı. Mudanya Mütarekesi kararları ile 15 Ekim 1922'de savaşılmadan Yunan yönetimi tarafından Türk yönetimine...
Read moreThe Süleymaniye Mosque, constructed in 1521 by Suleiman the Magnificent, is one of the most significant historical landmarks at Çorlu in Terkirdag province. The Çorlu Beledeysi is relatively close by. At prayer time, this moque was packed. The women have their own prayer space as well. A stunning wadu area in front of the moque is used for the practice of ritual washing prior to daily prayer. Additionally, there is a hygienic washroom there for both men and women. This mosque was built in 1521. Acem Isa is the architect of this historic mosque. The mosque, also known as the Camii Kebir (The Grand Mosque), featured a medrese with 22 rooms when it was constructed. Three small domes cover the congregation meeting area, while a single dome covers the main structure. The mosque's final congregation area has been closed off, and the major exterior walls are made of cut stone, with marble used for the mihrab, minbar, and gathering area. An arch with a stalactite feature is part of the mihrab. Colored marble is used to construct the arch. There is only one balcony on the mosque's cylindrical minaret. The first renovation was completed in 1590. Following the 1898 earthquake, the minaret, the last congregation place, and the lead panels above the domes...
Read moreNice place but beware of this guy. I am not sure if he was a turkish or from corlu, but this guy was following us and coughing and imitating our conversation. Must be a racist from...
Read more