Şanlıurfa Karakoyun deresi efsanesi nedir? Urfa'da halk arasında anlatılan Hızmalıköprü efsanesi nedir diye merak edenler için araştırdık. Karakoyun deresi efsanesi ve hızmalı köprü efsanesini haberimizde okuyabilirsiniz!..
Yüzyıllarca önce kentin güneydoğusunda yoksul bir ana-oğul yaşamaktadır. Oğul Kasarcı Çayı’nda kasarcılık yapmaktadır. Günün birinde yöreye gelen bir derviş, birkaç gün delikanlıyı izledikten sonra: “Oğlum seni izledim. Görüyorum ki, çalışkan, dürüst bir insansın. Anladığıma göre dardasınız. Yakında ülkeme döneceğim, orası varlıklı bir yerdir. İstersen sen de benimle gel” der. Delikanlı anasına danışır, anası da oğlum yoksulluktan kurtulsun diyerek gitmesine izin verir. Derviş delikanlıyı tekkesine götürür, eğitir. Delikanlı birgün çarşıda güzel bir kız görür, ona aşık olur. Soruşturunca kızın Karakoyunlu Beyi’nin kızı olduğunu öğrenir. Yemeden içmeden kesilir. Derviş durumu öğrenince: “Üzülme, gider kızı isteriz” der. Ertesi gün saraya varır. Durumu Bey’e anlatır, Bey öfkelenir, ama saygısızlık olmasın diye sesini de çıkarmaz. Dervişe kırk gün içinde istediği hediye ve paralar getirilirse kızı vereceğini söyler. İstedikleri şeyler kırk günde tamamlanacak gibi değildir. Üstelik derviş de yoksuldur. Durumu öğrenen delikanlı üzülür ve günden güne erimeye başlar. Tam kırkıncı gün, delikanlı uyandığında tekke avlusunda kimin getirdiği bilinmeyen eşya ve altın yüklü katırlar görür. Koşup dervişe haber verir. Derviş gülümser. Alıp bunları Bey’e götürür. Çaresiz kalan Bey, kızını verir düğün-dernek kurulur.
Derviş delikanlıya, gerdeğe girmeden iki rekat namaz kılmasını, sonra da kendisi için dua etmesini söyler. Delikanlı başına geldiği bunca maceradan sonra öylesine mutlu ve coşkuludur ki, namazı kılar, ama derviş için dua etmeyi unutur. Dervişe dua etmediği için ertesi sabah uyandığında, kendini Kasarcı Çayı kıyısında bulur. Başından geçenler kensine bir rüya gibi gelir. Gidip başından geçenleri anasına anlatır. Yapacak birşeyleri yoktur ve eski yaşamlarına dönerler. Yeni gelin olan kız ise, uyandığında kocasını yanında göremeyince her yeri aratır, ama kimse izini bulamaz. Bu arada dervişte gitmiştir. Vakti gelince kızın bir oğlu olur. Çocuk biraz büyüyünce, hem gittiği yerlerde kocasını aramak, hem de hac görevini yerine getirmek için yola çıkar. Yolu üzerindeki Urfa’ya varır. Samsat Kapısı önüne çadır kurdururken, bağrışmalar duyar. Kentin ortasından gelen dere taşmış, evler sular altında kalmış ve kent büyük ölçüde zarar görmüştür. Bey kızı, birkaç yılda bir yinelenen su baskınından kenti kurtarmak niyetindedir. Hac parasını bu işe harcayacaktır. Tellallar çıkarıp halkı hendek kazmaya çağırır. Anasının isteğiyle, bizim delikanlı da hendek kazanlara katılır. Çalışmalar esnasında Bey kızının çocuğunu bir ağlama tutar, bir türlü susturulamaz. İşçiler oyalamak için kucağına alır, elden ele geçirirler. Çocuk babasının kucağına gelince susup, çevresine bakarak gülümser. Bey kızı delikanlıyı hendek işinden alır, çocuğu eğlemekle görevlendirir. Bu arada delikanlının anası, oğlunun bohçasını karıştırırken, altın sırma işlemeli düğün giysisini bulur: “Oğlum artık bu giysi bize yakışmaz. Onu, kente bunca iyiliği dokunan hanıma hediye edelim” der. Giysi, Bey kızının çadırına götürülür. Kız armağanı görünce, kendi el işlemesinden tanır ve hemen getirenin bulunmasını emreder. Delikanlıyı getirirler. Görür görmez birbirlerini tanıyan iki sevdalı birbirlerine kavuşurlar. Bu arada hendek tamamlanır. Derenin yatağı değiştirilerek, sel baskını tehlikesi önlenmiştir. Ardından dere üzerine bir de köprü yapılır. Sonraki yıllarda köprü yıkılırsa, yerine yenisi yapılabilsin diye Bey kızı, köprü ayaklarından birinin altına, altın hızması ile değerli taşlarını gömdürür. O günden sonra derenin adı Bey kızının soyunun isminden dolayı Karakoyun Deresi, köprünün adı da ayağındaki hızma nedeniyle Hızmalı Köprü olur. Bey kızı ile delikanlı burada mutlu bir yaşam sürer, öldüklerinde de Karakoyun Deresi...
Read moreBir zamanlar Urfa şehrinin güneydoğusunda yoksul bir ana oğul yaşarmış. Oğul kazancılık yaparmış. Bir gün buraya gelen bir derviş, gencin çalışkan ve dürüst olduğunu anlamış. Fakir olduğunu da düşünerek 'Yakında ülkeme döneceğim orası zengin bir yerdir. İstersen sende benimle gel' diye teklifte bulunmuş. Anasına danışan delikanlı izin almış…
Derviş onu ülkesine götürmüş, eğiterek yetiştirmiş. Günün birinde delikanlı çarşıda bir kızı görüp ona sevdalanmış. Bu kız Karakoyunlu Beyi’nin kızıymış. Öğrenince ümidini yitirip hastalığa yakalanmış. Yemeden, içmeden kesilmiş.
Derviş “Oğlum ümitsizlenme gider isteriz” demiş. Saraya varmış, Bey öfkelenmiş ama belli etmemiş. Dervişe yapamayacağı bir teklifte bulunmuş. Kırk gün içinde çeşitli paralar, armağanlar getirmesini istemiş. Yoksul olan dervişin bu teklifi kırk günde tamamlaması imkânsızmış. Teklifi öğrenen genç günden güne erimeye başlamış…
Bey’in verdiği kırk gün dolduğunda dervişin tekke avlusunda mal ve altın yüklü katırları gören genç hemen dervişe haber vermiş. Alıp Bey’e götürmüşler. Sözünde duran Bey kızını bu delikanlıya vermiş. Düğün, dernek kurulup evlenmişler. Derviş, gerdek gecesi delikanlıya iki rekât namaz kılmasını ve kendisi için de dua etmesini söylemiş. Delikanlı namaz kılmış ama ona dua etmeyi unutmuş. Sabah olunca delikanlı kendisini kendi memleketindeki Kasarcı çayı kıyısında bulmuş. Başından geçenleri anasına anlatmış ve eski hayatlarını devam etmişler.
Gelin uyanınca kocasını yanında görememiş. Her tarafı aratmış ama bulamamış. Dervişte kaybolup gitmiş. Gelinin vakti dolunca bir oğlu olmuş, hem kocasını aramak hem de Hac görevini yapmak üzere yola çıkmış. Şanlıurfa’ya ulaşmış. Samsat kapısı önünde çadır kurdurmuş. Bağrışmaları, acıyla haykıran insanları duymuş. Şehrin ortasından geçen derenin taştığını evlerin sular altında kaldığını öğrenmiş. Şehri su baskınından kurtarmak için Hacca gitmekten vazgeçmiş. Hac parasını bu işe harcamayı düşünmüş. Tellallar çağırtıp halkı hendek kazmaya yöneltmiş.
Anasının isteği ile o delikanlı da hendek kazmak için buraya gelmiş. Bey kızının çocuğunu bir ağıt tutmuş, bir türlü susturamamışlar. Oyalamak isteyen işçiler çocuğu kucaklarına almışlar. Elden ele dolaşan çocuk babasının eline gelince susup, gülmeye başlamış. Bey kızı delikanlıyı hendek görevinden alıp çocuğu avutmakla görevlendirmiş. Delikanlının anası oğlunun bohçasında altın sırma işlemeli düğün elbisesini bulmuş. Bunu kendisine iyiliği dokunan bu hatuna hediye vermek istemiş. Bey kızı bu hediyeyi görünce kendi el işlemeli elbisesini tanımış, bu delikanlının kaybolan kocası olduğunu anlamış ve böylece birbirilerine tekrar kavuşmuşlar.
Kazılan hendek tamamlanmış. Derenin yatağı değiştirilmiş, taşkın tehlikesi önlenmiş. Buraya bir köprü yapılmış. Köprü yıkılınca yerine yenisi yapılabilmesi için köprünün temeline Bey kızı altın hızması ile değerli taşlar gömdürmüş. Bu dereye daha sonra Karakoyun deresi, bu köprüye de Hızmalı Köprü denilmiştir.
Delikanlı ile Bey kızı öldüklerinde bu derenin kıyısına...
Read moreHızmalı Köprü, Şanlıurfa'nın tarihi dokusunu yansıtan önemli yapılarından biridir. Karakoyun Deresi üzerinde yer alan bu köprünün yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, halk arasında dolaşan efsaneler ve mimari özellikleri, köprünün tarihi önemini artırmaktadır. Tarih ve Efsaneler: Köprünün ne zaman yapıldığına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Halk arasında yaygın olan bir efsaneye göre, Karakoyunlu Türk Beyliği hükümdarının kızı Sakine Sultan, Hac yolculuğu sırasında Urfa'ya uğramış ve bu köprüyü yaptırmıştır. Efsaneye göre, Sakine Sultan, köprünün sağlam olması için temeline altın hızmasını koydurmuştur. Bu nedenle köprü, "Hızmalı Köprü" olarak anılmaktadır. Mimari Özellikler: Köprü, Karakoyunlu mimarisinin izlerini taşımaktadır. Kesme taş ve moloz taş kullanılarak inşa edilmiştir. Orta kısmında sivri kemerli bir gözü bulunmaktadır. Kemerin yanında tahliye açıklıkları yer almaktadır. Köprünün yapıldığı ilk dönemlerde su kemeri olarak da kullanıldığı bilinmektedir. Gizli su kanallarına sahip olan köprü, yapıldığı ilk dönemde su kemeri olarak da kullanılmıştır. Günümüzdeki Durum: Hızmalı Köprü, günümüzde Şanlıurfa'nın önemli tarihi eserlerinden biridir. Köprü, Karakoyun Deresi üzerinde yer almakta ve şehrin tarihi dokusuna katkıda bulunmaktadır. Şanlıurfa'yı ziyaret eden turistlerin ilgisini çeken önemli bir yapıdır. Hızmalı Köprü, tarihi ve mimari özellikleriyle Şanlıurfa'nın önemli...
Read more