Türkiye'nin siyasi tarihinde ilk parlamento Osmanlı döneminde İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan törenle 19 Mart 1877'de açıldı. Bu meclis Kanuni Esasi'nin göre "Meclis-i Umumi" olarak adlandırılmıştı. "Meclis-i Ayan" ve "Meclis-i Mebusan" olmak üzere iki kısımdan oluşan bu meclis, ilk oturumunu 20 Mart 1877 tarihinde Sultanahmet'teki İstanbul Üniversitesi binasında yaptı. Kısa süren bu meclis 93 Harbi nedeniyle dağıldı. Daha sonra yapılan ikinci genel seçimlerin ardından 18 Aralık 1877'de yeniden açılan meclis, Kanuni Esasi'nin verdiği yetkiyle padişah II. Abdülhamid tarafından 14 Şubat 1878'de tatil edildi.[13]
1908'de seçim kanunu dikkate alınan ilk seçim yapıldı. Seçme yaşı 25, seçilme yaşı 30 olan bu seçimlerde vergi ödeyenler oy kullanabiliyordu. 17 Aralık 1908'de yeniden açılan meclis, İstanbul'un İşgali'ne kadar açık kaldı. Üç yıl sonra ise İstanbul'da ilk kez bir ara seçim yapıldı. Ahrar Fırkası (Özgürlükçüler Partisi) ve İttihat ve Terakki Cemiyeti (Birlik ve İlerleme Partisi)’nin katıldığı seçimlerde, İttihat ve Terakki Cemiyeti çoğunluğu sağladı[14] ve 4 Aralık 1908’de 3. Meclis-i Mebûsan açıldı. Bu parlamento, 31 Mart Vakası ve II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesi sonrasında Mayıs 1909’da Kanun-i Esasî üzerinde değişiklikler yaparak padişahın ve Meclis-i Ayan'ın yetkilerini daralttı, kendi yetkilerini artırdı.[15] 1911’de tek bir parlamenteri ilgilendiren, ancak politik yankıları yüksek olan bir ara seçim gerçekleştirildi.[16]
Padişah VI. Mehmed, Mondros Mütarekesi sonrası 21 Aralık 1918'de yeni seçimlerin düzenlenmesi için parlamentoyu feshetti.[14] Seçimlerin ardından 6. Meclis-i Mebûsan 12 Ocak 1920'de ilk toplantısını yaptı. İşgal güçlerinin 16 Mart 1920'de İstanbul'u işgal etmesi üzerine, parlamento anayasaya aykırı olarak 11 Nisan 1920'de kapatıldı.[17] Parlamentonun kapatılması üzerine 23 Nisan 1920’de Ankara'da Büyük Millet Meclisi faaliyetlerine başladı ve fiilen ülkeyi yönetmeye başladı.[18]
Kuruluşu
değiştir
Ana madde: TBMM 1. dönem milletvekilleri listesi
Kurtuluş Savaşı dönemi
değiştir
19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Atatürk, Samsun'a çıkarak Millî Mücadele'nin başlamasını sağladı. Mondros Mütarekesinin ardından hareket, dernekler ve kongreler kurarak ülkenin çeşitli bölgelerinde işgallere karşı mücadele hareketleri başlattı.[19]
İddialara göre, Ateşkes Anlaşması'nın ardından işgal kuvvetlerinin ülkeyi bölmek, azınlıkları kışkırtmak, işgal bölgeleri oluşturmak ve Yunan kuvvetlerinin işgalini kolaylaştırmak amacıyla İzmir'i işgal etmelerine ve Ege Bölgesi'ne saldırmalarına izin verilmesiyle İstanbul Hükümeti'nin sessiz kalmasıyla ilişilendiriliyordu. Bazı çevreler, bu yerel örgütlerin bulundukları bölgelerde siyasi gücü temsil ettikleri ve feodal bir iktidar haline geldikleri iddialarını ortaya atmışlardır.[kaynak belirtilmeli]
13 Kasım 1918'de, Yıldırım Orduları Grup Komutanlığından ayrılan Mustafa Kemal Atatürk, İstanbul'a geldi. Mustafa Kemal Atatürk, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan savaş gemilerini görünce "Geldikleri gibi giderler" dedi. İddialara göre, Padişah VI. Mehmed ve Hükûmetin kendini İstanbul'dan uzaklaştırmak istemesiyle Anadolu'ya geçmiş ve kurtuluş mücadelesinin Anadolu'da başlatılması düşüncesi ve kararı doğmuştur.
Mustafa Kemal'in, ilk olarak ordularla temasa geçmiş ve Ankara'da bulunan 20. ve Diyarbakır'da bulunan 13. Kolordu Komutanlarına, Vali ve Mutasarrıflara 28 Mayıs tarihli bir genelge göndererek milli direniş örgütlerinin tüm ülkede kurulmasını istemiştir. Ayrıca Yunan kuvvetlerinin kontrolü altındaki Manisa ve Aydın'ın ardından yapılacak mitinglerle milletin işgale karşı duygularının açığa çıkarılması, yabancı devlet temsilcilerine ve Bâb-ı Âlî'ye şiddetle kınayan telgraflar gönderilmesi için halkın uyarılması gerektiğini belirttiği söylenmiştir.[19]
İddialara göre bu genelgenin ardından, İngiliz Muhipleri Cemiyeti adına belediye başkanlarına gönderilen bir telgrafta, milletin İngiliz korumasını istediği ifade edilmiş, Sadrazam Damat Ferid Paşa'nın Ermeni özerkliğini kabul ettiğini açıklaması[kaynak belirtilmeli] ve bir diğer...
Read moreFor any history or cultural buff visiting this place along with the second Parliament which is 100 m down the street is a real must in Ankara - city that hasn't got that much to offer to tourist, so it's just one more reason to add this to your list. Entry ticket of just around 3-4 Euros allows you to visit both - 1st and 2nd Parliament. As Turkey lost the WWI, the allied powers tried to divide the Ottoman territory among themselves, while at the same time Ataturk was double struggling to overthrow the Sultan power in Istanbul and defend the country from invading forces starting his resistance from his headquarters in Ankara. This edifice in downtown Ankara served as the first Turkish Parliament and as you enter you can clearly see it was not built for that purpose. You can visit several rooms now converted into a museum, while the most interesting is the intact assembly room where the first Parliament used to meet in ex school benches. This Parliament was in service only for few years until 1924 when it moved to the 2nd one just down the road. You need around 30-45...
Read moreI. TBMM Binası, 1920-1924 yılları arasında TBMM faaliyetlerinin gerçekleştirildiği bina. Ankara'nın Altındağ ilçesinin Ulus Meydanı'nda bulunan I. Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının inşaasına, 1915 yılında başlanmıştır.[2] İlkin İttihat ve Terakki Cemiyeti kulüp binası olarak tasarlanmış binanın planı evkaf mimarı Salim Bey tarafından yapılmış, inşasına ise kolordunun askeri mimarı Hasip Bey nezaret etmiştir.Türk mimari stilinde olan iki katlı binanın en belirgin özelliği duvarlarında Ankara taşı (Andezit) kullanılmış olmasıdır.
Meclisin, 23 Nisan 1920'de bu binada toplanması kararlaştırıldığında henüz bitirilmemiş olan bina, milli bir heyecanın eseri olarak milletin katkısıyla tamamlanmıştır.
23 Nisan 1920 ile 15 Ekim 1924 tarihleri arasında I. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak kullanılan bina daha sonra Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Merkezi ve Hukuk Mektebi olarak işlevini sürdürmüş, 1952 yılında Maarif Vekâletine devredilmiş, 1957 yılında ise müzeye dönüştürülmek üzere çalışmalara başlanmıştır. Bina 23 Nisan 1961'de "Türkiye Büyük Millet Meclisi Müzesi" adıyla halkın ziyaretine açılmıştır.[3]
Atatürk'ün doğumunun 100. yılını kutlama programı çerçevesinde, 1981 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından restorasyon Ve teşhir-tanzim çalışmaları sonucu 1981 yılında "Kurtuluş Savaşı Müzesi" adıyla yeniden ziyarete açılmıştır.[2]
I. Türkiye Büyük Millet Meclisi binası olarak kullanılan cumhuriyetin ilk yönetim merkezi hem hükûmetin, hem de devletin yönetildiği bir yerdir. Dönemindeki meclis hükûmeti anlayışının da bir sonucu olan bu biçim aynı zamanda savaş şartlarının ağır koşullarından da kaynaklanmaktadır. Kurtuluş Savaşı Müzesi içerisinde günümüzde Bakanlar Kurulu odası gibi hükûmet çalışma odaları hâlen muhafaza edilmektedir.
Kurtuluş Savaşı Müzesi geniş bir koleksiyon sahibidir. Yalnızca doğal olarak yapının eski halinden aldığı eserler de sergilenmekteyken aynı zamanda kongrelerin hatıratı da yapı içerisinde teşhir edilmektedir. Diğer yandan Lozan Antlaşması ve Sevr Antlaşması ait belgeler, çeşitli devlet büyüğü hediyeleri ve dönemin ruhunu anlatan yazışma ve haberleşme araçları yapı içerisinde sergilenmektedir.
Kurtuluş Savaşı Müzesi çerisinde yer alan eserlerden doğal olarak yapıya miras kalan eserler dönemin Meclis Başkanlığı makamına ait eserler, Riyaset makamı da denilen Başbakanlık makamı eserleri, bakanlara ait çeşitli eserler yer almaktadır. Bunlarla birlikte de alt katta fotoğrafhane ve çeşitli sanat eserleri sergilenmektedir. Üstte ise kongre dönemlerinin şahane ürünleri, anlaşmalara ait tutanaklar, dönemin ilginç telgrafları ve bizzat Mustafa Kemal imzalı yazışmalar bulunmaktadır. Diğer yandan Kurtuluş Savaşı Müzesi içerisinde yer alan Büyük Taarruz hatıraları da ziyaretçilerin ilgisini...
Read more