Bursa'nın manevi büyükleri: Emir Sultan ve Üftade Hazretleri
Evliya Çelebi'nin "Üzerinde nur dolaşan ruhaniyetli bir şehirdir" diye bahsettiği Bursa'da yaşamış İslam alimleri Emir Sultan ve Üftade Hazretleri'nin cami ve türbeleri, yurt içi ve yurt dışından gelen ziyaretçileri manevi atmosferiyle etkiliyor. 💐💐🌹🌹💐💐🌹🌹💐💐🌹🌹💐💐 Evliya Çelebi'nin "Üzerinde nur dolaşan ruhaniyetli bir şehirdir" diye bahsettiğiBursa'da yaşamış, kentin manevi direkleri arasında gösterilen İslam alimleri Emir Sultan ve Üftade Hazretleri'nin cami ve türbeleri, manevi atmosferiyle yurt içinden ve dışından gelen ziyaretçilerde etki bırakıyor. 🍃🌹🍃🌹🍃🌹🍃🌹🍃🌹🍃🌹
Üftade Hazretleri Türbesi ve Camii
Bursa'nın Araplar Mahallesi'nde 1490'da dünyaya gelen Üftade Hazretleri'nin adı Mehmed, lakabı da Muhyiddin olarak biliniyor. Bursalı ünlü sufi, yazar ve halk şairi Üftade Hazretleri, tasavvuf hayatına Hızır Dede'nin müridi olarak başladı. 🍃🍃💐🍃🍃🌹🍃🍃💐🍃🍃🌹🍃🍃
Gençlik yıllarında Ulu Camii ve Doğan Bey Mescidi'nde fahri müezzinlik yaparken Ulu Camii'nin vakfını yöneten mütevellinin takdir ettiği ücreti aldığı günün gecesi rüyasında şeyhi Hızır Dede'nin "Mertebeden üftade oldun (düştün)" hitabına maruz kalan Üftade Hazretleri, maaşı terk ederek üftade ismini daha sonra yazacağı şiirlerde mahlas olarak kullandı. Bu isim o kadar yaygınlaştı ki esas ismi unutuldu, mahlasıyla anılır oldu. Kanuni Sultan Süleyman ve devrin ileri gelenlerinin Üftade Hazretleri'ne büyük saygı göstererek, onun duasını aldıkları biliniyor. 🍃🍃🍃🍃💐🍃🍃🍃🍃💐🍃🍃🍃🍃 İnşa ettirdiği cami ve tekkede irşad faaliyetini sürdürürken 1529-1536 yıllarında Emir Sultan Camii hatipliğine tayin edilen Üftade Hazretleri, bu görevi vefat ettiği 1580 yılına kadar sürdürdü. 1579 yılında Üftade Hazretleri tarafından yaptırılan Üftade Camii, 1855 depreminde büyük zarar gördü ve 1859'da onarıldı. 🍃🍃🍃🍃🌹🍃🍃🍃🍃🌹🍃🍃🍃🍃 Caminin yanında bulunan türbede ise Üftade Hazretleri ile çocuklarından Mustafa, Mehmet, Hayrettin ve Ahmed'in mezarlarının yanında müritleri ve tekke şeyhlerine ait 19 sanduka bulunuyor. Türbede, Sultan Abdülmecid'in 1845'te Bursa'yı ziyaretinde hediye ettiği bir Kabe örtüsü yer alıyor. 💐🍃🍃🍃💐🍃🍃🍃💐🍃🍃🍃💐 Uludağ sırtlarında, Kestanelik bölgesinde yer alan Üftade Tekkesi de Üftade Mehmed Muhyiddin Hazretleri tarafından inşa ettirildi. 16. yüzyıl yapılarından olan tekke birçok kez onarım gördü. En son Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan restorasyonun ardından burada Üftade Hazretleri'nin hırka, yelek, baston, asa, takunya, kap kacak, takke gibi bazı eşyaları sergileniyor.
Üftade Tekkesi'nde cami, semahane, harem, çilehane ve çeşme bulunuyor.
"Burası aşıklar makamı"
🌹🌹🌹💐💐💐🌹🌹🌹💐💐💐🌹🌹 Osmanlının kuruluş devrinde yaşayan, tefsir, hadis, kelam alimi ve mutasavvıf Emir Sultan'ın asıl ismi Muhammed bin Ali el Hüseyni el-Buhari, lakabı da Şemsüddin olarak biliniyor. 💐💐🌹🌹💐💐🌹🌹 Buhara'da 1368 yılında doğan ve 1430 yılında ise veba hastalığından Bursa'da vefat eden Emir Sultan'ın türbesi, kendi ismiyle anılan caminin yanında bulunuyor. 💐💐🌹🌹💐💐🌹🌹 Üç Osmanlı sultanı döneminde yaşayan Emir Sultan'a Buhara'da doğduğu için Muhammed Buhari, peygamber soyundan geldiği için Emir Buhari, gönülleri fethettiği ve Yıldırım Bayezid'in damadı olduğu için de Emir Sultan deniyor. 🌹🌹💐💐🌹🌹💐💐 Bir padişah külliyesi olmayıp "Sultan Külliyesi" olarak da anılan yerde, dini günlerde mevlit okutulurken, özellikle Bursalılar sünnet ve düğünlerinden önce külliyedeki türbeyi ziyaret edip dua ediyor. Hem manevi hem de sahip olduğu tarihi dokusuyla Emir Sultan Külliyesi, Türkiye genelinde en çok ziyaret edilen cami ve türbeler arasında ilk...
Read moreÜftade hazretleri cami Bursa'nın manevi merkezlerinden biri olarak, Osmanlı döneminde inşa edilmiş bir külliye yapısının parçasıdır. Üftade Tekkesi, cami, semahane, harem, selamlık ve çilehaneden oluşan bir kompleks olarak tasarlanmış, ancak günümüze cami, semahane, harem ve çilehane bölümleri ulaşmıştır. 16. yüzyılda inşa edilen bu yapı, Celvetiyye Tarikatı’nın piri Üftade Hazretleri’ne ve onun müridi Aziz Mahmud Hüdâyî’ye ev sahipliği yapmıştır. Mimari sadeliğiyle dikkat çeken cami, Osmanlı mimarisinin süslemelerden çok manevi derinliğe odaklanan yönünü yansıtır. Küçük ama etkileyici bir avluya sahip olan cami, tek minareli yapısıyla mütevazı bir duruş sergiler. İç mekândaki ahşap detaylar ve sade çiniler, ziyaretçilere huzur veren bir atmosfer sunar.Türbe, Üftade Hazretleri’nin 1580 yılında vefatından sonra inşa edilmiştir ve Bursa’da en çok ziyaret edilen manevi merkezlerden biridir. Türbenin içinde, Üftade Hazretleri’nin sandukası ve ona ait bazı kişisel eşyalar sergilenir. Tekke, 1925’te tekkelerin kapatılmasına kadar aktif bir şekilde hizmet vermiş, sonrasında Üftade Hazretleri’nin torunları tarafından ikametgâh olarak kullanılmıştır. Günümüzde müze olarak restore edilen tekke, Üftade Hazretleri’nin kıyafetleri ve Aziz Mahmud Hüdâyî’nin ciğer sattığı sopa gibi eşyalarıyla ziyaretçilere geçmişin izlerini taşır. Bu mekân, adeta bir zaman tüneli gibi, ziyaretçileri Osmanlı’nın manevi dünyasına götürür.Camii ve türbenin bulunduğu alan, Bursa’nın ruhunu anlamak isteyenler için vazgeçilmez bir durak. Burada geçirilen bir an, sadece taş ve ahşabın değil, aynı zamanda yüzyıllar öncesinden gelen bir hikmetin izlerini taşıyor. Sessiz bir bahçede, Üftade Hazretleri’nin dizeleriyle yankılanan bir ilahi, insanın ruhuna dokunuyor: “Hakka âşık olanlar, Zikrullahtan kaçar mı?”
Üftade Hazretleri, asıl adıyla Mehmed Muhyiddin, 1495 civarında Bursa’nın Araplar Mahallesi’nde dünyaya geldi. Babası Manyas’tan Bursa’ya yerleşen Mehmet Efendi, annesi ise Hamamlıkızık köyünden bir kadın olarak bilinir. Üftade, çocuk yaşta ipek tüccarının yanında çalışırken bir yandan da medrese eğitimine devam etti. Güzel sesiyle Ulu Camii ve Doğan Bey Mescidi’nde ezan okudu, ancak bir rüyada “Mertebenden üftâde oldun” (düştün) uyarısını alınca maaşı terk ederek “Üftâde” mahlasını benimsedi. Bu isim, “düşkün” ve “âşık” anlamlarıyla onun tevazu ve Allah sevgisini yansıtır.Üftade, Bayramiyye Tarikatı’na bağlı Hızır Dede’nin müridi olarak tasavvuf yoluna adım attı ve sekiz yıl boyunca ona hizmet etti. Hızır Dede’nin vefatından sonra, tarikat silsilesi Hacı Bayrâm-ı Velî’ye uzanan bir yolda ilerledi. Celvetiyye Tarikatı’nın temellerini atan Üftade, seyrüsülûk usulünde “celvet” (toplum içinde zikir ve ibadet) anlayışını benimseyerek bu tarikatın piri sayılır. Zühd ve takvâsıyla tanınan Üftade, haramlardan kaçındığı gibi bazı helâllere bile iltifat etmeyerek dünya malına sırt çevirdi. Kanûnî Sultan Süleyman’ın onu İstanbul’a davet ettiği, ancak tekkesine köy vakfetme teklifini reddettiği rivayet edilir; bu, onun “târik-i dünyâ” (dünyayı terk eden) duruşunu gösterir.Üftade’nin eserleri, onun edebi ve manevi derinliğini ortaya koyar. Divan’ında, Yûnus Emre tarzında sade ve ârifane şiirler yer alır; bazıları ilahi olarak bestelenmiştir. Vâkıʿât-ı Üftâde, Aziz Mahmud Hüdâyî tarafından derlenen ve Üftade’nin sohbetlerini içeren temel bir kaynaktır. Bu eser, Celvetiyye’nin prensiplerini anlamak için önemli...
Read moreEşimle 1 günümüz Bursa'da nasıl geçti? Önce Tophane'de Osman Gazi ve Orhan Gazi'nin kabrini ziyaret ettik. Saat kulesini iyice gezdik, fotoğraflarımızı çektik, şehir manzarasını seyrettik. Tam çıkarken Osman Gazi'nin kabrinin önünde saygı nöbeti tutan askerlerin nöbet değişim vaktine denk geldik, onu izledik, çok güzeldi. Tophane'den çıkıp Üftade hazretlerinin kabrini ziyaret ettik, camiyi gezdik. Sonra Mevlevihane tabelasını takip edip Mevlevihane'ye ulaştık. Restorasyonu beğendik. Mevlevihane içindeki müzeyi gezdik. Balmumu heykelleri, kıyafetler, tesbihler ve bir çok şahane eserin bulunduğu müze görülmeye değer. Sonra öğle vaktini Ulu Camii'de kılmak için koyulduk yola. Ulu Camii içindeki şadırvanı ile, büyük hat levhaları ile, büyüleyici atmosferi ile insanı bambaşka diyarlara taşıyor. Ulu Camii'den sonra çarşı içinde soluklanabileceğimiz bir yer arayışına girdik. Büyüleyici kapısından içeri girdiğimiz Koza Han çok kalabalık olduğu ve oturacak yer bulamadığımız için hemen hızlıca bir turlayıp hemen karşısında bulunan Fidan Han'a geçtik. Burası da aynı güzellikte olmakla beraber daha sakindi. Burda fincanda pişen isli kahvemizi içip tekrar yola koyulduk. Çokça övülen Mahir Usta'nın pideli köftesini denemek için Yeşil Pideli Köfte'ye vardık. Burda hem pideli köfte hem de islender denedik. Gerçekten de övüldüğü kadar varmış, çok lezzetliydiler. Karnımız da duyduğuna göre gezmeye devam edebiliriz. Tarihi Irgandı Köprüsünün üsten geçerken el sanatları atölyelerini ziyaret ettik. Köprünün altına inip fotoğraf çekinmeyi de ihmal etmedik. Rotamızı Yeşil Türbe'ye çevirdik. Türbeye varmadan ikindi ezanı okununca önce Yeşil Camii'ye girdik. Eşsiz çinilerle süslenmiş mihrap bizi bizden aldı. Ters T şeklinde eski Osmanlı mimarisi ile yapılmış caminin içindeki şadırvanı da dışındaki şadırvanı da çok beğendik. Mermeri öyle sanatlı bir şekilde oymuşlar ki hayran kalmamak ve hayret etmemek mümkün değil. Namazı eda ettikten sonra Yeşil Türbe'ye geçip medfun Sultan Mehmet Çelebi'yi ziyaret ettik. Yeşil Türbe içindeki mihraptan gözlerimizi alamadık. Günün yorgunluğu üstümüze çökerken Emir Sultan Hazretlerini ziyaret için yolumuza devam ettik. Emir Sultan Hazretlerinin kabrini ziyaret ettik, duamızı okuduk ve caminin hemen yanında bulunan banklara oturarak şehir manzarası eşliğinde güzel günümüzü değerlendirip kendimizi dinlenme...
Read more