Designed in a neoclassical style, the mosque has a dome of 33m diameter, four minarets of 66m height and the total closed area of 80.000m2. One of the most important symbols of the Anatolian Seljuk State (1075-1308), the Seljuk-star-pattern, is used in various places on the architecture.
The design approach in facade lighting was to create an icon for the city of Ankara. The designers wanted to enhance the perception of the architecture and to define the structure. While main architectural elements were highlighted, shadows were planned to support it. In order to ensure positive result in practice, the design team created detailed 3D modelling of the mosque and got many photorealistic renderings from different view angles.
The moonlight effect on the dome was created by directed-lights from minarets. Narrow beam fixtures were used to accent the star-shaped-section of minarets creating smoothly degrading-light-effect along the body and to highlight balconies.
Lighting the main facade, two opposite lighting strategies were applied to break the routine; while the columns were accented from front, the start-patterned daylight apertures were accented by backlighting which meanwhile emphasized the horizontal structures of...
Read moreAhmet Hamdi Akseki, 1887-1951 yılları arasında yaşamış; Saltanat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerini görmüş Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü Diyanet İşleri Başkanı’dır. Eğitimini İstanbul’da tamamladıktan sonra Kurtuluş Savaşı’nda Ankara’ya öğretmen olarak tayin edilmiştir. Ömrünün sonuna kadar İslami eserler vermiştir. Bunların yanı sıra hayatının gülümseten bazı detayları vardır. Bunlardan birkaçı: Atatürk’ün isteği üzerine Kur’an’ı Kerim meali yazması, Necip Fazıl Kısakürek’in lise öğretmeni olması, 18 yaşındayken Mehmet Akif Ersoy’dan Arap Edebiyatı dersi alması ve 1946 yılında Ecevit çiftinin nikahını kıymasıdır. Ahmet Hamdi Akseki Camii, teknolojik açıdan son derece modern bir yapı olma durumunu teşkil ediyor. Mimarisiyle ilkleri barındırıyor. Erkekler için girişten girmek yeterli. Ama bir kadın olarak namaz kılacağım yere ulaşmam zaman aldı. Çünkü bir camide asansör hiç alışık olduğum bir durum değildi. Dış ve iç mimarisi Türk-İslam kültürünün izlerini taşıyor. Özellikle yıldız sembolü çok işlenen konulardan biridir. Mavi rengin yanı sıra sarı ve beyaz renkli işleme ve süslemelerin ağırlıklı olduğu görülüyor. Ayrıca Ahmet Hamdi Akseki Camii, Türkiye’nin en büyük kubbe çapına sahiptir. Başınızı kaldırıp kubbeye baktığınızda avizesinin olmadığını da görüyorsunuz. Ne bir ışıklandırma ibaresi ne de mikrofon… Bunların hiçbirinin bulunmadığı bir cami olarak “neredeyim” diye kendinize sormanıza neden oluyor. Kubbedeki “vav” harflerinden sonra gözler kolonlardaki yazılı hadislere kayıyor. Kadınlar bölümündeyse kadın sahabelerin isimleri yazılıdır. Beni şaşırtan başka bir durumsa ayakkabılıkların sinyalizasyon özelliğine sahip olmasıydı: Yani boş olanlarda yeşil, dolu olanlarda kırmızı ışığın yanması. Bu özelliğiyle Ahmet Hamdi Akseki Camii bir ilk olsa gerek. Tüm bu özellikleriyle erişilebilir cami tabirinin kullanılması yanlış olmaz diye düşünüyorum. a ninC kısmında bir de sergi salonu bulunuyor. Kitap satışları yapılıyor, farklı hattatlara ait Kur’an’ı Kerim nüshaları sergileniyor ve ayrıca oturup vakit geçirebileceğiniz bir atmosferi var. Ahmet Hamdi Akseki Camii, gerek mimarisiyle gerek sunduğu şartlar göz önüne alındığında hem geleneği hem yeniliği taşıyan bir camidir. Bütün bunları göz önüne aldığımızda Ramazan ayında olduğumuz için mahyasının olmaması buruk bir...
Read moreAhmet Hamdi Akseki
Ahmet Hamdi Akseki Camii, Diyanet İşleri Başkanlığının hemen yanı başında, Eskişehir Yolu Bilkent Kavşağında yer almaktadır.
2008 yılında temeli atılan cami adını 3. Diyanet İşleri Başkanı olan ve 1887 ile 1951 yılları arasında yaşamış olan Ahmet Hamdi Akseki' den almaktadır. Cami 19 Nisan 2013 Cuma günü ibadete açıldı.
Cami külliyesi; 80.000 m2 kapalı alan, 20.618 m2 avlu, 11.087 m2 peyzaj alanından meydana gelmiştir.
5000 kişinin rahatlıkla ibadet edebileceği camide Anadolu Selçuklu mimarisinin en önemli simgelerinden olan Selçuklu deseni esas alınmış, gerek 8 kollu gerekse 10 kollu Selçuklu yıldızı muhtelif yerlerde kullanılmıştır.
Caminin dört fil ayağı üzerine oturan 33 metre çapındaki ana kubbesi, Türkiye’deki en büyük kubbelerden bir tanesidir.
Kuzey cephesinde iki, doğu ve batı cephelerinde de iki adet olmak üzere 6 adet çift kanatlı kapı ile giriş sağlanmıştır. Bunun yanı sıra Bodrumda bulunan üç katlı otoparktan da 4 adet merdiven ve 6 adet asansörle camiye ulaşım sağlanmaktadır. Ayrıca yürüyen merdivenler ve 3 adet asansörle birinci bodrum kattan cami avlusuna ulaşılabilmektedir.
8 kollu yıldız kesitli, 66 metre yüksekliğinde 4 adet minaresi vardır.
Minber ve kürsü sedef kakmalıdır. Caminin özgün hatları Hattat Hüseyin Kutlu tarafından yazılmıştır.
Kubbe merkezinde Şems Suresi (1-7) ayetleri bulunmaktadır. Bu ayetlerde Allah Teâlâ Güneşe, Aya, gündüze, geceye, yeryüzüne, gökyüzüne ve her bir nefse yemin ederek bunlara dikkatimizi çekiyor. Ayetlerin baş tarafında bulunan “vav" lara "vav-ı kasem" yani yemin için kullanılan "vav" denir.
Kubbede yer alan teşbih ayetlerinden oluşan celî sülüs hatlarla süslü 8 adet "çark-ı felek" kolları ayrı bir güzelliktir.
Kubbe kuşağında "Esmâü'l-Husnâ" ile ilgili ayetler, hadisler ve Allah (c.c.) ın doksan dokuz güzel ismi celî sülüsle yazılmıştır.
Caminin dört cephesinde yer alan yay kirişlerde kırk hadis-i şerîf yine celî sülüs hatla yazılmıştır.
Caminin kuzey taç kapısı 5 metre, doğu ve batı yan giriş kapıları 3.35 cm yüksekliğinde olup, kündekâri tekniğinde yani hiçbir çivi ve yapıştırıcı kullanılmadan masif ahşaptan...
Read more