yüzyılda Rüstem Paşa'nın kethüdası (muhtarı) Mehmet Bey'in ölümünden sonra onun ruhu için Mimar Sinan'a yaptırılan caminin asıl adı Mehmet Bey Camii idi. Günümüze hiçbir izi kalmamış olan bu ilk cami, tek bir yapı olarak değil, zaviye, misafirhane, muvakkithane, kütüphane, çeşme, kenifler, şadırvan ve mezarlık (hazire) ile birlikte inşa edilmişti.[1] Bu yapılar günümüze gelememiştir.
Türkçe kitabesine göre cami ilk inşasından sonra çeşitli dönemlerde yanmış, yıkılmış, harap olmuştur. İlk olarak 1719 yılı depreminde kubbesi çöken cami, kiremit çatılı olarak aynı konuma yeniden yapıldı. 1756 yılında çıkan yangında zarar gördü ve yerli halktan Hacı Halil Ağa'nın desteğiyle yeniden inşa edildi. 1836 yılından çıkan bir yangın sonucu tekrar yok olan yapı, Kaptan-ı Derya Ahmed Fevzi Paşa tarafından yeniden inşa edildi ve bu tarihten sonra Fevziye Camii adını aldı.
Fevziye Camii, 1894 depreminde büyük ölçüde zarar gördü ve II. Abdülhamid'in emriyle yıktırılarak duvarları taş- tuğla olmak üzere tekrar inşa edildi; 1898 yılında ibadete açıldı.
Son olarak 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde çok ağır hasar alarak kullanılamaz hale gelince yeniden inşa edilmek üzere bir kez daha tamamen yıkıldı. 2002 yılında tekrar temeli atıldı ve 30 Ocak 2004 tarihinde ibadete açıldı. Cami günümüzde hala kullanılmakta olup ziyarete açıktır. Yanındaki toplam on bin metrekarelik alanda yapılan Fevziye Camii Parkı, içinde doğal dere görüntüsünde göl, su kemeri, köprü, oturma grupları, yürüyüş yolları ve kafeteryaları olan bir dinlenme tesisi olarak...
Read moreFevziye Camii ve müştemilatı, 1571 yılında Mehmet Bey isminde bir zat tarafından yaptırılmış olup, ilk inşaası Mimar Sinan tarafından gerçekleştirilmiştir. Mehmet Bey’in Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı olduğunu Tuhfetü’l-Mimarin adlı eserden anlamaktayız.Fevziye Camii, 1719 yılında 17 Ağustos depremi gibi merkez üssü bölgemiz olan depremde, büyük ölçüde yıkılmış ve yeniden inşaa edilmiştir. Camii, 1757 yılında çıkan bir yangında tamamen yanmış, kısa bir zaman sonra İzmit Ahalisinden Hacı Halil Ağa, camii yeniden inşaa ve ihya eylemiştir. Bir müddet sonra çıkan bir yangında camii yeniden yanmış ve Kaptan-ı Derya Ahmet Fevzi Paşa tarafından yeniden inşaa ettirilerek 1836 yılında Sultan II. Mahmut tarafından ibadete açılmıştır. 10 Temmuz 1894 tarihinde vuku bulan depremde Fevziye Camii büyük ölçüde zarar görmüş ve Sultan 2. Abdülhamid’in emri ile, camii tamamen yıktırılarak duvarları taş ve tuğla olmak üzere yeniden yaptırılmıştır. Kayıtlara göre caminin yıkımı dört hafta sürmüş, inşaası Ağustos 1897 de başlayıp Temmuz 1898 de bitirilerek Sultan 2. Abdülhamid Han’ın cülüs günü...
Read moreBu caminin başka bir yerde göremeyeceğinizi düşündüğüm bir özelliği var. Caminin en sağ ve en öne gelen uç noktada, yarım kat aşağıya inen bir merdiven ve o alt katta bir kişinin namaz kılacağı kadar bir yer var. Ve buranın üstünde de bir kapak var. Örneğin; öğle namazında, kapak açılıyor ve cemaatten bir kişi ilk sünneti ve farzı (imama uyarak) burada kılıyor. Sonra, son sünnette, cemaatten bir iki kişinin yardımıyla yukarı çekiliyor, kapak kapatılıyor ve kapağın üstünde son sünneti kılıyor. Ordayken nedenini anlayamamıştım; sonra araştırıp öğrendim. O kişi, alt katta da namaz kılanlar olduğu için; farz namazlarında cemaatte süreklilik olması amacıyla oraya iniyor. O farklı kot, bu amaçla yapılmış. Yapımından bugüne kadar emeği geçenlerden Allah...
Read more