Akira Back’i uzun zamandir takip eden biri olarak cok buyuk hevesle gitmistik. Erkek arkadasim rezervasyon yaptirirken dogum gunu kutlamasi olarak belirttiginde ‘o zaman size geldiginizde kucuk bir ikramimiz olsun’ diye telefonda belirtildi. Ancak ilk karsilandigimizda once rezervasyonumuz yok sanildi, sorun cabuk duzeltilse de tum gece sozde bir ikram olacakti ama bize hic bir sey sunulmadi. Ikram yapmalari zorunlu degil ama basta belirtildigi icin tabi bir beklentimiz vardi, boyle seylere dikkat etmek onemli. Garsonlarimizin hic biri ilgili degildi. Once bize cok tatli bir hanimefendi masaya kadar eslik etti, bizden hemen sonra gelen bir masaya bile garsonlar hemen gidip menu verip servise baslandi. Biz neredeyse 15-20 dakika bekledik. Sevgili Emrah Bey olmasa masamizla ilgilenen yoktu, kendisi gelip bizimle cok cana yakin bir iletisimle ne icmek istedigimizi sordu, kokteyller ve yemekler uzerine konustuk. Alkol basta almak istemedigimiz icin soda istedik. Fakat soda da yarim saat gelmedi. Emrah Bey cok dikkatli bir sekilde masalari gezdiginde kendisiyle bizzat konustugumuz sodayi gormeyince garson arkadaslari uyardi, sonrasinda sodamiz masamiza geldi. Garsonlarin bu ilgisizligi sebebi ile dogum gunu icin planladigimiz gecemizde tadimiz kacti. Planimiz tatli ile kokteyl soylemek iken bu fikirden hayal kirikligiyla vazgecmek zorunda kaldik. Biz genc bir cift olarak bircok Michelin yildizli veya tavsiyeli restoran gezmeyi seviyoruz, ilk kez tavsiye listesinde olan bir yerde garsonlar (sevgili Emrah Bey harici) tarafindan dikkate alinmadik. Akira Black’in esi benzeri olmayan tariflerini hayata geciren basta sevgili Fatih Chef’e ve tum mutfak ekibine tesekkur ederiz. Yedigimiz crunch roll, ab tuna pizza, Brother from another mother ve Kuzu pirzola hepsi birbirinden enfesti ve porsiyonlar ozellikle sushiler icin tatminkardi. Sushi olarak brother from another mother yogun tadlara sahip yilan balikli bir sushi oldugu icin agir tadlara alisik olmayanlar tercih etmemeli, porsiyon ve tad yogunlugu sebebiyle de daha hafif bir eslikci ile tercih edilmeli. Ab tuna pizza baslangic olarak cok keyifli, truf sevmeyenler yogun truf tadi sebebi ile tercih etmemeli. Sushi sevmeyenler icin kuzu pirzola harika bir secim, garsonlar uyariyor ancak aci sevenler hem etin hem de yaninda gelen sosu cok seveceklerdir. Otelin sadece p3 otoparki kullanilabiliyor ama park yeri biz gittigimizde cok kisitliydi, otel calisanlari cok guler yuzlu ve yardimseverdi. Yasadigimiz deneyim sebebiyle tekrar gitmeyi dusunmuyoruz, ortalama hesap 2 kisi icin minimum 5 bin TL olarak dusunebilir. Servis ucreti bir kalem olarak yazilmiyor. Yemekleri cok begendigimiz halde yasadigimiz deneyim sebebiyle dusuk...
Read more2 Kasım’da Akira Back 21. restoranını İstanbul JW Marriott Otel Marmara Sea bünyesinde açtı. Bu açılıştan sonra düzenlenen bir tadım etkinliğine katıldım. Tadım menüsü kapsamında şefin imza yemeklerinden oluşan kapsamlı bir menüyü denedik. Bir Michelin yıldızı kazanmış bu şefe biraz daha yakından bakalım. Gerçek ismi Sung Ook Back. 1974 Seul doğumlu. Sonradan bir aile dostu tarafından verilen Akira lakabını almış. Aslında Akira, Ook isminin kanji alfabesindeki karşılığı. Şef 15 yaşındayken ailesiyle birlikte ABD’nin Aspen şehrine taşınıyor. Burada tanınmış bir snow board sporcusu olma yolunda ilerlerken bir Japon restoranında çalışmaya başlıyor. Burada mutfağa karşı da spora duyduğu tutkunun aynısını duyduğunu keşfediyor ve 1993’ten itibaren gastronomi kariyerine başlıyor. Kendi sanatsal bakış açısıyla Kore kökenini Japon mutfağına yansıtmaya başlıyor. 2017’de Seul’de bulunan Dosa adlı restoranı ile Michelin yıldızına layık görülmüş.
Gittiğim restoran otelin giriş katında Marmara Denizi’ne bakan bir konumda bulunuyor. Restoranın genelinde loş bir aydınlatma tercih edilmiş. Bu tercih, fotoğraf çektirmeyi zorlaştırması dışında huzurlu bir atmosfer yaratılmasına yardımcı olmuş. Dekor oldukça sade ve dingin bir atmosferi var. Şefin lokantalarında dekorasyonda ressam olan annesi tarafından yapılan sanat eserlerini kullanma geleneği var. Burada da bu geleneği bozmamış. Hem duvarlarda hem tabaklarda bunları görmek mümkün. Yemeklerin sunumları ise genel olarak sade ama şık diyebilirim. Menüye rafine tatlar hâkim. On çeşit yemek paylaşımlı şekilde sunuldu. Porsiyonlar küçük gibi görünse ve bu mutfak ekmek içermese de oldukça doyurucu bir menüydü. Yemekleri çubuklar aracılığıyla yedik. Restoranın açık alanında camekanlı sonsuz ateş ve küçük havuzların kombinasyonundan oluşan bir atmosferi vardı. Ton balığı ve mantarlı pizza ile tadıma başladık. Umami mayonez, miro biftek otu ve beyaz trüf yağı içeren hafif bir başlangıçtı. Ardından gelen somon tataki özellikle hoşuma giden lezzetlerdendi. Deniz mahsulü sevenler mutlaka denemeli. Tataki, et veya balık pişirmede kullanılan bir Japon mutfak tekniği. Yüksek ısıda kenarları mühürlenen etlerin içleri çiğ bırakılıyor. Ardından ahtapot crudo adlı yemeği tattık. Domates-soğan salsa, balık aromalı sirke ve zeytinyağı içeren ahtapot etiyle hazırlanmış bir yemekti. Doku olarak ceviche ye benzettim. Etin dokusu biraz daha elastikti sadece. Bu da hoşuma giden bir lezzet oldu. Kişniş otuyla...
Read moreThe real chef must have been sick. Food was terrible, i discovered fish scale in my sashimi, the eel and avocado roll came 30 minutes later, rice was crunchy and not properly cooked, avocado was hard and poorly cut, the roll was falling apart. I asked to move me close to kitchen and what I observed explained the quality of the food. There was no chef just few youngsters joking and eating while preparing the orders. 30 minutes later came the main dish, salmon dipped in overly large pool of orange sauce. Good thing I was hungry,.had to eat that so called fine food at the so called Michelin star restaurant. The waitresses were very polite and seemed helpful, that's the only good thing about this place. Stay away. If you truly want to try Michelin level go to Itsumi in Levent. Amazing...
Read more