I visited the Meriç Bridge with my wife on a Saturday afternoon, 21 June 2025. We parked our rental car for free at Polis Bahçesi Otopark, which was both convenient and close to the bridge itself. From there, we enjoyed a leisurely walk across the bridge, although it was quite busy with constant traffic in both directions. The walkway is very narrow, so we had to be extra cautious whenever vehicles passed by. Despite the crowds, we paused at the central pavilion in the middle of the bridge to appreciate its unique architecture and the tranquil atmosphere it offers. The Meriç Bridge, also known as Yeni Köprü or the “New Bridge,” stands as one of Edirne’s most iconic Ottoman-era stone bridges. It was completed between 1842 and 1847 during the reign of Sultan Abdülmecid I and features twelve elegant stone arches stretching 263 meters across the Meriç River—a major waterway that forms part of the border between Turkey and Greece. The bridge’s prominent central pavilion was historically used as a rest stop and lookout for travelers. Constructed from ashlar stone, the central arch is notably higher than the others, an architectural solution that helped the bridge withstand floods and allow river navigation, reflecting the advanced engineering of the Ottoman era. From the middle of the bridge, we enjoyed beautiful panoramic views of the Meriç River, including the marked rowing lanes, and observed several anglers fishing at both ends. The area is particularly popular for photography, especially around sunset when the river and the city are bathed in golden light. Meriç Bridge serves as both a cultural and architectural landmark, connecting the city center to the historic Karaağaç district, which is home to the old train station and Lausanne Monument. Its riverside location makes it a favorite setting for local festivals and public gatherings, and it is often featured in postcards and paintings of Edirne. Locals even refer to the bridge as a “gateway to Europe” because of its strategic position on the route to Greece. During the Ottoman period, the bridge and its surroundings were popular picnic and leisure spots for both citizens and dignitaries, a tradition that continues today. Another unique aspect of the Meriç Bridge is the natural environment that surrounds it. The riverbanks are habitats for various bird species and turtles, making it an unexpectedly good spot for casual birdwatching in addition to sightseeing. Overall, we thoroughly enjoyed our walk across this historic bridge and found the experience memorable. The setting is undeniably beautiful and photogenic, the atmosphere vibrant with both locals and tourists, and the structure itself an impressive example of Ottoman civil engineering. I especially recommend visiting in the late afternoon for the best light and fewer crowds. However, future visitors should be aware that the bridge can get crowded, and the walkway is very narrow, so it may not feel entirely safe or peaceful during busy times. Additional signage about the bridge’s history would enhance the visitor experience, and some areas could benefit from more regular maintenance. Despite these minor issues, Meriç Bridge remains one of Edirne’s must-see attractions—rich in history, beauty, and...
Read moreEDİRNE MERİÇ / MECİDİYE KÖPRÜSÜ
Edirne İli, Merkez İlçe, Meriç Nehri üzerinde bulunan taş köprü yapısının yerinde daha önce ahşap bir köprü olduğu bilinmektedir. Sultan II. Mahmut’un Edirne ziyareti sırasında bu ahşap köprünün kâgir olarak yeniden inşasına karar verilmiş ancak 1833 (H:1249) yılında inşasına başlanan köprü mali nedenler ve sultanın ölümü nedeniyle yarım kalmıştır. Bugünkü köprü, oğlu Sultan Abdülmecit tarafından 1842-1847 (H. 1258-1263) yılları arasında inşa edilmiş olup mimarı belli değildir. Yapının inşasına ilişkin kitabelerden ilki II. Mahmud dönemine ait olup Pertev Paşa tarafından yazılan bir tamir kitabesidir. İkincisi ise şair Ziver Bey’in talik hattıyla yazılan Sultan Abdülmecid dönemindeki yeniden inşa kitabesidir. Bu kitabenin Yunanlıların Edirne’yi işgali sırasında yok edildiği bilinmektedir. Günümüzde ise bu kitabenin yerinde Hattat Mustafa Uğur tarafından aslına uygun olarak yazılan 1966 yılına ait bir başka kitabe yer almaktadır. İnşa tarihi nedeniyle bu yapı Edirne köprüleri arasında en geç tarihli olanıdır. Kesme taştan inşa edilen köprü on iki gözlüdür. Köprünün ayakları üzerinde ise yuvarlak kemerli on bir boşaltma/tahliye gözü bulunmaktadır. Köprü, 261 m uzunlukta olup, 7 m genişliğindedir. Meriç çevresi Osmanlı topraklarına katıldıktan sonra bu nehir üzerinde gemiciliğin teşvik edildiği ve 19. yüzyıla kadar Meriç’in Ege Denizi’ne kadar uzanan bir suyolu olarak kullanıldığı bilinmektedir. Bu nedenle Meriç Nehri üzerinde kurulan köprünün her iki kıyısında da gemi, kayık ve sandalların yanaşabilmesi için kesme taşlardan rıhtımlar yapılmıştır. XVI. yüzyılda Meriç Köprüsü yanında İskelebaşı denilen yer, Edirne’nin limanı durumunda olan Enez ile bağlantılıydı. Mısır, Ege adaları ve İzmir’in ticarî malları, yemişleri ve hububatı gemilerle Enez’e gelir, buradan küçük gemiler vasıtasıyla nehir yolu ile İskelebaşı’na getirilirdi.
ÇİFT EJDER: Anadolu Selçuklu yapılarında görmeye alışık olduğumuz ejder figürleri yapının Edirne yönündeki, ikinci ayağında birinci boşaltma gözü üzerinde yer almaktadır. Kabartma tekniğindeki bu ejderler 48 cm kalınlığı olan bir kemer üzerinde karşılıklı ve simetrik olarak işlenmiştir. Burmalı gövdeleriyle boşaltma gözünün kemerini kalın bir halat gibi sarmakta ve gövdeler kemer ayaklarında son bulmaktadır. Ejderin koruyuculuk, ahenk, hareket, gökyüzü ve evren olarak nitelenebilecek çeşitli sembolik anlamları da vardır. Meriç/Mecidiye Köprüsü üzerinde yer alan çift ejder figürleri tasvir özellikleri bakımından Selçuklu örnekleriyle benzerlik göstermesine karşın, Selçuklu mimarisinde ejder figürünün köprülerdeki kullanımı oldukça nadirdir.
AY-YILDIZ: Meriç/Mecidiye Köprüsü’nün ikinci ayağındaki boşaltma gözünün sol üst köşesinde, kornişin hemen altında yer alan, yaklaşık 30x30 cm ölçülerinde kare formlu bir kesme taş üzerine kabartma tekniğinde işlenmiş bir ay-yıldız motifi görülmektedir. Sola dönük hilal şeklindeki bu ayın içinde altı köşeli bir yıldız bulunmaktadır. Ay-yıldız motifi İslam ve Türk kültüründe bir ideolojik sembol, bir bayrak ve Müslümanların “âlâmet-i fârikası” olarak bilinmektedir.
KUŞ TÜNEKLERİ: Köprünün üçüncü ayağı üzerindeki, boşaltma gözünün solunda yer alan, üst üste üç sıra halinde düzenlenmiş taş çıkmalarda ayrıca dikkat çekicidir. İnsanoğlundaki hayvan sevgisinin mimariye yansıyan bir göstergesi olan kuş evleri daha çok ev, cami, türbe, kütüphane, han, sukemeri, maksem ve çeşmelerin üzerinde yer almakta olup, köprülerde uygulanan örnekleri oldukça azdır. Birbirinden farklı figüratif taş süslemelere sahip olan Edirne Meriç/Mecidiye Köprüsü Osmanlı figüratif süsleme sanatı içinde çok önemli bir yere sahiptir. Osmanlı’nın Balkanlara ve Avrupa’ya açılan kapısı olan Edirne’de bir su yapısı üzerinde karşılaşılan bu süslemeler Osmanlı’nın zengin bir kültürel ve mimari mirasa sahip olduğunun da bir...
Read moreİlimiz Merkez İlçesi Karağaç Mahallesi'nde Meriç Nehri üzerinde bulunan halk arasında Mecidiye Köprüsü olarakta bilinen Meriç Köprüsü'nü tanımaya çalışalım... "Edirne İli, Merkez İlçe, Meriç Nehri üzerinde bulunan taş köprü yapısının yerinde daha önce ahşap bir köprü olduğu bilinmektedir. Sultan II. Mahmut’un Edirne ziyareti sırasında bu ahşap köprünün kâgir olarak yeniden inşasına karar verilmiş ancak 1833 (H:1249) yılında inşasına başlanan köprü mali nedenler ve sultanın ölümü nedeniyle yarım kalmıştır. Bugünkü köprü, oğlu Sultan Abdülmecit tarafından 1842-1847 (H. 1258-1263) yılları arasında inşa edilmiş olup mimarı belli değildir. Yapının inşasına ilişkin kitabelerden ilki II. Mahmud dönemine ait olup Pertev Paşa tarafından yazılan bir tamir kitabesidir. İkincisi ise şair Ziver Bey’in talik hattıyla yazılan Sultan Abdülmecid dönemindeki yeniden inşa kitabesidir. Bu kitabenin Yunanlıların Edirne’yi işgali sırasında yok edildiği bilinmektedir. Günümüzde ise bu kitabenin yerinde Hattat Mustafa Uğur tarafından aslına uygun olarak yazılan 1966 yılına ait bir başka kitabe yer almaktadır... İnşa tarihi nedeniyle bu yapı Edirne köprüleri arasında en geç tarihli olanıdır. Kesme taştan inşa edilen köprü on iki gözlüdür. Köprünün ayakları üzerinde ise yuvarlak kemerli on bir boşaltma/tahliye gözü bulunmaktadır. Köprü, 261 m uzunlukta olup, 7 m genişliğindedir... Meriç çevresi Osmanlı topraklarına katıldıktan sonra bu nehir üzerinde gemiciliğin teşvik edildiği ve 19. yüzyıla kadar Meriç’in Ege Denizi’ne kadar uzanan bir suyolu olarak kullanıldığı bilinmektedir. Bu nedenle Meriç Nehri üzerinde kurulan köprünün her iki kıyısında da gemi, kayık ve sandalların yanaşabilmesi için kesme taşlardan rıhtımlar yapılmıştır. XVI. yüzyılda Meriç Köprüsü yanında İskelebaşı denilen yer, Edirne’nin limanı durumunda olan Enez ile bağlantılıydı. Mısır, Ege adaları ve İzmir’in ticarî malları, yemişleri ve hububatı gemilerle Enez’e gelir, buradan küçük gemiler vasıtasıyla nehir yolu ile İskelebaşı’na getirilirdi... Köprünün ortasında mermerden bir seyir balkonu, karşısında ise yine mermerden bir kitabe köşkü yer almaktadır. Dört mermer paye üzerine oturan yuvarlak kemerlerin taşıdığı köşkün üzeri tonoz ile örtülüdür. Ön cephesinde iki mermer payeyle taşınan dikdörtgen alınlık içinde özgün olmayan 1966 tarihli inşa kitabesi yer almaktadır. Edirne’nin 19. yüzyılda inşa edilmiş Osmanlı dönemine ait son taş köprüsü olan yapı tarihi ve mimari özellikleri yanında ayakları üzerindeki figürlü kabartma taş süslemeleriyle de dikkati çekmektedir. Bunlar arasında yılan şeklindeki çift ejder figürü, uygulandığı dönem ve bir köprü üzerinde yer alıyor olması nedeniyle ayrı bir öneme sahiptir. Ayrıca kabartma şeklinde bir ay yıldız motifi ve üst üste üç sıra halindeki kuş tünekleri de yapıyı özel kılan diğer unsurlardır." şeklinde google'da açıklama mevcut olup günümüzde de eski tarihi yapısını koruyan bir köprümüz olup varlığı ile ilimize değer kalmaktadır... Her gün binlerce kişi tarafından kullanılan köprü halkımız tarafından gerekli değeri görmemekte olup tanıtımının yapılarak gelecek nesillere tarihi bilgileri ile aktarılmalı ve Meriç Köprüsü'nün giriş veya çıkış ayaklarının olduğu bir yere tarihi bilgilerini aktaracak bir yapı yapılarak Sanat ve Kültür Evi şeklinde kullanılması...
Read more