Gümülcine’nin anıtsal camilerinden biri de Eski Camii’dir. Gümülcine balık hali yakınında yer alan cami, Eski Mahalle’de olduğu için bu adı almış. Oysa ki şehrin diğer büyük camisi Yeni Camii bu yapıdan 25 yıl önce yapılmış. Caminin güneyinde şehrin fatihi Gazi Evrenos Bey İmareti, kuzeyinde de yakın yıllarda yıktırılan tarihi hamam bulunuyor. Çarşı içinde 1608- 1609 yılında inşa edilen cami, 1678 ve 1854 yıllarında onarım görmüş. 1854 yılında Sultan Abdülmecit dönemindeki onarımda Yeni Camii gibi genişletilerek bugünkü görüntüsünü almış. Caminin tek kubbesi; İznik, Bursa, Edirne ve Amasya’daki erken dönem Osmanlı mimarisi örnekleri gbi kiremitle örtülmüş. Caminin haziresinde 4. Murad’ın torunu Mehmet Bey medfundur. Evliya Çelebi seyahatnamesinde caminin sağ tarafında bir sebil olduğunu yazar. Caminin 1912 Balkan Savaşı’na kadar tek şerefeli bir minaresi varmış. Bulgarlar, bu orijinal minareyi kaidesine kadar yıkmışlar ve çan kulesi haline sokarak camiyi kiliseye çevirmişler. Gazi Evrenos Bey Camii ve İmâreti gibi bu camiyi de soymuşlar, süslemelerini tahrip etmişler. Batı tarafındaki kapı üzerinde bulunan kitâbeyi kaldırmışlar, doğu tarafındaki hazirede 4. Murad’ın torunu Şehzade Mehmed’e ait üzeri kurşun kaplı, zarif kubbeli sanat eseri türbeyi yıkmışlar. Daha da ileri giderek mezarı kazmışlar, kemikleri toplayıp Sofya’da Bulgar Kralı Ferdinand’a göndermişler… Cami, 6 sene kilise olarak kalmış. 1919’da (Trakya’daki Fransız döneminin bitimine doğru) Trakya Yunanistan’ın hâkimiyetine geçmeden önce, o zamanki azınlık ileri gelenlerinin müracaatı üzerine Fransız Komutanı General Sharpi tarafından tekrar Türk Cemaatine geri verilmiş ve bugünkü iki şerefeli minare, eskisinin kaidesi üzerine o dönemde yükselmiş. Balkan Savaşı’nda Bulgarların yok ettiği iç süslemeler, 90 sene sonra 2002 yılında Batı Trakya Müslüman-Türk Azınlığı’nın katkılarıyla Kütahya çinileriyle...
Read moreHeyecan verici bir eser... Eski Câmi, Gümülcine’de eski adı Câmii Atik Mahallesi olan bölgede, günümüzdeki Gravias Sokağı’nda bulunmaktadır. Şehrin fethinden sonra inşa edilen câminin yapım tarihi bilinmemektedir. Eser, 1678, 1853 ve 1920 tarihlerinde onarılmıştır. Evliyâ Çelebi, câminin çarşı ortasında olup cemaatinin kalabalık olduğunu söylemektedir. Eski Câmi’nin ilk hâli; kare planlı, kubbeyle örtülü, kiremitli küçük bir yapıdır. 1853 yılında, Sultan Abdülmecid döneminde câmiye esas yapının iki misli büyüklüğünde, kiremit çatılı, iki katlı bir ek yapılmış ve câmi bugünkü hâlini almıştır. 1912’de şehri işgal eden Bulgarlar, Eski Câmi’nin tek şerefeli minâresini şerefesine kadar yıkmış ve câmiyi kiliseye çevirmişlerdir. Câminin batı tarafındaki kitâbeyi kırmışlar, doğu tarafındaki hazîrede bulunan Sultan IV. Murat’ın torunu Şehzâde Mehmet’e ait, üzeri kurşun kaplı zarif kubbeli türbeyi de yıktırmışlardır. Daha da ileri giderek mezarları kazıp kemikleri toplayarak Sofya’ya Bulgar Kralı Ferdinand’a göndermişlerdir. Bölge Fransız yönetimine (1919-1920) geçtiğinde, Türk azınlığın ileri gelenlerinin başvurusu üzerine eser tekrar kendilerine iade edilmiş ve yeniden câmiye çevrilmiştir. Câminin mevcut iki şerefeli minâresi de, o dönemde inşâ edilmiştir. Bakımlı ve iyi durumdaki Eski Câmi, günümüzde de...
Read moreExcellent living example of Islamic architecture and history in Thrace. Fortunately mosques such as this one remain and remind us of the complete history...
Read more