HTML SitemapExplore
logo
Find Things to DoFind The Best Restaurants

Hamid-i Evvel Camii — Attraction in Üsküdar

Name
Hamid-i Evvel Camii
Description
Nearby attractions
İBB Beylerbeyi Parkı
Beylerbeyi, Beylerbeyi Parkı İçi Yolu, 34676 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Beylerbeyi Hasip Paşa Yalısı
Beylerbeyi, 34676 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Gazi Amiral Yavuz Yüksekdağ Çengelköy Havuzbaşı Parkı
Çengelköy, Park İçi Yolu No:6, 34680 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Nakkaştepe National Garden
Kuzguncuk, Gümüşyolu Çk Sk No:4, 34674 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
MEMORY JULY 15 MUSEUM
Beylerbeyi, Nevnihal Sk. No:12, 34674 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Çengelköy Manzara İskele
Çengelköy, Albay Hüsamettin Ertürk Sk. No:7, 34680 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Çengelköy İskele Meydanı
Çengelköy, 34680 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Nearby restaurants
Çeșmidil Cafe & Restorant
Beylerbeyi, İskele Cd. No:2, 34676 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Suppa Cafe & Lounge Beylerbeyi
No:, Beylerbeyi, Beylerbeyi İskele Cd. No:3, 34676 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Villa Bosphorus
Beylerbeyi, Beylerbeyi İskele Cd. 18 A D:18 A, 34676 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Beylerbeyi Kuzu Kokoreç
Beylerbeyi, Yalıboyu Cd. No:72, 34676 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
KUZUBOSPORUS
Beylerbeyi, Beylerbeyi Çamlıca Cd. No: 14/1, 34674 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Beylerbeyi Tike Restaurant
Beylerbeyi, Beylerbeyi İskele Cd. No:19/A, 34676 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
البوسفور
Beylerbeyi, Beylerbeyi İskele Cd. No:2, 34676 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Redibu Cafe & Restaurant
Beylerbeyi, Beylerbeyi Kavşağı No:13, 34676 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Beylerbeyi Doğa Balık & Kahvaltı
Beylerbeyi, Yalıboyu Cd. No:36, 34660 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Beylerbeyi Sarayı Cafe
Beylerbeyi, 34676 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Nearby hotels
Bosphorus Palace Hotel
Beylerbeyi, Yalıboyu Cd. No:64, 34676 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Su Merdum Hotel
Beylerbeyi, Yalıboyu Cd. No:34, 34676 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Park Beylerbeyi Boutique Hotel
Beylerbeyi Mah. Abdullah, Ağa Hamamı Sk., 34376 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Mateo
Beylerbeyi, Yalıboyu Cd. No:27/3, 34676 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Sakine Hanım Köşkü
Beylerbeyi, Yalıboyu Cd., 34676 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
Related posts
Keywords
Hamid-i Evvel Camii tourism.Hamid-i Evvel Camii hotels.Hamid-i Evvel Camii bed and breakfast. flights to Hamid-i Evvel Camii.Hamid-i Evvel Camii attractions.Hamid-i Evvel Camii restaurants.Hamid-i Evvel Camii travel.Hamid-i Evvel Camii travel guide.Hamid-i Evvel Camii travel blog.Hamid-i Evvel Camii pictures.Hamid-i Evvel Camii photos.Hamid-i Evvel Camii travel tips.Hamid-i Evvel Camii maps.Hamid-i Evvel Camii things to do.
Hamid-i Evvel Camii things to do, attractions, restaurants, events info and trip planning
Hamid-i Evvel Camii
TurkeyIstanbulÜsküdarHamid-i Evvel Camii

Basic Info

Hamid-i Evvel Camii

Beylerbeyi, 34676 Üsküdar/İstanbul, Türkiye
4.9(489)
Open 24 hours
Save
spot

Ratings & Description

Info

Cultural
Accessibility
attractions: İBB Beylerbeyi Parkı, Beylerbeyi Hasip Paşa Yalısı, Gazi Amiral Yavuz Yüksekdağ Çengelköy Havuzbaşı Parkı, Nakkaştepe National Garden, MEMORY JULY 15 MUSEUM, Çengelköy Manzara İskele, Çengelköy İskele Meydanı, restaurants: Çeșmidil Cafe & Restorant, Suppa Cafe & Lounge Beylerbeyi, Villa Bosphorus, Beylerbeyi Kuzu Kokoreç, KUZUBOSPORUS, Beylerbeyi Tike Restaurant, البوسفور, Redibu Cafe & Restaurant, Beylerbeyi Doğa Balık & Kahvaltı, Beylerbeyi Sarayı Cafe
logoLearn more insights from Wanderboat AI.

Plan your stay

hotel
Pet-friendly Hotels in Üsküdar
Find a cozy hotel nearby and make it a full experience.
hotel
Affordable Hotels in Üsküdar
Find a cozy hotel nearby and make it a full experience.
hotel
The Coolest Hotels You Haven't Heard Of (Yet)
Find a cozy hotel nearby and make it a full experience.
hotel
Trending Stays Worth the Hype in Üsküdar
Find a cozy hotel nearby and make it a full experience.

Reviews

Nearby attractions of Hamid-i Evvel Camii

İBB Beylerbeyi Parkı

Beylerbeyi Hasip Paşa Yalısı

Gazi Amiral Yavuz Yüksekdağ Çengelköy Havuzbaşı Parkı

Nakkaştepe National Garden

MEMORY JULY 15 MUSEUM

Çengelköy Manzara İskele

Çengelköy İskele Meydanı

İBB Beylerbeyi Parkı

İBB Beylerbeyi Parkı

4.6

(501)

Open until 12:00 AM
Click for details
Beylerbeyi Hasip Paşa Yalısı

Beylerbeyi Hasip Paşa Yalısı

4.7

(56)

Open 24 hours
Click for details
Gazi Amiral Yavuz Yüksekdağ Çengelköy Havuzbaşı Parkı

Gazi Amiral Yavuz Yüksekdağ Çengelköy Havuzbaşı Parkı

4.3

(223)

Open until 12:00 AM
Click for details
Nakkaştepe National Garden

Nakkaştepe National Garden

4.6

(4K)

Open 24 hours
Click for details

Things to do nearby

Bosphorus Sunset Yacht Tour Small Group with Wine
Bosphorus Sunset Yacht Tour Small Group with Wine
Mon, Dec 8 • 1:00 PM
34200, Beyoğlu, İstanbul, Turkey
View details
Traditional Turkish Dinner & Dervish Experience
Traditional Turkish Dinner & Dervish Experience
Mon, Dec 8 • 6:00 PM
34110, Fatih, İstanbul, Turkey
View details
Must Do Attractions & Hidden Gems of Old City
Must Do Attractions & Hidden Gems of Old City
Mon, Dec 8 • 10:00 AM
34122, Fatih, İstanbul, Turkey
View details

Nearby restaurants of Hamid-i Evvel Camii

Çeșmidil Cafe & Restorant

Suppa Cafe & Lounge Beylerbeyi

Villa Bosphorus

Beylerbeyi Kuzu Kokoreç

KUZUBOSPORUS

Beylerbeyi Tike Restaurant

البوسفور

Redibu Cafe & Restaurant

Beylerbeyi Doğa Balık & Kahvaltı

Beylerbeyi Sarayı Cafe

Çeșmidil Cafe & Restorant

Çeșmidil Cafe & Restorant

3.6

(1.0K)

$$

Click for details
Suppa Cafe & Lounge Beylerbeyi

Suppa Cafe & Lounge Beylerbeyi

4.2

(909)

$$

Click for details
Villa Bosphorus

Villa Bosphorus

4.2

(1.5K)

Click for details
Beylerbeyi Kuzu Kokoreç

Beylerbeyi Kuzu Kokoreç

4.5

(232)

Click for details
Get the Appoverlay
Get the AppOne tap to find yournext favorite spots!
Wanderboat LogoWanderboat

Your everyday Al companion for getaway ideas

CompanyAbout Us
InformationAI Trip PlannerSitemap
SocialXInstagramTiktokLinkedin
LegalTerms of ServicePrivacy Policy

Get the app

© 2025 Wanderboat. All rights reserved.
logo

Posts

Asaf DemirAsaf Demir
İstanbul Boğaziçi’nde Anadolu yakasında aynı adla anılan semtte bulunan ve yalı camilerinin en güzellerinden olan eser çevresindeki hamam, sıbyan mektebi, muvakkithâne ve iki çeşme ile birlikte üslûp bütünlüğü gösteren yapılar topluluğu halindedir. Geç devir Osmanlı camilerinde görülen başlıca özellikleri bünyesinde taşıyan bu öncü yapı genellikle barok etkiler göstermekte ve XVIII. yüzyıl sonlarına doğru beliren üslûp değişikliklerini plan, mimari kütle ve tezyinatında sergilemektedir. Sultan I. Abdülhamid’in, annesi Râbia Sultan adına inşa ettirdiği bu eserin mimarı Tâhir Ağa’dır. Denizin hemen kıyısındaki bu alan üzerinde 3 Nisan 1777’de başlayan inşaat 15 Ağustos 1778 tarihinde tamamlanarak cami burada kılınan bir cuma namazıyla açılmıştır. İstanbul’da şehrin içinde büyük bir selâtin camii ve külliyesi için yer kalmadığından I. Abdülhamid külliyesini medrese, sıbyan mektebi, kütüphane, aşhane-imaret, sebil ve kendi türbesinden ibaret olarak Bahçekapısı’ndan inşa ettirmişti. Bu külliyenin içinde dışarıdan belirsiz bir de cami bulunmakla beraber esas cami Beylerbeyi’nde yapılmıştır. Böylece Osmanlı medeniyetinin son döneminde selâtin külliyesinde cami ile külliyenin diğer unsurlarının başka yerlerde yapılması geleneğinin bir örneği burada ortaya konulmuştur. 1766 depreminde yıkılan eski Fâtih Camii’ni yeni baştan inşa eden Tâhir Ağa, mimarlık sanatındaki gücünü 1763’te bütünüyle kendi eseri olan Lâleli Camii’nde göstermiştir. Bu iki faaliyet sırasında sanatkârın değişmekte olan mimari akıma nasıl uyum sağladığı gözlenmektedir. Bundan on beş yıl sonra ele aldığı Beylerbeyi Camii ise Balyan ailesinin mimari sahada faal olduğu bir devreye rastlamaktadır. Bu dönemde Tâhir Ağa gibi bir ustanın değişimin özünü kavrayıp üstün vasıflı bir eser daha vererek sanatını böyle bir külliye ile ortaya koymuş olması dikkat çekicidir. Beylerbeyi Camii’ne uzaktan bakıldığında yan kanatlar ve kübik alt yapı üzerinde yükselen kubbe bütün kütleye hâkim görünmekte, bu tezat minarelerin katkısıyla bir ölçüde dengelenmektedir. Mihrap cephesinde ise küçük yarım kubbe dolayısıyla alt ve üst yapı arasındaki çizgi farkı daha da yumuşamaktadır. Bütün bu özelliklere rağmen yapıda devrin modasına uygun olarak yükselen hatlar hâkimdir. Avlu duvarlarında ve sekizgen kasnak seviyesine kadar çıkan mahfillerdeki pencereler dikdörtgen, yan kanatları taşıyan sütunlar arasındaki kemerler ise yuvarlaktır. Sivri kemer hemen hiç kullanılmamıştır. Nuruosmaniye’de ve Lâleli Camii’nde görülen çok basamaklı merdiven bu yapıda da uygulanarak zeminden yükseltilmiş olan ana mekâna böylece âbidevî bir cephe hazırlanmıştır. Deniz yönündeki cepheyi iki yandan yükselerek vurgulayan minareler narin gövdeli, tek şerefeli ve klasik sivri külâhlıdır. Ancak minare pabuçları, diğer geç devir camilerinde olduğu gibi, altta şişkin ve yukarı doğru daralarak gövdeye bağlanan oval bir form gösterir. Alt yapının köşelerine yerleştirilmiş olan silindirik gövdeli ağırlık kuleleri bir hayli küçültülmüştür. Son cemaat yeri, altı sütunla desteklenen bir cephe ve iki mihrâbiye ile önemli bir giriş mekânı halindedir. Camiye mihrap duvarı yönünden bakıldığında bu duvarın orta kesiminde yükselen yarım kubbe ve bunun iki yanındaki daha küçük yarım kubbeler klasik örtü sisteminin son temsilcileri olarak görüntüyü tamamlamaktadırlar. Ana kubbe ve bu küçük kubbeleri çepeçevre kuşatan yuvarlak kemerli filgözü pencereler tepe kısımlarında hafifçe çıkıntı yaparak hareketli bir plastik etki bırakırlar. Bu etki geç devir cami ve türbelerinde sıkça karşılaşılan dalgalı bir hareket olarak barok atmosferi güçlendirmesi bakımından önemlidir. Devrin üslûbu iç mimaride ve tezyinatta daha serbest bir anlatım kazandığından bütünüyle yapıya hâkimdir. Yapının plan şeması bir kubbe mimarisini yansıtmaktan çok kubbenin de kullanıldığı farklı bir anlayışı temsil eder. Kubbe kasnağında Yesârîzâde’nin celîsülüsle yazdığı ve 1945 yılındaki tamirde hattat Halim’in yenilediği “esmâ-i hüsnâ” bir kuşak halinde dolanır. 15 m. çapındaki ana kubbe dışta kütleye hâkim olurken içte mihrap önündeki kubbe ile yükünü paylaş
Mehmet MMehmet M
1778 tarihinde Sultan I. Abdülhamit tarafından annesi Rabia Şermi Sultan’ın anısına dönemin Baş Mimarı Mehmet Tahir Ağa’ya inşa ettirilmiştir. Bina emini ise Şehremini Hafız el - Hac Mustafa Efendidir. CAMİNİN BANİSİ: Sultan I. Abdülhamit, 1725 yılında doğmuştur. 27. Osmanlı padişahı ve 106. İslam halifesidir. Sultan III. Ahmet'in oğlu ve Sultan III. Mustafa'nın kardeşidir. Sultan I. Abdülhamit, siyasi ve askeri ıslahatlara girişti. Bugün İstanbul Teknik Üniversitesi olarak bilinen okulu, Yeniçeri ocağına ve donanmaya yeni bir çehre kazandırmaya çalıştı. Yeniçerilerin sayımını yaptırdı ve gereksiz yere fazla para alanları tespit ettirdi. Bu faaliyetleri yürüten Sadrazam Halil Hamit Paşa, menfaati bozulanlar tarafından padişaha şikayet edildi. Sultan Abdülhamit'i devirerek onun yerine Selim'i tahta çıkarmak istediği suçlamasıyla, yaptığı tüm olumlu çalışmalara rağmen Halil Hamit Paşa, Sultan I. Abdülhamit'in emriyle idam edildi. Sultan I. Abdülhamit, bütün başarısızlıklara rağmen Osmanlı padişahları arasında iyi niyeti ve gayreti ile anıldı. Merhametli, nazik ve şevkatli kişiliğiyle takdir topladı. 1782 yılı yazında İstanbul'da çıkan yangında itfaiye işlerini bizzat kendisi yürütmesi sonucu halkın sevgisini de kazanmıştı. Padişah olduktan sonra, 49 yıllık saray hayatının ardından İstanbul'da sık sık dolaşmış, değişik semtleri ziyaret etmiş, farklı kıyafetlerle tebdil çıkarmıştır. Bunun yanında esnaf ve halkın derdini de dinlerdi. İstihkam okulu açılmıştır. Yeniçeri sayımı yapılmış ve ulufe alım-satımı yasaklanmıştır. Sürat topçuları ocağı genişletilmiş, lağımcı ve humbaracı ocakları ıslah edilmiştir. MİMARİ YAPI: Cami Barok üslupta olup taşıyıcı duvarları kesme taştan inşa edilmiştir. Merkezi tek kubbeli mihrap üstü yarım bir kubbe ile vurgulanmış sekizgen tabana oturan bir yapıdır. 55 pencereli ve iç mekanda kalem işleriyle süslü duvarlarda hem Osmanlı hem de Avrupa çinileri göze çarpar. Caminin 14.60x14.60m boyutlarına sahip ana mekanın tavan örtüsü bir tam ve beş yarım kubbe ile örtülü olup; kubbeli tavan örtüsü sıra dışı bir şekilde iki kasnağa oturtulmuş, üsteki kasnağın çevresini dolanan yirmi pencere ile kubbe aydınlığı sağlanmıştır. Sivri, yuvarlak, “S” ve “C” kıvrımlı dört farklı kemer örneğinin kullanılmıştır. Yapı 1810 - 1811 de bir değişikliğe uğramış Sultan II.Mahmut'un buyruğuyla son cemaat yeri değiştirilerek yeniden yapılmıştır. Bu arada minaresi yıkılarak iki yeni minare inşa edilmiştir. Sultan II.Mahmut ayrıca bir muvakkithane ile deniz kıyısından dört cepheli çeşme yaptırmış. Caminin önündeki rıhtımı genişleterek duvarla çevreletmiştir. Beylerbeyi Camii 1969 esaslı bir onarım görmüştür. 13 Mart 1983 gecesi bitişiğindeki İsmail paşa yalısından çıkan yangın Beylerbeyi Camii ahşap kubbesini yanarak çökmesine neden olmuş ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından hızlı bir şekilde restore edilerek 29 Mayıs 1983 tarihinde tekrar ibadete açılmıştır.
Refik HutRefik Hut
Boğaziçi`nin Anadolu yakasında, Beylerbeyi İskelesi yanında ve deniz kıyısındadır. Beylerbeyi Cami ya da diğer bilinen adıyla Hamid-i Evvel Camii İstanbul`un Beylerbeyi semtinde bir camidir. İnşaatına 3 Nisan 1777 tarihinde başlanmış 15 Ağustos 1778 (1192) tarihinde de tamamlanmıştır. Cami I. Abdülhamit tarafından annesi Rabia Sermi Sultan’ın anısına dönemin Baş Mimarı Mehmed Tahir Ağa’ya yaptırılmış, bina emini ise Şehremini Hafız el - Hac Mustafa efendidir. Daha önceleri burada yükselen İstavroz Sarayı’nın 18 yy.ın ortalarında yıkılmasından sonra cami, I Ahmed’in İstavroz Sarayı’na taşıdığı Hırka-ı Şerif dairesinin bulunduğu yere inşa edilmiştir. Cami Barok üslüpta olup taşıyıcı duvarları kesme taştan inşa edilmiştir. Merkezi tek kubbeli mihrab üstü yarım bir kubbe ile vurgulanmış sekizgen tabana oturan bir yapıdır. 55 pencereli ve iç mekânda kalem işleriyle süslü duvarlarda hem Osmanlı hem de Avrupa çinileri göze çarpar. Yapı 1810 – 1811 yıllarında II.Mahmut’un isteği üzerine son cemaat yeri değiştirilmiş ve minaresi yıkılarak iki yeni minare eklenmiştir. Ayrıca, II. Mahmud muvakkithaneyi ve kıyı tarafındaki çeşmeyi de komplekse dâhil etmiştir. Caminin 14.60x14.60m boyutlarına sahip ana mekânın tavan örtüsü bir tam ve beş yarım kubbe ile örtülü olup; kubbeli tavan örtüsü sıra dışı bir şekilde iki kasnağa oturtulmuş, üsteki kasnağın çevresini dolanan yirmi pencere ile kubbe aydınlığı sağlanmıştır. Sivri, yuvarlak, “S” ve “C” kıvrımlı dört farklı kemer örneğinin kullanıldığı cami; 1969 yılında ve 13 Mart 1983 yılında vuku bulan yangınlardan sonra iki kez kapsamlı bir şekilde restore edilmiştir. Beylerbeyi Camisi 13 Mart 1983 tarihinde bitişiğinde bulunan İsmail Paşa yalısında çıkan yangında kubbesinin ahşap bölümü zarar görerek çökmüştür. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarfından hızlı bir şekilde restore edilerek 29 Mayıs 1983 tarihinde tekrar ibadete açılmıştır.
See more posts
See more posts
hotel
Find your stay

Pet-friendly Hotels in Üsküdar

Find a cozy hotel nearby and make it a full experience.

İstanbul Boğaziçi’nde Anadolu yakasında aynı adla anılan semtte bulunan ve yalı camilerinin en güzellerinden olan eser çevresindeki hamam, sıbyan mektebi, muvakkithâne ve iki çeşme ile birlikte üslûp bütünlüğü gösteren yapılar topluluğu halindedir. Geç devir Osmanlı camilerinde görülen başlıca özellikleri bünyesinde taşıyan bu öncü yapı genellikle barok etkiler göstermekte ve XVIII. yüzyıl sonlarına doğru beliren üslûp değişikliklerini plan, mimari kütle ve tezyinatında sergilemektedir. Sultan I. Abdülhamid’in, annesi Râbia Sultan adına inşa ettirdiği bu eserin mimarı Tâhir Ağa’dır. Denizin hemen kıyısındaki bu alan üzerinde 3 Nisan 1777’de başlayan inşaat 15 Ağustos 1778 tarihinde tamamlanarak cami burada kılınan bir cuma namazıyla açılmıştır. İstanbul’da şehrin içinde büyük bir selâtin camii ve külliyesi için yer kalmadığından I. Abdülhamid külliyesini medrese, sıbyan mektebi, kütüphane, aşhane-imaret, sebil ve kendi türbesinden ibaret olarak Bahçekapısı’ndan inşa ettirmişti. Bu külliyenin içinde dışarıdan belirsiz bir de cami bulunmakla beraber esas cami Beylerbeyi’nde yapılmıştır. Böylece Osmanlı medeniyetinin son döneminde selâtin külliyesinde cami ile külliyenin diğer unsurlarının başka yerlerde yapılması geleneğinin bir örneği burada ortaya konulmuştur. 1766 depreminde yıkılan eski Fâtih Camii’ni yeni baştan inşa eden Tâhir Ağa, mimarlık sanatındaki gücünü 1763’te bütünüyle kendi eseri olan Lâleli Camii’nde göstermiştir. Bu iki faaliyet sırasında sanatkârın değişmekte olan mimari akıma nasıl uyum sağladığı gözlenmektedir. Bundan on beş yıl sonra ele aldığı Beylerbeyi Camii ise Balyan ailesinin mimari sahada faal olduğu bir devreye rastlamaktadır. Bu dönemde Tâhir Ağa gibi bir ustanın değişimin özünü kavrayıp üstün vasıflı bir eser daha vererek sanatını böyle bir külliye ile ortaya koymuş olması dikkat çekicidir. Beylerbeyi Camii’ne uzaktan bakıldığında yan kanatlar ve kübik alt yapı üzerinde yükselen kubbe bütün kütleye hâkim görünmekte, bu tezat minarelerin katkısıyla bir ölçüde dengelenmektedir. Mihrap cephesinde ise küçük yarım kubbe dolayısıyla alt ve üst yapı arasındaki çizgi farkı daha da yumuşamaktadır. Bütün bu özelliklere rağmen yapıda devrin modasına uygun olarak yükselen hatlar hâkimdir. Avlu duvarlarında ve sekizgen kasnak seviyesine kadar çıkan mahfillerdeki pencereler dikdörtgen, yan kanatları taşıyan sütunlar arasındaki kemerler ise yuvarlaktır. Sivri kemer hemen hiç kullanılmamıştır. Nuruosmaniye’de ve Lâleli Camii’nde görülen çok basamaklı merdiven bu yapıda da uygulanarak zeminden yükseltilmiş olan ana mekâna böylece âbidevî bir cephe hazırlanmıştır. Deniz yönündeki cepheyi iki yandan yükselerek vurgulayan minareler narin gövdeli, tek şerefeli ve klasik sivri külâhlıdır. Ancak minare pabuçları, diğer geç devir camilerinde olduğu gibi, altta şişkin ve yukarı doğru daralarak gövdeye bağlanan oval bir form gösterir. Alt yapının köşelerine yerleştirilmiş olan silindirik gövdeli ağırlık kuleleri bir hayli küçültülmüştür. Son cemaat yeri, altı sütunla desteklenen bir cephe ve iki mihrâbiye ile önemli bir giriş mekânı halindedir. Camiye mihrap duvarı yönünden bakıldığında bu duvarın orta kesiminde yükselen yarım kubbe ve bunun iki yanındaki daha küçük yarım kubbeler klasik örtü sisteminin son temsilcileri olarak görüntüyü tamamlamaktadırlar. Ana kubbe ve bu küçük kubbeleri çepeçevre kuşatan yuvarlak kemerli filgözü pencereler tepe kısımlarında hafifçe çıkıntı yaparak hareketli bir plastik etki bırakırlar. Bu etki geç devir cami ve türbelerinde sıkça karşılaşılan dalgalı bir hareket olarak barok atmosferi güçlendirmesi bakımından önemlidir. Devrin üslûbu iç mimaride ve tezyinatta daha serbest bir anlatım kazandığından bütünüyle yapıya hâkimdir. Yapının plan şeması bir kubbe mimarisini yansıtmaktan çok kubbenin de kullanıldığı farklı bir anlayışı temsil eder. Kubbe kasnağında Yesârîzâde’nin celîsülüsle yazdığı ve 1945 yılındaki tamirde hattat Halim’in yenilediği “esmâ-i hüsnâ” bir kuşak halinde dolanır. 15 m. çapındaki ana kubbe dışta kütleye hâkim olurken içte mihrap önündeki kubbe ile yükünü paylaş
Asaf Demir

Asaf Demir

hotel
Find your stay

Affordable Hotels in Üsküdar

Find a cozy hotel nearby and make it a full experience.

Get the Appoverlay
Get the AppOne tap to find yournext favorite spots!
1778 tarihinde Sultan I. Abdülhamit tarafından annesi Rabia Şermi Sultan’ın anısına dönemin Baş Mimarı Mehmet Tahir Ağa’ya inşa ettirilmiştir. Bina emini ise Şehremini Hafız el - Hac Mustafa Efendidir. CAMİNİN BANİSİ: Sultan I. Abdülhamit, 1725 yılında doğmuştur. 27. Osmanlı padişahı ve 106. İslam halifesidir. Sultan III. Ahmet'in oğlu ve Sultan III. Mustafa'nın kardeşidir. Sultan I. Abdülhamit, siyasi ve askeri ıslahatlara girişti. Bugün İstanbul Teknik Üniversitesi olarak bilinen okulu, Yeniçeri ocağına ve donanmaya yeni bir çehre kazandırmaya çalıştı. Yeniçerilerin sayımını yaptırdı ve gereksiz yere fazla para alanları tespit ettirdi. Bu faaliyetleri yürüten Sadrazam Halil Hamit Paşa, menfaati bozulanlar tarafından padişaha şikayet edildi. Sultan Abdülhamit'i devirerek onun yerine Selim'i tahta çıkarmak istediği suçlamasıyla, yaptığı tüm olumlu çalışmalara rağmen Halil Hamit Paşa, Sultan I. Abdülhamit'in emriyle idam edildi. Sultan I. Abdülhamit, bütün başarısızlıklara rağmen Osmanlı padişahları arasında iyi niyeti ve gayreti ile anıldı. Merhametli, nazik ve şevkatli kişiliğiyle takdir topladı. 1782 yılı yazında İstanbul'da çıkan yangında itfaiye işlerini bizzat kendisi yürütmesi sonucu halkın sevgisini de kazanmıştı. Padişah olduktan sonra, 49 yıllık saray hayatının ardından İstanbul'da sık sık dolaşmış, değişik semtleri ziyaret etmiş, farklı kıyafetlerle tebdil çıkarmıştır. Bunun yanında esnaf ve halkın derdini de dinlerdi. İstihkam okulu açılmıştır. Yeniçeri sayımı yapılmış ve ulufe alım-satımı yasaklanmıştır. Sürat topçuları ocağı genişletilmiş, lağımcı ve humbaracı ocakları ıslah edilmiştir. MİMARİ YAPI: Cami Barok üslupta olup taşıyıcı duvarları kesme taştan inşa edilmiştir. Merkezi tek kubbeli mihrap üstü yarım bir kubbe ile vurgulanmış sekizgen tabana oturan bir yapıdır. 55 pencereli ve iç mekanda kalem işleriyle süslü duvarlarda hem Osmanlı hem de Avrupa çinileri göze çarpar. Caminin 14.60x14.60m boyutlarına sahip ana mekanın tavan örtüsü bir tam ve beş yarım kubbe ile örtülü olup; kubbeli tavan örtüsü sıra dışı bir şekilde iki kasnağa oturtulmuş, üsteki kasnağın çevresini dolanan yirmi pencere ile kubbe aydınlığı sağlanmıştır. Sivri, yuvarlak, “S” ve “C” kıvrımlı dört farklı kemer örneğinin kullanılmıştır. Yapı 1810 - 1811 de bir değişikliğe uğramış Sultan II.Mahmut'un buyruğuyla son cemaat yeri değiştirilerek yeniden yapılmıştır. Bu arada minaresi yıkılarak iki yeni minare inşa edilmiştir. Sultan II.Mahmut ayrıca bir muvakkithane ile deniz kıyısından dört cepheli çeşme yaptırmış. Caminin önündeki rıhtımı genişleterek duvarla çevreletmiştir. Beylerbeyi Camii 1969 esaslı bir onarım görmüştür. 13 Mart 1983 gecesi bitişiğindeki İsmail paşa yalısından çıkan yangın Beylerbeyi Camii ahşap kubbesini yanarak çökmesine neden olmuş ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından hızlı bir şekilde restore edilerek 29 Mayıs 1983 tarihinde tekrar ibadete açılmıştır.
Mehmet M

Mehmet M

hotel
Find your stay

The Coolest Hotels You Haven't Heard Of (Yet)

Find a cozy hotel nearby and make it a full experience.

hotel
Find your stay

Trending Stays Worth the Hype in Üsküdar

Find a cozy hotel nearby and make it a full experience.

Boğaziçi`nin Anadolu yakasında, Beylerbeyi İskelesi yanında ve deniz kıyısındadır. Beylerbeyi Cami ya da diğer bilinen adıyla Hamid-i Evvel Camii İstanbul`un Beylerbeyi semtinde bir camidir. İnşaatına 3 Nisan 1777 tarihinde başlanmış 15 Ağustos 1778 (1192) tarihinde de tamamlanmıştır. Cami I. Abdülhamit tarafından annesi Rabia Sermi Sultan’ın anısına dönemin Baş Mimarı Mehmed Tahir Ağa’ya yaptırılmış, bina emini ise Şehremini Hafız el - Hac Mustafa efendidir. Daha önceleri burada yükselen İstavroz Sarayı’nın 18 yy.ın ortalarında yıkılmasından sonra cami, I Ahmed’in İstavroz Sarayı’na taşıdığı Hırka-ı Şerif dairesinin bulunduğu yere inşa edilmiştir. Cami Barok üslüpta olup taşıyıcı duvarları kesme taştan inşa edilmiştir. Merkezi tek kubbeli mihrab üstü yarım bir kubbe ile vurgulanmış sekizgen tabana oturan bir yapıdır. 55 pencereli ve iç mekânda kalem işleriyle süslü duvarlarda hem Osmanlı hem de Avrupa çinileri göze çarpar. Yapı 1810 – 1811 yıllarında II.Mahmut’un isteği üzerine son cemaat yeri değiştirilmiş ve minaresi yıkılarak iki yeni minare eklenmiştir. Ayrıca, II. Mahmud muvakkithaneyi ve kıyı tarafındaki çeşmeyi de komplekse dâhil etmiştir. Caminin 14.60x14.60m boyutlarına sahip ana mekânın tavan örtüsü bir tam ve beş yarım kubbe ile örtülü olup; kubbeli tavan örtüsü sıra dışı bir şekilde iki kasnağa oturtulmuş, üsteki kasnağın çevresini dolanan yirmi pencere ile kubbe aydınlığı sağlanmıştır. Sivri, yuvarlak, “S” ve “C” kıvrımlı dört farklı kemer örneğinin kullanıldığı cami; 1969 yılında ve 13 Mart 1983 yılında vuku bulan yangınlardan sonra iki kez kapsamlı bir şekilde restore edilmiştir. Beylerbeyi Camisi 13 Mart 1983 tarihinde bitişiğinde bulunan İsmail Paşa yalısında çıkan yangında kubbesinin ahşap bölümü zarar görerek çökmüştür. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarfından hızlı bir şekilde restore edilerek 29 Mayıs 1983 tarihinde tekrar ibadete açılmıştır.
Refik Hut

Refik Hut

See more posts
See more posts

Reviews of Hamid-i Evvel Camii

4.9
(489)
avatar
5.0
5y

İstanbul Boğaziçi’nde Anadolu yakasında aynı adla anılan semtte bulunan ve yalı camilerinin en güzellerinden olan eser çevresindeki hamam, sıbyan mektebi, muvakkithâne ve iki çeşme ile birlikte üslûp bütünlüğü gösteren yapılar topluluğu halindedir. Geç devir Osmanlı camilerinde görülen başlıca özellikleri bünyesinde taşıyan bu öncü yapı genellikle barok etkiler göstermekte ve XVIII. yüzyıl sonlarına doğru beliren üslûp değişikliklerini plan, mimari kütle ve tezyinatında sergilemektedir. Sultan I. Abdülhamid’in, annesi Râbia Sultan adına inşa ettirdiği bu eserin mimarı Tâhir Ağa’dır. Denizin hemen kıyısındaki bu alan üzerinde 3 Nisan 1777’de başlayan inşaat 15 Ağustos 1778 tarihinde tamamlanarak cami burada kılınan bir cuma namazıyla açılmıştır.

İstanbul’da şehrin içinde büyük bir selâtin camii ve külliyesi için yer kalmadığından I. Abdülhamid külliyesini medrese, sıbyan mektebi, kütüphane, aşhane-imaret, sebil ve kendi türbesinden ibaret olarak Bahçekapısı’ndan inşa ettirmişti. Bu külliyenin içinde dışarıdan belirsiz bir de cami bulunmakla beraber esas cami Beylerbeyi’nde yapılmıştır. Böylece Osmanlı medeniyetinin son döneminde selâtin külliyesinde cami ile külliyenin diğer unsurlarının başka yerlerde yapılması geleneğinin bir örneği burada ortaya konulmuştur.

1766 depreminde yıkılan eski Fâtih Camii’ni yeni baştan inşa eden Tâhir Ağa, mimarlık sanatındaki gücünü 1763’te bütünüyle kendi eseri olan Lâleli Camii’nde göstermiştir. Bu iki faaliyet sırasında sanatkârın değişmekte olan mimari akıma nasıl uyum sağladığı gözlenmektedir. Bundan on beş yıl sonra ele aldığı Beylerbeyi Camii ise Balyan ailesinin mimari sahada faal olduğu bir devreye rastlamaktadır. Bu dönemde Tâhir Ağa gibi bir ustanın değişimin özünü kavrayıp üstün vasıflı bir eser daha vererek sanatını böyle bir külliye ile ortaya koymuş olması dikkat çekicidir.

Beylerbeyi Camii’ne uzaktan bakıldığında yan kanatlar ve kübik alt yapı üzerinde yükselen kubbe bütün kütleye hâkim görünmekte, bu tezat minarelerin katkısıyla bir ölçüde dengelenmektedir. Mihrap cephesinde ise küçük yarım kubbe dolayısıyla alt ve üst yapı arasındaki çizgi farkı daha da yumuşamaktadır. Bütün bu özelliklere rağmen yapıda devrin modasına uygun olarak yükselen hatlar hâkimdir. Avlu duvarlarında ve sekizgen kasnak seviyesine kadar çıkan mahfillerdeki pencereler dikdörtgen, yan kanatları taşıyan sütunlar arasındaki kemerler ise yuvarlaktır. Sivri kemer hemen hiç kullanılmamıştır. Nuruosmaniye’de ve Lâleli Camii’nde görülen çok basamaklı merdiven bu yapıda da uygulanarak zeminden yükseltilmiş olan ana mekâna böylece âbidevî bir cephe hazırlanmıştır. Deniz yönündeki cepheyi iki yandan yükselerek vurgulayan minareler narin gövdeli, tek şerefeli ve klasik sivri külâhlıdır. Ancak minare pabuçları, diğer geç devir camilerinde olduğu gibi, altta şişkin ve yukarı doğru daralarak gövdeye bağlanan oval bir form gösterir. Alt yapının köşelerine yerleştirilmiş olan silindirik gövdeli ağırlık kuleleri bir hayli küçültülmüştür.

Son cemaat yeri, altı sütunla desteklenen bir cephe ve iki mihrâbiye ile önemli bir giriş mekânı halindedir. Camiye mihrap duvarı yönünden bakıldığında bu duvarın orta kesiminde yükselen yarım kubbe ve bunun iki yanındaki daha küçük yarım kubbeler klasik örtü sisteminin son temsilcileri olarak görüntüyü tamamlamaktadırlar. Ana kubbe ve bu küçük kubbeleri çepeçevre kuşatan yuvarlak kemerli filgözü pencereler tepe kısımlarında hafifçe çıkıntı yaparak hareketli bir plastik etki bırakırlar. Bu etki geç devir cami ve türbelerinde sıkça karşılaşılan dalgalı bir hareket olarak barok atmosferi güçlendirmesi bakımından önemlidir. Devrin üslûbu iç mimaride ve tezyinatta daha serbest bir anlatım kazandığından bütünüyle yapıya hâkimdir.

Yapının plan şeması bir kubbe mimarisini yansıtmaktan çok kubbenin de kullanıldığı farklı bir anlayışı temsil eder. Kubbe kasnağında Yesârîzâde’nin celîsülüsle yazdığı ve 1945 yılındaki tamirde hattat Halim’in yenilediği “esmâ-i hüsnâ” bir kuşak halinde dolanır. 15 m. çapındaki ana kubbe dışta kütleye hâkim olurken içte mihrap önündeki kubbe ile...

   Read more
avatar
5.0
3y

"The mosque was built by Chief Architect Mehmet Tahir Aga commissioned by Sultan Abdulhamid in 1777-1778 in memory of his mother Rabia Sermi Sultan. Building officer is Sehremini Hafiz el - Hac Mustafa Efendi. The mosque was built in the Ba roque style. Central single-domed altar has a struc ture sitting on an octagonal base highlighted with a top half dome. On the walls decorated with stencil work and 55 windows in interior space, both Otto man and European tiles are outstanding. The ceilings of the main space of the mosque, having the dimen sions 14.60x14.60 meters, is covered with a full and five half-dome, domed ceiling cover is unusually fitted on two pulleys. Building was rebuilt by chang ing narthex in 1810-1811 with the command of Sultan Mahmut II. Minaret was demolished and two new minarets were built.

Sultan Mahmud II had an hour forecasts house and four-sided fountain from the coast built. Beylerbeyi Mosque was substantially repaired in 1969. Fire from adjacent Ismail Pasha Mansion on the night of March 13, 1983 had caused wooden dome of Beylerbeyi Mosque to be burned...

   Read more
avatar
5.0
7y

Beylerbeyi Cami ya da diğer bilinen adıyla Hamid-i Evvel Camii; İstanbul Boğazı’nın Anadolu yakasında Üsküdar Beylerbeyi sahilinde 1778 tarihinde Sultan I. Abdülhamit  tarafından annesi Rabia Şermi Sultan’ın anısına dönemin Baş Mimarı  Mehmet Tahir Ağa’ya inşa ettirilmiştir.  Bina emini ise Şehremini Hafız el - Hac Mustafa Efendidir.

CAMİNİN BANİSİ:

Sultan I. Abdülhamit, 1725 yılında doğmuştur. 27. Osmanlı padişahı ve 106. İslam halifesidir. Sultan III. Ahmet'in oğlu ve Sultan III. Mustafa'nın kardeşidir. Sultan I. Abdülhamit, siyasi ve askeri ıslahatlara girişti. Bugün İstanbul Teknik Üniversitesi olarak bilinen okulu, Yeniçeri ocağına ve donanmaya yeni bir çehre kazandırmaya çalıştı. Yeniçerilerin sayımını yaptırdı ve gereksiz yere fazla para alanları tespit ettirdi. Bu faaliyetleri yürüten Sadrazam Halil Hamit Paşa, menfaati bozulanlar tarafından padişaha şikayet edildi. Sultan Abdülhamit'i devirerek onun yerine Selim'i tahta çıkarmak istediği suçlamasıyla, yaptığı tüm olumlu çalışmalara rağmen Halil Hamit Paşa, Sultan I. Abdülhamit'in emriyle idam edildi. Sultan I. Abdülhamit, bütün başarısızlıklara rağmen Osmanlı padişahları arasında iyi niyeti ve gayreti ile anıldı. Merhametli, nazik ve şevkatli kişiliğiyle takdir topladı. 1782 yılı yazında İstanbul'da çıkan yangında itfaiye işlerini bizzat kendisi yürütmesi sonucu halkın sevgisini de kazanmıştı. Padişah olduktan sonra, 49 yıllık saray hayatının ardından İstanbul'da sık sık dolaşmış, değişik semtleri ziyaret etmiş, farklı kıyafetlerle tebdil çıkarmıştır. Bunun yanında esnaf ve halkın derdini de dinlerdi. İstihkam okulu açılmıştır. Yeniçeri sayımı yapılmış ve ulufe alım-satımı yasaklanmıştır. Sürat topçuları ocağı genişletilmiş, lağımcı ve humbaracı ocakları ıslah edilmiştir.

MİMARİ YAPI:

Cami Barok üslupta olup taşıyıcı duvarları kesme taştan inşa edilmiştir. Merkezi tek kubbeli mihrap üstü yarım bir kubbe ile vurgulanmış sekizgen tabana oturan bir yapıdır. 55 pencereli ve iç mekanda kalem işleriyle süslü duvarlarda hem Osmanlı hem de Avrupa çinileri göze çarpar. Caminin 14.60x14.60m boyutlarına sahip ana mekanın tavan örtüsü bir tam ve beş yarım kubbe ile örtülü olup; kubbeli tavan örtüsü sıra dışı bir şekilde iki kasnağa oturtulmuş, üsteki kasnağın çevresini dolanan yirmi pencere ile kubbe aydınlığı sağlanmıştır. Sivri, yuvarlak, “S” ve “C” kıvrımlı dört farklı kemer örneğinin kullanılmıştır.

Yapı 1810 - 1811 de bir değişikliğe uğramış Sultan II.Mahmut'un  buyruğuyla son cemaat yeri değiştirilerek yeniden yapılmıştır. Bu arada minaresi yıkılarak iki yeni minare inşa edilmiştir. Sultan II.Mahmut ayrıca bir muvakkithane ile deniz kıyısından dört cepheli çeşme yaptırmış. Caminin önündeki rıhtımı genişleterek duvarla çevreletmiştir. Beylerbeyi Camii 1969 esaslı bir onarım görmüştür. 13 Mart 1983 gecesi bitişiğindeki İsmail paşa yalısından çıkan yangın Beylerbeyi Camii ahşap kubbesini yanarak çökmesine neden olmuş ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından hızlı bir şekilde restore edilerek 29 Mayıs 1983 tarihinde tekrar...

   Read more
Page 1 of 7
Previous
Next