Erzurum il merkezinde yer alan külliye 970 (1562-63) yılında Erzurum Beylerbeyi Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami, mektep ve hamamdan oluşan külliyeye 1836-1839 yılları arasında bir muvakkithâne ilâve edilmiştir. Külliyenin Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde yer alan vakfiyesi 971 (1563-64) tarihlidir. 1694, 1721, 1836-1839, 1851, 1870, 1889, 1962 ve 1971 yıllarında camide onarımlar yapılmıştır. Külliyeyi oluşturan yapılardan mektep ve muvakkithâne günümüze ulaşmamıştır. Kesme taş malzeme ile inşa edilen cami kare planlı olup önünde beş birimli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Mukarnas başlıklı altı sütunun taşıdığı sivri kemerli açıklıklara sahip son cemaat yerinde birimlerin üzeri kasnaksız kubbelerle örtülmüş, geçişleri pandantiflerle sağlanmış olan kubbelerin içleri kalem işleriyle süslenmiştir. Mihrap ekseni üzerinde yer alan taçkapı 1870 yılında onarım görmüştür. İç içe silmelerden oluşan barok çerçeveli kapı mukarnaslı yaşmaklı olup altta basık kemerli açıklığa sahiptir. İki yanda altlı üstlü ikişer pencere arasında birer mihrap nişi bulunmaktadır. Alt sıra pencere üstlerinde sır altı tekniğinde kitâbeli çini alınlıklar dikkat çekicidir. Sağdaki mihrap nişi üzerinde üç parça halinde mermer levhaya yazılmış on dört satırlık bir kitâbe vardır. Sultan IV. Mehmed tarafından yazdırılan bu emirnâme 1080 (1669-70) tarihli olup çevrede çiftçilikle geçinen halkın vergilerinin kaldırıldığını bildirmektedir. 21,20 × 21,10 m. ölçüsünde kare planlı harim ortada bir kubbe, dört yönde birer yarım çapraz tonoz ve dört köşede birer küçük kubbe ile örtülmüştür. Sekizgen kesitli dört pâye sivri kemerlerle birbirine ve yandaki duvarlara bağlanmıştır. Ortada yer alan büyük kubbe 10,56 m. çapında olup dıştan sekizgen bir kasnağa sahiptir. 4,50 m. çapındaki köşe kubbeler kasnaksızdır. Kubbe ve tonoz içleri lotus, palmet, kıvrık dal, rûmî ve şakayık motiflerinden oluşan kalem işleriyle süslenmiştir. Çift sıra pencerelerle aydınlanan mekânda alt sıra pencere üstlerinde sır altı tekniğinde çini alınlıklar bulunmaktadır. Son cemaat yerindeki taçkapı dışında iki yanda yer alan birer kapı ile de harime bağlantı sağlanmıştır. Dikdörtgen bir çerçeve ile sınırlanan mihrap mukarnaslı yaşmaklı olup üzerinde 970 (1562-63) tarihli inşa kitâbesi vardır. Beş kenarlı mihrap nişinin üstünde de iki satırlık bir başka kitâbe mevcuttur. Yenilenmiş ahşap minberin bir özelliği yoktur. Mihrabın sağında yer alan pâyeye bitişik müezzin mahfili sekizgen planlıdır. İkiz sütunlarla taşınan mahfil XIX. yüzyıl eseridir. Harimin kuzeyinde duvara paralel olarak yerleştirilen ahşap mahfil oldukça basit ve sadedir. Güneydoğu köşesindeki kubbenin altında üçüncü bir mahfil bulunmaktadır. Önü sakıflı olduğu anlaşılan bir kapı ile bağlantılı olan ve paşa (bey) mahfili olarak adlandırılan bu mahfil hünkâr mahfili geleneğinde ele alınmıştır. Harimde ikisi kuzeyde kapının iki yanında, ikisi kıble duvarında olmak üzere dört adet kürsü vardır. Pencerelerden duvar içine yerleştirilen merdivenlerle ulaşılan bu kürsüler birer ahşap balkon gibi düzenlenmiştir. Sade görünümlü ahşap vaaz kürsüsü yenidir. Camiye vakfedilmiş olan şamdanlar girift bitkisel süslemeleriyle dikkat çeker. Harimin kuzeybatı köşesinde yer alan silindirik gövdeli minare iki renkli taş malzeme ile inşa edilmiştir. Son cemaat yerinde yarım daire şeklinde çıkıntı yapan minareye batı yönünde bulunan yan kapı içerisinden merdivenle...
Read moreLala Paşa Camisi; Erzurum'da Osmanlı Dönemi'nde yapılan ilk cami özelliği taşıyan yapı, burada inşa edilen diğer Osmanlı camilerine de model olmuştur. Kanuni Sultan Süleyman'ın komutanı, Kıbrıs fatihi, Sadrazam Lala Mustafa Paşa; Erzurum Beylerbeyi görevini yürüttüğü dönemde, 1562 yılında camiyi yaptırmıştır. Mimar Sinan'a ait olan eserin yanında bir saray, bir de sübyan mektebi yer almış, ancak bunlar günümüze kadar ulaşamamıştır.
Fotoğraf: Uğur Sağıroğlu
Lala Paşa Camisi; Şehzadebaşı, Sultan Ahmet Cami, Eminönü Yeni Cami ve Yeni Fatih gibi İstanbul camilerinde uygulanan plan tipinde, ancak onlardan hayli küçük ölçekli olarak inşa edilmiştir. Ortada dört paye ile taşınan merkezi kubbe, dört yanda sivri kemerlerle desteklenen yarım çapraz tonozlar, köşelerde de dört küçük kubbeden oluşan merkezi planlı bir örtü biçimine sahip olan caminin iç mekânını iki sıra halinde 28 pencere aydınlatmaktadır. Alt sıradaki pencere alınlıkları üzerinde bulunan çiniler, şehrin Ruslar tarafından işgal edilmesi sırasında atılan kurşunlarla zedelenmiştir. Yapının kitabesi, yuvarlak ve mukarnaslı olan mihrabın üzerinde yer almaktadır. Pencerelerde bulunan hadisler, hat sanatından eşsiz örnekler sunar. Kare kaide üzerine kurulmuş olan cami minaresi, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Beyaz taştan inşa edilen minare, kırmızı taşlı bileziklerle süslenmiştir. Caminin avlusunda, sekiz köşeli ahşap ve konik çatılı bir şadırvan yer almaktadır.
Fotoğraf: Uğur Sağıroğlu
Bu şadırvandaki sütunlar son derece güzel taş işçiliği ile bezenmiştir. Son cemaat yerindeki batı mihrabiyenin üzerinde, ters "T" şekilli mermer levhalar üzerine yazdırılmış ferman bulunmaktadır. 1670 yılında yazılan bu ferman IV. Mehmed’in halka vergi muafiyeti getirdiğini anlatmaktadır. Tamamı kubbe ile örtülü son cemaat yeri de sivri kemerlerle öne ve yanlara açık bir mimari üslup gösterir.
Kaynak: Erzurum Gezi Rehberi Kitabı Tablet...
Read moreErzurum Lala Mustafa Pasha Mosque, by Mustafa Pasha, who was an Ottoman statesman who served as the Grand Vizier and also known as "The Conqueror of Cyprus" because of his success during his reign in Cyprus in 1570 (due to the fact that he was a lala for Selim II during his martyrdom). It is an Ottoman work that was commissioned in 1562 when he served as the Beylerbeyi in Erzurum. It is one of the charitable works that Lala Mustafa Pasha had built in various parts of the empire with the wealth he obtained from...
Read more