Bahçeden içeri adımımızı attığımızda çakıl mozaik döşenmiş zemin dikkatimizi çekiyor. İri, yuvarlak ve kaygan taşlar gri ve siyah renklerden seçilerek geometrik desenler oluşturacak şekilde döşenmiş. Hemen sağda yer alan bilgilendirme panosunu okuyunca bu taş zeminin niye dikkat çektiği de anlaşılıyor. Meğer bu tarz mozaik “Podima” diye adlandırılıyormuş. Çakıl mozaik zemin taşlarının tarihteki ilk örneği M.Ö. 9 yüzyıl da Frig dönemi Gordion’unda(Yassıhöyük) bulunmuş. Daha sonra sırasıyla Assos(Behramkale), Teos(Sığacık), Erythrai(Ildırı), Tarsus ve Bergama’da izine rastlanan çakıl mozaik, 18. yüzyıl başında Akdeniz mimarisinin vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmiş. Çakıl mozaik sanatında kullanılan taşların tamamı doğal form ve renklerde olup binlerce yıl önce olduğu gibi bugün de tek tek elle toplanıp tek tek elle dizilmekteymiş. Özellikle sıcak bir günün sonunda çakıl mozaik üzerine kova ile su döküldüğünde oluşan ani hava değişiminin insanı ferahlattığı eskiden beri bilinmekte olup, mozaik döşeme üzerinde çıplak ayakla yürünmesi halinde çakılın ayak tabanına yaptığı masaj ise Çin’de de binlerce yıldır uygulanan bir terapi tekniğiymiş.
Mozaiklerin üzerine basa basa ilerlerken tam karşımızda yer alan yeşil alanda yerleştirilmiş sütunlar dikkatimizi çekiyor. Köşeli formdaki sütunların dört yüzü minyatürlerle süslenmiş bilgilendirme yazıları ile kaplanmış. Arka kısımdaki yüksek duvara yerleştirilen resimler ile orman görüntüsü verilip; önüne geyik, tavşan, keklik ve benzeri yaban hayvanlarının maketleri serpiştirilmiş. “Av Köşkü” olarak inşa edilip kullanılan bu mekânın bahçesi 2016 yılının Mayıs’ından bu yana “Tarih boyunca Avcılık ve Av Kültürümüz” temalı bir açık hava müzesi olarak ziyarete açıkmış. Böylece köşk, zarafet ve mimari güzelliği ile bir tarihi miras olmasının yanı sıra tematik özelliği vurgulanarak daha da önem kazanmış. Yeşillikler içinde yürüyor, sütunlardaki yazıları tek tek ilgiyle okuyoruz. Neler yok ki! Oğuzlardan Kırgızlara, Göktürklerden Selçuklulara ve Osmanlı’ya kadar avcılık, av seferler, av aletleri, silahları, köpekler, şahinler… Avcılık ile ilgili atasözleri, ilgili terimler, şiirler hatta Dede Korkut masallarından avcılıkla ilgili şiir örnekleri de mevcut. Minyatür ve gravürlerle süslenmiş bu yazıları okumak epeyce zaman alıyor ama hakikaten çok ilginç bilgiler ediniyoruz. Takdir edilecek bir çalışma ancak maketler ile temsil edilen av hayvanlarının canlı olarak bakıldığı korunaklar yapılsa da ziyaretçiler doğal hayatı canlı olarak gözlemleyebilse ne güzel olurdu. İlerleyen zamanlarda projenin bu yönde geliştirilmesi dileği ile seyir terasına yöneliyoruz. Seyir terası ve hemen yanında yer alan müştemilat günümüzde kafeterya ve restoran olarak işletiliyor. Önünüzde uzanan muhteşem Bursa manzarasını seyrederken, bir bardak demli çay, Türk kahvesi ya da kışın soğuk günlerinde dumanı üzerinde bir salep yudumlamanız mümkün. Hünkâr Keşkülü ve fıstıklı irmikli Hünkâr Tatlısı da mekâna özgü lezzetlerden… Terastan baktığımızda ovaya yayılıp gitmiş Bursa’yı biraz da hüzünle seyreyliyoruz. Aslında eski Bursa yamaçlarda yapılanmış bir yerleşim yeriymiş. Osmanlı’dan önceki şehir Tophane mevkiinden dağa doğru set üzerinde kurulmuş. Ulucami ilk kez sur dışına inşa edilen yapıymış. Etrafındaki hanları, hamamları, imaretleri, medreseleri ile şehrin yeni yüzü ve gelişme bölgesi olmuş. Daha sonra Muradiye, Yıldırım, Emirsultan ve Yeşil… Hepsi set üzerinde ve yamaçlarda inşa edilmişler. Ecdat yamaçlarda, yükseklerde yerleşmiş, ovaları ekip biçmiş. Benim çocukluğumda dedemin evi de meyve bahçesi de tepedeydi. O yaşlı insanlar hiç gocunmadan dimdik günde kaç kez o bayırı inerler, elleri kolları dolu eve çıkarlardı. Biz şimdilerde iki adım yokuştan şikâyetçiyiz. Ovayı, şeftali bahçelerini, zeytinlikleri de beton binalara kurban...
Read moreİlginç bir deneyim oldu.
Köşkün hikayesini, mimari detaylarını, büyüklerimizin ve Atatürk’ün anılarını paylaşıyor olmak güzeldi. İçindeki atmosfer ve korunmuş dekoru insanı etkiliyor.
Olumsuz puan verme nedenim görevli rehber arkadaşlar ile ilgili. Köşk’ün kapısı 30 dakikada bir açılıyor ve içeriye sınırlı sayıda ziyaretçi alınıyor. Bunlar gayet mantıklı ve olması gereken kurallar. Yaşadığımız ilginclik şu oldu: Eşim bahçede bebekle ilgilendiği esnada biz bir grup olarak girdik. Rehber oldukça açıklayıcı, güzel hikayelerle ve detaylarla bezeli şekilde köşkü gezdirdi. Gezinti bitince hep beraber köşkün Bursa manzaralı, yazın ortasında bile serin ferah ve ruzgarli mükemmel bahçesine geçtik, oturduk. Biraz dinlendikten sonra yaklaşık 1,5 saat sonraki bir başka köşk gezintisine dahil olduk eşimle birlikte. Bu seferki rehber arkadaş sadece yol gösterdi; şimdi alta ineceğiz, odalarda dağılmayalım vs uyarılar yaptı sadece. Bırakın rehberlik yapmayı odaların isimlerini dahi söylemeden tur atıp çıktık. Bereket bir önceki rehberden dinlediklerimle eşime birkaç bilgi verebildim.
Mekan/Atmosfer: 10/10 Müze olarak gezilebilirlik: 8/10 Manzara: 10/10 Görevlilerin ilgisi: 6/10 Alt bahçedeki cafenin hizmeti: 1/10 Alt bahçedeki ürünlerin kalitesi: 3/10
Hem gezip hem karnınızı doyurmak isterseniz öğleden önce gidip kahvaltıya yetişmenizi...
Read moreDoğa büyüme Bursalı olarak böyle güzel bir mekana daha önce gitmediğim için pişman oldum. Gerçekten tüm Bursa vadisi ayaklarınızın altında çok güzel havadar bir mekan. Ne yazık ki Pazartesi gittiğim için köşkün içini gezme fırsatı bulamadım. Çünkü çoğu müze gibi kapalıydı. Bunun yanında köşkün yanında yer alan belediyeye bağlı olduğunu düşündüğüm bir yemek mekanı ve bir adet çay bahçesi yer almaktadır. Fukura tatlısının ismini aldanmayın gayet fıstıklı bir tatlı ama bana çok hitap etmedi. Ücreti 20-30 TL civarındaydı. Onun dışında şanslıysanız şerbetinden de için çünkü kalmayabiliyor. Yemek yerinde de spesiyal olan pideli köfteye benzeyen tek farkı köftelerin boyuna kesildiği bir yemek yedim. Açıkçası lezzetliydi ancak iki porsiyon ile ancak doyabildim. Fiyatı 60 TL idi. Mekanın güzel bir avcı kulübe havasına uygun olarak kaz, ördek ve bıldırcın yemekleri mevcut. Benim gittiğimde ördek yoktu ama diğerleri vardı. Biz Heykel Postane tarafından önce dolmuşa sonra taksiye binmek gibi bir hata yaptık. Direkt taksiye binmeniz mantıklı olur ama buluştuğumuz arkadaşlarımız yürüyerek gelmiş. Dönerken inmesi kolay oluyor ama çıkması için aynı...
Read more