Bu hoşgörüsüzlüğün nedenini anlamıyorum. Yorumlarım siliniyor ve yayımlanmıyor... Akka'nın en büyük camisi olup Osmanlı Valisi Cezzâr Ahmed Paşa tarafından medrese, hamam, çeşme ve sebil gibi eserlerle birlikte 1781-82 yılında yaptırılmıştır. Sultan 2. Abdülhamit döneminde 1897’de büyük bir onarım geçirmiştir. Medrese, kütüphane, şadırvan ve türbe ile birlikte külliye düzeni göstermektedir. Külliyeyi yaptıran Cezzar Ahmet Paşa, Boşnak kökenli olup, 1804 yılında vefat etmiş ve cami bitişiğindeki türbesine defnedilmiştir. Paşa, gösterdiği başarılı hizmetlerden dolayı Vezir rütbesi verilerek Sayda ve Şam Valisi olarak görevlendirilmiştir. Kendisi Akka'da ikamet etmiştir. Bu görevleri esnasındaki faaliyetleriyle, bu topraklarda merkezî idareyi kuvvetlendirmek isteyen Osmanlı Devleti'ne genel olarak bağlı kalıp, nüfuzunu artırmış ve karışık bir sosyal yapıya sahip ve iktisadî bakımdan son derece önemli olan bu geniş bölgeyi, otuz yıl gibi uzun bir süre idare etme başarısını göstermiştir. Boşnaklar, Arnavutlar ve Kuzey Afrikalılar’dan teşkil ettiği ordusuyla, kendine bağlı güçlü bir askeri kuvvet oluşturan Cezzâr Ahmet Paşa, Akkâ, Sayda ve Beyrut’ta ticarî faaliyetleri kontrolü altına almış, çok gelir getiren ve Avrupalı tüccarların gözde malları olan pamuklu, hububat ve ipekli ticaretini tekeline geçirmiştir. Bu iktisadî güç siyasî kudretinin de anahtarı olmuş ve onun bu faaliyetleri özellikle Fransızlar’ı çok ürkütmüştür. Mısır’ı işgal eden Napolyon’un bu hareketine büyük bir tepki gösteren Osmanlı Devleti, yapılan müzakereler sonucu, Mısır’ı çok iyi tanıyan Cezzâr’ı Mısır Seraskeri olarak tayin edip, asker ve cephane ile takviye etmiştir. Mısır’da sıkışan Napolyon Bonapart, Suriye’yi de istila etmek için 10 Şubat 1799 günü harekete geçmiştir. Bölgede ilerleyen Napolyon Bonapart, El’ariş’i sekiz gün muhasaradan sonra 20 Şubat 1799’da ele geçirmiş ve burada Suriye halkını aldatmak için bir genelge dağıtmıştır. İleri hareketine devam eden Napolyon, 24 Şubat 1799’da Gazze’yi, beş günlük kanlı savaşlar sonunda ise Yafa’yı almış ve buradaki çarpışmalarda esir aldığı 4000 OSMANLI ASKERİNİ İDAM ETMİŞTİR. Yine YERLİ MÜSLÜMAN HALKI KATLETMİŞ ve bölgede Fransa aleyhinde büyük bir nefretin uyanmasına sebeb olmuştur. 19 ve 20 Mart 1799’daki hücumlarla başlayan Akkâ muhasarasında Cezzâr Ahmet Paşa, Fransızlara şiddetle ve kahramanca karşı koymuştur. Kuşatmada yeni kurulmuş Osmanlı Nizâm-ı Cedîd askerine mensup 3000 kişilik bir kuvvet Akkâ’da bulunduğu gibi, İstanbul’dan da donanma ile yeni askerî kuvvetler gönderilmiştir. Birbiri ardınca yaptığı saldırılardan bir sonuç alamayan Bonapart, Cezzâr Ahmed Paşa'nın bu eşsiz savunması karşısında şaşkına dönmüş ve Müslümanların bu olağanüstü müdafaasını kıramayacağını anlayınca, 64 gün süren muhasaradan sonra bir akşam üstü karanlığından faydalanarak, üzüntülü bir şekilde çekilmeye başlamıştır. Çünkü Akka önünde iki şöhretli generalini ve binlerce Fransız askerini kaybetmiştir. Ayrıca bir çok yaralı askerini ve ağırlıklarını taşımak çök güç olduğundan, cephanesini ve toplarını toprağa gömüp, YARALI ASKERLERİNİ ZEHİRLEYEREK Akka’yı terketmiştir. Böylece Yafa’da yaptığı insanlık dışı katliama, kendi kanını taşıyan ve kendisi uğrunda canlarını feda etmeye çalışan askerlerini öldürterek barbarlığına bir yenisini daha eklemiştir. Buna karşılık Cezzâr Ahmed Paşa, aldığı 1500 Fransız esirine insanca muamele edip yaralarını sarmış ve onları serbest bırakmıştır. Bu vesileyle, Sühedayı ve Paşamızı rahmet ve...
Read moreAkko is one of the world´s oldest city therefore, if you happen to be in Israel, a visit to this stunning place is a must!
The town has an Arabic looking, with the majority of the inhabitants being of Arabic culture.
This spectacular Mosque is very recognizable, since its tower sticks out from the old town skyline. To enter you gotta pay a little fee of 2€. Once inside there´s an option to hire a guide that will explain you everything you need to know about this amazing...
Read moreيقع المسجد في مدخل مدينة عكا من الجهة الشمالية، بني خلال الحكم العثماني في عام 1781، ويقع في طرف المدينة القديمة لعكا من جهتها الشمالية، في حين تبلغ مساحته نحو 4 دونمات، علما أنّ الدونم يساوي 1000 متر مربع. المسجد مثال ممتاز للهندسة المعمارية العثمانية، والذي تضمّن كلاً من الأساليب البيزنطية والفارسية، وعند الوصول إلى الجامع يشاهد عند مدخله (ماء سبيل) رممه سليمان باشا، وكان قد أقامه أحمد باشا الجزار. عند الصعود يوجد عدد من الدرجات، يتم الدخول إلى ساحة واسعة بعضها مبلط، كما تحتوي على أشجار السرو والنخيل العتيق. وفي مركز الساحة يشاهد بناء له قبة خضراء، وبالقرب منه بئر ماء ومزولة من الجهة الغربية، حيث دفن فيها أحمد باشا الجزار، وبجانبه خليفته سليمان باشا الذي مات سنة 1819م. لقد أتم أحمد باشا الجزار بناء المسجد سنة 1782م، أما الغرف الصغيرة الموجودة في داخل المسجد فقد كان يسكنها طلاب العلم أيام وجود المدرسة الإسلامية(حتى سنة 1948) في المسجد، أما حجارة المسجد فقد جُلبَتْ من خرائب قيسارية وعتليت، وقد تم ترميم المسجد حديثًا، يحيط بالساحة الوسطية رواق كبير كان حتى عام 1948، يشمل المدرسة الأحمدية في ركنه الجنوبي الشرقي، والمكتبة الأحمدية في ركنه الشرقي الشمالي. تقول لجنة أمناء الوقف الإسلامي في عكا إن "مدرسة الأحمدية كانت تعتبر من أشهر المدارس في العصر العثماني وبقيت تؤدي رسالتها حتى عام 1948 حيث أغلقت أبوابها وتوقفت عائداتها الوقفية لما طرأ عليها من ظروف الحرب والاحتلال". أما المكتبة الأحمدية فكان يُطلق عليها هذا الاسم "نسبة إلى مؤسسها وموقفها أحمد باشا الجزار، وكانت من أشهر وأهم المكتبات الإسلامية في العالم لما تحتويه من مخطوطات...
Read more