Hakkında çok bilgi olmayan bir sahabi. Ama Efendimiz (s.a.v.)'i en iyi anlayan sahabelerden biri. Ashabın tümünden Cenâb-ı Hak razı olduğunu buyurmuştur. Fakat Ebu Bekir Sıddık (r.a.) başta olmak üzere imanda, aşkta, sadakatte bir derecelenme olduğu muhakkak. Büyüğümüzün ifadesiyle, ashabın Hz. Peygamber'i anlama ve bu anlayışa göre O'na yönelme, tutunma, istifade ve hizmet etme tutumları derece derece idi. İşte bu yazımızda Hz. Mikdat (r.a.) ekseninde açmaya, anlamaya çalışacağımız hadisede Hz. Mikdat'ın iyi bir gözlemci olma, araştırma ve yoğunlaştığı konunun inceliklerine vakıf olma çabasını göreceğiz ki tefekkürün başlangıç noktası da budur. Konuya geçmeden Hz. Mikdat'ı bilebildiğimiz birkaç rivayetle tanımaya çalışalım. Bedir gününde Efendimiz (s.a.v.) kervanın kaçması ve müşrik Mekke ordusuyla karşı karşıya kalınması durumunda ashabıyla istişare eder. İbn-i İshak'ın ayrıntılı rivayetine göre önce Hz. Ebu Bekir Sıddık (r.a.) sonra Hz. Ömer (r.a.) konuşur sonra sözü Hz. Mikdat (r.a.) alır ve şöyle der: — "Ey Allah'ın Rasûlü, biz sana İsrailoğulları'nın Hz. Musa'ya dediği gibi "Sen ve Rabbin gidin savaşın, biz burada oturucularız!" demiyoruz. Diyoruz ki senin sağında, solunda, önünde yer alıp seninle birlikte küf-fara karşı savaşacağız. Seni hak ile gönderen Zat'a yemin olsun ki bizi Berki İ uımat a da sevk etsen senin yanında olacağız." İki günlük yürüyüş nedeni ile "Hayır vallahi, bizim bunlarla savaşacak mecalimiz yok!" diye konuşan Ensar, Hz. Mikdat'ın sözlerinden sonra -yine Ensar'dan Ebu Eyyüb'ün ifadesiyle- "Keşke biz Ensar takımı da Mikdat gibi söyleseydik!" temennisinde bulunurlar. Hatta İbni Mesut (r.a.) gibi birçok sahabi "O sözün sahibi olmak bize her şeyden daha sevimli geldi." diyecektir. Sonuçta Ensar da Efendimiz (a.s.)'in istediği yönde görüş beyan ederek birlik sağlandı. Bu rivayette Hz. Mikdat'ın, Efendimizin ümmeti ile Hz. Musa (a.s.)'nın ümmeti arasındaki nübüvvete bakış farkını ortaya koyduğunu görüyoruz. Nitekim İsrailoğulları asa, Yed-i Beyza, suların kan akması, Nil'in yarılması ve Firavun'un helaki, bıldırcın eti ve kudret helvası gibi birçok nimet-mucize görmesine rağmen gerçek sevgiyi, bağlanışı, yönelişi özünde oluşturamadığı için şahsiyetsiz tavırlar takınarak Hz. Musa'ya "Sen ve Rabbin gidin savaşın!"...
Read moreيُعتبر جامع حضرة المقداد في مرسين ثالث أكبر جامع يتمّ إنشاؤه في عهد الجمهوريّة التركيّة بعد جامع كوجاتبة في أنقرة المصنّف ثانياً، وجامع تشاملجا الأكبر بين مساجد تركيا.
جامع حضرة المقداد: مآذن شامخة وهندسة بديعة
جاءت تسمية جامع حضرة المقداد نسبةً إلى الصحابي البدريّ المقداد بن عمرو أوّل فرسان الإسلام وأحد السابقين الأولين إلى الإسلام والمدفون في البقيع بالمدينة المنورة .
يقع جامع حضرة المقداد في مرسين المدينة الساحلية الشهيرة ضمن حيّ المقداد في منطقة يني شهير، ويمنح الجامع انطباعاً مهيباً عند النظر إليه عن بعد فقد تمّ إنجازه على الطراز المعماريّ الإسلاميّ العثمانيّ.
يتألّف الجامع من بهوَين لأداء الجماعة بالإضافة إلى محفل، وقبّة رئيسيّة واحدة، وستّ مآذن كلّ منها بارتفاع 91 متراً، بينما تتزيّن كلّ مئذنة بثلاث شرفات.
ويحتوي مسجد المقداد كذلك على صالة مؤتمرات، ومكتبة، وأرشيف، ومستوصف طبّيّ.
تمّ وضع أساسات الجامع عام 1987م وتمّ إتمام إنشائه خلال خمس سنوات فأصبح في تلك الفترة المسجد الأول من حيث الإقبال على الصلاة فيه.
ومع ازدياد أعداد السكّان أصبح المسجد لا يتّسع لروّاده من المصلّين، عندها تمّ إضافة بهو الجماعة الثاني من أجل زيادة طاقته الاستيعابيّة بحيث يتّسع هذا الفناء لألف مصلِّ، وفي تلك الفترة كان له أربع مآذن وأضيفت له مئذنتان مع التحديث، وتمّت توسعة الأروقة كذلك بحيث وصلت سعته إلى عشرة آلاف مصلّ.
يحظى جامع حضرة المقداد في مرسين بمكانة خاصّة على مستوى المدينة ففعاليات استقبال الحجّاج والمباركة بعودتهم تتمّ في هذا المسجد بالذّات، وكلّ عام يغصّ المسجد بالآلاف في هذه المناسبة، ويرتفع منه صوت الآذان لتسمعه...
Read moreAltı minareli görüntüsü ile uzaktan harika bir görünme sahip olan 6 bin kapasiteli Hz. Mikdat Camii, halk arasında Muğdat Camii olarak bilinmektedir.
Mersin merkez Yenişehir ilçesi sınırları içerisinde bulunan Hz. Mikdat Camii son zamanlarda yapılan eklemlerle birlikte bir külliye görünümü almış vaziyette.
Hz. Camii Külliye Görünümünde 1987 temeli atılan Hz. Mikdat Camii aradan geçen 5 sene içerisinde ancak faaliyete geçebildi.
Altı minareli olan Hz. Mikdat Camii halk arasında daha çok Muğdat Camii olarak bilinmektedir. Mersin ilk faaliyete geçtiği yıllarda kapasitesi yeterli gelmekteydi. Daha sonraki yıllarda Mersin'de aratan nüfus yoğunluğu Camii Kapasitesinin yetmemesine neden oldu. İlave olarak bin kişilik bir cemaat yeri daha yapılır. Var olan dört minarenin yanına ise iki minare ilave edilir. Uzunlukları 91 metre olan minarelerin sayısı altıya çıkarıldı. Batı ve arka kısımdaki dış revaklarla birlikte kapasitesi 10.000 kişiye kadar çıkıyor. Mimaride Selçuklu ve Osmanlı sanatının izleri görülüyor. Bunlarla birlikte, konferans salonu, kütüphane, aşevi, misafirhane, sağlık ocağı ve diğer birimleriyle külliye...
Read more