ERZİNCANLILARA MEKTUP Bu satırları 28 Aralık 1973 günü, sabahın çok erken saatlerinde yazıyorum, sizler Tercüman’da günlerce sonra okuyacaksınız. Bugün, cihan tarihinin büyük asker ve devlet adamlarından İsmet İnönü’nün ölümünün dördüncü günü, muhterem naaşı Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi binasındaki katafalktan alınacak ve yine Ankara’da Anıtkabir’de hazırlanan ebedi istiratgâhına bırakılacaktır. Ey Erzincanlılar, merhum İsmet Paşa’nın koca Türkiye’de tek heykeli vardır o da sizdedir, Erzincan şehrindedir ve “Erzincan Anıtı” adını taşır. Korkunç bir deprem o tarihi beldemizi yerle bir ettiğinde, Erzincan, Cumhuriyet eliyle ihyası münasebetiyle yapılmıştır. Her gün gözünüzün önünde bulunan o anıt hakkında bilmediğiniz şeyler anlatacağım size ve sanıyorum ki benden başkası da bilmez onları. Anıtı yapan sanatçı, heykeltıraş Râtip Aşir Acudoğu benim en yakın bir dostumdu. Anıt için bir yarışma açılmıştı, Râtip de şu anda gördüğünüz abidenin maketi ile katılmıştı o yarışmaya. Fakat maket, Güzel Sanatlar Akademisindeki jüri salonuna götürülürken yolda bir kaza geçirdi, düştü kırıldı, hurdahaş oldu ve sanatkâr o salonda tamire çalıştı. Fakat eser o kadar mânalı idi ki, jüri birinciliği o kırık makete verdi. Râtip işe 1943’de başladı ve beş yıl çalıştı, eser 1948’de tamamlandı. Sanatkâr Cerrahpaşa’da konak yavrusu bir ahşap evde otururdu ve o evde böyle muazzam bir iş için atölye olabilecek bir yer yoktu. Müzeler Müdürlüğü, sanatkâra, Yeni cami arkasındaki Hatice Turhan Sultan Türbesi‘nin methal kısmını tahsis etti ve Erzincan Anıtı’nın üçerden iki grup halindeki 6 heykeli orada yapıldı, çamurdan ilk yapı, sonra kalıpları alınıp bir heykel dökümhanesinde tunçtan tunçtan dökülecektir. Anıtta kaidenin üstünde ve tabii büyüklükten bir misli büyük 3 heykel. Erzincanlı bir anayı bağrına basmış ve bir elini de küçük bir kız çocuğunun omuzuna koymuştur. Sanatkâr, Paşa’nın yüz çizgileri için fotoğrafla kanaat etmemiş, o çizgileri tespit için iki defa Dolmabahçe Sarayı’na gitmişti. Bağrına bastığı genç kadına gelince, aydın ve âsil bir Türk hanımı, kimyager Mürşide Özgen modellik yapmıştır ve o figür için, şimdi film prodüktörlerinden Naci Duru’nun zevcesidir ve onun soyadı taşıyor. Kız çocuğunun yüzü, muhayyeldir. Alttaki 3 heykel, insan vücudunun tabii büyüklüğünde, Ortada bir kadın, “Maderi Vatan”, Vatan Ana, sağındaki Erzincanlı erkeğe yeni kurulan şehrin anahtarını verir; soldaki erkeğe, yeni şehri kuran işçi, ameleye de bir çelenk verir. Râtip, o işçi figürün başı olarak da kendi başını koymuştur, o yüz heykeltraşın yüzüdür ve onun da tek heykelidir. Türbe methalindeki atölyede ve bir iskele üzerinde çalışırken, kendisi her sabah üstad Neyzen Tevfik ziyaret ederdi ve ney üfleyerek onu şevke, gayrete getirirdi. Evet, Erzincan Anıtı’nın heykelleri, koca Neyzen’in ilâhi nağmeleri arasında işlenmiş, yapılmıştır. Heykelleri tunçtan döken de heykel dökümcüsü Yusuf Akpınar’dır. Heykeltraş Râtip Aşir Acudoğu 20 Şubat 1898’de İstanbul’da Molla Gürani’de doğmuş, 15/16 Ocak 1957 gecesi Çubuklu’daki yalısında kalp krizinden ölmüştür, kabri o Boğaz köyünün arkasındaki sırttadır.
8 Ocak 1974 Tarihli Tercüman’da Reşat Ekrem KOÇU Kaynak: Tandırbaşı...
Read moreDuygu yüklü bir eser
Anıt, bir kaide üzerine konulmuş iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısım, İsmet İnönü’nün göğsüne başını dayamış felaketzede bir ananın ıstırabını İsmet İnönü nezdinde devletin dindirmekte olduğunu, yanındaki çocuk ise devlet tarafından yapılan yardımlar başta olmak üzere yurt içinden ve yurt dışından yapılan yardımları sembolize etmektedir. İkinci kısım ise anıtın alt bölümünü oluşturan kısımdır. Anıtın sol tarafındaki heykel, şehri imar edecek olan sanatkârları, sağ tarafındaki heykel de şehrin anahtarını getiren bir hemşeriyi ve ortadaki kadın heykeli de saadete kavuşmuş bir anayı temsil etmektedir. Anıtın arka kısmında ise İbrahim Alaattin Gövse’nin, 1939 depremi dolayısıyla yazdığı dört mısralık bir şiiri bulunmaktadır. Anıt, bir bütün olarak Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün en kısa bir zamanda 1939 deprem felaketini paylaşmak emeliyle, Erzincanlıların yardımına gelişini temsil etmektedir. İbrahim Alaattin Gövse’nin şiiri şu şekildedir:
Daya biçare kadın bağrına yorgun başını Ona anlat, yıkılan yurdu ölen yoldaşını Ebedi milletinin sevgisi kaynar orada Bu mukaddes ateş üstünde...
Read moreAnıt iki kaideden oluşuyor. Erzincan. Depremlerin yıktığı yerle bir ettiği ettiği yeniden kurulan bir şehir. Kentte çok katlı yapılar yok. 3-4 katlı binaların yapımına izin veriliyor. Erzincan'da 27 Aralık 1939'da, 32.372 kişinin ölümü ve bütün kentin yerle bir olmasına neden olan depremi o dönemin "Milli şef"i İsmet İnönü'ye sarılan depremzede kadın, çocuk ve kentin yeniden yapımını anlatan alttaki figürleri bir kadın ve iki erkek (kadın vatan anayı, erkeklerden biri kentin yeniden kurulmasında çalışan işçiyi diğer erkek de Erzincanlıyı temsil ediyor) ile 1939 büyük depremini temsil ediyorl. Heykeltraş Ratip Aşir Acudoğlu tarafından yapılan heykel Erzincan depreminin simgesi olarak 1944...
Read more