Cennet Bahçesi Hevsel Diyarbakır surlarıyla Dicle Nehri arasında göz alabildiğine uzanır Hevsel Bahçeleri. Efsanelere, türkülere konu olmuştur. Tarımın anavatanı Mezopotamya’nın belki de en eski tahıl ambarı olduğu söylenir ama Hevsel’in barındırdığı yaban yaşam pek bilinmez. Bu cennet bahçesi, 180’den fazla kuş türünün yanı sıra susamuru, tilki, sansar, sincap ve kirpi gibi birçok memelinin de barınağı.
Yazı: İbrahim Baştuğ / Fotoğraf: Selim Kaya
Kum apartmanlar! Dicle kıyısındaki kum duvarında yan yana, üst üste dizili küçük yuvalar karşısında kuş milletine hayranlığımın katsayısında ani bir yükseliş oluyor. Kum duvarına oyulu kum apartmanının önünde tam bir mahşer kalabalığı. Kanatların sekizi, onu birbirine giriyor bir deliğin önünde… Sonra ansızın başka bir deliğe yöneliyorlar. O da ne; az önce boş olan delikte bir kum kırlangıcı, yarı gövdesini dışarı çıkarmış; zafer pozu kesiyor. İyi de bu küçücük deliğe girme yarışını kazandıktan sonra içeride nasıl manevra yaptı bu kuş? Demek içerisi daha geniş; ürediği, yavrularını büyüttüğü bir yuva…
Diyarbakır’ı çevreleyen surların doğu kısmında, Dicle Nehri kıyısında, yaklaşık 10 bin dönümlük alana yayılan Hevsel Bahçeleri’ndeyim. Antik dönemlerden beri Diyarbakır’ın tahıl ambarı olduğu bilinen bahçelerde meyve ve sebze de yetiştiriliyor. Nehrin öbür yakasında uzanan geniş Dicle Üniversitesi yerleşim alanıyla bütünleşen Hevsel Bahçeleri’nin, beni buraya çeken bir niteliği daha var ki pek bilinmiyor. Kuşların göç yolu üzerindeki Hevsel Bahçeleri’nde 180’den fazla kuş türü belirlendi. Bu sayının yeni gözlemlerle daha da artacağı tahmin ediliyor.
Kum kırlangıçları, Dicle Nehri’nin kenarındaki kum duvarına oyulu bu kuş apartmanlarını ilkbaharın gelmesiyle şenlendiriyor. Büyük kum kırlangıcı kolonileri, Dicle Vadisi’nde kaldıkları yaklaşık altı aylık sürede iki kez ürüyor.
Kum kırlangıcının yanı sıra Hevsel’deki kuş varlığı içinde öne çıkanlar arasında küçük akbalıkçıl (Egretta garzetta), tarla çitnesi ya da tarla kirazkuşu (Miliaria calandra), saksağan (Pica pica), kukumav (Athena noctua), yalıçapkını (Alcedo atthis), puhu (Bubo Bubo), kızıl şahin (Buteo rufinus) sayılabilir. Kuşlardan başka susamuru, kirpi, sansar, kızıl tilki, yabandomuzu, sincap, kertenkele, yılan ve kurbağa en sık görülen memeli, sürüngen ve yüzergezer (amfibi) türleri. Fırat kaplumbağası (Rafetus euphraticus) ise tüm dünyada Türkiye’nin güneydoğusundan başlayarak sadece Fırat ve Dicle nehirlerinde yaşıyor olmasıyla özel bir öneme sahip. Bu özel kaplumbağa türü, yuvasını Dicle Nehri kıyılarındaki kumullara kuruyor.
Kum Apartmanlar Kum kırlangıçları (Riparia riparia) ilkbaharda büyük koloniler halinde Dicle Nehri’nin kenarında, kum duvarlarındaki yuvalara yerleşiyor. Yaklaşık altı ay burada konaklayan kum kırlangıçları iki kez ürüyor. Avrasya ve Amerika’da yaşayan 12 santimetre uzunluğundaki kum kırlangıcı, ev kırlangıcına benziyorsa da üst bölümleri siyah değil, çok koyu boz kahverengi oluşuyla ayrılır. İnsan yerleşimlerinden uzak duran bu sevimli kuşları, ilkbahardan itibaren yaz boyunca Türkiye’nin her yerinde; açık arazide, özellikle su yakınlarında görebilirsiniz. Kum Apartmanlar Kum kırlangıçları (Riparia riparia) ilkbaharda büyük koloniler halinde Dicle Nehri’nin kenarında, kum duvarlarındaki yuvalara yerleşiyor. Yaklaşık altı ay burada konaklayan kum kırlangıçları iki kez ürüyor. Avrasya ve Amerika’da yaşayan 12 santimetre uzunluğundaki kum kırlangıcı, ev kırlangıcına benziyorsa da üst bölümleri siyah değil, çok koyu boz kahverengi oluşuyla ayrılır. İnsan yerleşimlerinden uzak duran bu sevimli kuşları, ilkbahardan itibaren yaz boyunca Türkiye’nin her yerinde; açık arazide, özellikle su yakınlarında görebilirsiniz.
Görüşüne başvurduğumuz, Dicle Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Kılıç, “Hevsel Bahçeleri’yle bir bütün oluşturan Dicle Üniversitesi yerleşim alanında yapılan çalışmayla 180’den fazla kuş türü belirlenmiştir” diyor. “Dicle Vadisi ve Hevsel Bahçeleri önemli bir göç yolu...
Read moreHevsel Bahçeleri, Diyarbakır'da Dicle Nehri kıyısında bulunan ve binlerce yıldır tarım yapılan çok özel bir alan. Sadece tarımsal önemi yok, aynı zamanda zengin bir biyoçeşitliliğe de ev sahipliği yapıyor. Hatta bu yüzden UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde de yer alıyor. Hevsel Bahçeleri'nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, farklı kuş türlerine ev sahipliği yapması. Özellikle göç dönemlerinde birçok kuş türü burada konaklıyor. Bu da Hevsel Bahçeleri'ni kuş gözlemciliği için çok önemli bir yer haline getiriyor.
Hevsel Bahçeleri, Diyarbakır'ın simgelerinden biri ve gerçekten de çok özel bir yer. Binlerce yıldır tarım yapılıyor ve bu sayede hem şehre besin kaynağı oluyor hem de eşsiz bir ekosistem oluşturuyor. Hevsel Bahçeleri'nin en önemli özelliklerinden biri de biyoçeşitliliği. Farklı bitki ve hayvan türlerine ev sahipliği yapıyor. Özellikle kuşlar için önemli bir yaşam alanı. Hatta bu yüzden UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde de yer alıyor.
Hevsel Bahçeleri'nin tarihi çok eskilere dayanıyor. Yaklaşık 9 bin yıl öncesine kadar uzanıyor. Yani Neolitik Çağ'dan beri burada tarım yapılıyor. Bu da Hevsel Bahçeleri'ni dünyanın en eski tarım alanlarından biri yapıyor. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Hatta İncil'de de adı geçiyor. Hevsel Bahçeleri, sadece Diyarbakır için değil, tüm insanlık için çok önemli bir kültürel miras.
Hevsel Bahçeleri'nin yapım hikayesi aslında çok eskilere, binlerce yıl öncesine dayanıyor. Rivayete göre, Hz. Adem ve Hz. Havva cennetten kovulduktan sonra yeryüzüne indiler ve ilk yerleşim yerlerinden biri de Hevsel Bahçeleri oldu. Bu yüzden Hevsel Bahçeleri'ne "cennet bahçeleri" de deniliyor. Gerçekten de Hevsel Bahçeleri, Dicle Nehri'nin kenarında, yemyeşil ve çok bereketli bir yer. Sanki cennetten bir köşe gibi.
Hevsel Bahçeleri'nin yapımında Urartuların da katkısı olduğu düşünülüyor. Urartular, MÖ 9. ve 6. yüzyıllar arasında bu bölgede yaşamış bir medeniyet. Su kanalları ve sulama sistemleri konusunda oldukça gelişmişlerdi. Hevsel Bahçeleri'nin sulama sistemlerinin bir kısmının Urartular döneminde yapıldığı tahmin ediliyor. Ancak bahçelerin tarihi çok daha eskiye, Neolitik Çağ'a kadar uzanıyor. Yani Urartular'dan önce de burada tarım...
Read moreTarihin en eski bahçelerinden biri . Diyarbakir şehri kurulurken bu bahceler de o zaman şehrin sebze meyve ihtiyacını karşılamak için kuruldu .Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri kültürel ve doğal güzellikleriyle gerek dünya gerekse de ülkemiz için eşsiz bir miras özelliğine sahiptir. Kalenin ilk yapısından günümüze pek az kalıntı ulaşmış olsa bile surları ve burçları ile Diyarbakır Kalesi 7 bin yıldır özgün kültürel ve tarihi yapısını korumaktadır.Hevsel Bahçeleri
Dicle Nehri’nin kıyısında bulunan Hevsel Bahçeleri, nehrin debisinin azalmasıyla oluşmuştur. Bahçeler zaman içinde Kürtçede sık ağaçlı anlamına gelen Hevsel, Esfel gibi isimlerle ifade edilmeye başlanmıştır.
Yedi bin yıl önceye dayanan, Hevsel Bahçeleri, ilk andan itibaren halkın kullanımına açık bir bahçe olarak özgün bir değer olarak dikkat çekmektedir. 30’dan fazla uygarlığın izlerini taşıyan bir bölgede 8 bin yıl gibi çok uzun süredir bahçe olarak var olmasıyla, Yalnızca tarımsal değer değil aynı zamanda kültürel ve tarihi olarak da özgün bir değere sahiptir.
Nehri’nin bereketli havzasındaki konumuyla adeta cennet bahçesini andırılmaktadır. Görenleri büyüleyen bir güzelliğe sahip bu bahçelerde ağırlıklı olarak tahılın ardından iriliğini güvercin gübresine borçlu olduğu söylenen ünlü Diyarbakır karpuzu, soğan, roka, marul, şeftali, kaysı, elma, erik, armut gibi sebze ve meyveler yetişiyor.
Hevsel Bahçeleri aynı zamanda geniş bir habitata sahiptir. 180’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapan bu bahçe adeta bir kuş cennetidir. Kuşların yanı sıra susamuru, tilki, sansar, sincap ve kirpi gibi birçok hayvana da ev sahipliği...
Read more